ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
uyutmayan sivriyi öldürdükten sonra zafer çığlığı
-
yazık değil mi o hayvana ? hayvanı katletmişsin, sonrada gelip utanmadan başlık açmışsın, birde bunu başarı telakki ediyorsun. gibi şeyler söyleyeceğimi sanıyorsan yanılıyorsun.iyi olmuş öldürdüğün.
döğüş kulübü
-
kural 1: ameliyatlı yere vurmak yok.
kural 2: ana bacı yapmak yok.
kural 3: döğüşenler erkek ise tek tek gelinecek.
10 ağustos 2016 rte'in bankaları tehdit etmesi
-
atatürkçülüğü falan geçti marksizme doğru koşuyor. durduramıyoruz!
(bkz: nisasu baldaz'a yardım kampanyası)
(bkz: teoman annesine kavuşsun)
garip rüyalar
-
ruyada büyülü bir lavobanın oldugu söylenir, farkında olmadan onun karsısında elimi yıkamaya calisirken, yalnızca kötü seyleri söyleyen lavobadan sesler gelir. 'sen cok kötü bir hastalıga tutuldun, çaresi yok, 'tursu kanseri' oldun (?) ölüme mahkumsun, yavas yavas öleceksin' der ve sular kesilir. muslukları tekrar cevirmeye calıssam da nafile hic bir seye yaramaz. derken ağzımdan burnumdan kanlar boşanır ve garip şekiller çıkar ortaya. garip odalarda bu sekillerle karşılasıp kurtulma umidiyle ugrassam da sonunda anlarımki nafiledir cırpınmam. kollarımı acıp goge dogru ceviririm tum vucudumu. vucudumdaki tum kan bosanır o an. sıcaklıgı hissederim yalnızca derken uyanırım..
(not: uyumadan önce tursuyla hic bir iliskim olmamıstır)
kedi ile köpek arasındaki farklar
-
bakış açıları farklıdır.
kopek: "bu insanlar beni aldılar, hergün seviyolar, yemeğimi veriyolar, sıcacık bir evdeyim, istediğim zaman benle oynuyolar. vay be bu insanlar tanrı olmalı"
kedi: "bu insanlar beni aldılar, hergün seviyolar, yemeğimi veriyolar, sıcacık bir evdeyim, istediğim zaman benle oynuyolar. vay be ben tanrı olmalıyım"
mermer tokuşturup koklamak
-
küçüklükte yapılan aktivitelerden biridir.
ınşaat çevresinden toplanan mermerleri tokuşturup, ortaya çıkan osuruğumsu kokuyla eğlenebilmek ne güzel şeydi lan.
edit: sirie hatırlattı, tükürüyorduk da öncesinde.
15 temmuz'da sokağa çıkanlar gezi gençliği değildi
-
ama senin çocuklar da orada yoktu. onlar da mi vatanını sevmiyor yoksa?
pattie boyd
-
hayatının aşkının george harrison olduğunu ve onu terkettiği için pişman olduğunu bir kaç kere dile getirmiş kadın. 60'ların ilk yarısına modellikle hızlı bir giriş yapmış sonra the beatles filmi olan 1964 yapımı a hard day's night da küçük bir rol kapmıştır. filmle birlikte genç george harrison'un da dikkatini çekmeyi başarmıştır. kısa sürede çıkmaya başlayacaklar ve 1966'da evleneceklerdir. o yılları hayatının en mutlu zamanları olarak tanımlayan patti; george'u ve dolaylı olarak grubu da uzak doğu felsefesiyle tanıştıran kişiymiş aslında.
ama kazın ayağı öyle olmamış. george 1970 gibi iyiden iyiye mistik bi adam olmuş. patti'yle de ilgilenmemiş. derken 1970 civarında george'un kankası eric clapton, bunların evini sık sık ziyaret etmeye başlamış ve hatuna vurulmuş tabi. onun için yazdığı layla parçasını dinlettikten sonra işler değişmeye başlamış. patti'nin de gönlü eric'e kaymış ve george'un ringo'nun karısıyla yatması ve onunla artık hiç ilgilenmemesi üzerine 1974' de onu terkederek eric'le birlikte yaşamaya başlamış. 1970-74 arası dönemde eric'in patti'yi tavlamak için yapmadığını bırakmadığı anlatılıyor. ( onunla gelmezse eroin bağımlısı olacağı tehditleri, zibilyon yerde-partide; hatta george'un gözleri önünde ilan-ı aşkları..,hatta bir partide george'un bu ikisini bastığı ve patti'ye o meşhur me or him sorusunu sorduğu, patti'nin ise kocasını tercih ettiği biliniyor. ) sonraları eric'de mutlu edememiş patti'yi; alkol bağımlılığı, patti'ye şiddet uygulaması ve onunla evliyken bi başka kadından çocuk yapması üzerine patti onu da terkediyor ve bi başına kalıyor. şu sıralar fotoğraf çekiyormuş, eski güzel günleri yad ediyormuş ; 2008 yazında da bir kaç the beatles tribute konserine katılacakmış... unutmadan.... hala çok güzel.
bugünkü bilgi ile 2000 yıl önce yaşamak
-
şu an gitsem sik gibi ortada kalırım. dil bariyerini bir şekilde aşsak bile:
-yüce sezar'ım bana beş tane savaş gemisi, altı ay yetecek erzak verin size yeni bir kıta keşfedeyim.
+ nerede bu kıta?
-valla tam enlem boylam falan bilmiyorum ama batıya doğru gidersek ıskalamayız diye düşünüyorum, koca kıta sonuçta.
+e olm bu kıtada yaşayan yok mu? ya yamyamın, serserinin bol olduğu bir yerde karaya çıkarsanız?
-valla bahtımıza ne çıkarsa ne sezarım.
+başka nasıl projelerin var?
-petrol diye bir şey var bir de, sizin doğu memleketlerde çok olur, bi bulduk mu hepimiz zenginiz.
+ ne işe yarayacak bu petrol?
- şimdi şöyle ki normalde bu şey arabalarda falan kullanılıyor ama araba motoru nasıl yapılır bilmiyorum ben, petrol nasıl işlenir onu da bilmiyorum ya. ama ham haliyle soba falan tutuşturulur herhalde.
+ya alsanıza şu deliyi başımdan.
-durun yüce sezar'ım, daha elektrik diye nasıl üretilir tam olarak bilmediğim bir şey var... neyse alın siz beni ya.