hesabın var mı? giriş yap

  • 1995 yılı boyunca başıma gelen ilginç olay.

    debe edit:

    nadir hastalıklara sahip çocuklarımız için çok büyük bir iyilik yapmış olacaksınız.

    kampanyamız dün başladı. çığ gibi büyüyerek fakülte ve hastane yönetiminin politik nedenlerden dolayı aldığı karara geri adım attırmak istiyoruz.

    buradan imzalayabilirsiniz.

  • 65 yaş üzeri kullanıcılar için getirmesi bedava ve “getirevlat” kodlu %10 indirim

    sağlık personeli için de aynı şekilde getirmesi bedava ve “minnettar” kodlu %10 indirim

    yapan uygulama. böyle ufak jestlerle mutlu oluyor insan.

  • 3-4 sene evvel
    b: yarın bodruma gidelim
    -yarın sınavım var.. kafa yapıyon galiba
    -sktr et rapor alırız.
    gidilir.

  • dakikalarca süren turnike sırası, turnikeye yaklaştıkça içeriden gelen tezahurat seslerinin de etkisiyle iyice artan heyecan; turnikeyi geçtikten hemen sonra sıkışıklıktan kurtulmanın verdiği güvenle, beraber gelinen babayı arkada bırakıp hızlıca çıkılan merdivenler; son basamaklarda artık yerinden çıkmak üzere olan bir kalbin güm güm sesleri ve işte o asla unutulamayacak manzara...

    dört koca ışık kaynağının gün ışığını aratmayacak derecede aydınlattığı yemyeşil çimler; o zamanki çocuk hal ile devasa gelen, uçsuz bucaksız insan topluluğunun içini doldurduğu tribünler; 5-10 metre öteden gelen dum dum dıdı dum vuruşlarıyla taraftarı ateşleyen davul sesleri, kolkola girmiş bir tribün insanın müthiş bir senkronla zıplamalarıyla oluşan olağanüstü manzara ve tüm bunlardan hangisine bakacağını şaşırmış, gözleri parıl parıl bir çocuk. birisi mutluluğun resmini mi istemişti?

  • bunlar pro dilenci. t1 tramvay hattında takılıyorlardı. özellikle turistlerden aldıkları banknotları salisede cebe indirir baba. o torbadaki pet şişe sayısı sabittir.

    edit: dilenci demeyeyim, performans sanatçısı.

    edit 2: tramvay zaten bu.

  • hangi dünyada yaşadığını merak ettiğim kız. "sabah dokuzda kalkıp işine gelen, akşam en az beşe kadar ofiste çalışan bir insanım. " diye bir cümle kurabilecek kadar kopuk. busecim sabah 6:30da kalkıp akşam 9a kadar çalışıyorum, muhakkak görüşelim.

  • meyvenin dalından koparılırken çok acı çektiğine inanırlar bu yüzden yere düşmüş meyveleri yerler. haşlanmış sebzeleri de yemezler. brokolinin haşlanırken çığlıklar attığını duyabilme özellikleri vardır. vitamin, demir gibi hayati maddeleri tabletler halinde alırlar. eğer frutaryen bir sevgiliniz falan olursa siz siz olun bir demet çiçekle karşısına çıkmayın.

  • tanıdık bir iş yeri var, patron akrabamız. ben de bir süre çalıştım.

    patron türkiye şartlarında iyi biri. 7 kişilik kadro, lise mezunu olması ve çok parlak olmamasına rağmen (marketten pil yerine pinpon topu alan cinsten) patron asgari ücret üstü maaş verir. öğle yemekleri şirketten, fazla mesai ya bir etkinlikle (dışarıda yemek) ya da harçlıkla karşılanır vs.

    böyleydi demek daha doğru çünkü son iki sene bu çalışanların maaşları asgari ücrete yakınsadı, haftada bir çıkan etli öğle yemeği ayda bire düştü, artık doğum günleri mado'da değil iş yerinde ucuz tatlılarla kutlanıyor. yakında bunlar da gidecek, hatta kadroda küçülme bile olabilir.

    kısacası şirket, çalışanıyla patronuyla enflasyon karşısında ezildi. bu durumun tek doğrudan sebebi ise hükümetin ekonomi politikası. büyük şirketler milyarlık krediler alabilirken, vergi borçlarını affettirirken, kaçak işçi çalıştırırken; işini kanuna göre yapan küçük işletmeler can çekişmekte. çalışanların durumu daha feci, eğer ailesiyle veya sahip oldukları evde yaşamıyor olsalardı hiçbiri devam edemezdi. ülkede o kadar verimsiz bir ekonomik sistem var ki evde boş boş duran adam çalışandan daha iyi durumda, en azından yıpranmıyor.

    bu tip süreçler bir iki sene sürse hadi dişimizi sıkalım diyebiliriz ama durum hiç öyle gözükmüyor.

    sadece bir gözlemde bulunmak istedim.

  • kucukesat bulbulderesinde manyak pastalar yapan mekan. önceden kücücük* bir yerleri vardı sonradan buyuttuler işi

  • 20 mart 2021'de, yine bir gece yarısı ülkenin merkez bankası başkanını görevden alarak sadece 3 ayda ülkenin para biriminin %20 değer kaybetmesine neden olarak 83 milyonu rahatsız eden bir zübüğün gece yarısı kimsenin kimseyi rahatsız etme hakkı yoktur diyerek getirdiği yasaktır.