hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • skandal karardır. ulan insanlara kolay rezervasyon yaptırmasını geçtim, kaç tane kaldığım ufak otel sahibinden burası olmasa müşteri gelmez lafını bizzat duymuş biriyim. kimin rekabetine haksızlık etmiş burası?

    yakında hostelworld, airbnb falan da gider desene. türkiye'deki bu alternatif oluşturmak yerine kapat mantığı nedir ya?

    neyse en azından yurtdışı rezervasyon devam ediyor. şu şartlarda hala yurtiçi tatil yapan cidden parasının kıymetini bilmiyordur, daha rencide edici sıfat kullanmak istemiyorum. isterse yurtdışı çıkış yasağı olsun evin balkonunda portakal elma yerim yine bi yere gitmem amk.

  • devlet tarafından son zamanlarda ülkemizin getirildiği durum. televizyondan her istediğini izleyemezsin. internet yasak, koridorlarda sigara içmek yasak, akşam 22.00'den sonra içki yasak, eylem yapmak yasak, kızlı erkekli oturmak, yürümek, aynı odada bile kalmak yasak. her yer polis, güvenlikçi kaynıyor. başımızda zaten yurt müdürü tipli bıyıklı amcalar var. etrafta sağcılar, solcular birbirlerine devamlı ahkam kesiyor. arkadan cemaatçiler dirseğinizden tutup, "kardeş bi baksana, akşam pilavlı sohbet var" diyor...

    oldu olacak herkese akşam 10.00'da imza attırıp, zorla uyutun bir de hıammına. bu nasıl bi hayat tarzı lan? bizim ne suçumuz var olum? neden bi ingiltere, abd, norveç gibi bi yaşamımız yok da yozgat kyk öğrenci yurdu gibi yaşayan bi ülkeyiz?
    yakında yunanistan falan da uyarmaya gelecek amk; "çoraplarınızı, donlarınızı yıkayıp yıkayıp cama asmayın, bizim de anamız bacımız var lan!" diye.

  • 330.000 kişilik bir ülkenin profesyonel ligi olmamasına rağmen, 23 kişilik bir kadro çıkarıp avrupa şampiyonasında çeyrek final oynaması bir destandır.

    tanim: bu destanı yazan takımdır.

    bu ne ilk, ne de son!
    üzülme yanakson !

  • nagehan alçı, habertürk’te katıldığı canlı yayında “suriyeli göçmenlere yönelik nefret dilini adeta bir alışkanlık haline getirenler, bakalım ukraynalı göçmenler gelince de aynı şekilde itiraz edecekler mi?”demiş.

    (bkz: kiev’den yola çıktılar kocanıza sahip çıkın)
    bu kadından ne farkı var nagehan alçı’nın?

    evet nagehan itiraz edeceğiz. eğer 20’li yaşlarında işsiz güçsüz, s*kini sallaya sallaya, milyonlarca, kayıtsız, kontrolsüz gelip orda burda kadınlara sarkıntılık ederlerse mesela itiraz edeceğiz.
    devletin fakir halkından esirgediği sağlık hizmetlerinden, bedelsiz faydalanırlarsa mesela itiraz edeceğiz.
    bankamatik kuyruklarında jöleli saçlarıyla devletin bağladığı maaşı yıllarca alırlarsa mesela itiraz edeceğiz.
    belli şehirlere, illere, nahallelere yerleşip demografik yapıyı bozarlarsa mesela itiraz edeceğiz….

    ayrıca merak etme gelmezler, çünkü avrupa’da serbest dolaşım hakları var.
    link

  • son yılların belki de en heyecanlı ve en çok beklenen dünya satranç şampiyonası.

    her ne kadar magnus carlsen'ın bilgisayar keskinliğindeki oyunu onu favori olarak gösterse de son dönemdeki performansının ciddi anlamda düşündürücü olduğu da bir gerçek. carlsen'ın oyunundaki düşüş karjakin ile oynadığı son dünya satranç şampiyonası ile başladı aslında. minimal avantajları bilgisayar keskinliğinde oynayarak avantajını adım adım büyüten oyun yerini bariz kazanç şanslarını bile değerlendiremeyip beraberliğe razı olan oyun anlayışına bıraktı. hatırlanacağı üzere karjakin ile oynadığı ilk iki partide bariz kazanç şansı olmasına rağmen bunu kazanca çevirememiş ve beraberliğe razı olmuştu. ancak bu kadar bariz hatalar carlsen'da çok alışık olduğumuz şeyler değil. zaten bu ilk iki parti sonrasında oyun seviyesinde ciddi bir düşüş yaşamış ve ünvanını da tie break'te korumuştu.

    şampiyona sonrasındaki süreçte ise çok inişli çıkışlı bir performansı vardı. hatta 2016 öncesi gördüğümüz o dominant performansı tamamen yok oldu diyebilirim. bunun birkaç sebebi olabilir. sanıyorum ki satranç dışındaki hayatı performansını olumsuz etkilemeye başladı.

    caruana ise 2018'i muhteşem geçirdi. hatta bu performansının sinyallerini 2017 yılında vermişti. caruana da carlsen gibi bilgisayar keskinliğinde oyanayabilen bir satranççı ama oyun ortası ve oyun sonunda carlsen'dan biraz daha geride diyebiliriz. bunun haricinde kendisi çalışma delisi bir kişi. açılış konusunda carlsen'dan daha iyi olduğunu düşünüyorum. bu yüzden carlsen ile yapacağı karşılaşmalarda fark yaratabileceği alanın açılışlar olduğu fikrindeyim.

    bir diğer konuysa iki satranççının da yardımcıları. ikisi de yardımcılarını sanıyorum ki saklıyorlar. hatta carlsen'ın kendi hesabından yayımladığı son videosunda sadece peter heine nielsen ve laurent fressinet görünüyor ve ekipteki diğer kişiler buzlanmış. caruana'nın ekibine ilişkin ise benim bulabildiğim bir bilgi yok. ekiplerinde yer alan kişilerin uzman olduğu alanlar oyuncuların genel stratejileri konusunda fikir verir ancak bu konudaki bilgi yetersiliği, yorum yapmayı engelliyor.

    bu karşılaşmanın kaderini caruana'dan ziyade carlsen'ın performansı belirleyecek. eğer carlsen kendi oyun seviyesini yakalayabilirse caruana'nın pek bir şansının kalacağını düşünmüyorum. bunun haricinde çok heyecanlı bir serinin bizi beklediğini düşünüyorum. hatta bu seri karjakin ile yapılan maçlardan çok daha eğlenceli olacak bence.

  • yaptığı şikeler ve ahlaksızlıklardan ötürü 2 sene avrupa kupalarından men cezası almış, bu sezon aldığı puanların en az 7-8 tanesini hakem hataları ile kazanmış kulüp taraftarının "melo, muslera, kırmızı kart ühühü" diye ağladığı maç.

    al abi bir sneijder ye.

  • yanlış yaptığımız şeylerden sadece biri.

    bundan yıllar önce bir maç çıkışı, tümer metin ile denk gelmiştim bir otoparkta.
    akşam saati pek kimse yok ortalıkta. tümer, bir foto çekilelim felan, yanında yaklaşık on metre yürüdüm adam ne cavap verdi ne de döndü yüzüme baktı. açıkcası o maçı izlemeye gitmemin en büyük sebebi tümerdi.

    ben senin yanında o kadar rica minnet yürüyecem, hadi onu geç sen gol atınca sevinecem, sen sakatlanınca, üzülünce üzülecem, senin ekmek yediğin kapı için kendi ekmek kapımmış gibi dertlenecem, ama sen dönüp iki dakkanı ayırmayacan. tabiki de ayırmayabilirsin, bunu yapmak zorunda da değilsin ama insanda bir hayal kırıklığı oluşturuyor ister istemez. o kişi adına forman olsa daha giyer misin o formayı mesela?

    o zamandan bu yana ne bir futbolcu ne bir oyuncu, kim olursa olsun, tanımadığım muhabbetimin olmadığı hiç kimse ile, bırak sosyal medyadan güzellemeler yapmayı, ne bir fotoğraf çekinirim ne de dönüp iki kelime laf ederim, kafamı kaldırıp gülümsemem bile. gerek yok arkadaşlar gerek yok kimse sizden büyük değil kimse de sizden önemli değil.

    trabzon özelinde söylüyorum, siz fatih tekkeler, gökdenizler, yattaralar, kimler kimler oynadı bu takımda hepsi geldi geçti, ey sorloth sen kimsin ya...