hesabın var mı? giriş yap

  • yaşayan en büyük ikinci sanat eleştirmeni ertuğrul özkök'ün - en büyüğü için (bkz: hıncal uluç) - hürriyet'in pazar eki'nde yer alan söyleşisinde yaptığı açıklama. rec by saatchi'den çıkan "arta kalan zamanda" albümünde sevdiği 15 aryayı derleyen özkök'ün kendisiyle bu vesileyle yapılan söyleşideki açıklaması gerçekten düşündürücü:

    "ikinci yeni şiiri gırtlağına kadar arabesktir. alın ikinci yeni ’den bir şiir, doğuş ’un şarkı sözlerinin yanına koyun, fark görebilecek misiniz bakalım. sezen aksu’nun şarkı sözlerinde de aynı tat vardır."

    bu açıklamadan sonra hafif bir içim geçmiş, uyumuşum. rüyamda sezai karakoç, ece ayhan ve cemal süreya'yı gördüm. aralarında doğuş ve hilal cebeci ayrılığı hakkında tartışıyorlardı. daha sonra turgut uyar geldi ve "size genç şair doğuş'un şiirlerini getirdim, haydi birlikte okuyalım" dedi. okumaya başladılar:

    eserin adı: uyan (doğuş adlı albümünden)

    zordu bu anı beni yordu
    yokluğun beni vurdu
    zordu bu anı beni yordu
    ayrılık beni vurdu

    düşünmeden uğra bana
    kapım açık hala sana
    ayrılığın vurdu aya
    yansıdı odamın duvarına

    uyan uyan uyan
    gönlüm uyan
    dayan dayan dayan
    ruhum dayan

    seni de bir gün severler
    sevda yüklü trenler
    boş raylarda ilerler
    sevenleri üzenler
    hep o yolda giderler

    eserin son bölümünde sezai karakoç ağlamaya başlamıştı. "ben neden böyle yazamadım hiç?" dedi. turgut uyar, diğer esere geçti:

    eserinin adı: bebişim (hadi hızlandır albümünden)

    dayanir mı bedenim bu acıya
    alısır mı ruhum sensizlige
    yüreğimde gözlerimde nefesimde
    kaderimsin duam yeminimsin
    kalbim kalbini görmediği zaman
    atar mı sence bir daha

    bebişim bebişim teninin kokusunu özlemişim
    bebişim bebişim bebişim
    canımdan bile sevdigim herşeyimsin...

    "bebişim" kısmında ece ayhan sigarasından derin bir nefes aldı... "hiçbir zaman doğuş gibi yazamayacağız, hiçbir zaman..." dedi. turgut uyar devam ediyordu okumaya:

    eserinin adı: uh uh (denge albümünden)

    şimdi sana söylüyorum
    içimdeki aşkı çıkar onu
    çıkar onu çıkar onu bebeğim

    vazgeçilmez terkedilmez
    içimdeki tutku
    al al al al al al
    uva uva oh oh

    kaldır üstündeki kara bulutları
    serbest bırak alev alsın

    özellikle "al al al al uva uva oh oh" bölümünden sonra, şairler "olmaz böyle şey" nidalarıyla "doğuş şiirlerindeki imgelem zenginliği" hakkında hararetli bir tartışmaya giriştiler. hatta sezai karakoç ile ece ayhan neredeyse birbirine girecekti. o sırada ertuğrul özkök geldi ve "ikinci yeni şiiri gırtlağına kadar arabesktir. alın ikinci yeni ’den bir şiir, doğuş ’un şarkı sözlerinin yanına koyun, fark görebilecek misiniz bakalım. sezen aksu’nun şarkı sözlerinde de aynı tat vardır." dedi. sezai karakoç "ne demek fark görebilecek misiniz? doğuş bizden milyon kat iyi...dalga mı geçiyorsun bre?" dedikten sonra koşup irice bir budaklı meşe odunu kaptı. .. tam o anda uyandım. bilgisayarımı açıp, doğuş’un resmi sitesinden fan clup bölümüne girdim ve hemen üye oldum. çok mutluydum. üstelik nickim de uvercinka ‘ydı.

    http://www.hurriyet.com.tr/…791.asp?gid=59&sz=15434

  • koltuğu indirirken arkasındaki kişiden izin alma nezaketinde bile bulunmayan birine kaldırır mısın ne demek? belli ki nezaketten incelikten anlamıyor. kaldır ulan koltuğu ayı iki büklüm kaldım burada görmüyor musun hıyar demeliydi.

  • başlık: ntvsporu arayıp bi dilara gönder

    1. desem ne olur lan acaba.

    2. güntekin onaylar

    offf.

  • bir avuç yeni yetme veledin twitterdaki danslarını görüp gaza gelen, koltuk sevdasını ve chpye husumetini vatanın önüne koyan bir şahsın cümlesidir. kendisi de 15 mayısta bu cümleleri duyacaktır.

  • -sonra eve gittik, dönüş yok mu ne, öyle bi filmi vardı, onu seyrettik.
    +ha irreversible'ı diyorsunuz, gaspar noe'nin filmi. filmekimindeki geceyarısı gösteriminde bütün istanbul entellektüel sosyetesi ile birlikte izlemiştim onu çok farkli bir sinema teknigi ve carpici sahneleri vardır.
    -ha işte o, köprü altında kayıyorlar hatuna. şu rakıyı uzatsana.
    +al rakıyı, allah belanızı versin :/

  • ali demir'in başrolde oynadığı 2011 yapımı korku filmi.
    filmde 1.7 milyon figüran olması ayrı bir rekor.

    yapımcı kurum ösym bu film için "senaryo istem dışı oluştu biz destekledik" demiş.

    izleyicilere uyarı:

    biletletteki koltuk numaraları kişiye özeldir ve her açıdan film farklı izleniyor. eğer filmi doğru açıdan izleyemiyorsanız, doğru yörüngeye oturana kadar bir sağ koltuğa kayınız.

    şüphesiz ki bu filmi usulüne uygun seyredenler nice güzelliklere kavuşacaklardır.

  • moda caddesi üzerinde, neşe sokağın başında yer alan pastanedir. kadıköyün en eski ve en güzel mekanlarından biri olmakla birlikte pastalarının çeşitliliği ünlüdür. özellikle malaga pastası burda yenmeli.

  • yemin ediyorum gözlerim doldu. hayatımın en güzel günleri perşembe günlerini iple çekip penguen, uykusuz alıp aynı gün sabaha kadar okumaktı. yıllarca her sayısını biriktirdim. bazı yazılarda güldüm, bazılarında ağladım. karikatürist olmak umuduyla üniversite tercihimi istanbul'a yaptım. nafile. karikatürist olamadım ama bana çok şey kattı dergiler.

    turhan selçuk'tan umut sarıkaya'ya hepsine hürmet ederim.