• gazetelerin resim arşivleri söz konusu olduğunda aklımıza yazı işlerinin zırt pırt telefon edip "çıplak kadın resmi istiyorum, necmettin erbakan istiyorum" talebinde bulunduğu birimler gelir. bu birimlerde çalışan efsane bir insandan öğrendiğime göre akli dengesini yitirmiş kimi muhabirlerden süzülen şöyle ricalara da muhatap olunmaktadır:

    -sabah vakti bir caminin önünde duran camı kırık araba resmi bulabilir misin?
    -kulaklıkla arabesk dinleyen adam resmi lazım.
    -gözlüklü eşşek resmi istiyorum.

    antik nüktedan politikacı üslubu gibi olmasın; son soruya efsane ağabeyin "gözlük tak kendini çek" yanıtı verdiğini de eklemek isterim.
  • ekşi sözlük fasilitesi için olanı kim yaptıysa tebrik ediyorum. kazara eliniz arşiv butonuna gelir de tıklarsanız, o mesajlar arşive gidiyor ve bunun geri dönüşü yok. sil derseniz arşivlenen mesajlaşma yok olup gidiyor. kodlayanını tebrik ediyorum, kazandığı parayı sonuna(!) kadar hak etmiş.
  • internetteki aramalarınızı kolaylaştırması açısından türkçe bilgilere en hızlı ulaşabileceğiniz linkler aşağıda. tek kötü yanı gazetelerde en eski 1996 kasıma gidebilmeniz. (zaman gazetesi 1994 eylüle kadar arayabiliyormuş. düzeltme: ntldr, artık milliyet gazetesi 3 mayıs 1950'ye kadar gidebiliyor.) başbakanlığın kaynağı çok eskilere gitmesine rağmen bir çok olayı çok yüzeysel işlenmiş ya da hiç işlememiş buna rağmen çok yararlı oluyor.

    yayin adi (en eski haberi):
    link

    milliyet (26 kasım 1996):
    http://www.milliyet.com.tr/arama.htm

    milliyet (3 mayıs 1950):
    http://gazetearsivi.milliyet.com.tr/anasayfa.aspx

    sabah (1 ocak 1997):
    http://www.sabah.com.tr/arsiv/

    hürriyet (8 temmuz 1997):
    http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/arsiv/

    radikal (1 mayıs 1998):
    http://www.radikal.com.tr/arsiv.php

    cumhuriyet (7 mayıs 1998) ~ paralı üyelik gerekli
    http://garildi.cumhuriyet.com.tr/m/

    zaman (3 eylül 1994)
    http://www.zaman.com.tr/search.action

    basın yayın ve enformasyon genel müdürlüğü (1 ocak 1947):
    http://www.ayintarihi.com/

    the new york times (1 ocak 1851) ~ bazı sonuçlar ücretli
    http://query.nytimes.com/search
  • taa 2009 yılına ait mesaj arşivini buldum. mailime göndermişim. maden bulmuş gibiyim şu an.

    artık yazmayan onlarca yazarın yazdıklarım hakkında yorumlarını arşivlemişim. özenli, duygu dolu yazıyormuşum o günlerde. zor bir yıldı. yansımış yazılarıma. ha ne diyordum; ne güzel şeyler demişsiniz bana öyle. mahcup oldum, mutlu oldum, bir tuhaf oldum ben.
  • milletlerin hafızasıdır, kimlik kartıdır. eğer bir milleti yok etmek istiyorsanız önce arşivlerini yok etmek gerekir.
    geçmişle bağı koparılan bir milletin geleceği de olmaz.
    geçmişinizi analiz etmek isterseniz, araştırmak, osmanlı belgeleri kullanılan kağıt kalitesi, fligran, deri cilt, iç kapakta ebru, hat, tezhip, renkler size osmanlının yazılı kaynaklara ne kadar önem verdğini, ihtişamını gösterecek ve mest edecektir. kağıtları çevirdiğinizde gelen çıtırtı sesi size atalarınızın eldeki imkanlar dahilinde nasıl güzel bir iş başardığını gösterecektir. dağılmadan günümüze kadar gelen mürekkep kalitesi ise şaşkınlık yaratır çünkü günümüzde bu kaliteyi ne kağıtta ne de mürekkepte bulamazsınız. işin teknik kısmına girmiyorum lüzum yok şuan da bizler o belgeleri muhafaza bile edemiyoruz bilsek ne olacak. *

    bu belgelerin içeriği ise başlı başına hazinedir osmanlı kim ne derse desin, hangi konuda eleştirilirse eleştirilsin sanat ve arşiv mevzusunda tavan yapmıştır ve bunu kimse kabul etmese de arşivlerde çalışanlar saygıyla kabul etmiştir.

    edit: düzeltme
  • içinde esnaf olmayan esnaf lokantası.
  • bir dönem arkadaşların bana taktiği lakap idi.

    (bkz: arşiv)

    çoğunu nereden öğrendiğimi hatırlamadığım, aklımda nasıl kaldığını da bilmediğim, duyunca milletin şaşırdığı, konu farketmeksizin gerekli, gereksiz birçok bilgi hafızamda yer alıyordu.

    bu durumun ekmeğini çok yedim. hatta bir ara o kadar abartmıştım ki arkadaşlarla herhangi bir konu üzerinde tartıştığımızda kimse benimle iddia'ya bile girmez olmuştu. daha önce birçok kez bu durumdan ağzı yananlar da benimle iddiaya girecek yavru ceylanları uyarıp kurtarmaya çalışırlardı.*

    bazı arkadaşların %100 emin oldukları konu hakkında bile ben aksini iddia edip 'var mısın iddiaya?' diye sorunca; "yok abi seninle iddiaya girilmez, sen öyle diyorsan vardır bir şeyler, net olarak bildiğim şeye bile artık güvenemiyorum" tepkileri ise bayağı komik ve eğlenceli oluyordu.

    şimdi mi?

    yaşlanıyoruz be abi. bununla beraber yavaş yavaş unutkanlık, unutkanlıkla beraber de bu bilgiler uçup gitmeye başladı.
  • birçok gazetenin "bin dokuz yüz çift sıfıra kadar koyduk internete" diye gururla atıp tuttuğu, fakat url'si mütemadiyen değiştiği için altı aydan uzun süre önce verilen bağlantılarına kimsenin ulaşamadığı nane.

    "bilmem hangi köşe yazarının bir yazısı" diye takip ettiğim bağlantıların ucundan ana sayfa yönlendirmesi, http 404 veya dünya haberleri çıkmasından gına geldi artık.
  • utanmadan buz gibi yemeği servis edebilen, esnaflıkla da pek alakası olmayan "esnaf" lokantası.
hesabın var mı? giriş yap