hesabın var mı? giriş yap

  • kisaca elektron akisi diyebiliriz. aslinda tam olarak ne oldugunu anlatmak guc ama bunu boyle bilmek yeterli.

    izah etmeye calisalim:

    misal bir ampulu yaktiniz. icinde tungsten bir tel var. elektronlar bu telin icinden gecmeye basliyorlar. yani aslinda tam olarak gecmiyorlar da, periyodik olarak o tungsten tel uzerindeki elektronlarla yer degistiriyorlar. her maddenin elektron akisina karsi bir direnci vardir. tungsten de belli bir direnc gosterir. bu direnc yuzunden, elektron akisi sirasinda madde isinir. bunu "surtunme" gibi degerlendirmek mumkun tabi de, aslinda oyle degil elbette. soyle basitce aciklamaya calisayim; tungsten atomu uzerindeki elektronlar, komsu atomdaki elektronun yerine gecmek icin belli bir enerji duzeyine cikilmasini ister. eger, elektron akisini yonunde atoma dogru gelen elektron belli bir enerji duzeyinin uzerindeyse, atomdaki elektronun yerine gecer. atom da, uzerinde fazla elektron bulunduramayacagi icin, en ustteki fazla kalan elektronunu diger atoma yonlendirir. bu sirada bir onceki elektronun enerjisi de bu giden elektrona yuklenmek zorunda kalir ki, yeni gelen elektron atomdaki en ust yorungede yerinde kalabilsin.

    evet, biraz karmasik oldu ama olay boyle... dedigim gibi, yeni gelen elektron bir digerini kovarken enerjisinin epeyce bolumunu ona aktarir ama bu enerjinin bir kismi da atoma gecer. bu da atomun titresiminde bir artisa sebep olur. eger yeterince dikkatli okuduysaniz, bu enerji alisverisi sirasinda bir enerji kaybi oldugunu farketmissinizdir. iste bu enerji kaybi, "direnc" olarak adlandirilir "kabaca"...

    bu elektron alisverisi sirasinda atoma bir miktar enerji gectigini ve bunun atomun titresimini artirdigini soylemistik. iste bu artan titresimi biz isi olarak biliriz. eger bir madde isinmissa, bu isi enerjisini bir sekilde disari atmak zorundadir. ve bu disari atim, genellikle "foton" yani "isik" seklinde olur... boylelikle o ampulun parladigini goruruz. ozetle en kaba haliyle bir ampul boyle isik yayar.

    simdi sizler, elektrik sobalarinin nasil isittigini da bir sekilde anladiniz degil mi? evet, aslinda elektrik sobalari direnci yuksek, daha kalin telli ampullerden baska bir sey degil. e herhalde neden bu kadar cok elektrik yaktigi halde nicin boyle az isi verdiklerini de anlamissinizdir. cunku elektrik enerjisinin cogu bir sonraki elektrona aktarilir ve biz sadece cok kucuk bir bolumunu isi olarak goruruz...

    bilgisayar ekraniniz da buna benzer calisir. eger monitorunuz tuplu ise, tupun gerisindeki elektron tabancasindan salinan elektronlar ekran yuzeyindeki fosforlu yuzeye carpar. bu fosforlu yuzey enerji yuklu elektrolari sogurur. bu yuzden fazla enerji yuklenirler ve bu fazla enerjiyi foton yani isik olarak disari atarlar. bizler de bu isigi goruruz. tipki floeresan lambalar gibi. aslinda ayni seydirler. lcd ekranlarda da goruntu benzer sekilde olusur fakat teknik farkli oldugu icin anlatmasi uzun surer. kisaca, bu sefer elektrik yukunun sivi kristal hucreleri yon degistirmeye zorladigini, hucrelerin uzerindeki polarlanmis filtrenin bu yon degistirmeye bagli olarak arkadan gelen isigi bizlere gosterip-gizledigini belirtmek yeterli sanirim. evet, isigin da bir "yön"ü vardir. bu filtre isigin yatay veya dikey yayilimindaki gorulebilirligini etkiler. cunku isik dalgalari "yatay" ilerler. karsisina dikey bir polarize filtre koyarsaniz arkadaki isik gorulmez. bir polaroid gozlugun iki camini ust uste koyup camlardan birini cevirirseniz bunun ne demek oldugunu daha iyi anlarsiniz.

    ne diyorduk? elektrik elektron yayilimidir. nasili veya nicini su an icin onemli degil. bununla ilgili teoriler veya farkli bir ton anlatimini bulabilirsiniz.

    fakat net bir sekilde itirafta bulunmak gerekirse, bugunku teknolojimizin dayandigi pekcok sey gibi, elektrik de "teorik"tir... cogu kanitlanamamis fakat isleyisini bildigimiz kurallar uzerine insa edilmistir. elektron'un ne oldugunu tam olarak bilmedigimiz gibi, elektron'un elektrik enerjisini nasil ortaya cikardigini da "tam" olarak bilmiyoruz. sadece teorilerimiz var. fakat bir seyin ne oldugundan emin olmamamiz onu nasil kullanacagimizi bilmememiz anlamina gelmiyor. bizler elektrigi harbi guzel kullaniyoruz. bu, bugun icin bir realite.

    tabi ileride yeni bir dahi veya dahi grubu cikip, simdiye kadar elektrigi "rezil" bir sekilde kullandigimizi, bunu %3580 daha verimli kullanmanin aslinda cok basit bir yolu oldugunu gosterebilir. o zaman saygi duyariz elbette. hatta tesekkur ederiz.

    bunca "belirsizlik" saydiktan sonra, elektrigin aslinda elektronlarin atom cevresinde dolandiklari yorungelerle cok ilintili oldugunu da soylemek zorundayiz sanirim. haaa, az once bilmiyoruz falan dedim de, elektronlarin atom cevresinde dolanmasi ile ilgili cok guzel ve "saglam" teorilerimiz var. bugun hesapliyor ve inaniyoruz ki, elektronlar atom cevresinde oyle don baba donelim "stabil" yorungelerde gezinmiyorlar. enerji duzeylerine gore farkli yorungeleri var ve bu farkli yorungelerde "fantastik" sekilde dolaniyorlar. enerjisi bir sekilde biryerlerden yukseltilen elektron bir usttekinin yerine geciyor. yerine gectigi elektron da enerji kaybederek bir oncekinin yerine geciyor. tabi enerji kaybettigi icin, kaybettigi bu enerjiyi bir foton olarak yayinliyor. biz de bunu isik veya radyo, x isini veya baska bir foton dalgasi olarak hissedebiliyoruz.

    tamam, sacmalamayi kesiyorum. elektrik demistik, karmasik ama bir o kadar da basit bir sey. mesela elektrigi demir cubugun uzerine sarili bir tel sarimindan gecirdiginizde demir cubuk miknatis oluyor. ahaha iste bu da elektromanyetizma denen sey. ya da sadece manyetizma mi desem? eheh tabi degil, bunlar aslinda ayni sey. ya da biz oyle oldugunu dusunuyoruz. ya da gercekten ayni sey ama biz sadece dusundugumuzu dusunuyoruz.

    bu entry'i nasil baglayacagimi bilmiyorum. o yuzden olabildigince mantikli ve duzgun bir laf etme geregi hissediyorum kendi kendime... efenim, elektrik, bugunku medeniyetimizin temel tasidir. enerjinin dogru duzgun kullanmayi bildigimiz tek seklidir.

    ornekleyeyim; hani atom enerjisi falan diyoruz ya. ahah yalan o yahu. yaptigimiz sey cok komik :)) nukleer enerjiyi isi elde etmek icin kullaniyoruz. bu isiyla suyu kaynatip buhar elde ediyoruz, sonra bu buhari jeneratorun ucuna bagladigimiz tribunun dondurmek icin kullaniyoruz. ardindan da jenerator bize elektrik veriyor. nerede kaldi nukleer peki?

  • motoru kullanan kişi 50-60 saniye önce daracık bir yerden arabanın sağından geçiyor ve yoluna devam ediyor.

    dayı ile olan sahnesinde ise solda kaçacak geniş bir alanı olmasına rağmen ve hafif gaza yüklense çok rahat geçeceği halde bunu yapmıyor. acemi diyecem ama pek acemiye benzemiyor. kural mural demesin kimse, motorcu kurallara uyan birisi olsa ilk sahnede o dar yerden geçiş yapmaz.

    dayı emekli albay triplerinde ani bir çıkış yapıyor. dayı o çıkışı yapmasan dibine kadar haklısın, o tehditler yaşına yakışmamış.

    sonuç: her ikisi de hatalı. motorcu kameralara oynamış.

  • tüikin yaptığı araştırma sonucu 2013 yılının en mutlu ili sinop'muş, haber ,,

    dünden beri haritada sinop'a bakıyorum neden neden diye... bugün keşfettim ve gizli resmi gördüm, ukrayna'ya en yakın il lan burası, ayrıca yıllardı feribot seferleri yapılıyormuş, mayısta da katamaran seferleri başlıyormuş,, haber

    evet sinop bilinmezliği çözüldü, artık en mutsuz il seçilen bingöl denklemini de başkası bulsun..

  • bu abinin türkiye'nin en çok satan gazetesinin spor müdürü olması benden cacık olması gibi bir şey.

    not: hıyar değilim.

  • şu muameleden sorumlu olan subayından uzman çavuşuna kadar olan o bölükteki komutanlardır bence. disiplini kolayca tesis etmek için devreciliğe müsade ederler , bir nevi sorumlu olduğu bölükte kendi işleri de hafifler.
    o sırada nöbetçi komutan ya azar'da takılıyordur ya okey oynuyordur. diğer alt devre de masasına çay getiriyordur.
    vatani görev diye gittiğin yerde ; gerçek hayatta selam vermeyeceğin böyle karaktersiz , cahil cühela tipler üst devrelerin olur . şaşmaz.