hesabın var mı? giriş yap

  • üniversiteyi hazırlık dahil 8 yılda bitirdim.
    sonra 6 ay çalıştım.
    sonra askere gittim.
    geldim 1,5 sene daha çalıştım.

    bütün bunları bi yaş tahmini yapın diye anlattım.

    bütün bunlardan sonra bitim kanlandı, duramadım!
    okumak bağımlılık olmuş tabii;
    şimdi yüksek lisansın bilimsel hazırlığındayım.
    beraber derse girdiklerim üniversite 2. sınıf öğrencileri.

    geçenlerde insan kaynakları hocası sınıfa bi soru sordu: kendinizi 10 yıl sonra nerede görüyorsunuz?

    yerin dibine girdim.
    soruya muhatap olanlardan neredeyse 10 yıl büyüktüm ve işte aynı sıralardaydık.

  • herşeyi atatürk'e dayandıran birinin açıklaması. o kadar rahatsız ki atatürk'ten kazandığı savaşların bile kaybedilmesini istediğini daha önce duymuştuk. o yüzden bu adamı gündem yapmayı bırakın, zaten kimse hatırlamayacak kendisini.

  • gerçekten sorulması gereken soru üstte sorulmuş. cebinden mi verdi?
    7 maaşını bağışlayıp butun turkiyeye maske kolonya ikram edebiliyor mu?
    yoksa bu devletin karşıladığı bişey mi?
    ne zamandır kişiler devlet oldu?

    edit:
    an itibariyle 809 fav almış bu entri debe'de yokken, 15 favlı bir westworld spoileri 13 favlı bir hakan ural eleştirisi 12 favlı bir fatih altaylı gafı 3 favlı bir "yasak elma" dizisiyle ilgili ne olduğu anlaşılmayan 258471263418723. entri ve daha niceleri debe'de.
    şahane gerçekten.
    tamam bu entri de bi bilgi değil belki, ben de debeye gireyim diye yazmıyorum. kendi kendime söylenmek için yazıyorum da neyse ben bişey demiyorum. sansüre karşıyız.

  • ilk adımı erkek atsın.
    hesabı erkek ödesin.
    erkeğin evi var mı?yoksa zke zke alacak!
    erkek ne iş yapıyor?
    erkeğin arabası var mı?yoksa zke zke alacak!
    erkeğin maaşı ne kadar?......................................................= kadın ve erkek eşittir!
    eve erkek bakar.
    düğünü erkek yapar.
    eşyayı erkek alır.
    şu kadar altın alsın erkek.

  • muhtemelen biz türklerin biyolojik düzenini tanımaya çalışırken sıçacak telefon..

    gece 02.30'da üç çeyrek ekmek kokoreç gömen adamın biyolojik özelliklerini hesaplamaya çalışsan ne olur amk.

  • atletico madrid'e gideceğini öğrendiğimden beri, "gitsin tabi abi, geliştirir kendini" diyordum, pek üzülmüyordum. ama sitede güle güle arda turan başlıklı yazıyı görünce, fotoğrafını görünce çok kötü bir hüzün çöktü be. umarın bir gün, iyi oyuncularımızın kendilerini geliştirmek için, avrupa kupalarında oynamak için, uluslararası piyasada kendilerini göstermek için yurtdışında oynamaları gerekmeyen günleri görürüz.

    http://www.galatasaray.org/…tbol_as/haber/10789.php

    yolu açık olsun.

  • "10 sene gittim cannes'a, çok şeyler yaşandı. sophia loren'i bilir misin? onun asansöre bindiğini görünce asansöre binmistim ben de. yukarı çıktık beraber. otel odasının ortasında da yatak var. kadın yorgundu. ayakkabılarını çıkardı, yatağın üzerinde oturdu. "burada böyle dururken resmini çekebilir miyim?" dedim. çek diyince birkaç tane çekip türkiye'ye gönderdim. burada da afiş yapmışlar: “muhabirimiz ara güler sophia loren'in yatak odasında” diye. laf mı bu şimdi?"

    (bkz: habertürk)

  • annemdi. babamla olan evliliğinde en iyi şartlarda yaşamış, çok iyi bir geliri olan ama kumar tutkusu nedeniyle eve uğramayan kocası yüzünden bir dönem kuru ekmeği ıslatarak yemiş, kocasının iyi kazancına rağmen borç yüzünden elektrikleri kesik evde oturmuş, sonrasında üzerine yapılan evleri boşanırken geri vermiş, rulet ve poker masalarında bir servet bırakan, iflas eden bir kocadan sonra 3 genç kızla tek odada oturmuş, kilidi bile olmayan kapıyı iple bağlamış, geceleri korkuyla sabahlamış ve yoksulluğun dibine vurmuş bir kadın.

    lüksünü bir tarafa bırak, ihtiyaçlarını bile göz ardı ederek, çocuklarını okutmak için didinmiş, bir an önce kurtulmak için boşanırken nafaka bile istemeyecek kadar canından bezmiş, bir zamanlar yaşadığı ihtişamda gözü kalmamış, arkasına bakmamış, ikinci evliliğinde de gülmemiş, paraya pula, takılara, güzel kıyafetlere önem vermemiş, durumu iyiyken bile azıcık bir bükmeyle eğrilebilen çatallar kullanmış, gösterişi hiç sevmemiş, kitap okuyup bulmaca çözmek en büyük zevki olmuş, dedikodulardan, insanlardan uzak durmuş, evli çocuklarının yüklerini bile üzerinden atmamış, daima bir kale olmuş ve 10 yıl savaştığı kansere rağmen gülebilmiş ve kimseyi üzmeden, kimseye ağlamadan, yüzündeki hiç değişmeyen vakur ifadeyle hayata veda etmiş güzel kadın.

  • defne samyeli'nin (46) acun'un (50) kaynanası olması hadisesi. deren talu'nun da (defne samyeli 2.0) üvey babası cem yılmaz (45) oluyor. aile ağacı büyüyor, büyük şehir çalışıyor.

    ozan güven'i de alın oyuna. yazık çocuk dışarıda kalmasın.