hesabın var mı? giriş yap

  • aklını allah'a ibadetleriyle, iyi bir insan olmakla bozacakları yerde; üstlerine hiç vazife olmayan ateistlerle bozmuş kamera görünce 'kraldan çok kralcı olan'ları barındıran video. merak ettim acaba bu yorumları yapanlardan kaçı beş vakit namaz kılıyor?

  • bu tiplerin düşünceleri de, üslubu da beş para etmez. bu yaz itibarıyla kim bunları başımıza musallat ettiyse pipisi kopsun. fenalık geldi artık şunların ergen atışmalarından.

  • mahkeme; heykel yasal değil kararı almış. onlarca panzer helikopter yüzlerce asker gitmiş uygulamış.
    mahkeme; aoç'deki başbakanlık binası yasal değil demiş. adam gel taşşaklarıma üfle demiş
    mahkeme; bakırköy'deki gökdelen yasal değil demiş, ağaoğlu ağzına vercem emer misin demiş?
    mahkeme; süzer'e yuh bu kadar da olmaz tümden yasadışı demiş, süzer bokumu ye sen demiş.

    evet türkiye bölünmez ama güzel sömürülür.

    dağılın hipneler.

  • dünyanın ihtiyacı olan harika, adam gibi adamlardan biridir. wall street'deki işini bırakan mason abimiz philedelphia'da bir pizzacı açar. pizzanın dilimini bir(1) dolardan satmaya başlar. bu mason abimiz alınan her dilim için restoranındaki duvara bir pusulacık(post-it) yapıştırmaya başlar. ne zaman karnı aç, evsiz biri gelse duvardan bir pusulacık koparır ve bedava dilimini alır. günde yaklaşık kırk(40) evsiz doymaktaymış bu şekilde.

    [http://9gag.com/gag/avqawvm http://9gag.com/gag/avqawvm]

  • bendenizdir. sürpriz biçimde o gün buluştuk, 12,5 sene önceydi cebimde çok az para olduğunu aklıma getiremeyecek kadar heyecanlanmıştım. hesabı buluştuğum o kıza ödettim. üstelik 20. yaş günümdü. yaş bir durumdu. 20 ekimde, 20. yaş günümde aşık olduğum kızla ilk defa buluştuğumda hesabı ona ödettim.
    fena mı oldu? evlendik, hesabımız ayrı gitmedi. bir hafta sonra da bir çocuk katılacak bize. iyi ki ona ödetmişim o hesabı.
    sonra nasıl ikinci randevu için bu defa benden diye bahane yaratırdım...

  • üzgün bir çocuk bu.

    bütün öğle aralarında, hep aynı büyük umutla, içinden başka bir şey çıkmasını dileyerek beslenme çantasını açan;

    her seferinde salçalı ekmeği görüp onun eski ayakkabılarınınkine denk değişmezliğine isyanlar çıkaran;

    sınıf yeteri kadar tenhalaşınca arka sıraya geçip alelacele karnını doyuran;

    elini, ağzını bastıra bastıra yıkadığı hâlde hâlâ salça koktuğunu sanıp kendinden utanan;

    evde annesine "artık salçalı ekmek istemiyorum." derken onu da çaresiz bırakan;

    pelin'in şişman tostlarına, kerem'in hamburgerine imrenip yoksulluğun eksikliğini duyan;

    yıllar sonra akla gelen;
    hüzünlendiren;
    içe oturan bir çocuk.

    canına yandığımın çocuğu! şimdi bir yerlerde karşıma çıksan; seni çocukluğunla barıştırsam; sonra bir hikaye anlatsam sana; hayat sürdükçe bütün o imrendiğin yemekler silinip giderken salçalı ekmeğin hiç yok olmayacağını, onu çok özleyeceğini anlasan. ne değişirse değişsin sen hiç değişmesen, hep çocuk kalsan, hep çocuk kalsam.

  • eski ingilizce'de küçük harflisi de ı olarak yazılıyormuş. noktayı 11.yy'da "m" ve "nı" gibi fırçayla dikey harf yazımlarında karışmasın diye sonradan eklemişler.

  • kimsenin isimlerin telaffuzu konusunda tek kelime etmediğini görüyorum. jeyms hayms döbürün möbrün diye geziyordunuz amk, spiker ja co fiyuğ deyince sik gibi kaldınız di mi lan? cahil ibneler. doğrusu fiyg huyf kiyfm.