• anilari okunursa akdenizde gemi birakmadigi anlasilacak turk denizci.
    anilarindan bir alinti yapmak gerekirse;
    "kisi tunusta gecirdik, baharda 10 parca tekneyle acildik, sicilya yonune gidip barut, kursun, zeytinyagi, bugday,s eker dolu 20 kafir teknesi ele gecirdik, sonra sardunya aciklarina 10 ispanyol kafiri teknesi gorduk, 5'i batti, kalan 5'ini ele gecirdik, mora aciklarinda bizi arayan ispanyol donanmasiyla karsilastik, 28 parca gemiden olusan donanma bize saldiri hazirligindayken biz saldirdik, kafirler sasirdi, o sirada cok sevdigim bir reisim yanimda yaralaninca cok sinirlendim, 15-20 kafirin ortasina girdim. cenk cok cetin gecti, 120 kafiri esir ettik, 538 kafiri kilictan gecirdik. bizim 130 levendden 30 sehit verdik. 28 parca gemiyi yanimiza alip midilliye gittik. elde ettigimiz ganimetle sılamıza kavuşunca taze can bulduk. bütün akraba ve dostlarımız geldiler. hal, hatır sordular. yedi gün, yedi gece kazanlar kaynatıp, adanın bütün fakirlerini doyurduk. sünnetsiz çocukları sünnet ettirdik. ersiz kızları evlendirdik. gönüllerini şad etmek için, büyük düğünler yaptık."
    10 tekneyle acilip 60 tekneyle donuyorlar. ayrica nasil savastiklarini hayal bile edemiyorum, nasil bir deliliktik nasil bir gozukaraliktir ki 130 kisiyle 700 kisilik orduya daliyorsun.
    kendi tabirleriyle; "biz korsan değil, elhamdülillah mücahit gazileriz. din yolunda cenk ederiz."
    saygı duyuyorum.
  • navy şahsına münhasır bir insandır.
  • denizlerin kralı olarak bilinen türk denizcisi. ben demiyorum, dun öğle yemeğinde tanıştığım, akdeniz tarihi üzerine master yapan bir italyan diyor.

    benim türk olduğumu duyunca;

    barbarossa yı tanıyo musun?

    iç ses: barbarossa kim amınakoyum..
    -bilmiyorum,(hiç ihtimal vermeyerek soruyorum) barbaros hayrettin mi?

    evet diyor ve 2 saat boyunca masada bulunan herkese barbaros hayrettin paşayı anlatıyor. ben kabardıkça kabarıyorum.. sanki barbarosun seyir amiri bendim.. anlatılanları kafayla onaylamalar falan , daha önceden duymuşum gibi..

    kızıl sakal, diyor girmiş dağıtmış diyor... sicilyaya çok gelirmiş diyor.. sicilyalı bir sevgilisi varmış.. ( ulan hayrettin diyorum içimden..iki de bir neden oralara gittiğin belli oldu )

    vay canına dostum dedim kendi kendime. çok şaşılacak şey o öyle bir anlatıyor masadaki herkes şaşkın şaşkın dinliyor.

    -ee peki sonra hayrettin ne demiş..
    içses :ananın amı demiş
    + bütün gemilerini bana vermezsen, seni osmanlı topraklarındaki erkek sikicilere veririm demiş..
    içses:hayrettin yapma..
    - grande barbarossa..

    ulan dedim türkiyede böyle akademik insanlı bir ortamda böyle bir konu açsam ortamdakilerin yarısı kesin rahatsız olurdu.
    "ay gelmiş barbaros hayrettin anlatıyor mal kikikikik.." diye.
    ben şimdi anlatmıyorum duyduklarımı, herkes kendi keşfetsin. hem havalarda soğuk. evde ne güzel araştırılır.

    italyanca okunuşu barbarotza. kulağa süper bir korsan ismi gibi geliyor.. ileride allah yüzümüze bakar da bir yatım olursa adını barbarosaa koymayı düşünüyorum.
    yok lan düşündüm de koymayım, o ne öyle sanki savaş gemisi almışım gibi,durup dururken tatilcileri germenin manası yok.
  • istanbul beşiktaş'taki türbesinin kubbesinde yumurta biçimli turkuaz taşlar gömülüdür. mimar sinan, barbaros hayrettin paşa'yla olan dostluğunun, gönül bağının anısına türbeyi inşa ederken daha bir özen göstermiş, değişik detaylar düşünmüş. kubbedeki turkuaz taşlar, türbede yakılan mumların ışığıyla mavi-beyaz pırıldasın, akdeniz'in üstündeki gökkubbede ışıldayan yıldızlar gibi görünsün, barbaros hayrettin paşa ebedi istirahatgahında adeta uçsuz bucaksız denizlerde seyir halindeymişcesine huzurlu yatsın istemiş.
  • dünyadaki bütün bahriyeli askerlerin üniformalarında mevcut bulunan üç tane beyaz çizginin temsil ettiği tarihteki üç büyük deniz harbinden birinin kahramanı olan türk denizcisi.(bir tanesi preveze'yi simgeler, digeri ikinci dünya savaşındaki okyanus harbini, üçüncüsünü bilmiyorum, idare edin). korsanlıktan kaptan-ı derya olmuştur. bir korsanın, başarıları dolayısıyla devletin donanmasının başına getirilmesi değişik şekillerde yorumlanabilmekle beraber, osmanlı idaresi'nin işi ehline verme konusunda olaylara nasıl baktığına ilginç bir örnektir. netekim başarılı olunmuş ve devletin denizlerdeki kesin üstünlüğü sağlanmıştır.
    ağabeyi oruç reis ile birlikte korsanlık alemine dalan, abisinin ölümüyle türk korsanlarının en büyük reisi olan ve daha sonra da kaptan-ı derya olan barbaros hayrettin paşa, o dönem türk korsanları içinde yatağında ölen tek kişidir. ilerleyen zamanların ünlü denizcileri, turgut reis, kılıç ali paşa gibi isimler onun yanında yetişmiştir.
    zamanında kanuni tarafından fransız donanmasına yardım için gönderilmiştir. barutu biten fransız donanmasının komutanına "gemilerinizde gördüğüm o kocaman fıçıların içindeki barutları nasıl bitirdiniz" diye sorduğu ve donanma komutanının mahçup bir biçimde fıçılarda barut değil şarap olduğunu söylemesi üzerine gemisine barut yerine şarap yükleyen bir ordunun, başka ülkelere el açmasının normal olduğunu söylediği, fransız komutanı bi güzel payladığı, tarihi bir ayar verdiğiı bilinir
  • barbaros ve abisi oruc acmislar yelkenlileri akdenizi kolacan ediyorlar boyle, gelen geceni tokatliyorlar. gidiyorlar bir yere, karayi goruyorlar, gelin surayi hele bi feth edelim diyorlar. feth ediyorlar haliyle. burasinin adi cezayir olsun diyorlar, yelkenleri yine aciyorlar, bu sefer karsilarina gelenler, kendilerine rakip olmaya calisan andrey ve ekibi, onlarida hafiften tokatliyorlar, yola devam ederken, ulan surayi da feth edelim diyorlar, bir bakiyorlar ki burasi tunus. aradan 20-30 sene geciyor, bir bakiyorlarki kuzey afrika tamamen bunlara ait, simdi burokrasi, devlet isleri falan barbaros'a ters, nabalim ulan buralari diyorlar, verelim osmanlilara anasini satayim diyorlar, yelkenlere devam ediyorlar. o derece delikanli ve muhabbet adamlar yani.
  • 16.yy'da akdenizde kardeşleriyle korsanlık yapmış, avrupalı denizcilere korku vermiş akdeniz korsanı ve sonraları cezayir sultanı.rüşvetle mevki sahibi falan olmamıştır. zaten var olan sultanlık mevkiini bırakıp cezayiri osmanlıya bağlatarak oraya vali olmuş ve böylece mevkiini düşürmüştür.gazavat-ı hayreddin paşa hatıratı adında hatıralarını yazdığı bir de eseri vardır.
  • selanikli ailenin soyundan gelen, midilli dogumlu turk denizci.berberi soyundan geldigi dogru degildir aksine anilarinda yazdigi gibi berberilerden, araplardan hic hoslanmaz "varsa yoksa turk levendleri" diye sayiklar durur.
    denizlerle cevrili olmasina ragmen denize sirtini donmus bir milletin evlatlari olarak, tarihte yetismis birkac buyuk denizcimizi "allahin korsani" diye karalamak en basit ifadeyle saygisizliktir, 16. yuzyil sartlarini gunumuz kistaslarina gore yargilamak da ayni derecede yanlistir.
    korsan diye asagilanan bu adam butun avrupa'nin topladigi donanmayi birkac saatte yenebilmistir.turk tarihindeki tek buyuk amiraldir.
    ayrica korsanligin ne oldugunu da tanimlamak gerekir, bi deniz dusunun*iki buyuk imparatorluk iki kiyisini tutmus, bir tarafta ispanya diger tarafta osmanli. hristiyanlar nasil osmanlinin ekonomisine zarar verebilmek icin buldugu musluman gemilerini yakip yikiyorsa aynisini osmanli denizcileri de yapiyordu.
  • beşiktaş'taki kabrinde boğazı seyrederek yatan, ecnebilerin mediterranean dediği koca akdeniz i babasının çiftliği gibi kullanmış,mamma li turchi lafnın çıkış kaynağı olduğu rivayet edilen tüm dünya denizciliğinin piri olan adamdır bu abimiz.
    hakkında okuduğum bir kadırga dolusu hikayeden biri şöyledir efenim: paşa* fransa donanmasına yardım edip beraber nice i yağmaladıktan sonra toulon a üs kurmuş orayı istanbula çevirmiş (bkz: toulon/#16557827)dönerken fransızların donanmasını da kaçırmış çatır çatır fidyesini almış, yetmemiş dönüş yolunda akdenizin altını üstüne getirmiş valensiya dan italya kıyılarına kadar yağmalayarak gelmiş.hatta napoli prensesini de padişaha hediye için esir almak istemiş elinden kaçırmış sonra bulunca da öldürmüş,sadece napoli den 7000 esirle yurda dönüş yapmış.
    kısaca adam akdenizin tek sahibiymiş zamanında ve istediği gibi at koşturmuş. bir allahın kulu da "birader bu ne zalımlık hele bir otur soluklan!" diyememiş.

    "huzur bulsun ahiretin kara sessizliğindeki insan! "
  • osmanlı tarihindeki en türk milliyetçisi kişilik.

    anılarını yıllar önce internette pdf olarak okumuştum. dikkatimi çeken bölümleri de alıp kaydetmiştim. birçok farklı yayınevi tarafından basıldı, benim okuduğum hangisine aitti onu maalesef hatırlamıyorum.

    türklük vurgulu bölümler şöyle:

    “afrika'da biz bir avuç türk...”

    “cezayir’deki türk donanmasının binlerce levendi...”

    “ben şehri müdafaa etmem ve buradaki türk donanması...”

    “tam gece yarısı hasan bey, düşman ordugahını tarumar etmeye başladı. "istanbul’dan barbaros, belki büyük türk gelmiş!" diye feryat eden kafirlerden üç bini, leventlerin palaları altında can verdi.”

    “ispanya ve italya limanları, türk kılıç artıkları olan perişan haçlılar’la dolup taştıkça, bütün avrupa teessüründen kan ağladı.”

    “karlos kral da, sahip olduğu avrupa kıtasının yarısından topladığı kuvvetleri cezayir’e çıkarmaya hazırlanıyordu. cezayir’i alırsa, kuzey afrika’daki türk hakimiyetinin temellerinden sarsılacağını biliyordu.”

    “anadolu'dan gelen bazı leventlerim vardı ki, ibnü'l-kaadi'nin hizmetine girmişler, türklüğün yüzünü kara etmişlerdi. hepsi gelip boyunlarını büktüler, ellerini kavuşturup huzurumda durdular. türkler, araplar gibi yere kapanmayı bilmedikleri için, bu vaziyetleri, teslimiyet manasına geliyordu.”

    bazı kesimler cumhuriyet döneminde arap düşmanlığı yaratıldığını iddia ediyor. tunus ve cezayir'de gaza ederken araplar'ı yakından tanıyan barbaros hayreddin paşa'nın anılarına bakıldığında araplar'a karşı olumsuz bakışın kökeninin daha eskiye dayandığı görülüyor.

    araplarla ilgili bölümler şöyle:

    “bu arab kavmine îtimâd etmek kat’â câiz değildir.”

    “12000 askerim vardı. fakat bunların yarısı, askerlik kaidelerine göre savaşmayı bilmeyen arap gönüllüleriydi ve başları sıkışınca kaçmaları, hatta düşmanla birleşmeleri görülmemiş işlerden değildi.”

    “tahmin ettiğim gibi, emrimdeki 6000 arap gönüllüsü öyle zararlı bir hareketle ihanet ettiler ki, bir an önce güneye çekilmek vacip oldu. bu sözde gönüllüler, kral karlos’a yaranmak için, ben 6000 türk levendiyle surların önündeyken, şehrin hapishanelerini açıp, 10000 hristiyan esirini serbest bıraktılar.”

    “ağam oruç, hamiyet kuşağını dört elle kuşandı. sabaha kadar başını secdeden kaldırmadı. cenâb-ı hak’tan nusrat ve zafer diledi. sabah güneş doğarken, levendlerini topladı. arab’dan, berberî’den, endülüslü’den de çok askeri vardı. ammâ bunlar, türk levendleri gibi cenk bilmezler, sıkışınca düşmândan yüzgeri ederlerdi.”

    “cezayirli arap emiri ibnu'l-kaadi ölmüş, yerine veled-i ibnu'l-kaadi denen akılsız oğlu geçmişti. ilk işi tunus emiri ile aleyhimize ittifak etmek oldu. derlerdi ki: 'el birliği edip türk kısmını arap yakasından çıkarıp kaldıralım.' bu hayırsız veledin tunus sultanına gönderdiği bir nameyi ele geçirdim. babasının öldüğü henüz iki ay olmuştu. tunus sultanına şöyle diyordu: 'seninle el birlik edip türk'ün kökünü keselim. hayreddin dedikleri türk'ü cezayir'den kaçıralım. yerine ben sultan olayım. o zaman sizi vafir gözetirim. benim türk kavmi kadar sevmediğim bir kavim yoktur.”

    ''kadıoğlu bedevilere şöyle haber saldı: 'her kim bir türk tutup kellesini kesip bana getirirse 10 kuruş bahşiş alacak. ayrıca üzerinde her neyi varsa onun.' bedeviler akçasız pulsuz idiler. zaten onlara göre bir türk öldürmek büyük gaza sayılırdı. şimdi bahşiş verilip bir de üzerinden çıkacak olan her şey onlara bırakılınca artık ne olur? şimdi bu müfsit herifler etrafa dağılıp koku almış zağarlar gibi, 'acaba nerede bir türk buluruz?' diye dağdan dağa, yardan yara türk arayıp gezerlermiş. yaralıdan, düşmüşten, kalmıştan buldukları türk biçarelerin başcağızlarını kesip kadıoğlu'na götürür, 10 kuruş bahşişlerini alırlardı; elbiseleri de onların olurdu. böyle çok zulmettiler.”

    “bu araplar'ı nizama almaya fazla imkan yoktu. itaat nedir bilmezlerdi. bir devletin tebaası olarak yaşamanın kudret ve nimetini öğrenememişlerdi. böyle gelmişler, böyle giderlerdi. ancak anadolu'dan gelen bazı leventlerim vardı ki, ibnü'l-kaadi'nin hizmetine girmişler, türklüğün yüzünü kara etmişlerdi. hepsi gelip boyunlarını büktüler, ellerini kavuşturup huzurumda durdular. türkler, araplar gibi yere kapanmayı bilmedikleri için, bu vaziyetleri, teslimiyet manasına geliyordu.”

    “haber aldım ki abdullah, tlemsen'e gelmiş ve şehre hakim olmuş. karındaşı mes'ud, korkusundan kaleye kapanmış. 25 gün dayanmış. bizim leventler bakmışlar ki iş uzar, yanlarında kale muhasarasına yarar büyük top yoktur, aralarında müşavere etmişler: 'sahte bir ricat hareketi yapalım', demişler; bizi kaleyi bırakıp kaçtık sansınlar. bu araplar gayetle arsız bir kavimdir. galiptik, mağluptuk bilmezler. 'türkler kaçtı' deyü kaleden çıkıp yağma hırsıyla üzerimize gelirler. o zaman onları haklar, kaleyi alır, emir abdullah'a teslim eder, cezayir'e döneriz. aynıyla böyle oldu. 'hay türkler firara yüz tutup kaçıyor!' diyen kaledeki sultan mes'ud taraftarı araplar, leventlerin ardına düştü. leventler gerisin geriye hamle yapıp çoğunu kılıçtan geçirdiler. zira bu araplar, cenk sanatını bilmez bir kavimdirler. çölde çapulculuk yapmakla ordu halinde cenk etmeyi aynı şey sanırlar. cenk sanatını bilen ispanyol kafiri bile türk leventlerine daima mağlup olagelmişken, hangi akılla bilinmez, bu arap kabileleri olur olmaz yerde türkler'in karşısına çıkıp perişan olurlar. zira onlarda insan canı gayetle değersizdir. kulluklarını bilip tedbir alacakları yerde, 'her şey allah'tandır' deyip budalaca ölürler. gerçi iyi ata binerler ve içlerinde cesur olanlar vardır. ancak atlarının koşumları bile gayetle iptidaidir. iyi silahları yoktur. olsa da kullanamazlar. ateşli silahlarla araları iyi değildir. sonra en büyük mağlubiyet sebepleri şudur ki, kitle halinde döğüşmenin kaidelerini asla bilmezler.”
hesabın var mı? giriş yap