• richard linklater'ın iki muhteşem filmi.
    (bkz: before sunrise) (bkz: before sunset)
  • zeze'nin gitmeye karar verdiği filmlerdir.
    "bundan böyle, büyüklerin deyimiyle aşk filmleri görmeye gidecektim yalnızca. öpüşmeli ve herkesin birbirini sevdiği filmlere. dayak yemekten başka bir işe yaramayan ben, hiç değilse başkalarının seviştiğini seyredecektim*"
  • aşk geniş anlamıyla ele alınacak olursa; salt romantik filmlerin ötesinde, klasik anlamda aşık olunan karşı cinsten birine yönelik o tanımlanması zor duygunun ötesinde, başkarakterin herhangi bir 'şey'e yönelik aşkını anlatan filmlerdir. o aşk ki bireyi değiştirir; içselleştirebilirse aşkınlaştırır yahut derbeder eder. aşk filmi, hayatın sırrı nedir sorusuna cevap olarak 'işaret parmağını' gösteren kovboyun filmidir. bu cevaba 'ne yani, hayatın sırrı parmak mı' gibi bir tepki verilebilir ancak kovboy şunu kastetmektedir: ' tek bir şeye sarılmaktadır sır. geriye kalanlar o tek şeyin yanında önemsiz kalır'. aşık olma isteği uyandıran filmlerdir ya da aşk kavramını sorgulatandır. belki de cennetin krallığı'nda geçen bir diyalogdaki gibi 'tüm bu savaşların, tüm bu çabanın ardında yatan ne?' sorusuna 'her şey ve hiçbir şey' cevabını vermektir. ne de olsa aşk her şeydir ama varlığı en büyük gizemdir.
  • aşık olmak isteyenlere, aşkı bulamadığını düşünenlere değil aşık olanlara, aşkına mutlulukla bakanlara iyi gelir seyretmesi.

    yoksa çıktığınızda çarptığınız hayat, sinema salonundan daha karanlık olacaktır.

    ''aşk filimleri seyredip sonra aşksız bir dünyada
    yürümek istemediğim için aşk filimlerine gitmedim'' * *

    ve bazen şair sözü dinlemek gerekir.
  • nedendir bilinmez midemin kaldırmadığı film türü. devamlı böyle zevzek, sulu sulu, kör göze parmak filmlere rast gelmiş olmamdan kaynaklanabilir.
  • kadına aşık olup en iyi arkadaşı da aynı kadına aşık olduğu için o kadından vazgeçen bi' dalyarak muhakkak ki bulunur bu tür filmlerde. gerçeği hiç yansıtmıyor.
  • yalnızlığı da anlatabilen.
    yani anlatır, sıkısı, her daim.
  • 19 nisan'da vizyona giriyormuş. karşıma reklamı düştü. prodüksiyon firması, kesinlikle bu filmin kendilerinin yaptığının bilinmesini istiyor. her yere adlarını döşemişler.

    bana göre aşırı tırt bi film. daha fragmanda bile cringe yaşadım ama oyuncular filan tanıdık olduğu için buna da giden olur.

    bilgi aşkıyla yananlar için fragmanı bırakıyorum.
    https://youtu.be/qn2v5in2vuo?si=wgegp3egq0xumhnv

    erkan petekkaya'ya hala rol veriliyor olması da ayrı bi fantastik. neyyse.

    yine kutsal bilgi kaynağına hizmette sınır tanımadığım bir mallık anı yaşıyorum.
  • mutlu sonla biten hiçbir aşk filmi beni etkilemez. çünkü hepsi romantik birer hayalden ibarettir. gerçek aşk filmleri sonunun mutsuz bittiği filmlerdir. ya ölürler ya da ayrıldıktan sonra bir daha birbirilerini hic görmezler. opsiyonel olarak yillar sonra yanlarinda başka biriyle karsilasirlar. gerçek ask filmi bunlardır.
  • ''shakespeare in love'' ask filmlerinin en guzel orneklerinden biridir.shakespearenin zaten herkesce bilinen ve ask uzerine yazdığı yüzlerce sözü ve siiri olan müthis yetenegin romeo & julietinin sinemaya uyarlanmıs ve asık olan herkesin seyretmesi gereken bir film.
hesabın var mı? giriş yap