• zamanında televole döneminde aysel gürel le roportaj yapılmaktaydı.

    televole muhabiri sordu
    - aysel hanım siz hangi takımı tutuyorsunuz?
    - valla ben kocamın takımlarını tutuyorum ahıahı
    - ...
  • güftesi aysel gürel'e ait olan eserlerden oluşan spotify listesi.

    güftesi aysel gürel'e bestesi onno tunç'a ait olan eserlerden oluşan spotify listesi.

    güftesi aysel gürel'e bestesi attila özdemiroğlu'na ait olan eserlerden oluşan spotify listesi.

    debe editi: konu bayağı ilgi çekmiş. soranlar olmuş, listeleri ben hazırlamıştım, herkese teşekkür ederim.
    sezen aksu, onno tunç, uzay heparı ve birçok farklı sanatçının da listesi mevcut. onları da şuradan görebilirsiniz: (bkz: #118086436).
  • "ben türk kadininin bilinçaltiyim"

    aysel gürel
  • bir dergide okumuştum. müjde ar kaynaklı.

    bunlar ilkokuldayken kardeşi mehtap ar ile okuldan eve bazen geç gelirlermiş. asla kızmazmış ve hiçbir şey demezmiş. ancak ertesi gün okula gidermiş ve o kalabalık içinde poposunu açarmış. rezil edermiş bunları. herkes, işte bu kadın bunların annesi diye dalga geçermiş bunlarla. bunu yapmasın diye sürekli eve erken dönerlermiş.

    alem kadındı be... allah rahmet eylesin.
  • ödül aldığı bir törendeki konuşmasına denk geldim.
    hem sahnede kalma süresi hem içerik olarak ödül töreni konuşması nasıl yapılır dersi niteliğindedir.
    teşekkür etmek için, espri yapmak için, umut aşılamak için sahnede 60 saniye kalmak da yeterli olabiliyormuş.
  • (aysel gürel, biraz kendinden bahsetmiş vakti zamanında. çok hoşuma gitti. sizlerin de okumasını istedim.)

    -annem erzincanlı, ağa kızı. babam mekteb-i hukuk mezunu. babam bir sebeple erzincan'a gidiyor, annemi görüyor ve on üç yaşında annemi nikahlıyor.

    hayatın kirli taraflarıyla karşılaşmadım. zengin bir ailenin el bebek gül bebek, şımarık bir piçi olarak büyüdüm.

    muazzam bir kütüphanede emeklemeye başladım ben. ancak kitaplarda anlatılan şeylerle, mahallede anlatılanların birbirine benzemediğini gördüm. ünzile odur işte. köyün son çitine gitmeye korkar, çünkü dünyanın orada bittiğine inanır.

    sekiz yaşındayken çok azıp kudurduğum için, onunla konuşayım, uslu durayım diye bir kuzu almışlardı. kuzuma 'mido' diye bir isim koydum. 'şarkısız canlı mı olur' deyip, kuzuma bir de şarkı yaptım. 'mido güzel kuzu / annesinin yavrusu' diye. ilk böyle başladı diyebilirim söz yazma ve beste yapmam.

    çocukken sekiz kere boğuldum. suni teneffüsle kurtuldum. çünkü ben trabzon'dan sivastopol'a gitmek istiyordum yüzerek.

    liseyi bitirene kadar trabzon'daydım. karadeniz'de denize gündüz girmez, gece girer mahalle kızları. elbiseleriyle girerler, el ele tutuşarak, şarkı söyleyerek, dönerek serinlerler. fazla da açılmazlar. sonra langoz dediğimiz su anaforları olur suda. kızlardan biri bu langoza ayak baş parmağını kaptırdımı, o halka döne döne bütün kızları içine alır. bırakmaz asla. sonra da dışarıya japon feneri gibi çıkarlar. boğulduktan sonra.

    seksten hoşlanıyorum ama öyle şartlarım var ki yerine gelemez. bana göre adam hiç kaka yapmayacak. o yüzden ayrı evlerde oturmak en iyisi. kadına kulaktan girilir, aşağıdan değil. hormonlar seçiyor birbirini. sadece erkek kadını değil, erkeği de seçiyor erkek. kadın kocasını kıskanmıyor çoğu zaman, öteki kadını kıskanıyor. erkek de öbür erkeği. erkek umumi kadınlara, başka erkeklerin çükleriyle buluşmak için gidiyor. eşcinsel tarafı yolluyor onu oraya. o kadar da önemli değil seks. tek başına da yapılabilen bir şey.

    ev benim için yatak ve mutfak, o kadar. evim, damım, yuvam gibi bir şey yok bende. kızlarımı tiyatro kulislerinde, dekor sandıkları üzerinde büyüttüm.

    deli sıfatını ben taktım kendime. tabii ben o deliyi biraz da veli anlamında söylüyorum. veli, yunus. yunus kadar da iyi bir şairim. şarkı sözü yazabilmek için aruz ve hece bilmek, en önemlisi de dünya literatürünü okumak lazım. iki şiir kitabı çıkardım. birincisinin ismi 'senin için sana değil'di. ikincisinin ismi, 'şiir şimdi.'

    ben birey değilim. ben kalabalık bir nesneyim. ben tek başıma radyoyum, televizyonum, konserim, orkestrayım, her şeyim. türkiye'nin ilk anarşist kızıyım ben. ilk çiçek kızıyım. ilk hippisiyim. ben amazon kadınıyım. türkiye'de kadının bilinçaltıyım.
  • apartmana bocek ilacı yaptırmak isteyen komsularına;" bocekler sinekler bu dunyanın gercek sahipleridir onları olduren katildir "demis apartman sakinleride kızlarını arayıp* anneniz boyle boyle diyo demisler mehtap ar soyle cevap vermis:
    annemin evde besledigi hatice isimli bir hamambocegi vardı onu terlikle oldurdugum icin bana katil diyip beni evden kovdu ben karısmam.
    sevimli bir teyze.kendisinin kısa zamanda bir zoologla evlenip mutlu olmasını diliyorum.
  • doğum gününde uzatılan mikrofonlara,sevgilileri hakkındaki sorulara gülerek "dünya üzerindeki bütün kızlar benim kızım,bütün erkekler de benim sevgilim" dieyek beni kahkalara boğan tatlı,güzel bi insan.
  • üniveristeye gidiyordum. bir kız arkadaşımla odakule'de, ara sıra çocukların keman çaldığı o arada, kenara, yere oturmuştuk. bir de baktık istiklal tarafından geliyor. uzun renkli bir etek, şapka ve kocaman gözlüklerle...geldi geldi, eğildi ve çok sakin bir şekilde "taşa oturmayın, çocuğunuz olmaz" dedi, gitti. bakakaldık arkasından.

    şimdi de bakakaldık arkasından.

    kendimi bildim bileli, imrendiğim kadındır.
  • (bkz: #162314735) eksik şiir kitabından bu kadar geç haberdar olduğum için şüphesiz ki bağışlayıcılığından sual olmayan allah beni affedecektir de yaşarken renkli kişiliğini ve birçok güzel şarkının sözlerinin kendisine ait olduğunu bildiğim ama piyasada sevdiğim neredeyse tüm şarkıların sözlerinin kendisine ait olduğunu, okuduğum eksik şiir kitabının estirdiği nostalji rüzgarı ve biraz araştırma yapmam sonrası bu yaşımda öğrenmiş olmamın affı yok kesinlikle.benim gibi bu bilgiyle henüz karşılaşmışlar için upuzun aysel gürel şarkıları listesi

    son bakışın sözlerini 17 yaşında idam edilen erdal eren'in fotoğrafına bakarak yazdığını, anadolu turnesinde tanıştığı; 8 yaşında evlendirilmiş, 12 yaşında anne olmuş ünzile'den etkilenmesiyle ünzile'nin ortaya çıktığını herkes gibi ben de bir yerlerde okumuş ya da dinlemiştim ama firuze'yi turneye giderken arkasından el sallayan iki kızı için yazdığını; sen ağlama, kaybolan yıllar, sevdanın son vuruşu, vazgeçtim, mfö-vurgun yedim gibi bi döneme damgası vuran ne çok şarkının söz yazarı olduğundan sahiden haberim yoktu.

    o çılgın kişiliğe sahip, o aşırı ilginç rengarenk kıyafetleri giyen, belki ''deli aysel'' diye anılmasına sebep şeylerden biri olan o abartı makyajı yapan kadının,

    hasret oldu, ayrılık oldu
    hüzünlere bölündü saatler
    gördüm akan iki damla yaş
    ayrılık da sevgiyle beraber
    bir şarkı bir şiir gibi
    yaşadım canım acıları
    senden bana hatıra şimdi
    sakladığım sevgili kederler
    bir sır gibi saklarım seni
    bir yemin bir gizli düş gibi
    ben bu yükü taşırım sen git
    git acılanma
    sen ağlama, dayanamam
    ağlama göz bebeğim sana kıyamam
    al yüreğim senin olsun
    yüreğim bende kalırsa yaşayamam

    şu sözleri ve daha bunun gibi nice, her duyulduğunda aynı lezzeti veren sözleri yazmış olması cidden çok etkileyici. yukarıda alfabetik sırayla listelenmiş tüm o şarkılar gibi, az evvel çalan;

    vazgeçtim gözlerinden
    vazgeçtim sözlerinden
    bir, “ah” de yeter
    sessizce, kimsesizce
    gönderdim dudaklarımı
    öpme, al yeter
    hiç tanımaz tenim ellerini
    bilmez yüreğim, bilmez yüreğini
    ah, bu koku, bu ten, bu dokunuş
    ah, bu delilik sarsar bedenimi
    yok olmak anıdır şimdi

    sözlerine sahip belki de sezen aksu'nun en iyi şarkılarından olan vazgeçtim şarkısını dinlerken, ''ne yaşadı da yazdı bu sözleri?'' diye düşünürken geldim aslında başlığına utancıma dair yazmak dışında ama şunu da söylemeden geçemeyeceğim, ne yaşadıysa iyi ki de yaşamış da böyle güzel şarkılarla bizi buluşturmuş bu deli değil, dahi kadın.
hesabın var mı? giriş yap