ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hayatın tek cümlelik özeti
-
- 30 yasindayim, hala baska hayatlarin, baska sehirlerin, baska kadinlarin hayalini kuruyorum.
çocuklarımıza öz türkçe adlar veriyoruz kampanyası
-
ahiretin resmi dilinin arapça olduğunu öğrendiğimiz başlık. ortamlarda dinim evrensel dersin kim bilecek.
17.45'te evden çıkıp 17.30'da işte olan insan
-
iş yerine 24 saat mesafede oturan insan. acilen yeni bir iş bulmalı.
bir lisede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
liselerarası basketbol maçında atatürk lisesi-süleyman çakır lisesi karşılaşmaktadır ve salon iki okul ogrencileri tarafından hınca hınc doldurulmustur. karşılıklı tezahuratlar, bir sure sonra karşılklı atışmalara ve gerilimli tezahuratlara dönmüştür.
polis ve guvenlik ekipleri ,birden suleyman çakır lisesi tarafına, kafa göz cop allah ne verdiyse dalmıştır.
olayın şokunu atlatamayan suleyman çakır lisesi ögrencisi;
hem sopa yiyip hem de kendisine vuran polise sormaktadir : "abi noldu ya niye daldınız niye vuruyorsunuz ?"
polis de, hem acımazsızca vurmakta, hem de cevap vermektedir "s.kilmiş atatürk diye bağırıyorsunuz olm"
körüklü otobüs
-
hayatımın en hızlı ve en uzun koşusunu yaptığım otobüs türü.
sanırım lisede falandım, dedem vefat edeli çok olmuş, babaannem yalnız yaşıyor, ben de tek torunum. hem yalnız kalmasın hem de rahat rahat sigara içebileyim diye sık sık babaannemde kalıyorum. bu yüzden, hafta sonlarımın büyük bir kısmı babaannemin evinde geçerdi. ona gideceğim zaman annem elime sürekli bir şeyler tutuştururdu ki, sağa sola takılmadan direkt babaanneme gideyim diye. yine böyle bir gün, elime beşer litre çiğ inek sütü verdi. toplamda on litre! yoğurt yapacakmış pamuk kraliçem. sanki nereye gidiyorsam, o dönemin modası olan apartman topuklu ayakkabılarımı giyip, şıkır şıkır da süslenmiştim ama kombinime hiç yakışmayacak olmasına rağmen aldım sütleri ve gittim otobüs durağına.
orta kapı yerine arka kapıdan inerseniz, kendinizi yan mahallede bulacağınız kadar uzun olan körüklü otobüs çok geçmeden geldi. babaannemin evi ve bizim evin arasındaki güzergah sakin olduğu için ayakta yolcu pek olmazdı. ön kapıdan otobüse bindim ve kendini formula 1 pilotu sanan şoför aniden gaza bastı. ne olduysa ondan sonra oldu.
zaten iki elimde beşer litre süt, ayağımda topuklular var, şoförün gaza basmasıyla otobüsün arkasına doğru depara kalktım. nereye takılacağım endişesi ve sütlere bir şey olmasın paniği yüzünden bitmek bilmeyen koşuya, bir de arka camdan uçup gitme korkusu da eklenince çığlık bile atamadım. sütlerin eşit ağırlığının bedenime kazandırdığı dengeyi topuklu ayakkabılar bozsa da nihayet otobüsün arkasına vardım. daha doğrusu kapaklandım. siz hiç ayağınızda topuklu ayakkabı varken elinizde on litre sütle otobüsün koridorunda istemsizce koşup arka cama sinek gibi yapıştınız mı? canımın çok acıdığını ve otobüsteki insanların “kızım bıraksana sütleri!” diye bağırdıklarını çok iyi hatırlıyorum ama sütleri elimden asla bırakmadım. bir de ayağımdaki ayakkabıların otobüsün içinde çıkardığı o korkunç takırtıyı unutamıyorum.
yani demem o ki, nakliyede üstüme tanımam. canım pahasına malınızı korur kollarım ve size sapasağlam ulaştırırım. fiyatta anlaşabilirsek, kırılacak, dökülecek ve sizin için değerli olan her türlü eşyanızı itinayla taşırım.
rainbow chaser güvencesiyle.
malınız malımdır.
rain man
-
bir çok film, kitap tarafından gönderme yapılan filmdir. efsaneler arasındadır. güldürür, eğlendirir, hüzünlendirir. ayrıca dustin hoffman'ın ne kadar büyük bir oyuncu olduğunun en büyük kanıtıdır.
iki dakikada duş alıp çıkmak
-
(bkz: erken duşalma)
baia mare siyanür sızıntısı
-
ps- degerli yazar/okur! bu konu başlığı ve konu ekşi sözlükyazari, sayin psyce'in hatirlatmasi uzerine acilmistir. facianin uzerinden 20 yildan fazla gecmis olmasina ve korkunc felaketin turkiye'yi cok yakindan ilgilendirmesine ragmen, ekşi sözlük'de yer almamistir.
degerli yazarimiz psyce'a hatirlatmalarindan dolayi , en iyi dileklerimi iletiyor ve tesekkur ediyorum.
baia mare siyanür sızıntısı : 2000 yılında meydana gelen, " çernobıl faciasından sonra dünyadakı en büyük çevre felaketi olarak kabul edildigi soylenen", romanya'nın baia mare yakınlarında: avustralya'ya ait esmeralda exploration şirketi ve romanya hükümetinin ortak girişimi olan altın madenciliği aurul şirketi ikilisinin, altın çıkarma çalışmaları sırasında, şirketlere ait olan siyanür havuzu'ndan kaynaklı olarak, some? nehri'ne siyanür sızmasıdır.
daha beteri !
"erzincan iliç'te insanlığa karşı suç işlenmesi" konu başlığı ile ortaya getirdigimiz felaketin, baia mare siyanür sızıntısı'ndan daha vahim sonuclara gebe olduguna isaret ediyor.iki felaket hakkinda yazilan haberlerin satir aralarina baktigimizda malesef durum buna isaret ediyor.
""" siyanürcüler hazır yetkililer sessiz
romanya’da yaşanan siyanür felaketi, siyanürün tuna nehri üzerinden karadeniz’e ulaşması dışında da, tüm türkiye’yi tehdit eden büyük bir tehlikeyi gündeme getirdi. türkiye’de siyanürlü altın aranması için 50 ön işletme, 40’tan fazla da işletme ruhsatı verildiği açıklandı. bergama köylüleri, siyanüre karşı verdikleri mücadeleyi sürdürürken, türkiye’nin dört bir yanında siyanürlü altın üretimine geçilmesi gündemde. artvin ve çanakkale’de bir araya gelen kitle örgütleri ve siyasi partiler, “romanya’da yaşanan olaylar ileriki günlerde eğer engel olunmaz ise artvin, bergama, kütahya ve gümüşhane’de de yaşanacak” uyarısı yaptılar ve “ülke cehenneme dönmeden çan’a, bergama’ya, akkuyu’ya göz diken tüm emperyalist kuruluşların çekip gitmesini” istediler.
http://www.antimai.org/cv/baiahaber.htm
bir gece ansızın 81 düzce 80 düzce 79 düzce
-
son günlerdeki olaylardan sonra gerçekleşmesinden korktuğum slogan.
27 eylül 2016 elon musk mars programı açıklamaları
-
vay be neler dedi neler.
yalnız harbiden neler dedi lan anlamıyom olum ben ingilççe falan birisi açıklasın sevabına.
demirtaş'a selahattin demeyeceğim
-
bir davutoğlu ifadesi. selahattin kendisine selahattin eyyubi'yi hatırlatıyormuş. selo başgan ise "kudüs musevilerin kutsal mekanıdır" demiş. ahmet'ciğim de gönül koymuş, bu yüzden artık ona selahattin demeyecekmiş.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/28894702.asp
bu da selahattin'in sandalyeden düşüren cevabı:
https://www.youtube.com/watch?v=xydab7ght3i
___
edit: 'birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan şu günlerde' selahattin demirtaş türkiye siyasetine ilaç gibi geliyor. tüm kesimleri kucaklıyor, ezilenleri savunuyor, emeği, barışı, özgürlüğü temel alıyor. zira türkiye'nin bunlardan daha acil sorunları yok. karizması, özgüveni, espri yeteneği malum zaten. ancak bu adam ve partisi iktidar olmaya oynamak yerine barajı geçme kavgası veriyor. enteresan memleket dostlar.
türk dil kurumu
-
biri bana soruyor "onun yazımı böyle değil miydi?" diye. tdk'nın doğru kabul ettiği yazıma link vericem. link sadece tek kullanımlık. biriyle paylaşınca arama sayfasına geri dönüyor. o yüzden insanları kelimelerin doğru yazımları konusunda bilgilendiremiyorum.
açıkçası tdk'nın "aman kelimelere direkt link verilmesin" diye üstüne titrediği bu konuyla hedeflediği şey ne acayip merak ediyorum. çok uzun zamandır da böyle bu arada. hatta ekşi sözlük'ün araştır kısmında tdk olmamasının sebebi de bu. şimdi iyice geliştirmişler sistemi.
uygulanan tedbirin "gelsin herkes efendi gibi baştan aramasını yapsın, biraz eli klavyeye değsin" diye bir çaba dışında makul bir gerekçesi de yok. hatta kimbilir belki "online'a çok alışmasınlar biraz sözlük satın alsınlar" gibi bir zihniyet bile olabilir. bu iki zihniyet arasında çok mesafe yok çünkü.
bu konuyu yöneticilerden birine ileteyim diye siteye baktım. yöneticilerin isim ve fotoğrafları var ama e-mail adresleri yok. yani ankara'da etrafa bir sürü "bu adamı gördünüz mü?" diye ilan yapıştırıp o fotoğrafları mı kullanıcaz? adamların tipinin neye benzediğinden bana ne? iletişim konusundaki tek imkan bilgi edinme hakkı kanunu çerçevesinde onda da belli kriterler kıstaslar var.
resmen tdk'dan faydalanmaya çalışmaktan yoruldum.
hani birileri çıkıp "yeaa dilimiz çok yozlaştı" falan derse sebepleri konusunda kayıt mahiyetinde dursun diye buraya yazıyorum.
edit: birden fazla kişi tdk'nın tanımlarına erişim için url şablonu iletti. bir yolu varmış. biri konuyu "joomla kullanıyorlar, konudan anlamadıklarındandır muhtemelen" dedi. doğru olabilir. ama bu araştırma ve geliştirme kurumunuın teknik yetersizliği, yol açtığı sıkıntılara bir bahane olur mu? olmaz.