ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türsab'ın booking.com'u kapattırması
-
şile de 10 odalı ufak bir otel olarak müşterilerimizin neredeyse tamamını booking den buluyorduk. özellikle yabancı müşteriler kesin booking den geliyordu.
şimdi ne yapacağız bilmiyorum, muhtemelen hic yabanci turist gelmeyecek, turklerde de dusus olacak cunku adamlar bizler gibi butik otellere ulasamayacaklar.
kisacasi bizi patlatmis gelismedir.
edit: yabanci musterilerimiz booking i hala kullanabililiyorlar, darbeyi yuzde 50 indirdi ama
hala turizmci uzerinde sert bir yumruk.
dış görünüşün her şey olduğu gerçeği
-
''kütüphane gittiğim en kasvetli yerdi. bir süre sonra okuyacak kitap bulamaz olmuştum. kalın bir kitap çekip güzel bir kız bulana dek dolanırdım. her zaman bir-iki tane güzel kız bulunurdu. üç-dört iskemle öteye oturup bana asılacağını umardım. çirkin olduğumu biliyorum ama yeterince entelektüel görünmeyi başarırsam bir şansım olacağını düşünürdüm.
bir kez bile işe yaramadı...''
-charles bukowski
başka söze ne hacet!
edit: bahsettiğim yazı, ekmek arası kitabında geçiyor.
ibb personelinin imamoğlu aleyhine miting yapması
-
yarından itibaren tek tek istifalarını sunmazlarsa şerefsizdirler.
istanbul'da serçe kalmaması
-
tek ve gerçek nedeni kediler.
her sokakta 3-5 kap mama var. kediler de korunmadığı için kontrolsüz çoğalıyorlar. ve serçe falan bırakmıyorlar.
doğanın dengesiyle oynadınız.
ben küçükken hiç bir sokakta mama falan yoktu. yer kabuğu soğumamış, kedi maması keşfedilmemişti.
ama sokaklarda kediler yaşıyordu. çöpten buluyorlardı, fare yakalıyorlardı ama karınlarını doyuruyorlardı. güçsüz olan hayatta kalamıyordu bu da dengeyi sağlayan bir unsurdu.
edit: kedileri sebep gösterdik diye hedefe koyulduk. kediler hayvan da serçeler değil sanki. kedilerin genlerinde avlanmak var. önceden bir kedi 8 yavru yaptıysa 1 tane bilemedin 2 tanesi hayatta kalıyordu. şimdi sokakta doğan her kedi yaşıyor ve onlar da çoğalıyor.
serengeti deki bütün aslanlar yaşasa ne olur aslandan başka canlı kalmaz. besin zinciri diye bir şey var amk. küçükken belgesel izlerdim aslan antilopu boğarken kamera ekibi niye kurtarmıyor hayvanı diye kızardım. bazılarının aklı da benim o yaştaki aklım gibi çalışıyor.
sudan c.başkanı'nın oğlunun ankara'da kaza yapması
-
neyseki bu sefer bir vatandaşı öldürmemiş.
o değil de ankara’da afrika cumhurbaşkanlarının oğullarına özel bir sosyal kulüp falan mı var?
amazon'un türkiye'de tutmama sebebi
-
ya her şey iyi hoş da internet sitesi devlet malzeme ofisi gibi, bayındırlık bakanlığı gibi. nasıl desem doğu bloku gibi.
qr kod ile atm'den para çekmek
-
atm'ye giderken uygulamadan çekeceğiniz miktarı vs ayarlarsınız. sonrasında geriye sadece atm ekranındaki qr kodu okutmak kalır. atm'ye dokunmazsınız bile ve 10 saniye içinde parayı çekmiş olursunuz.
keşke herkes kullansa da atm önlerindeki kuyruklar yok olsa.
ebru gündeş'in sevgili listesi
-
---------------------uche okechukwu------------------------
----------------------hamdi vardar--------------------------
osmantan erkır-------------------------------- ömer durak
------------------süha yavuz----------------------------------
---------------------------hakan poyraz-----------------------
ömer gürsoy - hakan altun - kerem alışık - stelyo pipis
-------------------------reza zarrab---------------------------
abdullah gencal
levent akkaş
atilla saral
ilyas tetik
mert sarıca
takımın ideal 11'i bence budur. uche niye orda diye sormayın adam zenci. kaleci de doğal olarak zerrab tabi. oyunun gidişatına göre ilyas tetik kurtarıcı olarak, mert sarıca genç yetenek olarak girebilir.
edit: dizilim.
dolara aşık olanlar resmi para olduğu yere gitsin
-
başvuruları nereye yapıyoruz. ben dolara aşkımdan ölüyorum da.
iett ayda 12 milyon lira zarar ediyor
-
yahu tam aylık olmuş 185, öğrenci aylık olmuş 80 daha nasıl zarar ediyorsun ? her metrobüs full, her metro full, her marmaray full. bu paralarla nasıl zarar edildiğini biri açıklayabilir mi ?
clans of the alphane moon
-
ustanın bütün paranoyalarını kustuğu, bu sefer bir simulakra ve bol komplo ile gerçeği bulandırdığı içinde kaybolunacak bir eser. 1964 yılında basılmış olmasına karşılık, aslen 1954'te yine pkd tarafından yazılmış shell game adlı kısa öykünün üzerine temellendirilmiştir.
pkd, psikotiklerden kurduğu alpha iii m2 ayının toplumunun karar mekanizmasını oluşturan delegeler konseyinin üyelerinin özelliklerini belirtirken, herbirini sınıfsal karşılıkları ile özdeşleştirmekte, deyim yerindeyse kara mizah ile sistem eleştirisi yapmakta.sanırım bundan dolayı kitabın özellikle ilk 20 sayfası çok çarpıcı.geriye kalanı ise başarılı bir kurgu, çarpıcı bir hayalgücü ve "pkd stili ezberim" diyenler için beklediklerini vaadediyor.