• maksimum anlamsız bir gün olmasına karşın isteyen herkesin ister çemişgezek'te ister tokyo'da doğmuş olsun kutlamaya çatır çatır hakkının olduğudur.
    birincil tepki olarak siksoktan başka bir şeye ermeyen dogma dolu beyninle anlamadığın şu ki sen zilyonu bulan genç nüfusa doğru dürüst eğlenme, kaynaşma, bayram günü diye evin şen kasap'a dönüştüğü, akrabalarının zırlak çocuklarına bilgisayarını hibe etmezse annesinden azarı yiyeceği "gurban bayramı"nı sunarsan, o genç nüfus da elin thanks giving dayine, noeline, st valentineine, bilumum azizinin gününe canhıraş şekilde yapışır, yapışacaktır.
    kutlamak isteyen kutlasın, benim yerime de içsin. "şurada doğduğun için şunu kutlayamazsın sen bu toprağın evladısın cafer" diyerek yapılan gereksiz ve eski nenen çarık giyerdi bunları unuttun mu ajitasyonuyla da kimse kimseyi engelleyemez, sadece daha da ateşler.
  • st. patrick dedikleri irlanda'dan amerika'ya goc etmis dini bir kisilik. dini kisiligi disinda ayrica ilk muhendislerdenmis* ve yasadigi bolgeye* musallat olan yilanlardan bir projesi sayesinde kurtulmuslar galiba. ama simdi amerika'da neden bu kadar unlu ve adina kutlamalar yapiliyor anlayabilmis degilim acikcasi. konuyu bircok amerikali'ya da danistim. ama buyuk bir sevkle kutladiklari bu gunun anlamini onlar bile bilmiyorlar... sorularima aldigim cevaplar "yav bosver gel icelim guzelleselim" sekinde oldu hep. ama bu amerikalilar tuvalet kagidini ilk bulduklari ve ilk kullandiklari gunleri bile kutlayabilirler. gercekten de oyle. iki haftada bir mutlaka bir seyin gunu oluyor yani.

    neyse efendim gelelim st.pats gunune. uc gun boyunca suren kutlamalarda insanlar kendilerini yesile boyuyor, yesil yiyor, yesil iciyor, yesil siciyor* ve buyuk kutukler tasiyor. evet kutuk... bildigin kutuk. bu kutukleri de plastik yilanlari oldurmek icin kullaniyorlar. valla bu hareketlerinin bir aciklamasi yok. bunun disinda bu uc gun boyunca sarhos olmak sart. adamlar sabahlara kadar iciyorlar. her sene icki komasinda yenik dusen birkac sehitleri oluyormus. hani komadan olmese bile araba ile girdigi agac, arkadasi dolayli yoldan da olsa komaya sokuyor ve istedigi noktaya ulasmasini sagliyor.

    simdi gelelim bu gunlerde neler yapildigina:

    ana senlikler uc gun surse bile kutlamalar ve faaliyetler yaklasik iki hafta oncesinden ufak ufak basliyor. ilk once arkadaslar okulun bahcesinde farkli yerlere citler orerek yilanlarin kacamayacagi alanlar yapiyorlar. (o yilan cikamaz ya o citlerden) herneyse... o citlerin icine pilastik yilanlar falan koyup gurultu, bagris cagris esliginde onlari olduruyorlar(!). oldurmek icin kullandiklari arac da kutuk. kutukleri yilanlarin ustune pis dusman al sana bomba gibi bir seyler diyerek atiyorlar. evet bildiginiz kutuk. ama bilmediginiz sey kutuk ne kadar buyuk olursa o kadar makbul oluyor... ya adamlar deli gercekten. elde, sirtta kutukle okulun icinde dolastilar bir hafta boyunca. derslere falan girdiler oyle. hatta bazi hocalar sinifa kutuk sokulmasina izin vermediginden midir nedir sinif kapilarinda 5-10 kutuk gorduk bir hafta boyunca.

    bana cok tuhaf geldi dogrusu. hadi her seyi bir kenera birak, ben salak miyim niye 20 kiloluk hicbir ise yaramayan kutugu tum gun yanimda tasiyayim. ben anlamiyorum demek ki. (hani aslinda hamurumda ayilik da var ama*.) yav adamlar kutuk satiyor ya... evet kutuk satiyorlar ama yakmak icin degil yaninda tasimak ve plastik yilanlarin kafasina kafasina atmak icin aliniyor kutukler...

    bu kutlamalarin favori rengi basta da degindigimiz gibi yesil. her seyi yesile boyuyorlar. hatta bu konudaki cok ilginc bir ornegi biraz sonra verecegim.

    herneyse... bu yilan oldurme falan devam ederken asil kutlamalarin yapilacagi son uc gune gelindiginde asil cilginliklar basliyor. en heyecanli kismi burasi zaten. yani buradakiler icin. hatta okulun ogrenci komisyonu bu gunleri tatil ilan etti... gercekten o kadar yani. (persemde, cuma, cumartesi ve pazar) (biliyorum biliyorum cumartesi pazar zaten tatil...)

    bu dort gunde yapilacaklar sunlar. aslinda yapilabilecek cok bir sey yok. amac tek. sarhos olmak... evet yanlis duymadiniz sarhos olmak. hatta bu kutlamalara erken baslayan sarhoslarin naralarini okulun icinde cok duyduk. midesi kaldirmayanlarin isaretleri de vardi sagda solda. ama kimse aaa ne ayip, bak sana yakisiyor mu demiyor. oyle rahatlar yani...

    100 saatte 100 bira adamlarin mottosu. derse gitmek icin sabah erken kalkmayan adamlar sabah 8'de kalkip icmeye basliyor. valla gercek. gormesem ben de inamazdim... derse sarhos gelenler bile var...

    100 saatte 100 bira icemeyecekler icin ise ayri cozumler var tabii ki. 1 saatte 12 bira...(o da icilecek gibi degil ya) ama yesil biradan olacak. hani dedik ya her seyi yesile boyuyorlar diye. bu gunler icin ozel bira yapiyor adamlar. artik ne koyuyorlarsa icine.

    bu dort gun boyunca heryerde parti oluyor ve dogal olarak abartisiz gunun her saatinde bir dolu sarhos dolasiyor ortalikta. tabii bu kadar sarhos olunca garip seyler de gormuyor degil insan.

    arkadaslardan geliyoruz. iste kirmizi isikta durduk arabayla. soyle gozum sol tarafa ilisti. boyle kabak gibi bir seyler var... dedim ulen bunlar ne? bizim sarhoslar bir araya gelip indirmis pantolonlari, donlari... egilmisler oylece... yoldan gecen arabalari selamliyorlar. hava da soguk ha... yani hicbir sey olmasa adam usutmekten korktugu icin acmaz kicini bayira dogru... hani seytan doldurur falan orasi da ayri tehlike ya... garip... gerci elimde uzun cubuk falan olsa soyle bir durtup selam verecektim adamlara ama buyuk bir saygisizlik yaparak selamlarina mukabele etmedim. kendimden utaniyorum bunun icin!!! bu arada bizi kici ile selamlayanlar eger kiz olsalardi hic dusunmeden selam verirdim. hatta uzun suren selam yuzunden arkamizda da kesin konvoy olurudu... (bilemiyorum)

    iste en garip seyide bu st.pats'in son gununde gorduk. hani her seyi yesile boyuyorlar dedik ya... burada pine street diye bir yer var. cam sokak...(bak hic cam sokak diye dusunmemistim garip geldi simdi) iste bu sokagi basindan sonuna kadar yesile boyuyorlar. gercekten tum sokagi yani yaklasik 1.5-2 km'lik yolu adamlar yesile boyuyor ya... sonra bu boyadiklari yolda gecit toreni gibi bir sey yapiyorlar. artik garip neyin varsa alip gideceksin oraya... iste klasik arabasi olandan, samandan araba yapmis olana kadar bircok ilginc tip bu gecide katiliyor. yol yesil, elbiseler yesil, suratlar yesil, ictikleri biralar yesil...

    ama o kadar sarhos, o kadar gariplik bir tane bile olay cikmadi. ya da ben bilmiyorum. hani polislerinde hakkini yememek lazim. kus ucurtmadilar gercekten...

    gerci belayi cektigimizden midir yoksa cok temiz yuzlu oldugumuzdan midir nedir bilemeyecegim neredeyse icinde bizim de bulundugumuz bir olay cikiyordu... sarhosun biri gelip sigara istemisti bizden. yok deyince de dayilanmisti ve "neden sigaraniz yok lan" diye sormustu sinirli sinirli. ben de "sigara sagliga zararli bak icmesen ne iyi olur" falan diyorum. (ne adamim ya) cak agzina bir tane gelsin kendine... ama biz bir sey yapmadikca git basimizdan dedikce adam bir dikleniyor sormayin. hani boyuna posuna baksan yarim kadar... ama icki insana neler yaptiriyor degil mi? (zaten bir gece once bayira dogru kicini acip arabalari selamlayanlarda bunun arkadaslari degil miydi?) gerci bu sarhoslugun aslanlik asamasinda daha. kicini acanlar ise esek asamasindaydi diye tahmin ediyorum...

    ek bilgi;
    simdi nuhun gemisinde (ne alaka dediginize eminim) bildiginiz gibi her tur hayvan ve bitkiden var. (inanmiyorum ya...) herneyse... iste gemideki bu bitkilerden birinin durumu iyi degil. uzum oldu olecek. su falanda yok. ne yapalim ne yapalim derken diyorlar hadi su tilkiyi keselim kanini akitalim uzumun kokune... tilkinin kani 1 hafta falan idare ediyor ama uzum yediden boynunu bukmeye basliyor bu surenin sonunda... ne yapalim ne yapalim derken bu sefer gozlerine aslan carpiyor... kesiyorlar aslani. tabi aslanin kani gur... uzum 1 ay falan yasiyor ama bu surenin sonunda gene basliyor solmaya. son care olarak bu sefer de esegi kesiyorlar. (etinden de sucuk yapiyorlar mi orasini bilmiyorum.)

    neyse efendim esegin kani etkisini yitirmeden karaya ulasiliyor ve uzum topraga dikilip sulaniyor...sonra gel zaman git zaman bu uzumlerden ilk alkollu icecek yapiliyor...

    iste insan alkol almaya ilk basladiginda bu yuzden tilki gibi oluyor. oyle acik gozlu, etrafina bakiyor... biraz daha icinde aslan gibi cesur oluyor... kukruyor... biraz daha icince de esek gibi oluyor... kulaklar dusuyor... oyle kocamam bir gulus bir rehavet cokuyor...

    ayrintili bilgi icin;
    (bkz: sarhos olmak/@niketese)

    herneyse... en bastaki konumuza donecek olursak eleman daha aslan asamasinda. biraz daha icse esek olacak ama daha var. hani ben orada dovuversem dogrudan esek olacak ya.... ama adam sarhos. bulasmaya degmez. buyuk ihtimalle ne yaptiginin bile farkinda degil. bu arada bizim birkac arkadas daha vardi orada. bunlar fark etmisler olayi ve bizimkilerde sarhoslugun aslanlik asamasindalar... bir baktim 15 turk, cocugun etrafini sarmis. ulan bolunerek cogalsan bu kadar cabuk cogalamazsin. nereden geldi bu adamlar? yani mahallede kavga olsa kahveden bile bu kadar cok adam cikaramazsin... tabii bizimkiler bir kukredi, hatta biz tutmasak pencelemeye falan da basliyorlardi az kalsin... bizim sigara tiryakisi aslan o dakika eseklige terfi etti... oyle kistirdi kuyrugunu gitti... bu seferde bizimkiler durmuyor... gel ulan dovecez seni, bu kadar adam toplamisiz dovmeden birakmayiz, valla olmaz, bak daha karpuz kesecegiz, sen nasil bizim arkadaslara dayilik yaparsin diye bagiriyorlar... zor aldik elemani bizimkilerin ellerinden...

    ama orada sunu anladik ki turk insani gercekten farkli. mesela bu dumbelegin de arkadaslari vardi ama hic karismadilar. arkadaslarini uyarmak, kurtarmak veya korumak icin en ufak bir girisimleri olmadi. turkler ise dayak yiyecegi kesin bile olsa gene arkadasinin yaninda duruyor... kissadan hisse bizim sarhos tiryakimiz iyi bir ders aldi. en azindan turklere bulasilamayacagini ogrendi. (gerci bizim turk oldugumuzu anlayacak kadar suuru acik miydi bilmiyorum ya.)

    gercekten biz diger irklara benzemiyoruz. biz de sorgu sual olmadan, getirisine goturusune bakilmadan hop olaya mudahale edilir. (gerci her zaman iyi bir sey degil bu ama...) diger milletler icin ayni sey gecerli degil tabii. turkler ise birey olarak sadece kendini degil, tanimasa bile arkasindakini de dusunur. bu dusunus bazen merak, bazen destek, bazen de taciz olarak da nitelendirilebilse turk insani boyledir. kimi zamanlarda bizim olmayan meselereri bile oylesine sahipleniriz ki gercek sahipleri bile buna inanir. en basitinden diyelim ki biz bir kapidan geciyoruz arkadan gelen varsa kapiyi tutariz degil mi? ama bir amerikali, cinli veya hindistanlilin arkasindan gidiyorsaniz bu davranisi beklemeyin yoksa burnunuzu duzelltirmek icin doktorun kapisinin onunde beklersiniz.

    ulen bak nerelere geldik. evet st.pats day... iste oyle yesilin, ickinin, sarhosun, eglencenin bol oldugu bir gun...
  • her sene 17 martta irlandali super insanlarin ve irlandalilari super insan kabul edenlerin kutladiklari bayram. butun gunu bol bol icirek, suursuzca dans ederek gecirirler. her yeri yesile bururler. shamrocklarla donatirlar.
  • gayet de gönül muhabbet ister kahve bahane şiarından bir gündür. o gün çılgınca eğlenip, içip, dans eden pek çok insan da aslında neyi kutladıklarını, st. patrick's day'in anlam ve önemini pek de bilmez. yani ben seneler önce ingiltere'de st. patrick kutlamalarına denk geldiğimde kime sordumsa net bir yanıt alamamıştım ama baktım pek eğlenceli hiç durmadım ben de katıldım. ne irish oldum (olsam da dert etmezdim o ayrı insan! olduktan sonra) ne totom tavana vurdu ne de başka bi şi ama bir günüm daha arkadaşlarımla eğlenerek çok keyifli geçti şu fani dünyada... so why so serious??
    ama her halta çomak sokan mutsuz, huzursuz, hoşgörüsüz ve de provokatif adam gelecek her zaman her halta bir bahane bulduğu gibi bugün de birilerini s.kecektir. zaten dünyayı da böyleleri...
    st. patrick kovalasın sizi!
  • ofiste yeşil yeşil giyinerek kutluyoruz. yok lan bi' tek ben yeşil giyindim. tam da yeşil sayılmaz aslında haki gibi, bira yerine de çay içiyorum. utandım la şimdi... evet.
  • sembolu yesil yonca yapragi olan gun. yesil yonca uzun yillar irlanda askerlerinin isareti olduktan sonra 18yy daki ayaklanmalar sonucunda yesil yonca amblemi tasimak yasaklanmistir. hatta bu olaya "wearing the green" denmistir. inatci irlandalilar da keciliklerini yeni dunyada da devam ettirip halen kralice victoria'dan hinclarini almak icin `st patricks day'da her bir seyi yesile boyama hastaligina tutulurlar. hatta olaya su kacirip nehri yesile bile boyarlar.*
  • bu seneki kutlamalardan bir gun once, ertesi gun "st patrick's day" sebebiyle tatil oldugumuzu ogrenince, ofisteki bi elemana sordum nedir bu olay diye..

    anlattiklari dogru ise, st patrick gercekten de bi misyoner abimizmis, irlanda'ya hristiyanligi getirdigi icin pek sevilen sayilan hormet edilen bi insanmis.. irlanda'dan yilanlari kovan kisiymis.. bundan kasit, fareli koyun kavalcisi gibi yilanli koyun mavalcisi tarzi bi olay degilmis, patrick abinin kovdugu yilanlar paganlari sembolize ediyormus.. kutlanilan gunun tarihteki spesifik karsiligi ise, bu zat i muhteremin vefat ettigi gun olmasiymis..

    bunu dogal olarak garip karsilayan ben (dusunun bi kere turkiyede onemli birinin, ataturk olabilir, hz muhammed olabilir, hepsini gectim dedem olabilir mesela -benim icin onemli bi insandi- oldugu gunu heyyo heyyo diye sarkilarla turkulerle cilginlar gibi icerek, publara onyuzlerce yuro birakarak, gecit torenleriyle kutlasaniz, kesinlikle sonunuz ya timarhane, ya hapishane olur.. ki bunlar iyi ihtimallerdir.. onemli birini birak herhangi birinin olum yildonumunu kutlasan sana zorluk cikaracak, dovmek isteyecek mutlaka birilerini bulursun) kendi duz mantigimla elemana "niye olum gununu kutluyosunuz? herkesi tiksindirmis miydi? tarihte bugun kurtulduk ne guzel ondan falan diye mi kutluyosunuz?" diye sorarak kisa bi sure cocuga error hatasi verdirdim..

    lafi baglayacak olursak, bu da boyle bir animdir..
  • st patricks day ayni adi tasiyan irlandali din adamini anma amacli olarak irlanda da baslayan, irlanda'dan amerika'ya gocler sonucunda da bu ulkede de kutlanmaya baslayan bir bayramdir. aziz patrick, milattan sonra 370-390 yillari arasinda irlanda'da dogmustur. 16 yasinda kacirilir ve kole olarak kullanilmaya baslar, o sirada dini duygulari gelisir, akabinde bir gemiyle fransa'ya kacar. sonunda memleketi irlanda'ya dondugunde artik bir misyoner'dir. irlanda'nin hristiyanliga gecmesinde en buyuk pay sahibi olmustur. 3 yaprakli yoncayi vaazlarinda cok kullanir, bu uc yapragin, baba , ogul ve kutsal ruhu temsil ettigini soylemektedir. neden ozellikle bugun kutlandigini bilmedigim bu gun, 1737'de boston'daki irlandalilar tarafindan da kutlanmaya baslamistir. dini ozelligi gitgide zayiflayan, yesil biralarla kutlanan bir gun olmustur.

    bu gunun icimizdeki irlandalilar tarafindan da kutlandigi gelen haberler arasinda. hincal uluc un grubu olarak da anilan bu tarikatin, her sene hincal ulucun evinde toplanip, yesil kostumleriyle icip sapittigi, hincal'in irlanda fotr sapkasiyla keh keh guldugu , cok keyifli oldugu soyleniyor.
  • sabahtan irlanda'ya gidip menbağında kutlamayı düşünüyorum. du' bakalım.
  • ecnebi bir arkadaşın yeşil şeytan boynuzlarıyla kutladığı gün. "yani alkol size serbest de, bu adam adının başına st. alanlardan. şeytan'a gücenmesin" dedim. "siktiret" şeklinde bir cevap geldi. nerdeyse türkçeydi yani, o derece bir siktiret.
hesabın var mı? giriş yap