ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
koray çalışkan'ın beyin yakan letonya maçı tweet'i
-
valla haklı bir tweet.
tamam futbol 11'e 11 oynanıyor da futbolla yatıp futbolla kalkan, başka hiç bir spora destek vermeyen, en büyük spor eğlencesinin futbol olduğu 80 milyonluk ülke isen letonya'dan çok daha iyi olacaksın.
ısparta kadar nüfusu olan izlanda'dan 3 yemiş 80 milyonluk ülke mi olur lan?
8 milyon euroyu yanlışlıkla ödedik geri alamadık
-
borcunun ödeyemeyen çiftçi'nin traktör'ünü haciz etmeyi biliyorsunuz.
yaran fıkralar
-
adamın teki bilgeye gider ve sorar:
- üstad, kendi kusurlarımı nasıl bilebilirim?
bilge sorar:
- evli misin?
evet der adam. bilge yanıtını alınca devam eder:
- o zaman işin kolay demektir. karına sadece onun bir kusurunu söylemen yeter.
o sana; senin, annenin, babanın, kardeşlerinin hatta yedi sülanenin kusurlarını sayar, topluca öğrenirsin.
üstad kadir mısıroğlu
-
bunlarin torunlari üstad tuğçe kazaz diye baslik acacaklar ilerleyen yıllarda.
diş beyazlatma
-
%100 saf katkı maddesiz hindistan cevizi yağı alıyorsunuz. dubai'den alma getirtme şansınız varsa en safına ulaşma ihtimalimiz yüksek fakat macro center'larda satılan hindistan cevizi yağlarının da iyi olacağını düşünüyorum.
neyse hindistan cevizi yağımızdan bir miktar alıp karbonbatla diş macunu kıvamına getirip dişlerimizi bir güzel fırçalıyoruz. ilk seferden diş etlerini çok zorlamamaya dikkat edin. alışana kadar biraz mide bulandırıcı gelebilir yutmayaya özel gösterin. üstünden macunla fırçalayıp yağdan kurtulun.
sonuç bembeyaz dişler.
arap halkının diş beyazlığının sebebinin bu formüle dayandığını duymuştum ve uyguladıkça mantıklı gelmeye başladı.
cihazlara, dişçilere, acılara gerek yok düzenli kullanımda farkı görürsünüz.
cileklicikolata
-
çaylaklık entryleri şöyle olan yazar;
kot pantolonunu çizmesinin içine sokan kadın; ''ıykkk iğrenc ya seen nasıl böyle birseyi begenebiliyosun ya nerde kaldı öyle bir moda. ''
the sims 3 ; ''seni anlıyorum.''
ben bilmem eşim bilir; '' ilker ayrıkolmasa bende hayatta izlemem hayranım ona''
metrobüste koltuğa oturunca suratın aldığı şekil ; ''o rahatlığın ve mutluluğun ifadesiii''
cenazeye check-in yapmak ; ''yok artık.sastım kaldım su anda ya.bizim ülkemiz nereye gidiyor......''
vs.. vs..
aferin ssg, sevgiler...
liseyi de geçtim, ortaokullu .
edit: yazar artık yok.
ayhan sicimoğlu
-
annesi ve babasi paris seyahatinde otelde kalacaklar,babasi ucuz bir otel istiyor sadece konaklayacagiz vs, annesi pahali bir otelde israr ediyor ve pahali otelde kaliyorlar.
aksam odada bir findik faresi gorunce babasi soyleniyor gordun mu, simdi nasil anlaticaz bunu diye cunku sadece biraz ingilizceleri var. annesi resepsiyonu ariyor ve:
- do you know tom and jerry diyor.
-yes diyor resepsiyondaki
annesi:
-jerry is here! diyor.
cem yilmazdaki cakmak hikayesinden sonra hakikaten bu da efsane, muthis zeka`::))`
edit: debe de bir numara olmak da varmis,tesekkurler canlar.
edit2: bilmeyen arkadaslar soruyor tek tek yazmak zor oldu, cakmak hikayesini cem yilmaz gosterisinde anlatir: babasinin midesinde yanma vardir ve ingiltere' de doktora giderler ama babasi midesindeki yanmayi anlatamaz. annesi bir cakmak alir ve karin bolgesine tutup yakar, gezdirmeye baslar yanmayi anlatmak icin ve anlatir. hikaye bu.
edit3: altta yazan entry sanirim bir aciklama gerektiriyor. hikayeyi ayhan sicimoglu bostanci gosteri merkezinde bir konser sonrasi aktarmistir. olayin dogrulugu veya baska bir boyutunu bilemem,bizzat ayhan sicimoglu' ndan dinledim.
temizliğe gelen kadına öğlen yemeği verilir mi
-
öğle yemeği tabi verilir temizlik tam günse ama sabah kahvaltısı yapmadan da gelinmez. biz işyerine gidince kahvaltı veren var mı? bi zahmet evde yesinler ya da yanlarında getirsinler.
tam 1 saat kahvaltı faslı sürüyor yardımcıların. kahvaltı yaptınız mı diye nezaketen soruyorum, bir kere de evet yaptım diyen olmadı. e aç mı çalışsın mecbur hazırlıyosun misafire hazırlar gibi, sonra hayat hikayesi anlatma kısmı başlıyo. bir tane de dertsiz eşiyle sorunu olmayan görmedim. benim derdim bana yeter bide bir saat dert dinliyorum. sonra bir saat kahvaltı yapma, yarım saat kahve içme derken, saatim doldu şunlar yetişmedi diye kaçıyorlar.
almıyorum artık yardımcı filan kafam rahat.
edit: mesele asla bir kap yemek meselesi değil. herkes verir paylaşır ne varsa ama yarım saatte bir 10dk kahve sigara telefon molası, bir saat kahvaltı molası, bir saat öğle yemeği molası. bi de arkadaş oturmasına gelmiş gibi yayıla yayıla yavaş yavaş yeme olayı var. yahu işimiz var işte ye de kalkalım hayat hikayeni neden dinliyorum? e kaç saat duruyosun ki zaten? ben bu kadına habire yemek hazırlayıp bulaşıkla mı uğraşayım, yoksa temizliğin ucundan köşesinden yardım mı edeyim? -o çalışırken oturamıyorum- sonra o gittikten sonra bir bakıyosun her şey yarım yamalak yapılmış ve resmen kaçmış evden. bu noktada da kendini enayi gibi hissediyosun bide misafir gibi ağırlama salaklığı yapıp kalan işleri gene kendin yapıyosun. ee aç doyurmak mıydı amaç sadece? aman neyse işini hakkıyla yapan bana denk gelmedi size başarılar..
mühendis olmanın artık hiçbir havası kalmaması
-
ülkede,
adalet olmadığı için avukatlığın,
güvenlik olmadığı için polisliğin,
habercilik olmadığı için gazeteciliğin,
eğitim sistemi olmadığı için öğretmenliğin pek bir anlamı kalmadı.
bilim olmadığı için de mühendislik bitiyor.
hadi herkes imam olsun.