hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • sokak köpeklerinden kaçarken kamyonun altında kalan mahra melin pınar, kaldırıldığı hastanede 23 gün yaşam mücadelesi vermiş, maalesef kurtarılamamıştı.

    babası dün yaptığı açıklamada kızının davasının kedi eros kadar konuşulmadığından dem vurmuş.

    "kedi eros davası gündem oldu, 23 gün acı çeken kızım bu kadar konuşulmadı."

    ilgili video

  • eğer ilk anınızı 2 yaşınızın altındayken hatırlıyorsanız muhtemelen istemsizce yarattığınız bir kurgudur. hafızadaki hatırlanan en eski anı yapılan bilimsel araştırmalara göre 3-3.5 yaş aralığındadır. ama bebeklik anılarını hatırladıklarını iddia eden çoğu kişinin ne kadar haklı olduğuna dair de araştırmalar yapılmış. aşağıdaki paragrafı hikayevari şekilde yazıyorum.

    -------------
    bunu irdelemek için yapılan geniş çaplı bir araştırmaya toplam 6.313 kişi katılıyor. katılımcılardan kesinliğinden ve detaylı olduğundan emin oldukları ilk hatıralarını ve bu hatırayı kaç yaşındayken edindiklerini açıklamaları isteniyor. yani bu hatıralar deneyim edilmiş olmalı. örneğin bir aile fotoğrafına, aile hikayesine veya doğrudan edinilen deneyim dışında herhangi bir kaynağa dayanmamalı. 1.592 kişi ilk hatırasını 2 yaşında edindiğini, 887 kişi ilk hatırasını 1 yaşının altında edindiğini öne sürüyor. yani katılımcıların %40'ı ilk hatıralarının 2 yaşın altında olduğunu savunuyor. katılımcılardan aldıkları verilerden yola çıkarak en eski hatıra açıklamalarının içeriği, dili, doğası ve detayları inceleniyor. bunun sonucunda bilimsel olarak ilk hatıralar 3-3.5 yaş aralığındayken nasıl oluyor da insanların yarısı 2 yaşın altında hatıralara sahip oluyor diye "kurgusal ilk anı" denen şey ortaya çıkıyor ve bu araştırılmaya başlanıyor.
    ----------------

    sonuç olarak, katılımcılar bu bebeklik anılarını hatırlarken aslında olan şey, gerçek anılar yerine, hatırlanan erken deneyim kırıntıları ve kendi çocuklukları hakkında bazı olaylar veya bilgilerden oluşan zihinsel bir bütünlemedir. katılımcılardan gelen yanıtlara bakıldığında, bu ilk 'anıların' çoğunun sıklıkla bebeklik ile ilgili olduğu ve genellikle "bir çocuk arabasına dayanan bir anı olduğu" görülmüş. peki bu hatıra gerçek değilse o halde böyle bir hatıraya sahip olduğunu onlara düşündüren ne?

    1 yaşındayken bebek arabasında olduğunuz bir günü detaylıca hatırladığınızı varsayalım. anıyı şöyle oluşturuyoruz: 3 yaşına geldiğinizde, başka bir kişi size (yetişkinlikte hatırladığınızı öne süreceğiniz) 1 yaşınızdaki "bebek arabasıyla gezdirildiğiniz günü" anlatıyor. 3 yaşında, size anlatılan bu anı sırasında siz o anın nasıl göründüğünü hayal ediyorsunuz. bir süre sonra yine 1-2 yaşınızdaki bir başka anı size bir başka kişi tarafından anlatılıyor. size birkaç done daha veriliyor. deniyor ki: "annen seni sıcak bir günde parkta gezdiriyordu, o sıcakta parka gittiğimiz için annene söyleniyordum." siz tekrar o günü zihninizde hayal ediyorsunuz.

    zamanla, belki birkaç ay veya yıl sonra bize aktarılan bu anı kırıntıları bütün bir anı haline geliyor. peki nasıl geliyor? işte burada beyniniz mimarlığını sergiliyor. ilk anlatılan anıyla, ikinci anlatılan anıyı harmanlıyoruz ve üzerine mekanı yaratmak için gereken detayları kurguluyoruz. sonra bunları edindiğimiz gerçek bir anıyla birleştiriyoruz. nihayetinde ilk anımız şöyle oluyor: "annem beni o gün gölgeliği kapalı yeşil bebek arabamda, parkta gezdiriyordu. benim ağzımda biberon vardı ve gölgeliğin arasından sızan güneş ışığı yüzüme çarpıyordu. annemin saçları o zaman sarıydı ve babam eşofman giymişti." ilk iki anıyı birleştirdik. ikinci anıda bahsedilen "sıcak günü" gölgeliğin arasından sızan güneş ışığı olarak yansıttık, ağzımızdaki biberonu anıyı tamamlamak için bir detay olarak kurguladık. ebeveyn detaylarımız gerçek bir anıya dayanıyor.

    muhtemelen kurgulanan bu anıyı çocukluk veya yetişkinliğimizde oluşturacağız. ebeveynlerimizi detaylandırdığımız gerçek anı kırıntımız, detaylı ama kurgusal başka bir anıya dönüşmüş olacak ve gerçek anının yerini alacak. bunu kasıtlı olarak yapmıyoruz. sadece beynimizin bir oyunundan ibaret. aynı bilgisayarlarımızda disk birleştirme için yaptığımız defrag işlemi gibi. parçalanmış verileri bütün haline getirmek.

    katılımcılara açıkladıkları anılarının kurgu olduğu söyleniyor. tabi ki katılımcılar bunu reddediyor. ki bu çok doğal çünkü gerçek olmasa da o kişi için o anı var. beyin buna inanıyor ve saklıyor. haliyle o kişinin beyninden o hatırayı silmedikçe aksini kabul etmesi pek kolay değil.

    kaynaklar: city university london, sage.journals,

  • hükümet taş yağdırsa "kafam yamuğudi düzeldi" diyecek adamlar oy kullanıp benim hayatımla oynuyor lan. sana su veren itfaiyenin hortumuna dipsiz gölden su çeksinler.

  • 3 adet euronun bizde 50 tl olmasına da mantıklı bir açıklama getirsin ikna olucam söz.

    geçen gün binance'a 1000 tl yolladım dolar alayım diye. 1000 tlyle aldıgım dolar 68.

    68 tane dolar 1000 tl. 68 birim dolar bizim 1000 birim paramıza eşit. asgari ücret 4200 bilmem kaç tl.

    hadi ahmet dursun bunu da açıkla.

  • twitter'dan birinin paylaştığını görüp "bu ne biçim entry lan" deyip editledim. o sırada sözlükte patladığından haberim yoktu. paraları alıp otobüsle sınırdışına kaçacaktım. pişmanım.

  • normal bir olay. askerdeyken az albay dövmediydim. yaşlarına saygı duyup her hareketlerini alttan alırsanız tepenize biniyorlar hemen. o yüzden baştan ağırlığınızı koymanız gerekiyor. ilk izlenim çok önemli.

  • tarih: 2005 aralık
    yer: marmara üniversitesi
    kahramanlar: ege: (4 yaş)
    ilay : (2 yaş)
    romica: (yaşı mevzu bahis değil)

    (hem öğrenci hem anne olan romica, o günkü derse devamsızlık problemi yüzünden girmek zorundadır, şansa bakın, o gün çocuklarını satacak güvenilir bir yer bulamamıştır. mecburen çocukları da okula yanında getirir. bakacak gönüllü çok olmasına rağmen, bir derste çocukları emanet edecek kimseyi bulamaz, pişkinliğin dozunu arttırarak 2 ve 4 yaşlarındaki çocuklarını derse sokar.)

    hoca: evet, bugünkü konumuz vesaire...
    romica: ege, sakın yaramazlık yapma, sesini çıkarma, gürültü yapma yoksa öğretmen çok kızar, bizi dışarı atar.
    ege: tamam anne.
    romica: bak oğlum, çıt sesi bile duymak istemiyorum, burası merdivenli çok büyük bir sınıf ve en küçük bir ses yankı yapar tamam mı?
    ege: tamam anne, anne bana da kalem kağıt verir misin?
    romica: tamam, bak ses yapma sakın.
    ege: öf, tamam.

    (bir süre ders devam eder, sorun yoktur, zamanla sınıfta fısıldaşmaların dozu artar, boğuk bir gürültü hali vardır öğrenciler arasında, hoca istifini bozmadan dersi anlatmaya devam ederken ilay parmağı ile hocayı gösterir:)

    ilay: ayu bak!
    romica: şişt, sus!
    ilay: anne bak, ayyuğ!
    ege: (sınıftan atılma korkusu ile en yüksek höykürüşü ile ilay'a bağırır) ilay sus! öğretmen ders anlatıyor, konuşup durursan bizi sınıftan atar!
    ilay: ege, bak ayu!
    ege: ilay, sus diyorum sanaaa!!!! (amfide sesinin yankılanmasından sonra, bir sessizlik ve ardından gülüşmeler olur, öğrencilere döner, biraz hocaya yalakalık olsun diye, biraz da öğrencilerin konuşmalarından rahatsız olduğu için) siz de öğretmeninizi dinleyin, kendi kendinize konuşmayın, derslerinizi de çalışın! (anasının oğlu!)

  • etrafındaki insanlar potansiyellerini asla kullanmamak üzerine anlaşmışsa, ortalama altı kalmak onlara yetiyorsa, -vasat- tanımlanmak hiçbirine dokunmuyorsa, sana da yapacak çok şey kalmıyor.

    sana şans veren, sendeki potansiyeli gören kişi artık yoksa mesela, vazgeçmişse, elinden tutası yoksa artık, ne yapsan da fark etmiyor.

    çevre önemli, iyi bağlantılar, potansiyelini kullanabilmiş insanlarla temasta olmak daha önemli.