hesabın var mı? giriş yap

  • bu sendroma adını veren olay 1973 yılında stockholm'deki başarısız bir soygun girişimi sonucu ortaya cıkmıştır. kreditbanken isimli bir bankayı soymaya kalkan soyguncular kuşatılınca bankada bulunan 4 kişiyi rehin almışlar ve altı gün boyunca direnmişlerdir. altı günü sonunda polis operasyonu sırasında rehineler kurtarılmaya aktif olarak direnmişlerdir. daha sonra ise soyguncular aleyhine tanıklık etmeyede yanaşmamışlardır hatta para toplayıp savunmalarına yardımcı olmuşlardır. bu olaydan sonra psikolojide benzer rehine-rehinci olaylarındaki yakınlaşmaları tanımlamak için kulanılan bir deyim haline gelmiştir.

  • 3.6 milyar yıl önce ortaya çıkan basit tek hücreli canlıların ardından çok hücreli canlılara 1.7 milyar yıl önce rastlanmış ve bu çok hücreli organizmaların birinci zaman denen paleozoyik (=paleozoik) dönemdeki çılgın artışına isim olmuş artışlarıdır. bu dönemde omurgalılar da dahil olmak üzere hücreli hayvanların ataları ortaya çıkmış, bitki-hayvan nüfusu dünyayı sarmaya başlamış.

  • bu tür haberler mısır'dan filistin'den falan gelirdi de gülerdik... ülkenin gele gele geldiği nokta burası işte amk.

    ibret-i alem için şişme noel baba'yı siksinler de rahatlayalım... hayır bu noel baba olayına dünyanın başka hiçbir yerinde bizim kadar takan var mı acaba merakta etmiyor değilim hani...

  • "-risk aldığınızı söylüyorsunuz. bu sorulardan dolayı işinizi kaybetseydiniz, pişmanlık yaşar mıydınız?

    -hayır. 15 yıldır en kaba tabiriyle televizyoncuyum. 4.5 yıldır kamera önündeyim. tanımadığım insanlardan ‘sizi ve programınızı çok seviyoruz’ kelimelerini duymak bir armağan. ancak ben bundan çok kolay vazgeçerim. bu işte kimleri gördüm, ellerin üzerinde taşınan ve bir anda esamesi okunmayan. benim mesleğim metin yazarlığı ve televizyonculuk. onu da yapmazsam mutlaka bir iş bulurum kendime. ‘kelime oyunu’yla başlamadım hayatıma, onunla da bitirebileceğimi zannetmiyorum. o yüzden bir sıkıntım, pişmanlığım olmaz. şimdi kazandığımdan daha az para kazanırım çok sorun değil. çok az paralarla yaşadığım zamanlar da oldu."

    tanım: adam tam bir delikanlı çıktı rıza baba.

  • dün gültan kışanak'ı konuk ettiği programında yüzünde güller açmaktaydı. karşılıklı acaba yarınki nevruz mesajı ne olacak? ayy çok heyecanlı diye konuştular (izlediğim 10- 15 dakika boyunca). gültan hanım'ın yüzündeki gurur ve nereden nereye geldik duygusu hakkında bişey yazmak lazım mı bilmiyorum. ben şirin hanıma yoğunlaştım.
    hani insan hayvan kesilmesine dayanamaz ama et yemeğe bayılır. mesela ben balık tutmaya kıyamam ama çinekop çok severim. bu kentleşmenin sanayileşmenin falan bize kazandırdığı bir riya olsun. ya da özümüzden koptuk mu diyelim. ağız tadıyla bir tavuk bile kesemiyoruz. o dehşeti yaşayıp, şükredip allah ne verdiyse yiyip hayatımıza geri dönemiyoruz.
    kendisinde bu tarz bir kopukluk var bence kürt siyasi hareketini demokratik, özgürlükçü ve heyecan verici bulmasından kaynaklanıyor. heyecanla mesajını bekledikleri kişi gültan hanım için belli ki önder. ama o kişi aynı zamanda türk ordusuna düşman diyen, türkiye devletini düşman olarak gören, bunu da saklamayan bir kişi. öcalan'ın şimdiki barış güvercini halleri pek çaktırmıyor olabilir ama eski görüntülerinde açık ve net düşman diye bahsediliyor türkiye devletinden. böyleyken böyle yani. şirin hanım devleti pek sevmiyor diyeceğim. evet devletin bayılacak bir tarafı yok ama başka devlet de yok.
    kendi budunuzun kesilmesine dayanamıyorsunuz, bakamıyorsunuz. zaten siz şiddete militarizme falan da karşısınız. sonra biri o budu size demokrasi sosu ile pişirip getiriyor. ne kadar hoş, adamlar bunu otuz yılda pişirdi, helal olsun diyorsunuz. karşılıklı heyecanla bakalım menüde daha neler var falan diye konuşuyorsunuz. bence olayın kendisi böyle bir çarpıklık, anlamıyorum.

    edit: imla

  • her konuda mizah yapmak için zorlanmış bir kahkaha burukluğunda olan insanların bilmesinin çok da gerekli olmadığı haber. ne yazılırsa yazılsın espri yapmaya çalışıyorlar, alamıyoruz önünü.

  • üniversiteden yeni mezun olmuştum. babamın bir arkadaşı vardı ve adamın marketler zinciri vardı. askere gitmeden boşta kalmayayım diye babam gidip görüşmemi istedi. her neyse şirket sahibi "tabi gelsin insan kaynakları müdürümüzle görüşsün açıkta bir pozisyon vardı ama ne olduğunu bilmiyorum konuşsunlar başlasın hemen" gibisinden bir şeyler söylemiş. şirketin genel müdürlük binasına gittim insan kaynakları müdürüyle görüştüm. adam özgeçmişime baktı bana baktı "ya açık konuşucam, biz raporlamaya eleman alıyoruz ama sen bizi aşarsın. burda fatura falan girecek birini arıyoruz ayıp olur sana. illa çalışmak istiyorsan çalış ama ben şahsen lise mezunuyum sen hesap et" dedi. egom tavan yapmıştı ve umursamazsa "ehh tamam ben bi düşüneyim dönerim size yeaa" deyip eve dönmüştüm. babama "ya baba adamlara ben çok fazlaymışım. eğitim ve birikimlerimle ezermişim, ondan reddettim" deyip odama geçtim ve ultima online oynamaya devam ettim.