ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
irem sak'la akşam yemeği vs 10 bin tl
sokrates
-
" hıc kimseye herhangi bir sey ogretemem. onlari sadece dusundurtebilirim."
sokrates
ekşi sözlük dışarı çıkmalık arkadaş veritabanı
tetris'te çubuk beklemek
-
tetriste iyimserlerin cok sık dustugu stratejik bir hatadir.
risk almaktir, onerilmez.
acikta kalan bosluklari buyuk bir cubugun
kapatacigini dusunup cubuk beklemek
buyuk olasilikla oyunu kaybettirir.
onun yerine bosluk sineye cekilmeli
ve gelecek hamleler dogru oynanmaya calisilmalidir.
ayrica bosluk icin cubuk bekleyenlerde
gercek hayatta da bir takim mental rahatsizliklar olusur.
misal trafikte ilerliyorsunuzdur.
araclar kirmizi isiga dogru sagli sollu bosluklari doldururlar.
ancak sol seritte en az 3-4 araclik bir bosluk kalir.
cok tetris oynayan bunye bu durumdan
korkunc rahatsiz olur ve dua etmeye baslar
allaam nolur otobus gelsin o boslugu doldursun.
sonra mucize gerceklesir.
sol seritten upuzun bir otobus gelir boslugu doldurur.
hayatta da bonus kazanilmis olur.
annenin ölmesi
-
beraberinde, ailenin geri kalanini ayakta tutmayi getiren sonsuz acidir annenin olmesi. hayatinizda her zaman olan, bir lutuf, bir deger degil de verilmis bir hak olarak baktiginiz annenin varligi sona ermistir.
size soz vermistir anne aniden hastalanip yattigi zaman, "ben iyilesecegim, merak etme, islerine bak sen" diye, ve bu ondan duydugunuz ilk ve tek yalandir.
yogun bakimin onunde annenin olumunden bir saat once uyudugunuz, uzerinize coken agirliga yenik dustugunuz kayip dakikalara yanarsiniz oylece.
babanizin cokusunu seyrederken yere, "benim de aglama zamanim gelecek dayanmaliyim" diye kendi kendinize icinde haykirir, baba kizkardes, teyze hala, herkesi teker teker teselli edersiniz dogru sozleri soyleyip guclu durmaya calisarak.
hayatinizin en uzun bes saatini rum hastanesinde naasini beklerken gecirirsiniz annenizin, dakikalar gecmek bilmez. sabah olup da teslim alirken, eliniz tabut'un altinda kalir, cekmek istemezsiniz elinizi. dostunuz "erhan, kendine gel!" diye bagirmasa cekmezsiniz de belki de.
gorevler burda da bitmez, cenaze arabasinin arkasindan magusa'ya kadar giderken, aklinizda olan tek dusunce, "bir an once defnedeyim annemi, ailemin acisi fazla surmesin"dir. ucu ucuna cenaze namazina yetisir, aglayan insanlari telkin edersiniz.
acidan dagilan ailenin karsisinda dimdik ayaktasinizdir , duygusuzsunuz, hayat devam eder havasindasinizdir ama, anneden duydugunuz tek yalan, ve aldatilmis hissi kalir dimaginizda.
icinizde firtinalar koparken, disariya bir dag gibi * sabit ve istikrarli olmaya calisirsiniz.
ve farkedersiniz ki, annenin olumunden sonra, ruyalariniz gitmistir. en fazla koyan da budur zaten, fani dunyayi terkeden anneyi gormenin tek yolu olan ruyalar, sizi ziyaret etmeye deger bulmamaktadir.
ilçede yaşanılabilirliğin kedilerden öğrenilmesi
-
hangi ilçe olursa olsun huzurun, refahın, barışın ve insan kalitesinin anlaşılmasında en önemli rolü kediler oynar. kediler bir ilçede inaan gördüğünde korkmuyorsa o ilçenin insanları iyi insanlardır. o ilçe yaşanılabilir bir ilçedir. şayet insan gördüğünde bir kedi, kendini kaybedip mahalle değiştiriyorsa oradan uzak durmak gerekir. kendi yaşadığınız il ve ilçeyle bu durumu karşılaştırıp da kendi gözlerinizle görebilirsiniz sonucu.
il sayısının 119'a çıkması
-
(bkz: tokat'a ohal şoku)
kara harp okulu'nun türbanlı ilk mezunu
-
bazı kişiler sembol olsun diye dereceye sokuluyor. bundan sonra her sene bir iki kişi öyle görürsünüz demedi demeyin.
iş hayatı
-
öğrenciliği özletendir. ne güzel günlerdi o günler. uyanırdım hava biraz griye çalıyorsa gidesim gelmezdi gömülür uyurdum öğlene kadar. sonra uzunca bir kahvaltı. derken finaller gelir 3 hafta uyumaz geçerdik dersleri.
ya şimdi? her gün final sabahı mübarek. deadline diye diye ömrümüzü tüketiyorlar.
çok özlüyorum çok... her sabah uyanınca aklıma geliyor. mazide kaldı her şey...
öğrenciliğim benim!