• eşkıyaları ile ünlü türk boyumuz. hatta kayseri adana yöresinde şöyle fıkralara sebebiyet verir;

    bir çerkez bir yörük bir de avşar allah'ın huzuruna çıkmış. allah her birine de ne istiyorlarsa yapacağını vaad etmiş, önce çerkez'e sormuş ne istersin diye, çerkezler ata çok düşkündür, "allahım bana bir çiftlik ver, içi atlarla dolu olsun, atların sapı samanı her şeyi tam olsun" demiş, allah da istediğini yapmış. dönmüş yörük'e sormuş, sen ne istersin diye, yörükler de yayla hayatına düşkündür, allahım bana büyük bir çadır, bir dağ bir orman ver, koyun ver, kuzu ver der, allah onun da istediklerini verir...

    en son avşar'a sorar, ee sen ne istiyorsun diye, avşar da "vallahi allahım sen vereceklerini verdin, bana sadece onların adreslerini ver ben gidip haracımı keseyim, onları soyayım" der.
  • inallı obasından mensubu olduğum ve 19. yy'ın ikinci yarısına kadar göçebe hayatı yaşamış türk boyu.
    ulan ben de diyorum bu karavan merakım nerden geliyor.
  • türkler'in, oğuz boyu'nun bozoklar'dan, yıldız han kolu'na bağlı büyük bir oymaktır. bir bölümü anadolu'ya gelerek çeşitli yerlere yerleşmişler ve bu yerlere kendi adlarını vermişlerdir. 1736 yılında bir darbe ile şahlık yönetimini ele geçiren nadir han'da bu oymağın beylerindendir.
  • 1860' lardaki iskan siyaseti uyarınca derviş paşa yönetimindeki fırka- i islahiye' yle müşerref olduklarına göre, başına buyruk bir türk boyu olsa gerek.
    gürleyen bir halk ozanının boyudur aynı zamanda.
    (bkz: dadaloglu)
  • basına buyruk asi ve düzene karsı savascı ava meraklı bir aguz boyu.hala geleneklerine baglı kalabilen nadir boylardan biridir avsarlar.kzılarının güzellikleriyle ünlenmişlerdir eski zamanlarda genelde mavi gözlü acık tenlidir.er (bkz: ben hariç) :) iranda bir devlet kurup sonra kendi elleriyle yıkmışlardır. :) göçtükleri yörelerin özelliklerine göre degişiklik göstermişlerdir suanda.türkiyede karsta akdeniz cevresinde ve iranda yasamaktadırlar. bazı boylar tamamen kimlik degişimine uğramıs ve kürt olduklarını savunmaktadırlar. (bkz: aponun avukatları) her sene torosta yörük senliklerinde avsarlar toplanmaktadır.
  • en yogun yasadiklari il kayseri olan bir turk boyu.
  • bu boydan çıkan bazı türk büyüklerri şöyledir: sultan alparslan ve oğlu melikşah, sultan sancar, alparslan türkeş, nadirşah, rauf denktaş, aşık veysel, selahaddin eyyübi'dir.

    ve en kalabalık boydur.
  • avşarlar yerleşik hayata geçtiği için orta asyadan gelen yağma geleneği yakın zamanlara kabul görmüş bir topluluktur ancak hırsızlık son derece ağır karşılanan bir hareket olarak görülür. çünkü hırsızlık sinsice ve korkakça yapılır.

    ahmet z. özdemir'in avşarlar ve dadaloğlu kitabından alıntılıyorum:

    "göçebe, yazın ve kışın her türlü tabiat etkisine açıktır. onun için yaşam koşulları güçtür, acımasızdır. sonra göçebe, ekip biçmediğinden, diğer bir deyişle tarla tarımıyla uğraşmadığından gereksinmelerinin bir kısmını yağma yoluyla karşılar. yağma, göçebelikte doğal sayılırdı. bilindiği gibi eskiden ganimet almak savaş sonrasının doğal bir sonucuydu. nitekim bunun örneklerini hunlar’dan başlayarak, selçuklular, islâm devletleri ve yeryüzündeki diğer bütün eski ulusların tarihlerinde görebiliriz.

    türkçemizde, “allah evin yağmalana” diye bir ilenme sözü bile var. bu konuda, kaşgarlı mahmut’ta, dede korkut öykülerinde ve yunus emre’de çarpıcı örnekler vardır.
    bayındır han yılın belli günlerinde evini yoksullara yağmalatırdı. halife ömer, bir savaşta ganimet olarak kendisine düşen kumaş az olduğu için (yetmediği için) elbise yaptıramaz. ancak oğluna düşen kumaşı da alarak bir elbise yaptırabilir. islâmi dönemlerde yağmada elde edilen mala, cana “ganimet-ganaim” denirdi.
    “ibn-i haldun’a göre yerleşik, tarımcı yaşam biçimi nedeniyle barışçı; çoban ise savaşçıdır”. kışlakların iyisini, yaylakların en otlusunu ele geçirmek göçebe toplumarda kavgalara, çatışmalara yol açar. atların besilisi, zayıfı da göçebelikte önemlidir. “çünkü bunlar atların hızına göre vur-kaç yaparlar.”

    bir akşam üzeri ya da bir şafak vakti, inekler sağılırken karşı oymak ya da oba baskın yapabilir. “tas size, inek bize” sloganıyla sığır sürülerini atlarının önlerine kattıkları gibi kendi bölgelerine geçirebilirlerdi.

    buna yağmalama denirdi.türkmen geleneğine göre bu hareket hırsızlık sayılmazdı. çünkü hırsızlık gizlice, kimseye sezdirmeden yapılır. yani hırsızlığın özünde gizlilik, sinsilik vardır.
    oysa yağmalama açıktan, herkesin gözü önünde, güç kullanılarak yapılır. avşar geleneğinde yağmada, baskında ele geçirilen mal geri verilmez. bunun gibi ciritte, sinsinde, güreşte tura ve zuk (yumruk) oyununda ölen taraf davacı olamazdı.

    yine eskiden, avşar geleneğine göre baskın ve yağma yapmayan erkeğe kolay kolay kız vermezlerdi. o yüzden pısırık ve korkak olanlar güç evlenirler ya da evlenemezlerdi."

    ben de şunu eklemek isterim, avşarların yoğun yaşadığı, pınarbaşı-sarız bölgesi, özgür göçebe hayatı zorla bıraktırılarak dar bir bölgeye iskana zorlanan kırgın bir halk ile, kafkaslardan yurdunu terkeden başka bir kırgın halkın karşılaştığı ve karşılıklı önyargıların yoğun yaşandığı bir yöre olduğundan, heriki grup da dışlayıcı/ötekileştirici ithamlar ve şakalarda bulunmaktan geri kalmamışlardır.

    çok sonra ek: avşar olan annem geçenlerde kahvaltıda eskilerden, köyden uzak akrabadan bir kadınla ilgili dedikodu anlatıyordu, bir yerde sesini kısarak duyulmaz bir şekilde "..... yapmış meğerse" dedi. "ney?" dedik bağırarak, yine duyulmaz bir fısıltıyla bir şeyler söyledi. doğrusu aldatma, kötü yola düşme vs bir şeyden bahsediyor sandık, ısrarla tekrar sorduk, annem geçiştirerek kadının hırsızlık yaptığından şüphelenildiğini söyledi ama bunu derken bile yüzü kıpkırmızı ve iki kelime ile geçiştirdi yine de, biz anladık tahminen. kısacası, birinin evinin içinden eşya almak olan hırsızlık çok utanç verici ve ağır bir suç olarak kabul edilir. zaten ben de hatırlıyorum, avşarlar "oğurlamak" derler bu fiil için ve her defasında nefret içinde telaffuz edilir.

    daha da sonra ek: annem çok rahat küfür kullanır konuşurken, ama yöresel ve etnik şekilde, o yüzden göze batmaz. böyle, bir kelimeden utanıp sıkıldığını ilk kez gördüğümden şaşırmıştım, bakın o da "hırsızlık" çıktı.
  • izmir uşak yolu üzerinde manisa ili turgutlu ilçesi'ne bağlı bir belde. camisinin adı da ergenekon'dur.
  • aslımı sorarsan avşar soyundan
    ayrı düştüm aşiretten beyimden
    pınarbaşı'ndan da beş yüz evinen
    çıkıp da cana kıyanlardanım

    çekerim çileyi böyl'olsun bugün
    alırım mı sandın şol kozan dağın
    biz bir kurt idik de bozoklu köyün
    ürkütüp sürüsün yiyenlerdenim

    dadaloğlum der de böyle olmazdım
    gördüğüm günlerin birini görmezdim
    kavga kızışınca geri durmazdım
    meydanda kardaşa kıyanlardanım

    dadaloglu
hesabın var mı? giriş yap