• ben bu bahçeleri asma (hanging) biçiminde değil de bitki olan asmanın yetiştirildiği yerler olarak tahayyül ettim uzun yıllar. dönümlerce.

    - gençler ne yiyoruz akşama?
    - tapınak bakireleri, siz yüce kralımız ammi-ditana onuruna dolgun yaprak sarmaları hazırladılar!
    - ulan yine mi?! :(
    - ama bir görseniz, kalem gibi hepsi. mmm-mmmh...
  • çocukken bize dünyanın 7 harikasından biri olarak öğretildi. fakat öğretmen dâhil hepimiz o denli cahildik ki, üzüm bağı algılayıp geçtik. "babil neresidir (bkz: ırak), önemi nedir, asılı bahçe imiş o asma değilmiş (bkz: hanging gardens of babylon/@terlibidon), bunu kim türkçeye böyle çevirdi ise hay kafasına" gibi tonla sorunsalı pas geçip hayatımıza devam ettik.

    varan 1:
    meğer hâyâl etmemiz gereken şey üzüm bağı değil, şu ve şu imiş.

    varan 2:
    bu 7 harika listesi "kadıköy'ün en güzel kahvaltı mekânları" tarzı bir liste değilmiş. yani bugün sağlam kalan mısır piramitleri dışında 6'sının yerinde neredeyse yeller esiyormuş. liste milattan önce 225 yılında yunan mühendis philo tarafından kaleme alınmış.

    varan 3:
    bir gün berlin'de pergamon müzesi'nde gezerken iştar kapısı diye bir şey gördük. babil'in asılı bahçeleri'nin kapısı olduğuna inanılan şey bu imiş. almanlar tuğlaları sandık sandık taşıyıp kapıyı yeniden inşa etmişler.

    varan 4:
    bugün arkeoloji dünyasındaki tartışma, bu kapının evet babil'de olduğu, fakat bir ziggurat'ın yani kademeli/katlı/basamaklı kalenin kapısı olabileceği yönünde imiş. bahçeler babil'deki bu yapıda değil, nineveh'te olabilir tezi ileri sürülüyormuş.

    bak sen şu üzüm bağı cehaletinin beni getirdiği yerlere.
  • “ döküman ve arkeolojik kanıt eksikliği ile karşı karşıya kalan bazı uzmanlar, asma bahçeleri ile ilgili araştırmayı radikal bir şekilde yeniden şekillendirmeyi tercih ettiler: ya bahçeler hiçbir şekilde babil'de değilse? dünyanın bu harikası tamamen başka bir şehirde de bulunabilir.

    fakat bu hipotez, ilk başta göründüğü kadar radikal değil. asma bahçeleri'ne atıfta bulunan greko-romen kaynaklar, mit ve efsaneyle iç içe geçmiş tarihsel detaylar sunma eğiliminde ve burada büyük mezopotamya medeniyetleri nakledilirken çoğunlukla asur ve babil birbirine karıştırılmış durumda. örneğin diodorus, asur imparatorluğu'nun başkenti ninova'yı fırat'ın yanına yerleştiriyor; ancak şehir aslında dicle kıyılarında yer alıyor.

    diodorus, başka bir bölümde, avlanan hayvanların zengin tasvirleriyle detaylandırılan babil duvarlarını şöyle anlatıyor: “at sırtındaki kraliçe semiramis bir leopara cirit fırlatırken, yanında kocası ninus ise bir aslana mızrağını batırırken” görülüyor. fakat böyle bir avlanma sahnesi babil'de hiç bulunmadı. ancak ninova'daki kuzey sarayının taş duvarlarına oyulmuş yeni asur rölyefleriyle yakından örtüşüyor.

    yakın zamandaki bir araştırmanın ardından oxford üniversitesi'nde asurolog stephanie dalley, asma bahçeleri'nin babil'de kral ii. nebuchadrezzar tarafından değil de ninova'da asurlu hükümdar sennacherib tarafından yapıldığını savundu. onun tezi, prizma şeklindeki taşlar üzerine yazılmış olarak bulunan, hükümdarın saltanatına ait kronolojik kayıtlara dayanıyor. bu kayıtlardan birinde kral, yapımına başladığı geniş abide yapıyla övünüyor. 'tüm insanlar için dünyanın harikalarından biri olacak sarayın çevresini yükselttim… tüm aromatik bitki türleriyle düzenlediğim ve amanos dağları'nı andıran yüksek bir bahçe burası.' ”

    yazının tümü için; https://arkeofili.com/…n-nerede-oldugunu-biliyoruz/
  • küçükken asılmış insanların her yerde olduğu korkunç bir kale şeklinde hayal ettiği mekan.

    izletmeyin şu çocuklara korku filmleri yahu. sonra sıkıntı oluyor hani bende olmamış da yine de dikkatli liliillililililililililii...evet çok dikkatli olmak gerek.
  • öncelikle bir yanlış anlamayı düzelterek başlayalım: asma bahçeleri derken burada kastedilen üzüm bağlarındaki asmalar değil. bahçe terasları, kiriş - kolon sistemleri üzerine kurulmasıyla elde edilen asma katlarda bulunduğu için bu isim verilmiştir.

    genel olarak babil'in bulunduğu coğrafyaya bakıldığında, aslında bu mitolojik anlatılara çok benzeyen bir yer vardır; ancak ne babil ile ne de bahsedilen çağ ile ilgili değildir. bu yer, günümüzde musul şehrinin hemen yanı başında bulunan antik ninova şehrindeki saray kompleksidir. bu saray, ninova şehrinin asur imparatorluğunun başkenti olması sonrasında, asur kralı sennacherib tarafından yaptırılmıştır. milattan önce 704 – 681 tarihleri arasındaki bir dönemde inşa edildiği düşünülüyor. yapı, 80 kilometre uzunluğundaki kanal, baraj, su seti ve su kemerleri ile destekleniyor. hatta makedonyalı büyük iskender, guagamela savaşından önce ordusu ile burada konaklarken, yunanlı katipler bulduklarını kayda geçiriyorlar. milattan önce 331 yılında alınan bu kayıtların orijinal kopyaları elimizde yok, ancak orijinal kopyalar üzerinden çalışan tarihçilerin notları mevcut.

    ninova şehrini ve sennacherib'in yaptıklarını araştıracak olursanız, kralın inanılmaz mühendislik işlerine giriştiğini, şehrin ise zaten kendi başına mühendislik harikası olduğunu görebilirsiniz. mesela, dünyanın ilk ızgara sistemli planlanmış şehirlerinden biridir.

    bu mekanın babil'in asma bahçeleri ile karıştırılmasının (veya tam tersinin) belli başlı iki sebebi vardır:
    1) sennacherib babil fatihidir. epeyce büyük bir savaş sonrası babilliler'i yenmiş ve babil şehrini imparatorluğuna dahil etmiştir.
    2) babil, "tanrıların kapısı" anlamına gelmektedir ve fırat - dicle havzasında kalan bir çok şehir, saray ve tapınak için kullanılan genel bir sıfattır. dolayısıyla sennacherib, inşa ettirdiği yarı tapınak yarı bahçe yapıya "tanrıların kapısı", yani babil ismini pekala vermiş olabilir.
  • nebushadnezzar ii ( 604-562 i.ö. ) eşi amyitis için yaptırdı denilir. aslında babil kaynaklarında pek yeri yoktur. nebuchadnezzar döneminden kalan tabletlerde kralın sarayından, babil'den ve kentin surlarından söz edilmesina karşın bahçeler'den sözedilmez.
    bahçeleri ballandira ballandira anlatan strabo,bizanslı philo, berossus,diodorus gibi yunan şair ve tarihçileridir. buna karşın , asma bahçeleri'nden sözeden tarihçilerin hiçbirisi o kadar detay vermelerine rağmen bahçeleri gözleriyle görmüş değildir. modern tarihçilere göre büyük iskender'in askerleri babil'in verimli, yemyeşil topraklarından çok etkilenmişler ve geri döndüklerinde mezopotamya'nın büyüleyici bahçelerini, palmiyelerini, nebuchadnezzar'ın sarayını, babil'in ünlü kulesini ve zigguratları anlatmakla bitirememişlerdi. ötesi, ozanların ve antik tarihçilerin hayal gücüdür.babil'in asma bahçeleri, "dünyanın 7 harikası" arasına bunlar sayesinde girmiştir:
    "bahçenin yamacına yaklaştığınızda, yapının kat kat yükseldiğini görüyorsunuz... dev bitki yığınları, büyük ve kalın ağaçlar öylesine cazibeli ki, bakanları büyülüyor. nehirden gelen bol suyu aletler yükseltiyor; ve dışarıdan bunları göremiyorsunuz." (diodorus siculus)
    strabo'dan ve bizanslı philo'ya göre ise "bahçe dörtgen biçimindeydi, iki uzun kenarı 400 metre uzunluğundaydı. kemerler ve küp biçiminde çeşmelerle süslüydü. alttan başlayan merdivenler dönerek yükseliyor ve en üst terasa kadar ulaşıyordu. asma bahçeleri, en alttan itibaren bitkilerle doluydu. dev ağaçlar topraktan en üst kata kadar ulaşıyordu. tüm yapı, taş sütunlarla destekliydi, su akımı eğimli kanallar aracılığıyla sağlanıyordu ve bir sistemle sular yukarı çıkıp yine aşağıya akarken, tüm bitkileri suluyordu. yapılanlar tam olarak bir krallık lüksünü yansıtıyordu..."

    günümüzde krallık sarayı kalıntıları yakınında yapılan kazılarda bulunan su kanllarına ait kalıntılıarın söz konusu sulama sistemine işaret edebileceği düşünülmektedir.

    http://www.kotuvepis.com/harikalar/baabil.htm
  • nebukadnezar'ın sıla hasreti çeken karısı amyitis'i neşelendirmek için yapılmış. *
    çünkü amytis'in geldiği ülke yeşil, engebeli ve dağlıkken; mezopotamya'nın bu dümdüz ve sıcak ortamı onu depresyona itmiş. hal böyle olunca da kral, karısının sıla hasretini gidermek için onun memleketinin bir benzerini yapmaya karar vermiş. sonra da işte yapay dağlar ve suların akacağı büyük teraslar yaptırmış.

    çoook uzun seneler, yüzyıllar sonra burası bir kum dağı haline gelmiş ve ancak 20. yüzyılda yapılan kazılarla kalıntılarına ulaşılabilmiş.
  • civilization serisinin gedikli wonderlarından biridir. (bkz: hanging gardens)
  • yine soylenenlere gore babil krali bunu daglik ve yesil bir ulkeden gelen kralicesi ulkesini ozleyip de uzulmesin diye yaptirmistir. ilk cati bahcesi ornekleridir. tasviri yapilari dusunuldugunde bulundurduklari drenaj - sulama sistemi bu kadar eski bir yapi icin inanilmazdir.
  • varolmasi babil kulesinden daha mantikli olusum. yapilan tasvirlere gore dev merdivenler seklindeki sekilerden olusmaktaydi ve firatin sulari ile farkli bir palet sulama sistemiyle sulanmaktaydi. bunlari uzerine sepetler monte olmus dikine paletler seklinde dusunebilirsiniz. ve bu dev paletleri farkli bir cark sistemiyle okuz mokuz gibi fizikte zengin zihinde fakir hayvanlar dondormekteydi. bu paletler sayesinde ustteki sekilere sulama icin su ulastirilabiliyordu devamli surette.
hesabın var mı? giriş yap