• televizyonlarda demeç üstüne demeç veren, dikkat çekmek için her türlü şekle giren, dahi görünmek amacıyla saçma saçma cümleler kuran, en sonunda aleme birbirlerinin mal beyanını yaparak rezil olan deprem hocalarından çok farklı olan, hala her çalışmada referans gösterilen bir bilim insanı, kaybı erken oldu.
  • türk bilim camiasında iq ve çalışkanlığının yanında yüksek eq (duygusal zeka) sahibi insan sayısı öylesine azdır ki bunu ancak camianın içinde olup bunu gözlemleme yeteneği olanlar fark edebilir. aykut barka bu iki özelliğe de sahip çok müstesna bir insandı. gelişmiş zekası, çalışkanlığı dışında hümanist bir insandı. duygusal zeka bilim camiasında sevilen bir özellik değildir, sık sık cezalandırılır. aykut barka da bundan nasiplendi maalesef. amerikadan dönmeseydi şu an yaşıyor bile olabilirdi. orada kalması efsane olmasını engellemezdi, hatta daha da güçlendirirdi. yakından tanımış olduğum ve hep özlemle andığım bir kaç insandan birisidir. ruhu şad olsun.
  • turkiye'deki aktif yapilarin modellenmesi uzerine ara$tirma yapan 1952 istanbul dogumlu yerbilimci. yalnizca turkiye'de degil, dunyanin ce$itli ulkelerinde yaptigi cali$malar ve katildigi konferanslarla halki bilinclendirmeyi ilke edinmi$ bir bilim adami. (bkz: severim)
  • aykut barka, 16 aralık 1951'de istanbul'da doğdu.
    istanbul üniversitesi fen fakültesi jeoloji mühendisliği bölümü'nden 1974'de mezun olan barka, aynı bölümde yüksek lisans yaptı.

    1974-1976 yılları arasında maden tetkik arama genel müdürlüğü'nde (mta) jeoloji yüksek mühendisi olarak çalışan aykut barka, doktorasını ise ingiltere'de bristol üniversitesi'nden 1981'de aldı.

    1981-1985'te mta'da teknik uzman olarak görev yapan barka, 1985'te bristol üniversitesi'nde, 1986-1990 yılları arasında da massachusetts teknoloji enstitüsü (mit) ile california teknoloji üniversitesi'nde ziyaretçi bilim adamı olarak bulundu.

    aykut barka, 1990 yılında boğaziçi üniversitesi kandilli rasathanesi deprem araştırma enstitüsü'nde, 1992'de istanbul teknik üniversitesi maden fakültesi jeoloji mühendisliği bölümü genel jeoloji anabilim dalı'nda öğretim üyesi olarak görev yaptı.

    1996 yılında profesörlüğe yükselen, 1997 yılında itü avrasya yerbilimleri enstitüsü'nde öğretim üyesi olarak göreve başlayan barka, bu görevini sürdürüyordu. prof. dr. barka, deprem konseyi'nin de 2'nci başkanıydı.

    beynindeki damar tıkanıklığı nedeniyle marmara üniversitesi tıp fakültesi hastanesi'nde 6 ocak 2002'de tedaviye alınan prof. dr. aykut barka, 1 şubat 2002'de hayatını kaybetti.

    çok sayıda makalesi ve kitapları bulunan prof. dr. barka, evli ve iki çocuk babasıydı.

    tübitak, mam, yer bilimleri araştırma enstitüsü ve bü kandilli rasathanesi deprem araştırma enstitüsü'de de danışmanlık yapan prof. dr. aykut barka, türkiye'de yerbilimlerini kuran ve kuzey anadolu fay hattı'nı (kaf) bulan prof. dr. ihsan ketin'den sonra, kaf konusunda en çok çalışan bilim adamıydı. prof. dr. aykut barka, kaf ile ilgili araştırmalarıyla yer bilimleri konusunda uluslararası bir üne sahip oldu.

    prof. dr. aykut barka'yı, türkiye, 17 ağustos 1999 depreminden sonra tanıdı. prof. dr. barka, deprem gibi riskli bir konuyu, hiç çarpıtmadan, yumuşak üslupla, anlaşılır bir dille anlatmasıyla türk halkı tarafından ‘en güvenilir’ deprem uzmanları arasında yer aldı...
  • unutulmuş güzel adam. ruhu şad olsun.
  • kendisinin 20 subat 2000 tarihli cumhuriyet gazetesinde cikmis bir yazisi:

    itü avrasya yerbilimleri enstitüsü öğretim üyesi prof. dr. aykut barka, marmara denizi'nde sürdürülen hiçbir bilimsel çalışmanın sonucunun buradaki deprem riskini değiştirmeyeceğini belirtti. marmara'daki deprem riskinin 2 kere 2'nin 4 etmesi kadar açık olduğunu söyleyen prof. barka, 17 ağustos depreminden bu yana, 6 ayın boş tartışmalarla geçirildigini vurgulayarak, daha fazla zaman yitirilmeden yapı kalitesinin bozukluğu herkesçe bilinen istanbul daki yapı stokunun yenilenmesi ve devletin, medyanın, bürokratlann dikkatlerinin bu konuya yoğunlaşması gerektigini kaydetti.

    kuzey anadolu fay hattı'm en iyi bilen bilimadamlarından biri olan ve bu faya ilişkin çalışmalarını kesintisiz sürdüren prof. barka, 17 ağustos depreıninden bu yana geçen süre içindeki gelişmeleri cumhuriyet'e değerlendirdi.

    prof. barka, 17 ağustos depreminin ardından hız kazanan bilimsel çalışmaların sürdüğünü ve yıl sonuna kadar daha kesin verilerin elde edileceğini söyledi. barka, depremin yarattıgı tahribat nedeniyle şimdi herkesin bu riski ciddiye aldığını ifade ederek önemli olanın bu cidiyeti korumak ve bu dersi pratiğe dönüştürmek olduğunu söyledi.

    "marmara denizi'nin içinden ne çalışması yapılırsa yapılsın ve ne çıkarsa çıksın buradaki deprem riskini değiştirmeyecektir. buradaki deprem riski "iki çarpı iki eşittir dört" kadar kesin. bu deprem öncesinde de böyleydi ama, bu kadar net değildi" diye konuşan prof. barka, marmara'nın deprem riskinin dayandığı bilimsel verileri şöyleaçıkladı: "gayet basit. marmara'nın ortasında en son 1766 yılında deprem meydana geldi*. o tarihten bu yana 234 yıl geçti. buradaki fayın hızı yılda yaklaşık 2 cm. bunun anlamı burada yaklaşık 4,5 metrelik bir birikim var. marmara'nın ortasında 1509'da* bütün bölgeyi etkileyen bir deprem oldu. onun öncesinde de depremler var. fayın hızına, bütün bu son depremlere ve deprem göçüne baktığımızda bunlar bize belirli fıkirler veriyor. fayın geçtiği yerlerde küçük depremlerle atladığı yer yok. hep büyük depremlerle kırarak geçmiş"

    öte yandan marmara deniz dibinin ve fay hatlarının henüz detaylarıyla bilinmediğini anımsatan prof. barka, "bilgi düzeyi arttıkça bu çalışmalar daha netleşecek. bizim yaptığımız bu çalışmalarda iyi bir batimetri elde etmek. bunun yapılması halinde fayların morfolojik olarakdeniz tabanından nereden geçtiğini yakalarsınız. ondan sonra sismik profillerle fayı daha detaylı olarak ortaya çıkarırsınız. henüz bu detay batimetriyi elde etmiş değiliz. tüm çabamız buna yönelik. şu an için le pichon'unki de dahil ohnak üzere marmara depremi ile ilgili hiçbir hipotez kesinlik kazanmış değil. bu çahşmalar sonucunda elde edilen sağlıklı bilgilerle marmara depremi için üretilen hipotezler teke düşecek."

    17 ağustos depreminden bugüne kadarki sürenin boş tartışmalarla geçirildiğini anlatan prof. barka, istanbul gibi depremden etkilenme riski yüksek olan bir metropolitan alan içinde uzıın dönemli planlar yapılması gerektiğini söyledi. elimizde depreme dayanıksız kötü bir yapı stoku bulunduğu gerçeğinin herkesçe bilindiğini anımsatan prof. barka, şöyle devam etti: "bu yapı stokunu en kısa zamanda yenilemek gerekiyor. bunu herkes kendisi yapamaz. burada devlet ön plana çıkar, kredi bulur önayak olur: örneğin, bir plan dahilinde "senede 300 bin yapı stokunu yeniliyorum" der. bunu 5 yıl yaptığınız zaman 1,5 milyon yapı stoku yapar. 5 ile çarparsanız 7,5 milyon nüfusun evini yenilemiş olursunuz. bunun için dünya bankası vs çevrelerden kredi bulabilirsiniz. ve bu krediyi yurttaşlara 20 sene vadeyle verebilirsiniz. burada, "fay nerden geçiyor" tartışmasını bırakıp medyanın, devletin, bürokratlarm bu yöne konsantre ohnası lazım"

    prof. barka, erken uyan sistemiyle ilgili olarak da şunlan söyledi: "tamam bu yönde çalışmalar da yapılsın, belki haber de verilebilir. ama bir de bu işin gerçeği var: 30 senedir çin'de, amerika'da, japonya'da yapılan çalışmalarda belli çıkmazlar var. önceden uyan olayı azami 20 saniyelik zamanla sınırlı. bu da gazı kesmek vs için kullanılabitir, ama, insanları uyarmak açısından bir yaran yok. ama diğer taraftan mühendislik olarak baktığımızda depreme dayanıklı bina nasıl yapılır onu biliyoruz. oturup bilinmeyen bir konuda medet umacagımıza, bildiğimiz bir konuda en kısa zamanda mesafe almak daha akılcı değil mi?"
  • 99' daki depremden sonra tv ekranlarında bayagı gozuktu.yasadıgımız toprakların deprem kusagı uzerınde bulundugunu,bunun yenı yenı farkına varmıs olmamızın trajıkomık oldugunu,ama zararın neresınden donulurse kar olacagını,yaw bıdahakı deprem acaba ne zaman olur dıye oturup aglasmak yerıne gereklı onlemlerın alınması gerektıgını dıger bırkac bılım adamı gıbı oda anlattı bıze defalarca.ama sankı onun tarzı bıraz daha farklıydı..ınsanlarla daha ıletısım kuruyor gıbı gelırdı bana her zaman.somurtkan degıldı,yuzunde devamlı bır tebessum vardı.isını severek yaptıgını hıssettırdı bana ve bu ona olan saygımı arttırdı.
    bırkac hafta once yogun bakımda oldugunu ogrendıgımde uzuldum ama ıcımde bır umut vardı.henuz 50 yasına yenı basmıs,ulkemıze daha cok faydası dokunabılecek bu ıyı ınsanın aramızdan bu kadar cabuk ayrılabılecegıne ıhtımal vermedım.ama ne yazıkkı ustesınden gelememıs..bır degerlı ınsanı daha kaybettık.zaten tam farkına vardıgımızda ya bu dunyadan gocup gıdıyorlar ya da baska ulkelere kaptırıyoruz!!..
    sayın barka....rahat uyu..
  • zor bulup çabuk kaybettiğimiz değerli insanlardan biri...
  • adını taşıyan vapur iki yaka arasında sergisi kapsamında, 21 eylül-14 ekim arasında,istanbul'un iki yakası arasında gidip gelen devasa bir geline evsahipliği yapacak.

    edit: gelin devasa değil, bildiğimiz vitrin mankeniymiş ama yine de sevdik biz onu.
  • 1999 depremi sonrası, yine bugünlerdeki gibi profesörler televizyonlara çıkıp röportajlar verir, tartışma programlarına çıkardı. fay hatlarını, yanal atım, düşey atım, p dalgaları, s dalgaları, dalma batma zonu... 14-15 yaşındayken daha bunların hepsini öğrenmiştim sayelerinde. işte o profesörlerin içinde en sevdiğim hoca idi kendisi. diğerlerine göre hem samimi hem daha bilgili gelirdi. o mavi gözlerinin de etkisini yok sayamayız.

    hatırlıyorum o zamanki aklımla, naci görür 'ü çok soğuk, celal şengör'ü ise çok ukala bulurdum. şener üşümezsoy ve ahmet ercan'i ise ne yalan söyleyeyim, o zaman bile pek inandırıcı bulmazdım, bir türlü ikna olmazdım dediklerine.

    muhtemelen kendisine duyduğum sevgi ve saygı, bende bir "itü hayranlığı" yaratmıştı o zaman ve üniversiteye hazırlanırken hedefim sadece itü idi.

    ne yazık ki kendisi, ben henüz sınava hazırlanırken, tam da doğum günümde vefat etmişti. itü'ye girdikten sonra, maden fakültesinde ders aldığım bir zaman, onun odasının oldugu yere gidip, kapısının önünde ismine öylece hüzünle baktığımı hatırlıyorum. ruhu şad olsun.
hesabın var mı? giriş yap