• yargıçların mahkeme kararı öncesindeki son diyaloğunun dumur yaşattığı eser:

    --- spoiler ---
    kadın yargıcın diğer yargıçlara, melek'e, öldürdüğü kocası hüsrev'in işkence ettiğini, onu başka erkeklerle ilişkiye zorlamasının ağır tahrik sayılabileceğini söylemesine karşılık erkek yargıçlar "karısı onun gözleri önünde başka adamlarla sevişti, asıl adam kadını öldürseydi bu yaptığı ağır tahriğe girerdi" derler. ve nasıl olursa konuyu 'kadından yargıç olmaz'a bağlarlar.
    --- spoiler ---
  • pınar kür'ün yasaklandıktan sonra davalar vs.ler ile tekrar yayınlanan kitabı.
    hatta son baskısının sonunda pınar kür'ün yazdığı dava savunması da bulunur.
    üç farklı ağız anlatır hikayeyi ve işin ilginci öykü yazarın gençliğinde gazeteden okuduğu gerçek bir haberi anlatır.
    kesinlikle çok etkileyici ve başarılı bir kısa romandır.
  • pınar kür'ün üç bölümden oluşan, iki bölümü bilinç akımı tekniği ile yazılmış kült romanı. başar sabuncu tarafından sinemaya aktarılmıştır. müjde ar oynamamış olsa pek bir şeye benzemez. çünkü bu roman, sinemaya aktarılmya uygun bir metin değildir.
  • en acı tarafı gerçek bir olaydan esinlenerek yazılmış olmasıdır.

    "düşünce özgürlüğünü bir kavram olarak bile ortadan kaldırmanın en iyi yolu, düşünmeyi bilmeyen kuşaklar yetiştirmektir." der pınar kür kitabın sonunda yer alan savunmasında.
  • içimi parçaladı bu kitap yemin ediyorum. bir de gerçek olaymış ya bu. te allam yareppim.

    önce bir hakimin ağzından okuyoruz. hakim, karısı tarafından aldatılmış, bu yüzden kadınlara bir güvensizlik duyuyor. karşısına çıkan sanık bir kadınsa peşin hükümlü olması işten bile değil.karşısındaki genç kız (çocuk hatta), adam öldürmekten yargılanıyor. genç bir delikanlıyı ayartmış ve yaşlı ve zengin kocasını öldürtmüş.

    kitabın ikinci kısmında bu genç kızın ağzından dinliyoruz olayları. yaşlı ve zengin kocasının aynı zamanda ne kadar ağır sapık ve ruh hastası olduğunu öğreniyoruz. kızcağıza neler yaptığını ve yaptırdığını okuyoruz. pis, ahlaksız, namussuz, aşağılık herif.

    son bölümde de , bu kıza umutsuzca aşık olmuş delikanlıyı dinliyoruz. kızı kurtarmak isterken nasıl da işleri daha beter hale getirdiğini okuyoruz.

    bu tekniğe ''bilinç akımı'' deniyormuş. olayları, farklı kişilerin bakış açılarından eş zamanlı anlatmak.

    pınar kür, gazetede okuduğu bir haber üzerine yazmış bu romanı. ve şahane savcılarımız, yazar hakkında soruşturma başlatmış. ahlaka mugayir bulunmuş kitap. yalnızca cinsel tahrik amacıyla yazıldığını iddia etmiş sayın savcı. pes. bu kitapta yazılanları okuyup tahrik olanın sağlığından şüphe etmek lazım. yazık. ne var ki tarih, yazarlar hakkında açılan bu tür davaların ne kadar gülünç olduğunu kısa sürede ortaya çıkarıyor. bu kitap da onlarca kez basılmasıyla , hakkındaki davanın ne kadar yersiz olduğunu ortaya çıkarmış durumda. ve bugün okuyup da, kitabın sonunda yazarın mahkemeye yazdığı savunma dilekçesini görünce, o savcılara bir kez daha gülüyorum. yazık gerçekten.

    kitabın filmi de çekilmiş 1986'da ve müjde ar oynamış. izlemedim. izleyebileceğimi de sanmıyorum. kitabı okurken bile çok üzüldüm. filmine takatim olmaz.

    http://birazkitap.blogspot.com/…asilacak-kadin.html
  • bence filmde en enteresan sahne müjde ar'ın adamın şeyine doğru çomeldiği anda ismet ay'ın "hadi! ananın memesini emer gibi..." demesidir. evet, biraz yüzeyselim...
  • başar sabuncu beyin yönettiği filmin sponsoru da bittabii danıştay olmuştur.. film, "türk genel ahlakına, örf ve adetlerine ve milli kültüre uygun olmamak" konulu fizik yasasına göre incelenmiş, ve fakat v=m/d oranındaki harflerin "vatan, millet, sakarya" demek olduğu gerçeğinden yola çıkılarak derhal derdest edilmiştir..

    pınar kür hanımın, "genç kızların pembe patiklerinin gerdek gecesindeki rolü ve önemi" konulu çalışmalarından sonra böylesi bir çeliğe su verme girişimi de ayrı bir husustur hani..

    filmde iktidarsız koca hüsrev rolündeki ismet ay'dan ise her eve bir adet lazımdır kuşkusuz..
  • açılış cümlesi, "ezilmişliği meslek edinmiş olanlar için" dir.
    pınar kür'ün yazdığı, gerçek bir hikayeden alınma, mide bulandıran bir kısa roman.
    mide bulandırma nedeni ise ne yazık ki çok güzel kaleme alınmış olması.
    3 bölümden oluşmakta, bu bölümlerde hikaye 3 farklı ağızdan anlatılmaktadır.
    1- ezik, ama güçlü görünme çabasında bir yargıç, ve onun iç pisliği
    2- cahil, çok masum olmayan, belki aptal, ancak kullanılmış ve ezilmiş bir kız çocuğu
    3- bir erkek ergen.

    ilk iki bölümü bilinç akışı tekniği ile yazılmış, bence gayet güzel şematize edebilmiştir. ikinci bölümde noktalama işaretleri olmayışı başta biraz zorlayabiliyor, ancak yalın ve yöresel bir dile sahip, gayet sürükleyici.

    kitabın mahkemelik oluşunun nedeni ise "ar ve haya duygularını incitmek ve cinsel tahrik amacıyla yazılmış" olduğunun savunulması.
  • mujde ar'ın bi filmidir ama kadının suçu yoktur bu filmde, bütün suç kocası olacak o pezevenktedir değil mi abiler ?

    müjde ar, körpe, aklı havada, bilgisiz bi kadındır, bi de ismet ay diye kocası vardır... ismet ay, bu kadını emrinde hizmetçiyken beğenmiş, evlenmiştir fakat iktidarsızdır... karısı da çürüyüp gitmektedir, hem buna dayanamaz, hem de izlemekten keyif alıyordur sana ne ? karısını yalçın dümer'in önüne sürer ve izleye izleye geçirir günleri, sonra kadınla-genç sevişken bir olur ihtiyar herifi öldürürler, tam burada olaylar bi garipleşir...

    zavallı bi görüntü çizen ismet ay görülmeye değerdir, gerçekten...
  • daha evvel hiç işitmediğiniz bir türkü "çaresiz bir ihtiyarın çatlak sesinden" çınlayıp durur bu romanı okurken.

    "ezel tuzağını açamaz mısın
    açıp da içinden kaçamaz mısın
    azad eyleseler uçamaz mısın

    kırık mı kanadın kolların hani
    ver bana tutayım ellerin hani

    ellerinhaniellerinhaniellerinhani"
hesabın var mı? giriş yap