hesabın var mı? giriş yap

  • trakyada bulunan bir düğün salonunda, gelin ve damadın dev bir portakalın içinde yukardan aşağı inmeleri, adı geçen portakalın açılmamaya karar vermesi, gelin ve damadın bu portakalın içinde tam 1 saat mahsur kalmaları.

  • uzatılan şey çay yerine muz olsaydı ırkçılık damgası vurulabilecek iken, sıklıkla kullanılan dudak payı kalıbını zenci dudağı ile birleştirmek ırkçılık değil ince görmektir..

    ha ben zencinin olduğu yerde hiç ince görmedim derseniz bilemem..

  • geleneksel adnan oktar'a karsi dava kazanma senlikleri cercevesinde 16 nisan 2007 eksi sozluk'e erisimin engellenmesine sebep olan adnan oktar davasini da sahane avukatimizla* bugun itibariyle kazanmis bulunuyoruz. bununla beraber adnan oktar'a karsi iki dava kazanip bir tedbir karari geri cevirmis olduk. sozluk yazarlarinin gosterdigi ozen ve usanmaksizin calisan gammaz, moderasyon ve praetor ekipleri olmadan bu mumkun olmazdi hepimizi tebrik ederim.

  • bugünün iç sıkan haberlerinden biri olmuş. adam atlamıştır, sen çarpmışsındır orasını bilemeyiz de adam yerde yatarken kezban sıkılma ifadesiyle telefondan e-maillerini kontrol etme hareketi nedir be ablam?

    http://gundem.milliyet.com.tr/…/1839142/default.htm

    (bkz: kezban trafikte)

    ek:
    kadına hakaret edilmesini doğru bulmuyorum fakat görüntü ne kadın ne erkek için etik.

    birisi yerde can derdiyle uğraşırken (hele bu yaralanmada bizim de payımız varsa durum daha vahim) gidip o benim önüme atladının derdine düşülmez.

    belki toplum olarak kadından daha duygusal bir tavır beklediğimiz için de tepki büyüyor olabilir ama burada kilit nokta şu: kadın çevredeki "sağlık" görevlilerine adamın nasıl da önüne atladığını anlatma derdinde. burada bir cinsiyet rolü yok; şunu ne erkek yapar ne kadın...

    akabinde gazeteciye gösterdiği "küçük dağları ben yarattım" tavrı da durumu daha itici hale getiriyor ve oklar kendisine çevriliyor haliyle.

  • sürekli kahvaltı edip ardından türk kahvesi içmek. bakınız benim face'de birbirleriyle tanışıklığı olmayan 3 tane yeni evli çift var, hemen her gün benzer bir fotoğraflarını görüyorum. anladığım kadarıyla yiyişmekten yemek yapmaya fırsat bulamıyorlar, günde 5 posta kahvaltı edip kahve içiyorlar. ha bi ortak nokta da hepsinin kahvaltısının baştacı: üzerine bal gezdirilmiş kuruyemiş tabağı.
    arkadaşım siz sabah akşam ballı badem-ceviz yer durursanız, vuruştan başka bi aktivite edemezsiniz zaten. gerçi bu da olumlu da ileride birbirinizden cabuk sıkılırsanız diye söylüyorum.
    bak geçen bu çiftlerden birisi sinemadan yer bildirimi yapmışlar, altına da "gesmelere geldik ama filmden sıkıldık eve geçiyorus" yazmışlar. kesin patlamış mısırın balını az buldunuz, diye yorum yazdım, face'den sildiler beni, "koci?le duştan sonra kahvaltı qeyfi" adlı albümden mahrum bıraktılar beni ona yandım amk.!

  • bağışıklık diye bir şey varsa sanırım ondan yok bende, bu yüzden diğer insanlara göre daha sık hastalanıyorum. annemi bile isyan ettirdim bu konuda. bir de öyle 3-5 gün içinde hafif de atlatamıyorum. ateşten yataklara düşüyorum, kendime gelmem uzun sürüyor. bu yüzden mi bilinmez hayatımı paylaştığım biri de yok. neyse efendim, yalnızlıktan bunaldığım bir dönemde köpeğim şanslı'yı evlat edindim. dünyanın en vurdumduymaz köpeği en basit şeyleri bile öğretemedim. evde kendi özerk bölgesi var ve kafasına göre takılıyor. ancak ne zaman hastalansam bi haller oluyor şanslı'ya. geceleri yaşıyor muyum diye kontrol etme amaçlı olsa gerek neredeyse her saat başı gelip yüzümü yalayarak uyandırıyor. başını okşuyorum kendi hayatına geri dönüyor. ta ki bir sonraki saate kadar. hayatın benim için de güzel olduğunu hissettiren böyle bir garip huyu var şanslı'nın.

  • öykü serter yüzünden başlığa üçüncü entry girişi yaptıran yarışma. kızım sen bildiğin terbiyesizsin? sadece sunucu olduğunun farkında olmayan, yarışmacılara ayar vermek için debelenen biri oldu çıktı. "özlem uzun mu konuşacaksın, oturayım mıaa?" ne demek ablacım? sen orada sunucusun. 92644 saat de konuşsa ayakta bekleyeceksin. biri kralsın, yardır falan mı dedi nedir? herkeste saygısızlık diz boyu.

  • anayasal hak olmasına rağmen başaramayacağımız şey. düşün işte hakkın olmasına rağmen kapıda önünü kesip içeri almayacaklar. "burası işletmenin kardeş" diyecekler. istediğin kadar durumu anlat "burası işletmenin"den öteye gitmeyecek konu.

    jandarma ya da polisi aradığında normalde işin çözülmesi gerekecek ama öyle de olmayacak. çünkü polis işini yapmayacak. "10 lira için ne ayak yapıyorsun kardeşim" diye bir de seni suçlu çıkartacak. değil 10 isterse 1 lira olsun, bu senin hakkın ama kafalar çok başka.

    özetle; her alanda olduğu gibi burada da güçlü hakkı olmayan şeyleri senden benden alacak, seni koruması gerekenler de s*kine takmayacak. o iş yaş.