• azınlıklar ancak çoğunluk için bir tehdit oluşturduklarında akla gelir
  • türkiye'de kullanıldığında, lozan antlaşması ile azınlık statüsü tanınmış ve koruma altına alınmış bulunan gayrımüslim vatandaşları ifade eden ve bu grupların anlaşılmasını sağlayan genel kavram.
    lozan antlaşması'nda herhangi bir sınırlı sayma yapılmamış bulunsa da, rum, ermeni ve musevi cemaatleri azınlıklar kavramının en asli unsurlarıdır.
  • azınlıkların sorunları çoğunlukların vurdumduymazlıklarının ve vahşiliklerinin aynası niteliğinde oluyor. yani "azınlıklara artık hoşgörü göstermeyeceğiz" dediğinizde, dile getirdiğiniz "kendi tahammülsüzlüğümüzle yüzleşmek istemiyoruz" oluyor.

    bireyin ya da toplumun kendi hatalarıyla yüzleşmesi ve bunları çözmesi, herşeyden çok kendisi için gerekli. "adam olamıyorum ve adam olamadığımı bana söyleyenin kellesini alırım" diyecek insanın tıynetinin niteliği de malumunuz.

    velhasıl başkasına dil, ırk, din, yaşama biçimi, ahlak dayatmaya kalkanların tümü, insanlığın ortak varoluş sözleşmesini ihlal eder ve bu yüzden evrensel bir sorun haline gelirler işte. kendini çoğunluk görüp de kelle almaya meylettiğin fezada takip eden iki birim zaman içinde elindeki kesici aleti ziyadesiyle sana iade edecek şey de bu sözleşme oluyor. "çünkü yapabiliyorum" zorbalığı için de geçerli aynısı; ziyadesiyle iadesi mümkün, gerekli ve yakın.

    sözleşme önemli, sözleşmesiz tek mümkünat zorbalıktır, ki zorbalığın haddi iki atımdan ibaret olur. ve hatta insanı vahşiden koruyan, bir arada tutan bu ortaklığa, hangi kitabı bahane ederse etsin, ihanet edenin en güçlüsünü bile en zayıf sandıklarınız alt etti ve yine edecek.

    çünkü öteki ruhun alanına tecavüzü makbul görenin zorbanın doğal mekanı piramidin en alt katındaki zindandır.

    islam size tevekkülü anlattı siz bundan haramilik anladınız, bre gafiller.
  • uzun bacaklı geniş omuzlu sarışın insan formasyonu. tam sağ kolda bi tane valla şu an. *
  • fuat dündar'ın 2000 yılında chiviyazıları yayınevi tarafından yayımlanan kaynak nitelikli kitabı.
  • (bkz: ekalliyet)
  • türkiye cumhuriyeti'nin azınlıklar için anlamı

    cumhuriyet denilince ilk akla gelen çoğunluk kavramıdır. daha da düşündüğün zaman cumhuriyet organik değil soyut bir kavramdı. kendini kolay tanımlamak için tek vatan, tek din, tek dil, tek eğitimi zorlar. herşey tanımlanın yüzü suyu hürmetinedir. eh bunların coğunluğun dili, dini, eğitimi olacağı su götürmez. azınlıklara bakmak kalır.

    cumhuriyetin karşıtı çok çeşitli olablir. ancak temel anlamı halkın dahilinin olmadığı sistemlerdir. babadan oğula geçen sultan veya kral olabilir, , .....bunların ortak özelliği cumhuriyete göre daha organik ve biyolojik olmalarıdrı. kralın konuştuğu onun ana dili, onun dil durumunu belirtir, inandığı din ise onun din durumunu belirtir, aile flaması bayrağı belirtir. haliyle baskın çoğunluk kadar azınlıkların durumu net olarak görülür. herkes kendi içinde farklılıklarıyla var olur.
  • ya azgınlar azınlık değilmiş,
    ya azınlıklar iyice azmış durumda.. 23 haziran 2019 (bkz: azgın azınlık)

    "azınlıklarımızı kaçırınca, yok edince ortada kalakaldık. bir büyük sorun da devlet ve toplum olarak alttan gelen fidanlara acımasız, sürekli biçen, tırpanlayan yapımız." mehmet ibiş - bakışlar mayalar tarihöncesi

    (bkz: ekalliyet)
    (bkz: azınlık/@ibisile)
  • bazı coğrafyaların çoğunluğudur.
  • toplumun özel kategorilerinin özlemleri ve istekleri, insanların bu isteklerinin kolektif biçimde temsil edilmesini ve kendilerine özgü olan yanlarının yasal niteliğe büründürülmeyi talep etme noktasına vardığında bir azınlıktan söz edilebilir. bu tanıma şimdiye kadar çoğunlukla siyasi alanda gerçekleşmiştir; ne var ki günümüzde, özellikle abd'de eşcinseller, kurbanı oldukları yasaklamalara ve baskılara başkaldırarak, davranışlarındaki benzerliğe dayalı bir kimlik altında toplanmaya çaba göstermektedirler. bu tür istekler, insan hakları adına düzenlenmektedir.
hesabın var mı? giriş yap