hesabın var mı? giriş yap

  • black mirror'ın 3.sezon 4. bölümünün ismidir.

    sezonun 4. bölümü orijinal bir isme sahip. ilerleyen dakikalarda bölüm içinde geçen bir yer adı olduğunu anladığımız san junipero’nun yönetmeni aynı zamanda 2. sezon 1. bölüm “be right back”in de yönetmenliğini yapmış olan owen harris, senaristi ise charlie brooker. başrollerinde mackenzie davis ve gugu mbatha-raw‘ın bulunduğu bölüm an itibarıyla birçok platformda sezonun en iyi bölümlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor.

    aşina olduğumuz distopya havasından ilk etapta uzak olduğunu hissettiğimiz bu bölümün vuruculuğu bittiğinde ve üzerinde biraz düşünüldüğünde ortaya çıkıyor. kimilerine göre bu dizi çatısı altında yayımlanması dahi hata olan ve ütopik bir senaryoya sahip olduğu söylenen san junipero, tıpkı aldous huxley’nin brave new world'ündeki gibi ütopya görünümlü bir distopya aslında.

    senaryo ölümsüzlük üzerine kurulu. fakat alışılagelen fiziksel bir ölümsüzlük değil bu. sanal bir ortamda gerçekleşen ve kişilerin öldükleri andan sonra farklı bir boyutta ve sınırlı bir alanda yaşamaya devam ettikleri san junipero şehrinde geçiyor öykümüz. yorkie ve kelly isimli iki kadının yolu bu sanal şehirde kesişir ve bilinç düzeyinde birbirlerine aşık olurlar. dünya’da yaşam devam ederken her hafta 1 saatliğine bu şehri ziyaret etme şansına sahip olan insanlar, eğer memnun kalırlarsa ebediyen burada kalmayı seçme ve dünya’daki varlığına son verme özgürlüğüne sahiptirler.

    yorkie henüz 20’lerinin başında genç bir kadınken geçirdiği trafik kazası sonucunda felç kalır. belli bir süre san junipero’yu ziyeret eden yorkie, çekingen ve içine kapanık biridir. fakat kelly ile tanışması sonucunda hayatının kırılma noktalarından biri gerçekleşecek ve dünya’daki varlığına son vererek sonsuza dek san junipero’da yaşamaya karar verecektir. peki ama aşık olduğu kadın uğruna bunu yapan yorkie, dünya’da eşi ve çocuğunu kaybeden kelly’den aynı karşılığı görebilecek midir? onu san junipero’da yalnız bir hayat mı beklemektedir yoksa bilinç düzeyi ve sınırlı bir alanda aşk dolu sanal bir “yeni dünya” mı?

    dizide san junipero adıyla karşımıza çıkan yer 80’li, 90’lı ve 2000’li yılların california’sı olarak izleyiciye sunulsa da, şehir görüntülerinin cape town’da çekildiği bilgisi yer alıyor. şehrin daimi olarak sonsuz eğlence ve mutluluk alanı olarak lanse edilmesi ilk etapta olumlu görünse de, bölümün sonundaki dijital mezarlık görüntüsü bir an için korkutmaya yetiyor, ki bölümü distopya yapan kısmın bu olduğunu fark etmek insanı geriyor.

    bu bölümü distopya olarak görmeyen black mirror izleyicilerinin yapmaları gereken şey ise olaya biraz daha farklı bir pencereden bakmayı başabilmelerinde gizli. san junipero sanal bir dünyadır ve tabii ki bir veya birden fazla yazılımcıya sahiptir. kaderimiz o yazılımcıların ellerindeyken, bilerek ve isteyerek fiziksel dünyayı terk etmek ne kadar doğru? içinde yaşadığımız fiziksel dünyada da her an birileri tarafından yaşamımıza son verilme ihtimalinin bulunması san junipero ile dünya’yı aynı kefeye koymamıza yetiyor. her iki dünyada da insan bir “yolcu”dur aslında ve niçin o dünyaya giriş yaptığını ve ne zaman terk edeceğini bilemez. haliyle kaderimizin öyle ya da böyle birileri tarafından kontrol edildiği gerçeğiyle yaşamalıyız. hangi dünyada olduğunaysa yine kendimiz karar vermek zorundayız.

    özetle, tüm black mirror bölümleri arasında farklı bir kulvarda olan san junipero, ütopya ile distopyanın kesiştiği o ince çizgi üzerine kurulmuş olan, üzerine tezler yazılabilecek denli etkileyici bir senaryoya sahip.

  • 2000+ solo ve duo (fazla değil biliyorum) üstü ratingli olarak yeni başlayanlara belli başlı tavsiyelerim;

    -ilk 20-30 saat sadece pochinki, military base, rozhok, pecado, del patron gibi yerlere atlayıp sürekli silah çatışması yapın.

    -hızlı silah toplama yapın hızlı karar verin. alan sizi küklemediyse her zaman erkenden alan'a girmeye çalışın

    -sadece son 3 alanda hız kesin ve alanın kenarlarına oynayın ortasına değil.

    -size ateş eden birisi olduğunda sakın yere yatmayın zig zag yapıp sağınıza solunuza bakıp yerini anlayıp silah çatışmasına girin. x'ile silahınızı indirirseniz daha hızlı koşarsınız.

    -insanları göremiyorsanız "mantık" olarak düşünün. ağaç taş ev camları tepe arkası bulunduğunuz yerin coğrafi yapsını göz önüne alın.

    -yakından ateş ediliyorsa kaçmak yerine dönüp ateş etmeyi deneyin kafaya bir mermiye bakar öldürmeniz.

    -sizi görmeyen oyunculara hemen sıkmayın tetik sevici olmayın.

    -oyunun isminin aslında outflank battlegrounds olması gerekiyor o kadar çekirdek bir mekanik oyunda. yapın her zaman flank (kanatlardan saldırın) yapın. diğer oyuncuların üstüne koşmayın. daha önceden sıktığınız adam ağacın arkasına geçerse sol ve sağ açığa gidip tekrar sıkın. aynı şeyi rakibinizin de yapmasını bekleyin.

    -çok ama çok zorunda kalmassanız eğer 1 dakikadan uzun süre silahlı çatışma yapmayın daha lehinize olacak birden çok çatışma için birini boşverin.

    -ateş ederken en isabetli "state" eğilme ve shift kombosudur bir kaç oyunda aim down sight (namludan bakma) eğilme ve odaklanma combosunu kasın 5-6 oyun sonrası kas hafızası oluyor zaten (c+ sağ mouse click + yarım saniye sonra shift )

    -tüm kapıların parçalanabilir olduğunu unutmayın kapının önünde birini beklerken kapıyı tarayabilirisiniz

    -el bombalarını alın. bir tane sis bir tane flash taşıyın.

    -ilk indiginizde eğer yakına biri indiyse silah bulup hemen üstüne koşun erkenden elemine edin 5 dk loot yapmayın dibinizdeki adam için.

    -ateşleme modunu (tekli, otomatik vs) mousenuza atayın yapın b3 mwhell falan

    -farklı katlardaki adımlar farklı sesler çıkartırlar ses ne kadar baslıysa dikey olarak o kadar uzak demek

    -oyunun ortalarında en önemli itemlar seviye 2 yelek ve kask.

    -son 3 alanda silah sesi duyana kadar bekleyin haraket etmek için biri başkasına ateş ediyorsa sizi görme ihtimali o kadar azalıyor.

    -q ve e yi sürekli kullanın özellikle çabuk bakma için, camdan baktığınzda camın dibinden değil 1 metre gerisinden peek yapın. yerinizde dururken açıkta bile kullanın rakibin kafanıza nişan almasını zorlaştırır.

    -en iyi smg ump, en iyi ar m4 en iyi sniper kar98 ve slr. vector full mod ile çok güzel bir silah olabilir tercih meselesi

    -uzi ile 1 saniyede ump ile 1.3 saniyede birini öldürebilirisiniz dolu şarjör ile oyunun başında. yakın çatışmada uzi daha ölümcül olabilir.

    -scar - ak eşit m16 çöp mini ve sks m4 olduğu sürece taşımaya bile değmez. mini daha iyi 8x sks daha iyi 4x. sks için extended mag şart.

    -çantada en çok yeri mermiler tutuyor. genelde 120 mermi yeterli solo oyun için

    -minimapeki her kare 100 metre. 4x ve 8x scope'un her noktası 100m. zeroingi pgdown pgup tuşları ile ayarlayabilirsiniz 8x i zoom out yapabilirsiniz mousewhell ile aynı anda 8x ve 4x taşımak gereksiz oluyor m16 haricinde.

    -angled foregrip (acili kabza) şu anda daha etkili ve ads çok daha hızlı vertical foregrip. (dikey kabza) sağlam nerf yedi yine de kendiniz deneyip karar verin. vertical recoili (dikey atma) mouse aşağı çekerek kontrol edebiliyorken horizontal (yatay atma) daha zor. yeni cikan tum modlari kendiniz deneyimleyip karar verin.

    -flash hider (flash gizleyici) compensator (namlu ucu freni) ilk düşüş / oyun sonu, suppressor bütün oyun etkili. bütün ağızlıkların recoili (sekmeyi) düşürme etkisi var istisnasız.

    -fpp oynayın...

    -oyunda rng (rastgele) faktörünü unutmayın elinizde olmayan sebeplerden ötürü bol bol öleceksiniz bu sizi kötü oyuncu yapmaz.

    mobilden servis ile işe giderken yazdım nazilik yapmayın :( st

  • o değil de son dakikada 2-1 e gelince ulan santradan bi tane daha yiyip 2-2 bitmesin diye çekindin itiraf et. sen beşiktaşlısın bu hissi anlarsın.

    haklı galibiyetimiz kutlu olsun.