• 90'lı yılların en önemli kadın vokallerinden biri.

    80'lerde onno tunç orkestrası'nda harun kolçak'la beraber (zaman zaman yanlarında jeyan erpi de bulunuyordu) sezen aksu'nun ilk popüler vokal ekibini ve aynı zamanda ilk eküri algısını oluşturdular. 80'ler sonunda bu ekip (aşkın - harun - sezen) çeşitli şarkı yarışmalarına katılarak birincilikler elde etti. (the eküri: https://youtu.be/prggavwph-e?t=110)

    aşkın nur yengi, sezen aksu - onno tunç prodüksiyonu olan ilk albümü sevgiliye (1990) ve ondan hemen 1 yıl sonra patlattığı, sezen aksu - uzay heparı prodüksiyonu olan 2. albümü hesap ver (1991) sayesinde, kısa sürede adını klasik yorumcular klasmanına yazdırdı, satış ve dinlenme rekorları kırdı ve 90'lardaki türkçe pop patlamasını ateşleyen birkaç önemli genç isimden biri oldu. sezen aksu'nun "hocam" dediği ve aynı zamanda büyük aşkı olan onno tunç'tan öğrendiklerini aktardığı ilk resmi projesi aşkın nur yengi'dir, denebilir.

    yengi, arto tunç'tan şişe çalmayı öğrendi ve 2. albümü hesap ver'in çıkış şarkısı nazlanma'da yer verdiği şişe performansıyla hem 90'ların hem de kendi kariyerinin ikonik işlerinden birine imza attı. top noktasını yaşadığı bu 2 başyapıt albüm döneminde henüz 20 - 21 yaşlarındaydı.

    aksu ve tunç'un gülümse albümü çalışmaları sırasında yaşadığı kanlı ayrılıktan ve grubun ikiye ayrılmasından, pek çok kişi gibi aşkın nur yengi de doğrudan ve dolaylı olarak etkilendi.

    sezen aksu'nun takip eden zamanlarda sertab erener ve levent yüksel'le kanka olması, deli kızın türküsü - med cezir - lal era'sının başlaması, yengi'nin muhtemelen bu görece yetişkin kadroya ve muhabbete pek dahil olamamaya başlaması ve bi' noktadan sonra grup dışı kalması neticesinde, bu dönemin izlerini taşıyan 3. albüm sıramı bekliyorum (1993) çıktı. albüm, içerdiği iyi şarkılara ve kısmî sezen aksu - uzay heparı desteğine rağmen malesef bütünlüksüz, görece sönük bir çalışma olarak kaldı. adıyla müsemma olarak, yengi'nin sıra beklemek zorunda kaldığı günlerin bir neticesi gibiydi. söz konusu albümün bana göre en ilginç birlikteliği ve şarkısı, hep ajda pekkan'dan da duymak istediğim, fikret şeneş'in aranjman üzerine yazılmış sözlerinden oluşan "bir zaman hatası"dır. şarkı yıllar içinde albümün belki de tek hiti ve klasiği oldu.

    4. albümünde artık tamamen kendi kanatlarıyla uçmak durumunda veya zorunda kalan sanatçı 1994 yılında ilk self prodüksiyonu ve bir başka sönük işi olan kara çiçeğim albümünü yayınladı. albüm sönüktü ama sözü müziği kendisine ait olan ay inanmıyorum şarkısı adeta patladı ve uzunca bir süre yakaladığı bu kitch başarıyı sürdürdü.

    90'ların ortalarından itibaren bir daha ilk albümlerindeki derinliği ve yüksekliği yakalayamayan şarkıcının bana göre en büyük eksiği, yanında sırtını yaslayabileceği sağlam bir prodüktör - müzik adamının olmamasıydı. mesela sertab demir demirkan'la tanıştı ve en iyi söz yazarlarıyla bir araya gelmeye devam ederek vizyonunu her zaman ileri taşıyabildi. aşkın'da ise sezen'in hocalık yılları sonrası böyle bir esas adam eksikliği kendini hep hissettirdi. özellikle haberci (1997) albümüyle beraber, o eski şaşalı ve bütünlüklü işlerinin ışıltısına malesef bir daha yaklaşamadı. 2000'lerdeki tek hiti "yalancı bahar" şarkısı oldu.

    kendisi de bu konu üzerine düşünmüş ve farkındalık yaşamış olacak ki, yıllar sonra, 2004 yılında yasemin yağmurları adını verdiği, içinde vedat sakman, sezen aksu, nazan öncel, şehrazat, adnan ergil, müfide inselel gibi önemli yazarların bir araya geldiği albümünü "ilk zamanlarımdaki aşkın'a döndüm" diyerek lanse etti. ekip ve şarkı seçimleri anlamında ince düşünülerek kurgulanmış gibi görünen, fikirde 90'lar stiline öykünen, sırtını ise 2000'lerdeki overrated nazan öncel dalgasına yaslayan bu albüm, pratikte malesef tatsız ve hitsiz bir girişimden öteye gidemedi ve neredeyse hiç ses getirmedi.

    aşkın nur yengi, erken yıllarında imza attığı klasik ve zamansız eserler sayesinde, önemli bir arşiv sanatçısı olarak halen, özellikle x ve y kuşağı dinleyicisinin kalbinde önemli yere sahiptir.
  • ismi çok fazla dile gelmese de, günümüz türk pop müziğinin miladı onunla başlar. arabesk bir dönemi kapatıp pop müziğinde çığır açmıştır, o.

    kuşaklardaki geçiş dönemlerine tanıklık etmiş iyi bir müziksever olarak yıllardır sezen'in gülümse albümünü günümüz türk popunu değiştiren albüm olarak görürdüm. lakin aşkın nur yengi'yi unuttuğumu düşünüyorum. geçmişi karıştırdıkça anımsıyorum. diskografik olarak bakıldığı zaman günümüz türk pop müziğinin sıfır noktası, piyasaya sürülen o meşhur yengi albümüdür somut manada..

    seksenlerde annesinin günlerine icabet edip, tüm çocuklarla birlikte bir odaya tıkılmak suretiyle vhs/beta video kasetlerden küçük emrah ve küçük ceylan filmleri izleyen, şarkılarını damar'larında hisseden ben;
    o302 otobüslerle uzak diyarlara seyahat ede ede tatlıses'in ''allah allah bu nasıl sevmek'' şarkısını ezberleyen yine bendim.

    atilla atasoy, coşkun sabah, ümit besen, selami şahin, cengiz kurtoğlu gibi isimlerin darbe döneminden ''o güne'' kadar ajda pekkan, sezen aksu ve nilüfer gibi isimlerden daha revaçta olduğu,
    kasetlerinin satış rekorları kırdığı yıllardı.

    zerrin özer'in dahi bu furyaya katıldığı, "dayanamıyorum" albümü ile bergen'e bağladığı yıllar..

    büfelerde ve seyyar tezgahlarda arabesk-fantezi türü kasetlerin su gibi satıldığı, hülya avşar ibrahim tatlıses aşkının magazin sayfalarını işgal ettiği, piyanist şantörlerin, ve hatta komedi dans üçlüsünün ilgi gördüğü, güzide kasacı'nın "sevişenler bu gece civelek civelek civelek" şarkısının halâ dillerde pelesenk olduğu dönemi bıçak gibi kesip atan ve türk pop müziğine istikamet veren bir albüm patladı gerçekten de 1990 kışında;

    (bkz: sevgiliye)

    albümü türk popunun seyir defteri olarak niteliyorum naçizane..

    albümün demiri onno tunç, çimentosu sezen aksu'dan, tabii ki temeli çok sağlam. dipnot olarak yengi'nin bu albüm piyasaya çıkana dek yıllarca sahnede sezen aksu'nun vokalistliğini yaptığını da belirtmek elzem tabii ki..

    sezen aksu'nun aslında 90 senesinden önce;

    * şinanay da yavrum şina şinanay
    * gel gel sarışınım gel
    * değer mi hiç

    gibi aslında günümüz türk popunun mihenk taşı olabileceği tezini savunabileceğimiz birçok eseri ve albümü vardı. fakat dönemsel kültür sebebiyle ve de konjonktürel olarak ''sevgiliye'' albümünün toplumda yarattığı o bahsetmeye çalıştığım etkiyi yaratamamıştı.

    sezen, 1991 senesinde ''gülümse'' albümü ile rüştünü ispat edecekti somut olarak.

    pek tabii sezen aksu, onno tunç, aysel gürel, atilla özdemiroğlu..ve diğer yanda şehrazat, melih kibar, çiğdem talu, nilüfer, zerrin özer, nükhet duru, erol evgin gibi dinamikleri ya da kaynakları vardı türk popunun..

    ama o albüm bambaşkaydı.

    bu kanıya nasıl vardığıma gelince...

    dediğim üzere seksenleri ve doksanları bilfiil doya doya yaşamış bir insanım. rahmetli babamın birçok albümü vardı. barış manço, ilhan irem, ersen ve dadaşlar; hatta ferdi tayfur bile dinlenirdi evimizde.. müzikle iç içe büyüdük, aşina ve ilgiliydik..

    o dönem kasetler ya da albümler sadece kasetçilerde değil, seyyar satıcı tezgahlarında, bugün otobüs bileti ya da su aldığınız büfelerin camekanlarında sergilenerek satılırdı..

    benden bir buçuk yaş büyük olan ablam yeke yeke* dinlerdi, blue jean gibi revaçta gençlik dergileri okurdu o dönem, popüler kültürle çok ilgiliydi. büfelerden kasetler satın alırdık sürekli. o yaşta müşerref akay, harika avcı, muazzez abacı, gönül yazar kasetleri dinlenir mi lan!.. alır dinlerdik piyasaya ne çıktıysa.

    ablamla aynı ilkokulda okuduğumuz için, o'nun arkadaşları ile de tanışıyor, bazen evlerine de gidiyordum.

    90 senesinde her evde aşkın nur yengi çalıyordu, istisnasız çocuk ve genç olan her evde ama. birçok parçası dillere pelesenk olmuştu o sene. aldığımız tüm kasetleri unutturdu bize,
    pek tabii herkese.. arabesk bir dönemi yaktı ve kül etti işte bu albüm:

    * ayrılmam
    * seni aldattım
    * susma
    * yazık
    * bile bile
    * çağırma beni

    çok çok başka bir şeydi..
  • hesap ver albümü ilk çıktığında babamın açık mavi eski fiat arabasında kaseti dönüp dönüp dinlediğimiz günleri çocuk yaşıma rağmen hiç unutmuyorum. o yaşta her şarkı beynime kazınmıştı. sonraki yıllarda albüm olarak değil de tek tek şarkılarıyla eşlik etti hayatıma. 2000li yılların başında üniversiteye başlayınca bu sefer sevgiliye albümü çaldı hep geç saatlerde evde. yıllar sonra da geçtiğimiz günlerde sahne aldığı bir mekanda kendisini tüylerim diken diken bir şekilde izledim. çocukluğuma döndüm, bir kez daha hayran kaldım. yıllar hiçbir şey götürmemiş. hala aynı ses, aynı şarkılarda aynı duygular, aynı güzellik ve zarafet.

    bir röportajında hırslarının olmadığını söylediğini okumuştum. bu yüzden biraz geri planda kaldığını düşünüyorum. magazin yaratmadan ve bu kadar göz önünde olmamasına rağmen hala konser mekanlarını doldurabiliyor, otuz yıl öncesinin şarkılarını herkes söylüyorsa zaten kim ne derse desin 90ların ve türk pop müziğinin en iyi şarkıcılarından, yorumcularından biri olduğu aşikardır.
  • hamdolsun aşkın nur yengi gibi bir kadın vokalin sesi horozdan hallice, üç beş tane çocuk şarkısı ile popüler olmuş yonca evcimik'le bile kıyaslandığını gördük. daha ne kepazelikler göreceğiz bakalım?

    ulan aşkın nur yengi'nin sevgiliye albümü gibi 10 tane albüm ya var ya yoktur 90'lar türkçe popunda.
  • muazzam bir ses, değerli bir duruş, değerli bir sanatçıdır. bir döneme damga vurmuş pek çok güzel şarkının okuyucusudur. kendisini herhangi bir fani yetenekle kıyaslamak için canlı akustikhane kayıtları üzerinden ilerlemek dahi yeterli..hareketli şarkıları da olsa da, bunlar güzel de olsalar da, dinleyiciye en hitap ettiği şarkıların herhalde romantik eserleri olduğu şüphesiz ittifakla kabul edilecektir. eserlerinde düzgün müzisyenlerle, iyi söz yazarları (sezen aksu bonusu dillendirilmeli bu noktada), iyi müzisyenler, iyi düzenleme ustaları (örn. uzay heparı) ile çalışmış olması kendi yeteneğine ek değer katmıştır.

    sevgiliye,sevgilim, bir zaman hatası, karanfil, susma, unutursun şarkıları bence en şahane eserleridir. her biri birer ustalık eseri (ecnebi tabiriyle masterpiece)'tir.

    ayıpsın, nazlanma, yabani, olmadı gitti, dünya choir ooh şampiyonu allah şahit ((bkz: allah şahit/@turcopolis)), ay inanmıyorum, hesap ver, serserim benim, ayrılmam, çağırma beni isimli meşhur eserlerine değinmesek yine ayıp ederiz.

    kara çiçeğim,karalım, hiç ummazdım, elveda, sana değmezmiş, çek babam çek, hadi git, zehir gibisin (azucar moreno eserinden apartmadır), hadi git, yazık gibi ünlü ama diğerlerinden altta kalan eserlere de bir miktar hatrına, bir miktar laf olsun diye değinebiliriz.

    en çok hesap ver albümü ile meşhur olmuş olsa da, daha öncesinde daha çok meşhur olmayı hak ettiği gibi, "best of" albümünü kariyerinin erken, daha halen eser sunabileceği bir döneminde yapmıştır. ne oluyorsa bu memlekette 10 sene şarkı yapan hemen best of albümüne vuruyor kendini.

    bence diva sıfatını fazla fazla hak etmiş bir sanatçıdır. türkiye'de her gün biri gömülecek veya zaten haddinden fazla ünlü olan biri göklere çıkarılacak değil ya, biraz da gereğinden az takdir edilmiş birisini övelim.
  • meşhur olduğunda özel televizyonlar bile yoktu, kral tv ne geziyordu acaba, merak ettiğim sanatçı.

    ekleme: aşağıda angut diye hakaret eden bir kendini bilmez var. aşkın nur yengi'nin sevgiliye albümü 1989 yazında çıktı diye hatırlıyordum ki cumhuriyet arşivden de teyit ettim. 31 ağustos 1989 tarihli gazetede o günkü tv programı verilmiş ve tv1'de (o yıllar için trt 1) çakıltaşı isimli bir programda aşkın nur yengi'nin ayrılmam isimli parçasını ilk kez seslendireceği yazılmış (sayfa 4). kendisine magic box'ında başarılar dilerim.
  • ilk tv röportajını "youtube/@oia müzik" kanalının yayınladığı sanatçı.

    aşkın nur yengi - ilk söyleşi 1990:

    https://www.youtube.com/watch?v=okgq0c68hew

    not: oia müzik, öpüyoruz seni : )
  • biraz ağır olacak ama; zuhal olcay'ın aşırı benzeyeni, genci ve çocuk isteyeni olduğu için tercih sebebi olmuştur.
  • kadının suratında yıllardır "hiçbirinizi siklemiyorum lan" ifadesi yok mu sizcede? hayır bu nasıl bir dinginliktir anlamış değilim. bak sabah sabah kafama takıldı şimdi.
  • eşinin onu kiminle aldattığını soran gazetecilere '' beni bulduğunuz gibi onu da bulun '' diye cevap vermiştir.
hesabın var mı? giriş yap