hesabın var mı? giriş yap

  • katarlı kamal saleh al mana'nın sahibi olduğu boheme ınvestment gmbh tarafından işletlen mc donalds türkiye’nin akıl almaz fiyatlarıdır. amerika birleşik devletlerinin standart kampanyasız cheeseburger fiyatı 1,49$ dan satılırken. mc donalds türkiye aynı ürünü 74 tl veya bugünün kuruyla 2,74$ a satmaktadır. peki hangi kalemden dolayı fiyatlar daha yüksek? kira mı? personel mi? ürün maliyeti mi? hepsinin türkiye’de daha düşük olduğunu biliyoruz. ama fırsatçı katar’lıların bu memleketin adamını söğüşlemesine tabiki kimse birşey demeyecektir.

  • yasananlar mi daha korkunc yoksa olay sonrasi ekiplerin ruya gormussunuzdur ehe mehe, hadi sizi baristiralim tarzi yaklasimi mi daha korkunc. karar veremedim.

  • her gün gidiş-geliş 5 kez uçuş var moskova'ya, moskova biletlerini 1000-1500 liraya nah satar artık kazıkçı thy.

    (bkz: girdi mi?)

    alanya'da odaya “iki bay rezervasyon yapamıyoruz” diye cevap veren oteller(şaka değil,gerçek), rusları kapıdan kabul edip türkleri kapıdan çeviren antalya'daki kulüpler (kemer aura mesela), ruslara günlük 100 euro'ya bizlere 150 euro'ya araba kiralayan şirketler...

    (bkz: girdi mi?)

  • "jack, 4 tonluk blokları 32. kata ulaştırmak zorunda.
    ani bir bir rüzgar, felakete sebep olabilir..."
    zaten mühendis falan çalışmıyor, jack harlem'den arkadaşlarını toplayıp gökdelen yapıyor.

  • egemen bağış'ın öyle bir imajı var ki, kendisiyle ilgili hiçbir videoya şaşırmam dediğim olay.

  • son iki senedir turizme açılmış ada. ancak sadece ufak bir kısmını ziyaret edebiliyorsunuz, ardından gemiyle etrafında tam bir tur döndürüyorlar sizi. nagasaki'de ohato limanından git, gez, dön üç saate yakın bir zaman tutuyor. fiyatı ise 4.800 yen (4.300 de olabilir, şimdi hatırlayamadım).

    adaya gitmek için yapılacak iş, nagasaki tren istasyonundan tramvay'a binmek, ohato'da inmek ve saat 9'da kalkan feribota yetişmek için en azından 8.40 civarında bileti almış olmak. gün itibarıyla 7 numaralı perondan (?) kalkıyor feribot.

    adada 19. yüzyılda kömür madeni keşfedilmesi üzerine önce yerel lord tarafından bir süre işletiliyor. ardından japonya'nın devasa şirketlerinden mitsubishi tarafından ada satın alınıyor. deniz seviyesinin 1.100 metre altına inen toplam 4 ayrı kuyuda çalışan işçiler, aileleri, şirket çalışanları ve aileleri, hastane, okul, sinema vs personeli derken topu topu 130'a 450 metre civarında ebatları olan bu adada daimi (evi barkı adada olan) nüfus 5.300'ü buluyor.

    japonya'nın ilk betonarme apartmanına sahip adada ilk ve orta okul, sinema, oyun salonu, tapınak, hastane, ana okulu, yüzme havuzu, ada sakinleri için toplantı merkezi, pazar gibi tesisler kuruluyor. ilk başlarda deniz suyu damıtılarak elde edilen içme suyu, daha sonra anakara'dan borularla getiriliyor. elektrik ise adadaki jenaratör'den sağlanıyor, bu jenaratör ada'ya hat çekildiğinde dahi korunuyor.

    gelgelelim petrolün enerji pazarına tam hakimiyeti ada'daki kömür madeninin de sonunu getiriyor. mitsubishi, madeni kapatıyor. ardından bir yıl içerisinde tüm ada halkı, iş olmaması sebebi ile, adayı terkediyor. 1973 yazında ada nüfusu sıfıra (rakamla 0) iniyor.

    bir kaç yıl öncesine kadar mitsubishi firmasının özel mülkiyeti olan ada, 38 yıl atıl kaldıktan sonra nagasaki şehrine (belediye?) devrediliyor. ardından unesco kültür mirası listesine alınma çalışmaları başlıyor ve turizme açılıyor.

    ada sanıldığı gibi okyanusun ortasında değil. nagasaki tarafından kıyıya 3 km kadar uzaklıkta ve rahatlıkla kıyıdaki yerleşim yerlerini ve apartman bloklarını görebiliyorsunuz. ara ara adaya gelip tsunami duvarları üzerinde dolanıp avlanan yerel balıkçıları görmeniz de mümkün.

    muhtemelen adaya giden ilk türk olarak gururla sundum efenim.*