• şimdi ben diyelim batıya doğru 50 km/h hızla giden bir yük trenin çiçeği burnunda makinistiyim, yeni mezun olmuşum altıma eski bir tren vermişler anca 50 km/h yapabiliyorum. evliyim. çocuklarım var. neyse; karşıdan da 50 km/h hızla bir otomobil geliyor böyle son model bir ferrari fiorano. 50 km/h hızla geliyor çünkü yol bozuk. ben makinist olarak o ferrariyi 100 km/h ile geliyor görürüm.

    neden? işte bağıl hızdan dolayı. 50+50=100 olayı.
  • bazen duran nesneleri gidiyor sanmamıza sebep şey. fiziğin espritüel yanlarından biri.
  • otogarda (bkz: aşti) yandaki otobüsün geriye doğru hareket etmesi sonucu sizin ileri gittiğinizi düşünmenize ve hissetmenize sebep olan.
  • ışık hızını aşmak için kullanilabilir. ör: ışık hızında giden bir tren üretip, içindeki yolcunun trenin gittiği istikamette koştuğunu varsayarsak, yolcunun hızı treni dışarıdan izleyen birisi için "ışık hızı + yolcunun hızı" olur. dolayısıyla ışık hızından daha hızlı gidiyormuş gibi görünür o yolcu.
  • misal; şimdi buradasınız: ekşi sözlük...
    ve facebook ya da twitter'da da hareketlisiniz.
    aynı anda birkaç yerde olmak?
    işte sürat budur.
    ama sürat felakettir.

    bağıl hızınızla ekşi sözlükte antartikadan ama facebookta maldivlerden ve twitterda ıstanbul'dan bildiyorsanız ya kimlik profiliniz çalındı ya da siz sahte bir profil zinciri oluşturdunuz demek.

    son ve en iyi ihtimal frekansınızın uçar-kaçar olması ve aynı anda her yerde bulunabilmeniz demek ki bu da olası. hadi inşallah altın çağa geçişte gerekli bu titreşimi yakalamış olun...
  • hizdir.
  • ne hızda gidilirse gidilsin, ışık söz konusu olduğunda, ışık için sabit olan hız.
    (bkz: michelson morley deneyi)

    diyelim bir geminin önünden ve arkasından taş attınız.
    iki ayrı durumda da taşın bağıl hızı farklı olur değil mi?

    işte ışık için bu hız değişmiyor.

    (bkz: einstein)
  • gozlemciden gozlenene cizilen dogrunun verdigi hiz..
  • ing. relative velocity.
hesabın var mı? giriş yap