• öss 2008 sonuçlarına göre önceki yıllarda olduğu gibi en başarısız illerden biri olan doğduğum şehir. ardahan üzerine öyle bir umursamaz yalnızlık, unutulmuşluk ve başarısızlık çökmüştür ki sanırım uzun yıllar bu kader değişmeyecek. birçok alanda olduğu gibi eğitim alanında da ülke içinde yaşanan tüm problemleri bu küçük ölçek ilimizde görmek mümkündür. özellikle soğuk nedeniyle birçok köy okulu öğretim yılının önemli bir bölümünü öğretmensiz geçirir. çünkü idealist(!) öğretmenlerimiz bazen bir yıl içinde 3 ayı bulan raporlar alırlar. kalifiye, kendini yetiştirmiş öğretmen pek gelmez, gelenler genelde 2 yıl gün doldurup bir an önce bir torpil bulup kaçma derdindedir.

    özellikle yeni mezun öğretmenlerin burdaki öğrencilere yarardan çok zararı olduğunu söylemek biraz acımasızca olsa da bir gerçeklik içerir. henüz üniversite öğrenciliğinden çıkmış, çoğu ilk kez maaş kazanıp gerçek hayata atılan bu arkadaşlar, henüz olgunlaşamamanın verdiği tüm olumsuzlukları öğrencilerine yansıtır. ardahan içinde nadir bulunan kafelere girerseniz içinin piyasa yapmaya çalışan genç öğretmen ve lise öğrencileri ile dolu olduğunu görürsünüz. hatta bazen bunları ayırt edemezsiniz. bu nedenle nacizane önerim bu tür illere yönelik bir tür pozitif ayrımcılık yapılması ve ardahan a atanacak öğretmenlerde belli bir süre (atıyorum 3 yıl) öğretmenlik yapmış olma şartı aranmasıdır.

    dışardan gelen tecrübesiz öğretmenler dışında, uzun yıllardır öğretmenlik yapan birçok ardahanlı öğretmende bu başarızlığın bir tarafında bulunmaktadır. büyük kısmı küçük bir ilde olmanın getirdiği garip bir psikoloji ile siyasetle içli dışlıdır. (bu çok olumsuz bir özellik değil elbet ama zamanla öğretmenlik mesleğinin asıl sorumlulukları bırakılıp bütün enerji ayak kaydırma operasyonlarına harcanabiliyor)

    eğitim anlamında diğer ciddi bir sorunda ilde kültür sanat faaliyetlerinin hemen hiç olmamasıdır. bu tür etkinliklerin fazlalaşması şehir çocuklarının ufkunun açılmasına önayak olacaktır. böylece önlerinde hayvanlarla uğraşmak ve istanbula çalışmaya gitmek dışında başka seçeneklerinin olduğunu da görebilirler.

    türkiyede ardahan fakirliğinde elbet birçok il vardır. ama bir şekilde diğer illerin fakirliği gündeme gelirken ardahan'ın belli noktalarda (terör gibi) sorun yaşamaması unutulmuşluk halini pekiştiriyor. ne de olsa orda ülke gündemini etkileyecek bir şey olmuyor gferisi önemli değil bakışı ortaya çıkıyor.
  • tkp'nin en yüksek oyunu aldığı şehir (1.41).
  • cumhurbaşkanının bilmem kaç yıl aradan sonra ilk kez gelip de bakımsız yolları, çamur içindeki kaldırımları, çürümeye terk edilmiş tarihi yapıları, nüfusuna oranla şaşırtıcı derecede çok sayıdaki dilenen köylüleri, yara bere içinde açlıktan ölmek üzere sokaklarda dolaşan köpekleri, henüz yeni yapılmış olmasına rağmen şimdiden tabanından çürümeye başlamış olan ve temel tıbbi gereçlerin hiçbirinin olmadığı hastaneyi görmezden gelerek, yolda karşısına çıkan inekleri görüp "ay ne şeker il, bakın bizi neler karşıladı" diye hakkında fotoğraflı tvit attığı güzel ama yalnız, yapayalnız ve zavallı, zavallı ve bahtsız şehir.
  • 2010 yılında ilk sinamasına kavuşacak olan şehir. sadece beyin jimnastiği için soralım: eğer ardahan sovyetler birliğinin toprağı olarak kalsaydı, şehrin kültürel yaşamı yine böyle mi olurdu?

    http://yesilgazete.org/…ardahana-ilk-sinema-salonu/
  • (bkz: 7 haziran 2015 genel seçimleri) sonucunda hdp en yüksek oy oranını alarak; akp ise ciddi oranda oy kaybederek birer milletvekili çıkarmıştır. chp ise yıllardır süre gelen aday seçimindeki yanlışları doğrultusunda (bkz: ensar öğüt) en nihayetinde milletvekili çıkaramamayı başarmıştır (!). sözün sonunu başta söyleyeyim: chp doğru bir aday seçimi yapsaydı ardahan herkese ideali gösterecek ve chp ile hdp birer milletvekili çıkaracaktı. nitekim akp ile chp arasındaki oy farkının çok olmaması, bunun daha çok kürt nüfusun yoğun olduğu göle ilçesi ile daha kozmopolit bir görünüm sergileyen merkezdeki oylardan kaynaklanması ve bunun seçimden önce de pekala tespit edilebilir bir durum olması birlikte değerlendirildiğinde chp'nin yanlış bir aday seçimi yaparak bu bölgede başarısız olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

    seçimin hdp açısından değerlendirmesine gelirsek..öncelikle hdp'nin ardahan'da birinci parti olmasını buradaki kürt nüfusunun çokluğuna bağlamak aymazlık, aptallık ve faşizanlıktır. ardahan demokrattır, burada öyle şeyler olmaz; olmamalıdır da. bu şehirde yıllarca insanlar kardeşlik içinde yaşadı. cehaletiniz ve ergen siyasetinizi gidin başka yerde yapın; huzurunu kaçırmayın bu şehrin. bunu bilhassa sonradan şehre dahil olanlara ve sayılar üzerinden seçim yorumu yapanlara söylüyorum..bu oyların önemli bir kısmı emanettir; sizin kafanız ise hıyanet kafasıdır. akp'nin yaptığını yapmamak lazım..

    peki neden hdp birinci olarak kazandı.

    bu seçimde hdp'den seçilen taşkın aktaş yıllarca chp'de siyaset yaptıktan sonra hdp'ye katılmış; aydın, doğru, samimi ve barışçıl bir insandır. kürt'tür ama cumhuriyetçidir. hdp'nin bu ildeki oy oranını artırmasındaki en önemli etmen taşkın aktaş'ın bahse konu kişisel özellikleridir. zira bu sayede hem daha önce hiç hdp çizgisine oy vermeyen kürtlerden hem de sabit chp'li seçmenden ziyadesiyle oy almıştır. tabi chp'nin yanlış aday seçimini de unutmamak lazım. ikinci neden ise ardahan, artvin ve kars bölgelerindeki sol, sosyal demokrat ve demokrat seçmenin chp'den sıkılması, akp'ye olan nefreti ve hdp'nin baraj üstü kalması için gösterdiği gayrettir. yani kürdistan, kürt hareketi gibi argümanlar burası için geçerli değildir.
  • hemşerileri için esenyurtta 2 trilyonluk kültür merkezi açılan il. ardahana hizmetmiş.
    bugün taksiyle mahallesindeki bir eve ziyarete gitmeye çalıştım. yolun çamuru yüzünden 3 defa kaza tehlikesi atlattım. 2 trilyonu ona verene kadar önce ardahan'ın temel sıkıntılarına çözüm bulsunlar. cahilliğe, bakımsız yaslılara cocuklara...
    4 ay oldu hala suyumuz akmıyor, kapımızın önü bataklık oldu. siz gidip 2 trilyona kültür merkezi yapıyorsunuz, güle güle kültürlenin...
  • türkiye'nin en güzel yeri. artvin'den buraya geçerken dağları tırmandık, gelmiş geçmiş en büyüleyici yollardan geçtik. kalemle çizilmiş doğa harikalarının, milli parkların sonunda uçsuz bir yayla ve ardından ardahan. yol kenarında serbest bırakılmış atlar, çeşit çeşit renklerde çiçekler. herkesin yolunun bir kez düşmesi gerekir.
  • yani, evet uzun süreli yaşama fikrine çok destek vermediğim ama her insan evladının mutlaka gidip görmesi gereken şehrimiz. kars'tan değil de, erzurum'dan karayoluyla gidilmesi şiddetle tavsiye olunur. bu seyahati bahara denk getirirseniz, allah'ın kullarına bahşettiği bir çok doğal güzelliği görerek, yaşayarak gidersiniz. o kadar söyleyeyim yani.

    "le kant" adlı bir restoranda güzel yemekler yiyebilirsiniz. adının allengirli olduğuna bakmayın. sordum sahibine sadece ilginç olsun diye seçmiş bu adı. lokanta gibi kaba olmasın, biraz avrupai dursun demiş. (lo kanta yerine le kant)

    sınır kapısı açıkken ekonomisi zirve yapmış, ancak kapatıldıktan sonra ne adam gibi otel kalmış ortada ne de hizmet.

    damal bebeği bulabilirsiniz her yerde. tabii "her ünlü şey yerelinde daha pahalıdır" genel kuralı burada da geçerli. bu bebekten alıp çoluk çocuğa hediye götüreyim demeye kalkmamalı, gerçekten pahalı.

    gidilmeli, görülmeli ardahan.
  • halkini bilmem ama guzel yerdir. halki da iyiydi 33 yil evvel. simdilerde bozmustur eminim.

    kaz eti ve peynirini ozledim yeminle. askerligimi de keske orda yapsaydim da bir kez daha gorseydim.
  • "halkı kürt ve terekeme kökenlidir" demek için ya hiç görmemiş olmak ya da bariz algı sorunlarına sahip olmak gerekir.

    hayatımın 18 yılını çalmış ildir ayrıca.
hesabın var mı? giriş yap