hesabın var mı? giriş yap

  • - saçmalama ya iki tabak yemeğe verilir mi bu para
    - ya kızım sen ne yapacaksın ben ödüyorum
    - sen ödeyince bedava mı?
    - tamam ya hadi sipariş ver
    - mümkün değil, gel bak köşede bi esnaf lokantası var orada yiyelim, kalan parayla sinemaya gider üstüne mısır kola bile alırız da akbil paramız cebimizde kalır.

    - oha şuna bak el kadar triko kaç para!
    - marka kızım bunlar o kadar olacak
    - yemişim markasını, ben bu paraya terkos’tan üç tane triko alır üstüne bir de gömlek kapatırım.

    - kaç para dedin??!
    - 5 yıldızlı otel yahu, ultra her şey dahil
    - ne yapacağız? akşama kadar içki içip yemek mi yiyeceğiz?
    - ya ne alaka?
    - olm o paraya çıralı’ya gideriz, mis gibi pansiyonda takılır, denizden tutulan balıkları yer, sabaha kadar şarap içip şarkı söyleriz. hem daha çok eğleniriz hem de tatil yarı fiyatına gelir

    - iphone demek
    - evet doğum gününde alayım sana diyorum ne dersin?
    - benim telefonum var canım, alo diyor ya yetiyor bana. sen o paraya evine bilgisayar al, ben gelince beraber takılırız. üstüne cebine de para kalır onunla da bana bir ayakkabı alırız bitti gitti.

    işte böyle kızlardır bunlar, sevgililerine asla fuzuli masraf ettirmezler, sürekli bir b planları vardır. parayı harcatmadığı gibi nasıl daha verimli harcayacağının da yolunu gösterirler. eğer bu kızı beğeniyor, onunla keyifli vakit geçiriyorsanız, ama kafanızda ufak da olsa şüpheler varsa, olmasın. bu kıza hemen evlenme teklif edin, kaçırmayın.

    bu kızlar tutumludur, parayı efektif kullanmasını bilirler. ihtiyacı olmayan şeyleri almazlar, eksikleri belirler ona göre hareket ederler, bunu yaparken de en ucuzunu nerede bulacaklarını bilirler. sakın yanılmayın, ucuz derken kalitesize kaçmazlar fiyat-kalite indeksleri son derece yüksektir. böyle bir kız bulduysanız, çocuklarınızı çiçek gibi yetiştirir, evinizi çekip çevirir.

  • "bugün orada toplanan kalabalık, binali yıldırım’a oy vermiş yüzde 48’e ne hissettirecek?"

    %48 olunca nasıl hissediliyormuş biraz da siz hissedin dedirten makale.

  • önder'in özgüveni, terbiyesi ve nezaketi beni çok etkiledi.. lafı gediğine oturtması, derdini ifade ediş tarzı ve vatanseverliği falan ilk saydığım hasletlerin ardından gelen, kadayıfın üzerine kaymak diyebileceğimiz mevzular..

    ayrıca yukarılardaki bir entride robert kolej ya da başka bir "amerikan" lisesinde okuduğu konusundaki tahmin yanlış.. önder güler bu forumda türkiye'yi temsil etmesi için gönderildiğinde eskişehir lisesi son sınıf öğrencisiymiş.. dönemin amerika birleşik devletleri başkanı ayzınavır'a* hediye etmek üzere lületaşından kendi elleriyle yonttuğu bir satranç takımı getirmiş yanında.. ve bu hediyenin sebebini izah ederken de: "çünkü sizin başkanınız da barışa, özgürlüğe ve tanrıya inanıyor, tıpkı türk halkı gibi" demiş..

    adam on sekiz yaşında kırk yıllık diplomat gibi hareket ediyor.. hayran kaldım..

  • küçük işletmelerin geliri aylık ortalama kazancı 10-20 bin tl aralığındadır. bunlar harbiden küçük olanlar tabi. normal küçüklükte olanlar 30-50 bin tl arası kazanır.

    türkiye'de eğitim, diploma vs. para kazandırmaz. dünyanın hiçbir yerinde maaşlı çalışan zengin olamaz bu ayrı bir konu ama türkiye'de maaşlı çalışarak orta sınıfa bile gelinemiyor şu an.

    onun dışında emekli olmak falan geçelim. emeklilik yaşı 65. bugün emekli olana kadar yaşayacak mıyız o bile meçhul. verdikleri maaş ise 3 kuruş. sen 3-5 bin tl maaş alıp 2.5-3 bin tl de emekli maaşı aldığın da ne olacak?

    adam kazancının fazlasını biriktirse emekli maaşı olarak alacağın paranın 2 katını faizle alır. en kötü parasını altına falan koysa siz emekli olduktan sonra 40 sene boyunca alacağınız maaşın kat kat fazlasını cebine koymuş olur adam.

    kendimizi avutmaya gerek yok. türkiye'de bir bakkal bile profesörden de doktordan da fazla kazanır.

    siz de kendinize güveniyorsanız yaparsınız bu işleri. güvenmiyorsanız da yapacak bir şey yok. ben bu işi yapamam diyorsan paranla nasıl yatırım yapacağını araştırırsın. maaşlı çalışırsın ama paranla risk alırsın.

    aksi takdirde avrupa'da çocuğun biriktirdiği harçlık kadar maaş alırsın.

    bugün almanya'da bir çocuğa günlük 10 euro harçlık verseler ve çocuk bunu 30 gün biriktirse 300 euro yapıyor. tl karşılığı 4800 tl.

    yani almanya'da bir velet harçlıkları ile sizi işe alıp çalıştırabilir. durum bu.

  • gecen hafta dunyanin boyut olarak bilinen en buyuk canlisiyla tanistim. burada bahsettigim canli uzaydan gozlemlenecek kadar buyuk ve yaklasik 2500 yasinda. ustelik kendisinin farkina sadece son 10-15 senede varilmis...

    burada bahsettigim canli armillaria ostoyae isminde dev bir mantar. mantarin boyutu 7 bin donum kadar ve yaklasik 1500 futbol sahasi buyuklugunde, yani ortalama bir sehir boyutunda. su anda oregon'un dogusunda yer alan bu mantar yuzlerce yil boyunca kizilderililere hizmet vermis. kizilderililer yuzlerce yil boyunca bunun parcalarini kesip kesip yemisler ve bir cok hastaliga derman oldugunu dusunmusler. beyaz insan buraya gelince de en basta buna dikkat etmemis. ormanin ortasinda duran kocaman bir mantar uzaktan bakinca binlerce mantardan olusan ufak bir orman gibi gozukmus.

    https://player.slideplayer.com/…ta/images/img89.jpg

    bundan sonra bazi bilimadamlari bu ormandaki mantarlarin hepsinin birbirinin aynisi oldugunu gormusler ve bunun sebebini merak etmisler. dna testi dahil bir cok test yapilmis ve ormanin binlerce ufak mantardan degil tek ve dev bir mantardan olustugunu, "ufak mantarlarin" da aslinda bu tek mantarin dallari ve yapraklari oldugunu anlamislar. ustelik mantar ve kokleri yerin epeyce altina iniyor ve bir sehir buyuklugunde bir alani kapliyormus. mantarin yerin altindaki kokleri herhangi bir sehrin altindaki metro kadar karmasik bir duzenege sahipmis. zaten mantarin tum koklerini birlestirince ortaya yuzlerce km'lik bir cisim cikacakmis.

    bu arada oregon sadece dunyanin en buyuk canlisina degil ayni zamanda dunyanin en buyuk agacina da ev sahipligi yapiyor (edit: redwood'lar haric, gerci redwood'lar da ucundan kiyisindan oregon'a dokunuyor). eyaletin guneybatisindaki doerner fir isimli agacin uzunlugu tam olarak 330 feet yani 100 metre. ozel koruma altindaki agacin 450-500 yasinda oldugu tahmin ediliyor. tirmanmak icin profesyonel lisansa sahip olunmasi gereken bu agaca tirmanmak da oldukca zor bir is cunku ozel alet ve donanimla bile agacin en ustune tirmanmak saatlerce suruyor.

    http://media.oregonlive.com/…eeb373f0465_medium.jpg

    dunyanin en buyuk hayvanina gelince onun da oregon'a bir organik bagi var. pasifik okyanusunda yasayan 30 metre uzunlugundaki ve 180 ton agirligindaki mavi balinalar yilda 4 defa oregon kiyilarina geliyor ve sahil kesiminden ciplak gozle izlenebiliyor. ne yazik ki bundan 3 sene once 25 metre uzunlugunda bir mavi balina burada kiyiya vurdu ve hayatini kaybetti.

    https://www.opb.org/…ticle/blue-whale-oregon-beach/

    dunyanin en buyuk canlisi, en buyuk agaci ve en buyuk hayvaninin yollarinin ayni cografyada (oregon) kesismesi ne kadar ilginc bir tesaduf.

  • memlekette olan biten her şey zaytung haberi tadında olduğundan inanması kolay olmuştur.

    debe editi: gezi şehitleri ölümsüzdür!

    debe'ye girmesini daha çok arzuladığım entrilerim de vardı ancak ilk kez bir entrim debe oluyor çok mutlu oldum durduk yere. teşekkür ediyorum.

    ayrıca tog'a veya halk evlerine benzettiğim şu kampanyaya: (bkz: karanliga kufretmek yerine bir mum yakiyoruz) destek olmak istiyorum.

  • doğru olacağını düşünmediğim iddia. 23 nisan - 19 mayıs deselerdi inanırdım.

    edit: espri yapma kardeşim "yav", espri yüzünden bilgileri okuyamıyoruz şeklinde mesaj aldım. 19 mayıs'ın ve öneminin ne olduğunu bilmeyen insanların da var olduğunu şaşırarak öğrenmiş oldum.

  • chernobyl santralinde patlamadan sonra çatıyı temizlerken yere düşen işçinin akıbetinden bile daha kötü sonuçlar verebilecek elim olay.

    düşüncesi bile korkunç.

  • ' o gece, benimle paylaştığı şeyleri itidalli bir şekilde karşılayabilmeliydim. herkesin ayıbı kendine diye düşünmeliydim.'

    cümlesinin altında yatan anlamı merak edenler?