• ödenmemiş emekten elde edilen değer. kar denilen kirli kazanç.
  • paul sweezy (marksizm üzerine dört ders):

    "daha fazla ilerlemeden önce bu artık değerin nereden geldiğine bakalım. marx bu soruya şöyle yanıt vermişti (yanıtında, başta david ricardo olmak üzere öncülüğünü klasik iktisatçıların yaptığı mantık silsilesini takip ediyordu): çalışma saati cinsinden ölçülen emek gücü değeri (bunu işçilerin geçim araçlarının değeriyle özdeşleştiriyordu), işçilerin yine çalışma saati cinsinden ölçülen ürettiklerinden daha azdır. başka bir biçimde ifade edecek olursak, iş gününün bir kısmında işçilerin tükettikleri şeylerin değeri geri ödenirken, geri kalanında artık değer üretilir. eğer iş günü 10 saat uzunluğundaysa ve işçilerin günlük tüketimlerine eşit olacak kadar değer üretmeleri 5 saatlerini alıyorsa, bu durumda işçiler kapitalist için 5 saatlik bir artık değer üretmiş olurlar. ilk 5 saate “gerekli emek”, ikinci 5 saate ise “artık emek” diyen marx, artık emeğin gerekli emeğe oranına “sömürü oranı” (bu örnekte yüzde 100) ya da değere dönüştürüldüğündeki hâliyle “artık değer oranı” demişti. diğer her şey aynıyken iş gününün uzunluğu arttığında işçilerin kapitalist için daha fazla artık değer ürettiğine ve artık değer oranının yükseldiğine dikkat ediniz. marx buna "mutlak artık değer” üretimi ismini vermişti. öte yandan yine diğer her şeyin aynı kaldığını varsayarak, makinelerin kullanılmaya başlanması, iş sürecinin yeniden düzenlenmesi, çalışma temposunun arttırılması gibi yollarla işçilerin üretkenliği arttırılırsa, işçilerin geçimlerini sağlayacak üretimi gerçekleştirmek için harcamaları gereken zaman azalacak ve iş gününün gerekli emeğe ayrılan kısmı küçülürken, artık değer üretimine ayrılan kısmı büyüyecektir. artık değer oranı yine yükselecektir. marx buna “göreli artık değer” üretimi ismini vermişti.

    "burada bir parantez açarak, emek değer teorisinden türetilen artık değer, artık değer oranı, mutlak ve göreli artık değer kavramlarının marx’ın kapitalizmi, neoklasik iktisat teorisinde olduğu gibi değişim ilişkilerinden oluşan durağan bir sistem olarak değil de, tarihsel bir
    süreç olarak görmesini sağlayan çerçeveyi oluşturduğunu belirtmek istiyorum. kapitalizmin ilk dönemleri, yağmacılığın ve şiddetin yol açtığı bir kaos ortamı (ya da yalnızca kaostan ibaret) olarak görülmemelidir. hem ayırt edici özellikleriyle kapitalist üretim tarzının ortaya çıkması, hem de yeni sınıflı toplum biçiminin temel sömürü ilişkisi olan sermaye-ücretli emek ilişkisinin derebeyi-serf ilişkisinin yerini alması yine bu dönemde olmuştur. gerekli emek/artık emek ikili karşıtlığı, dolayısıyla da zımni bir sömürü oranı bütün sınıflı toplumlarda vardır, ancak sömürü oranının kendisini artık değer oranı olarak ifade etmesiyle bu durumun değer biçimini alması yalnızca kapitalizmde söz konusudur. marx’ın kapitalizmin tarihini bu kadar başarıyla kavramasını sağlayan hayati öneme sahip değişken, günümüzde bazı marksistlerin inandıklarının aksine kâr oranı değil, artık değer oranıdır.

    "marx artık değeri, (artık değer oranı olmaksızın hiçbir anlamı olmayacak) mutlak artık değer ve göreli artık değer olarak iki kısma ayırarak, kapitalist gelişme sürecinin en başından itibaren tam kalbinde yer alan ve neoklasik iktisadın varlığını görmezden geldiği ya da inkâr ettiği sınıf mücadelelerinin anatomisini açığa çıkarabilmişti. marx, mutlak artık değeri ele aldığı kapital’in 1. cildinin 3. kısmında, iş gününün uzunluğuyla ilgili tarihe geçmiş mücadeleleri analiz ediyordu. marx’ın zamanında ileri kapitalist ülkelerde bu mücadeleler tüm şiddetiyle sürüyordu ve günümüzde de az gelişmiş ülkelerin pek çoğunda hâlâ bu uğurda mücadele verilmesi gerekiyor. göreli artık değeri ele aldığı ve iktisat tarihi yazınının kesinlikle en büyük şaheseri olan 4. kısımda, emek sürecinin düzenlenmesinin geçirdiği evrimi ve makinelerin kullanılmaya başlanmasıyla geliştirilmesini araştırıyordu."
  • artı değer'le tanımlanmaya çalışılan kavramın en doğru türkçe çevirisi (bkz: artı değer/#19478788).
  • '90larin sonunda izmir'de birkaç liseli mütesebbisin amaçsizca çikardigi; ismiyle alakasiz ve garip yazilar barindiran fotokopi fanzin.
  • (bkz: artik yil)
  • islamcılara göre sanatın kendisidir.
  • yatırım kuruluşu varantları ya da sertifikalarının nakavt olması durumunda ve izahnamede veya ihraç belgesinde belirtilmesi kaydıyla ihraççı tarafından hesaplanan ve yatırım kuruluşu varantı veya sertifikası sahibine ödenecek tutardır.
  • hem döküntü hem kırıntı yenecek şeyler, harcanacak artık değer, birikim, zenginlik anlamlarında olumlu kullanım alanına sahiptir. bu titremde kullanıma fethiye kırsalında çok rastlarız. bir yerde mal ve zenginliğin arta kalanı, devamı, tükenmek bilmeyen türevleri gibi düşünülmeli. döküntü/kırıntının kendisi olumlu, yiyen/kullanan çoluk çocuk, bizden, aileden ise hala olumlu; başka birisi artık toplayıcı gibiyse bilindik olumsuz titremine bağlanabiliyor. çiftlik, arpalık kavramına yaklaşabiliyor.

    (bkz: artık/@ibisile)
  • medeni hukukta eklenmeden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere her eşin edinilmiş malların toplam değerlerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarılınca kalan miktardır.

    artık değer= aktif değerler - pasif değerler
hesabın var mı? giriş yap