hesabın var mı? giriş yap

  • okuduğunu anlamaktan aciz yazarların akraba evliliği sandığı eylem.bu eylemdeki tek sıkıntı düğünde kız tarafı mıyım yoksa erkek tarafı mı sorunsalıdır.

  • pala gibi senelerce dağlarda yaşayan bir adamın, polat tarafından -evet tarafından- akvaryumdan japon balığı yakalar gibi yakalanması.

    ölmeden birkaç saniye önce bile "göğsümden sık da vuruşmuş olalım" diyebilecek bir adamı, acaba çok sevildi diye mi öldürdüler, yoksa polat'ı izleyiciye daha güçlü göstermek mi istediler, yoksa gerçekten planlanan süresi bu kadar mıydı pala'nın bilemiyorum.

    pala ile çakır'ın en azından cerrahpaşalıların karşılaştığı, restleştiği, kapıştığı sahneler güzel olmaz mıydı?

    abuzer, pala, cerrahpaşalı halit'i bir odaya kapatsınlar, saatlerce konuşsunlar,

    doğu bey ve aslan amcayı bir odaya kapatsınlar saatlerce derin devlet konuşsunlar,

    karahanlı ve konseyi saatlerce ortadoğu, amerika, türkiye ile ilgili konuşsunlar,

    elif, ömer baba ve nazife anneyi de bir odaya kapatsınlar, bir daha da açmasınlar ne halleri varsa görsünler.

  • simdi kendisinin cikip özür dilemesi filan cidden güzel bir davranis da, bence hicbir degeri yok. neden? cünkü serdar ortac o zaman da konjonktüre ayak uyduran bi insanmis, simdi de öyle. herkes kürt acilimi, kimlikler kardesligi derken buna karsi bir söz söylemesi beklenemez heralde. yine duruma ayak uydurur, rüzgar ne yöne esiyorsa o yönde hareket eder.

    ayrica kendisi 90larin ikinci yarisi sonrasinda türk gencliginin zeka gerilemesinden birinci dereceden sorumlu tutulmali bence. bir düsündüm de etiler eglence kültürünün yayginlasmasi (eller havaya?) -ki röportajda bu serdar ortac'a dayandiriliyor- ve televolelerin, magazinlerin patlamasi da es zamanli hadiseler.

  • (bkz: anadolu üniversitesi - yunus emre kampüsü) efenim gerek kendim, gerekse de diğer üniversitelerden arkadaşlarım müptelaydık kampüse ve şehre. (7 yıl okudum lan yuhh) 3 yıl öncesine kadar öyleydi, şu an ne haldedir bilemiyorum. zira mezuniyetime yakın zamanlar üniversite yönetimi güzelim kampüsü silkiyordu.

  • ing. herd immunity. türkçe kaynaklarda genelde bu şekilde çevrilmiş.

    aşı karşıtlarının "çocuğumu ister aşılatırım ister aşılatmam. bundan kime ne?" derken ıskaladıkları fenomen.

    aşılanmamış her birey toplum sağlığı için potansiyel bir tehlikedir.

    her toplumda belli sebeplerden aşı olamamış çocuk veya yetişkinler vardır (yaşın çok küçük olması, bağışıklığın zayıf olması, aşı olunacak sırada hamile olmak vs.). bulaşıcı hastalıkların aşı olamayan bu kişilere zarar vermemesi için toplumun belli oranda bir kısmının aşılı olması gerekir. bu orana "kritik eşik" denir. eğer bir toplumdaki aşılı kişilerin oranı kritik eşiğin altındaysa hastalıkların salgına dönüşerek aşı olamayanları da hasta etme riski vardır. kritik eşik oranı kızamık için %92-95, boğmaca için %92-94, difteri için %83-86 şeklinde gider. (oranları wikipedia'dan aldım, ilgili kaynak orada var.) eğer bu oranları tutturabilirseniz görülen hastalıkların salgına dönüşme ihtimali pek azdır.

    tabii bunlar ciddi oranlar ve bu oranları tutturmak ancak sıkı takiple mümkün. zira bu oranı sadece genelde değil, aynı zamanda yerel komüniteler bazında da yakalamak gerekiyor. istanbul üzerinden bir örnek vereyim: diyelim ki bağcılar'da yaşayanlar hariç herkesi kızamığa karşı aşılamayı başardınız. istanbul geneli için %95 oranını tutturursunuz. ama bağcılar'da yaşayan insanlar hala risk altındadır. zira o komünite için kritik eşik aşılamamıştır. istanbul'a bir grup kızamıklı mülteci gelse hastalık bağcılar'da kısa sürede yayılır, aşı olmamışların yanında aşı olamamışlar da zarar görür.

    bkz: https://en.wikipedia.org/wiki/herd_immunity

  • bundan uzun yıllar sonra, din kitapları çoktan fantastik edebiyat raflarına düştüğünde, insanlık bu tip yaşanmış olaylar hakkında ne düşünecek çok merak ediyorum.

    2022 yılında bir insanı, masallara masal dediği için suçlu ilan etmeye çalışıyorlar.

    inanılmaz bir ilkellik.

    edit: bu tarz hukuk katliamlarına karşı yazdığım, türkiye’de başarılı bir hukuk kariyerine giden yolu anlatmaya çalıştığım şu entry’mi buraya koyuyorum #140184788

  • aile ve sosyal politikalar bakanlığı'nın yürüttüğü “türkiye'de aile yapısı araştırması”nda yapılan anketler sonucu ortaya çıkmış oranmış bu. evet ülkemizin yüzde 82 si alkol kullanmıyormuş.
    ben şahsen bu sonuçları okuduğumda anketi yapanların da alkol kullanan yüzde 18 içinde olduğunu düşündüm. yoksa bu sonuçlar ayık kafayla çıkarılacak sonuçlar değil gibi gözüküyor. maksadının ne olduğu açıkça belli kerameti kendinden menkul anketler.

  • mükemmel bilgilendirici entryleriyle günüme anlam katan vasat yazar. hayrına takip edin de twitterının reklamını yapmayı bıraksın;

    (bkz: #31188923)
    (bkz: #31187886)
    (bkz: #31184785)
    (bkz: #31176335)

    kankası düşünen hayvan sayesinde uçmayacaktır blog reklamı yapan ve kimsenin kankası olmayan sivyusun aksine.

    ps: ufak bi bilgi daha vereyim sadece ama sadece 2 gg yüzünden 3 ay çaylak oldum zamanında kendisinin 26 ggsi var ne hikmetse halen yazar. sözlükte iltimas ve torpil yoktur diyenlere bu arkadaşın moderasyon tarihçesine bakmasını öneririm.