hesabın var mı? giriş yap

  • eşimdi.

    o anlatırken sessiz sessiz gözlerinin içine bakıp işte bu dedim. evleneceğim kız bu.

    5 * yıllık ilişkimiz boyunca bir kez olsun pişmanlık duymadım.

    zarar gelmez olum bu tiplerden, aslında en korktuğun tip böyle ağzımdan laf kaçırır mıyım diye sinsi sinsi takılıp foyası sekizinci dokuzuncu görüşmede belli olandır sen onla dalganı geç.

    p.s : itiraf edeyim bizimkisi avukat olduğundan bayağı konuştu ama :)

  • amerikada frat partilerin afislerinde boy gosteren, yolda yururken okuldaki insanlarin birbirine i kiss you demesini saglayan, aa turk musun sorusunun ardindan i invitate you to my house, tonight? ha ne dersin kas goz isaretine maruz kalmama neden olan internet iblisi.

  • yetişin adam s.kiyorlar... ortamlarda yıllık enflasyon %54 dersiniz. zaten alınması başlı başına haraç kesmekken 50 tl'den 150 tl'ye çıkarılmış.

    10 yıllık pasaport 1.703 tl, vizeler 80 euro, 160 usd, 495 usd (schengen, abd, uk), kurlar beceriksizlikleri yüzünden zaten zirvede. bu harç, okumuş, yurt dışı gezecek vizyonda kişilerden (ki kendi seçmenlerinin çoğu bu tanımın dışında) insanlardan kesilen resmi haraçtır.

    dolar ve euro ile karşılığını hesaplayıp aklamaya çalışmasın kimse. ülkeden çıkmak için para alıyorlar sizler de "alt tarafı x dolar, y euro" diyip duruyorsunuz. 1 tl de olsa aptalcadır, 1.000 tl olsa da... her şeyden önce de haraçtır...
    _
    yandaşlar saltanatı döneminde her şey başıboş kalmış, rüşvet alıp başını gitmişti. devlet israf içinde yüzerken, halk ağır vergiler altında eziliyor, hukuk işlemiyor, ekonomi yürümüyor, kargaşanın müsebbibi olan siyasal islamcılar ise keyiflerine bakıyor, ekonomiden başka her şeyle ilgileniyorlardı.

    saraylarda smoothie içiliyor, âlem yapılıyordu. esnaf haraca bağlanmıştı. memurlar tek adam adına haraç topluyordu...

    edit: "bu parayı ödeyemiyorsan yurt dışına çıkma" sığlığında entryler görüyorum, hatta benzer mesajlar alıyorum. yazının hiçbir yerinde ödeyemediğime hatta ödeyemediğimize dair bir şey yazmıyor. sözlük enteresan bir yer haline geldi. delinin biri 5 yıllık entry'lerimi ayıklayıp "zengin olduğunun reklamını yapıyor" diyor, sonraki başlıkta "10 euro'yu ödeyemeyen insan" yaftası yiyorsunuz.

    haksız talep edilen bir para, siz ödeyebildiğiniz için haklı olmuyor. mesela benim özel sağlık sigortam olduğu halde, gss prim borcumu ödüyorum, ödeyebiliyorum ve hoşuma gitmiyor orada borç gözükmesi. görsel bu bana gss priminin haklı olduğunu mu söyletmeli? gidip başlığında "sağlığı için ayda 150 tl ödeyemeyen ölsün" mü diyeyim?

  • bazıları harbiden yaran statuslar:

    "yörüngeye yerleşen ilk türk uydusu "rasat" ilk sinyali göndermiş: "rus uydusu taş taş!"

  • nazan: şükrücüm ne olacak bu korona salgını sence?

    şükrü: kimse evinde oturmuyor ki nazan. bir süre kimse evinden çıkmasa sorun daha çabuk çözülecek.

    türkan hanım: aman gül sakın kimse evinden çıkmasın. ellerimizi sık sık ve sabunlu suyla yıkayalım. hijyen önemli.

    sabri bey: türkan hanım, sizin numunelik ilaçlardan büyük hanıma biraz verirseniz. malum korona salgını.

    cemil: sevim koş yandan çarklı da korona olmuş galiba. bizim bir suluhi bey vardı. böyle öksürükle başladı, 10 güne kalmadan gitti.

    gül: dilin kopsun baykuş. ah babacım sen de ne uyarsın sultan hanım'a da sokağa çıkarsın.

    sultan: benim kadar taş düşsün başına e mi kapıcı güzeli. babanızı ben mi sokağa çıkarıyorum? marketin hesabını almadan gelmiyor eve.

    halil: heyt! kırarım boynuzunuzu. biz burada hastayız siz kavga ediyorsunuz.

    hüseyin: aman enişte, şu kağıdı imzala. korona falan olursun mazallah, sultan'ı ortada bırakır bu çocukların. bak nasıl hain hain bakıyorlar.

    cafer: ağzını topla yengeç. ne oluyor öyle hain main?

    halil: heyt! kırarım boynuzunuzu...

    cafer: aman babacım, sen kendine dikkat et. korona falan olursun. biz ne yaparız sensiz.

    halil: bak hala konuşuyor.

    sabri bey: haa cafer burada mısın? ne oldu halil efendi'ye? korona mı yoksa? aman allah'ım derhal maske takın, öyle girsin türkan hanım'ın muayenehanesine.

    ayla: ne oldu efendim? hık.

    sabri bey: yok efendim bir şey. halil efendi korona mı olmuş ne! onu getirmişler türkan hanım'a. beleşçiler. siz ne yapıyorsunuz efendim?

    ayla: cenap bey'lere hünkar beğendi yapıyorum efendim. bağışıklıkları güçlensin, koronaya yakalanmasınlar diye.

    sabri: iyi efendim artık elin kıllılarına altı kilo patlıcandan beğendi mi yapacağız? zıkkım yesinler.

    tontoş: miyavvvvv.

    sabri: çekil ayağımın altından, pis musibet.

    ayla: siz yiyin zıkkımı efendim. o bir devlet sanatçısı. korona olursa cenap beyler ben de sizi boşarım. gel yavrum, tontoş kızım sen bana. baban yine tepiniyor. kedi babası ne olacak.

    büyük hanım: ayla, bitti mi kızım ispanyol gribi salgını? ah ah babanla nasıl izole etmiştik o zaman kendimizi. rahmetli üç ay çıkarmamıştı bizi sokağa.

    sabri: ne ispanyol gribi efendim? korona var şu an korona. ispanyol gribi çıkıp biteli 100 yıl oldu. büyük hanım'ın hatlar karıştı yine.

    katil: vay komşum. aile saadeti ha balkonda.

    sabri: öyle efendim. korona olayları malum. dışarı çıkamıyoruz.

    katil: vatandaş evinde kalacak komşum. elini kolunu oynatma. teyzemi koronaya karşı koru.

    prens: got got got...

    şengül: sus kız sen de got got got. korona mı oldun ne!

    katil: kız değil ablacım o, horoz, sapına kadar erkek.

    şengül: al o zaman horozunu, çekemem ben öyle got got got. kız hoca ne zaman ders yapacağız?

    sabri: şey efenim, şu korona salgını bitsin hemen.

    şengül: ne oldu kız hoca, korkuyor musun korona'dan yoksa?

    ayla: hık. yaşlı annemiz var efendim. tedbir tedbir. hık, hık...

    şengül: peki kız yemedik anneni. bu da beni gördü yine hık hık hık.

    katil: yürü ablacım marizlemeyelim şimdi. komşum iyi günler.

    şengül: ayyy... yavaş olsana kız. katil gibi çürüttün her yanımı.

    sabri bey: efenim sefa ile.

    maşuk: hişt hişt! korona katil korona.

    şengül: ne diyor o kız manyak?

    cafer: konuşuyor efendim öyle. çenesi düştü.

    katil: vay! katil amcan öpsün seni yavru...

    cemil: sevim koş katil ile eseri gidiyorlar.

    katil: gidiyoruz sayın abim.

    cemil: senin sedat limonları beş katı fiyata satmış. uyu sen.

    katil: ne diyorsun sen sayın abim? bozma sabah sabah asabımızı.

    cafer: aman efendim uymayın siz ona. sarhoş. çekmiş yine cak cak. neymiş alkol koruyormuş koronaya karşı, bahane.

    cemil: cafer duydun mu vaka sayısı 6 kişi daha artmış. altı.

    sabri: ne diyor o sarhoş yine? altı tane bira mı istiyor?

    cafer: sormayın efendim çekmiş yine kafayı.

    maşuk: koronalı kereste müdürü, koronalı kereste müdürü.

    sabri: bana mı diyor o? koparırım dilini.

    cafer: anaaam! yok sabri bey, ha bana dedi bana.

    sabri: hah şöyle.

    büyük hanım: ayla mefharet hanım mıydı o? kristal'de çıkıyordu hani.

    ayla: yok annecim ne mefharet hanım'ı. katilin eseri eseri...

    sabri: büyük hanımın maşallahı var yine. aman efendim, kapıyı iyi kilitleyin. sakın sokağa çıkarmayın. korona kapar falan. küt diye gider mazallah.

    ayla: allah korusun. siz gidin efendim. anneciğime söylediklerinize bak.

    ergun: duydun mu demet? tahta kafa ile nimet hanım korona olmuşlar.

    demet: nereden uyduruyorsunuz ergun bey?

    ergun: öyle kızım. yalan mı söylüyoruz. bak veliaht hazretleri gelmedi bugün işe. onlara da bulaşmış olmasın nimet hanımlardan.

    abbas: ağzından yel alsın müdürüm. tövbe.

    ergun: sus konuşma sen. bardakları iyi yıka. korona olmayalım sonra.

    abbas: başüstüne müdürüm.

    nimet: raşit, korona mı oldum ben?

    raşit: yok nimet ne alakası var? sadece biraz üşütmüşsün.

    nimet: ne o el kol hareketleri üşütmüşsün diye? üşütük müyüm ben? kırarım senin o tahta kafanı.

    raşit: aaa nimet, ne diyorsun sen. rica ederim. ben emekli noter başkatibiyim. toplumda bir konumum var.

    nimet: konumun var ha. yolmazsam etlerini. koronalı tahta kafa seni.

    davut: ulviye, sürekli sebze ve meyve yemek zorunda mıyız?

    ulviye: evet davut. korona salgını bitene kadar taviz yok.

    davut: bari biraz dışarı çıksak. otur, otur patladık.

    ulviye: nayn davut. salgın bitene kadar evden adım atmak yok.

    davut: alman mezalimi.

    halis: ne tatlı babacım, oturuyoruz öyle yumuşak yumuşak. dilek'i de çağırırız. tertibim burada sizle oturur, ben de odamda dilek'e posterlerimi gösteririm, sonra da böyle...

    galip: amca ne yaptı gördün mü adi?

    davut: hayt, müzevirlik yok. sen de bırak sapıklığı dummkopf, patlatırım enseni.

    ulviye: nayn davut, dummkopf yok. çocuk bir şeyler anlatıyor. galip sen de hemen şikayet ediyorsun bakıyorum. çok ayıp. ellerini yıkadın mı yemekten sonra?

    halis: yıkamadı bu adi anne.

    ulviye: rezalet git yıka ellerini galip. korona olacağız vallahi.

    ayşe: ay allah korusun abla. ben sürekli siliyorum yerleri ama...

    davut: sen de yeme karşımda şu sosisleri ağzını şaplatarak dummkopf.

    halis: yemem lazım baba. ben daha çocukum. hem yemezsem nasıl gelişecek kemiklerim, bağışıklığım.

    ulviye: yiyecek çocuk tabii davut. onun ihtiyacı var.

    davut: biz neden yiyemiyoruz peki ulviye?

    ayla: nayn davut, evde kal çağrısına uyuyoruz, spor da yapmıyoruz. kilo kontrolü ve koronaya karşı bağışıklığının güçlü kalması için sana yasak öyle şeyler.

    davut: offf offf... alman mezalimi. senin yaptığını çinliler, fransızlar yapmaz ulviye...

    sedat: serpil, bir korona olayı çıktı. tak! fiyatlar beşe katlandı. kolonyalık limonları katile çaktırmadan beş katı fiyata bekir abi'ye sattım. ruhu bile duymadı katilin...

    serpil: aferin benim akıllı kocam. gurur duyuyorum seninle. ya üç kuruş kazanan damat namzedi gibi olsaydın, ne yapardık? ne zaman alıyoruz londra'daki evimizi sedat.

    sedat: şu korona olayı bitsin, hemen. cız. baksana adamlar şu an tedbir bile almıyor. tüm ingiltere'ye yayılsınmış. bu nedir kardeşim? tony blair zamanında bir arardım tak "sedatcım emrin olur." der hallederdi her şeyi...

    aslı: bora'ya laf söyletmem anne. o maaşıyla geçinen bir emekçi.

    serpil: sus kız koparırım senin o etlerini. bak babanı örnek alsın biraz. sayesinde daha ne günler göreceğiz. londra, tokyo... tüm borsaların tozunu attırıyor.

    aslı: çok duyduk bunları anne. tak tak. hani nerede?

    sedat: ah serpil, biz nerede hata yaptık? bu kız neden böyle oldu? bir de sosyal demokrat ağızları emekçi falan... korona olacağım bu kız yüzünden, genç yaşta.

    şevket: mine, alışverişe, kuaföre gitme bugünlerde. çocuklara bulaştırmayalım korona falan.

    mine: haklısın şevket ama bu özge çok geziyor sokakta. bulaştıracak sonra çocuğa diye korkuyorum.

    hacer: ah be abla. çok doğru söylüyorsun. ağzımdan aldın. tam ben söyleyecektim.

    şevket: işine bak hacer hanım. dedikodu yapma.

    hacer: zoruma gidiyor ama şevket bey. bizim orada da böyle. yollar hala trafikten geçilmiyor. otobüsler deseniz, adım atılmıyor, binilmiyor vallahi kalabalıktan. bizim bir raziye abla var. onun gelini de...

    şevket: haydi hacer hanım. bırak şimdi raziye ablayı da gelinini de.

    cem: hiç gelmeyecektik amerika'dan özge.

    özge: haklısın cem ama türkiye, şu an oradan daha iyi durumda.

    cem: öyle ama annemler bazen çok sıkıyorlar. bilmiyorum en azından birlikte oturma fikrine en baştan hayır demeliydik.

    özge: olsun cem. ben alıştım artık.

    cenap: ibrikçi, esmer yok bugün pencerede. korona mı oldu yoksa?

    sıtkı: yok abi allah korusun. uyuyordur.

    cenap: ibrikçi, yeni bir şiire başladım. korona zamanı sana geldim istanbul.

    bir kızıl gökyüzü vardı önümde.
    havada aşk, etrafta korona kokuyordu.
    sana geldim istanbul,
    korona zamanında tek vücut olmak için.

    sıtkı: aman abi, dur hemen yazalım.

    leyla: hüsnü, daha oturacak mısın?
    televizyonun karşısında uyukluyorsun.

    hüsnü: yatalım leyla. çoğu televizyon aynı. uzman bulamamışlar gibi, gazetecilere korona konuşturuyorlar.

    leyla: ne olacak bunun sonu hüsnü? sence çabuk biter mi bu salgın?

    hüsnü: bilmiyorum ki leyla. herkes evinde otursa daha çabuk durur diyor bilim insanları ama kimse evinde oturmuyor ki. bak herkes sokaktaydı bugün yine...

    leyla: doğru söylüyorsun hüsnü. çocuklar da gelmiyor bak. gelinlerin canına minnet tabii. kimbilir neler söylüyorlar gelmesinler diye.

    hüsnü: çocuklar haklı hanım. ikimiz de yaşlıyız. bize virüs taşımamak için gelmiyorlar.

    leyla: hıhh ne yaşlısı hüsnü. daha biz genç sayılırız. yaşımız kaç ki?

    hüsnü: geçti bizden hanım artık geçti. sokağa da adım atamayız, eve de kimse gelmez bu durumda. haydi sen bir kadeh rakı, beyaz peynir, domates falan hazırla da biraz daha izleyelim şu açık oturumu. uykum kaçtı.

    muvaffak: rezalet, bu çinliler ne bulursa yiyor. sonra da ceremesini biz çekiyoruz. nazif sen de taksiye çıkma bir süre oğlum. korona olursun falan. biz yaşayacağımızı yaşadık da siz daha gençsiniz.

    nazif: aman baba. okullar tatilken ne kazanırsam iyi. kooperatifin taksidi yaklaştı.

    muvaffak: ahh ah. biz öğretmenimizi koronadan koruyalım derken, olmuyor. bu cumhuriyet ne badireler atlattı, sıtması, su çiçeği, kızamığı, hepsini yok etti. korona da neymiş?

    aysel: baba kapuska yaptım, iyi geliyormuş lahana diyorlar bağışıklığa.

    muvaffak: eline sağlık kızım. bağışıklığı korumak için öğretmen, emekli kapuskaya talim etsin. ne günlere kaldık yarabbi...

    nazan: şükrücüm neden durgunsun?

    ali: anne feci açım. korona salgını nedeniyle dışarı çıkıp bir şey yiyemedik zeynep'le.

    nazan: oğlum tamam. babanın ciddi bir sorunu var gibi, önce onu konuşalım.

    ali: baba gerçekten bir şey mi var?

    aydın: korona virüsü mü korkuttu efenim. bugünlerde herkesin tek korkusu korona?

    bilge: aydın, bırak sululuğu. ciddi bir durum var. baba...

    şükrü: annemle babamı düşünüyorum nazan. siz gençsiniz, anlamazsınız. şimdi burada olsalardı, gözümüzün önünde olurlardı en azından. babam bir kadeh rakısını alır, ne olacak bu memleketin hali hanım diye sorardı. efkarlandım öyle. şimdi evlerinden dışarı çıkamıyorlar. biz de gidemiyoruz. ya onları koruyamazsak?

    jenerik

    dış ses ali: o akşam babam rakısını koydu ve dedemle babannemin gençlik anılarını anlattı geç saate kadar. ülke ve dünya olarak zor günlerden geçiyoruz. dedem ile babannem bizim her şeyimiz. babam ve amcam onlar için endişelenmekte haklılar. ama biz o gece hiçbir şey söyleyemedik tabii babama. umarız güzel günler göreceğiz çok yakında. şu koronavirüs olayı sona ersin de. ülke olarak mutlu olacağız yeniden.

    bizimkiler'de haftaya buluşmak üzere, moralinizi yüksek tutun, işiniz yoksa evinizde kalın, koronavirüs ile ilgili kurallara uyun, hoşçakalın...

    -devamı, haftaya pazar günü, saat 20.00'de-

    edit: gelen beğeni mesajları için çok teşekkür ederim. umur bugay başta olmak üzere tüm bizimkiler ekibine saygıyla.

  • şeriat is loading... başlıklardan biridir.

    kadınlar bitti sıra erkeklere geldi.

    benim şortuma gelip laf edecek bedevinin cesedini s....m.

  • bana gücü yetmediğinde, oyuncak ayımı saklayıp;

    - şu an ne kadar açtır, ıslak da üstelik, balkona mı sakladım acaba bu soğukta, yazık çok üşüyor olmalı diye diye kafayı kırmamı sağlaması gibi olabilir.

    ne çok ağlardım, ne çok gülerdi.. ne çok anlamsızdık

  • hak ettikleri paraları vermediğiniz için olabilir mi bu kriz.

    freelance daha iyi kazanan biri neden senin yanında kölelik yapsın.

  • avrasya anket firması sahibi kemal özkiraz'ın şu youtube yayınında açıkladığı anket..

    yayın akarken yazdığım için hatalar varsa haber verirseniz düzeltirim..

    sonuçlar özetle şu şekilde.

    soru: cumhurbaşkanlığı seçiminde oy verdiğiniz adayın seçimden sonraki performansını nasıl buldunuz?

    erdoğan'a geçen seçimde oy verenler için:
    başarılı: % 63
    başarısız: %17
    ne başarılı ne başarısız: %20

    muharrem ince'ye geçen seçimde oy verenler için:
    başarılı: %9,9
    başarısız: %78
    ne başarılı ne başarısız:%11,9

    (diğerlerini yazmaya üşendim)

    soru: muharrem ince parti kurarsa oy verir misiniz?
    oy veririm: %1,9

    soru: önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde 1. turda sadece recep tayyip erdoğan ile abdullah gül aday olursa kime oy verirsiniz?

    tayyip erdoğan: %42
    abdullah gül: %33
    kararsız/hiçbiri: %24

    soru:önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde 1. turda sadece recep tayyip erdoğan ile ali babacan aday olursa kime oy verirsiniz?

    tayyip erdoğan: %42
    ali babacan: % 35,2
    kararsız/hiçbiri:%22,9

    soru : önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde 1. turda sadece recep tayyip erdoğan ile ahmet davutoğlu aday olursa kime oy verirsiniz?

    tayyip erdoğan: % 42,3
    ahmet davutoğlu:%32,1
    kararsız/hiçbiri: %25,6

    soru: önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde 1. turda sadece recep tayyip erdoğan ile abdullatif şener aday olursa kime oy verirsiniz?

    tayyip erdoğan: %41,3
    abdüllatif şener: %39,1
    kararsız/hiçbiri: %19,6

    soru: önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde 1. turda sadece recep tayyip erdoğan ile ilhan kesici aday olursa kime oy verirsiniz?

    erdoğan: %41,3
    kesici: %39,4
    kararsız/hiçbiri: (bunu söylemedi)

    soru: önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde 1. turda sadece recep tayyip erdoğan ile meral akşener aday olursa kime oy verirsiniz?

    erdoğan: %42
    akşener: %40,1
    kararsız/hiçbiri: %17,9( bunların çok büyük kısmının hdp seçmenleri olduğunu söyledi)

    soru: önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde 1. turda sadece recep tayyip erdoğan ile kemal kılıçdaroğlu aday olursa kime oy verirsiniz?

    erdoğan: %41,4
    kılıçdaroğlu: % 40,6
    kararsızlar/hiçbiri:( söylemedi)

    ( kemal kılıçdaroğlu hem iyi parti secmeninden tuluma yakın oy alıyor , hem de hdp secmeninden çok yüksek oy alıyor dedi)

    soru: önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde 1. turda sadece recep tayyip erdoğan ile muharrem ince aday olursa kime oy verirsiniz?

    erdoğan: %42,7
    ince: %35,9
    kararsız/hiçbiri: %21,4

    soru: önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde 1. turda sadece recep tayyip erdoğan ile ekrem imamoğlu aday olursa kime oy verirsiniz?

    erdoğan: %40,8
    imamoğlu: %43,7
    kararsız/hiçbiri: %15,5

    soru: önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde 1. turda sadece recep tayyip erdoğan ile mansur yavaş aday olursa kime oy verirsiniz?

    erdoğan: %40,4
    yavaş: %41,1
    kararsız/hiçbiri: (oran olaraksöylemedi ama şunu ekledi; mansur yavaş'ın ismini söylediğimizde kararsızlar 3 puan artmış. bu da kürt seçmen, hdp seçmeni, dedi.)

    edit: firma sahibi, anketin finansmanını hiçbir yerden destek almadan, sadece youtube gelirleri ile gerçekleştirdiğini aktardı.

  • arkadaşlar bu yazılı olmayan kuraldır.

    şampiyon olduysan kendi semtinde eğlenirsin. rakip takımın semtinde eğlenemezsin. beşiktaş'ta, kadıköy'de bu kutlamayı yapamazsın. bu budur. sen şimdi trabzonspor taraftarı olarak bağdat caddesinde şampiyonluk kutlarım dersen senin oradaki amacın şampiyonluk kutlamak değil gövde gösterisi yapmak. bunu da sana yaptırmazlar. yapamazsın yani. etik değil.

    not: beşiktaş.

    edit: trabzona mı gidelim mesajları alıyorum.

    bağdat caddesine de gitmeyiver bir zahmet. istanbul'da semt mi bitti?