• gozlemledigim kadariyla 19 haziran gecesi parkormanda olanlarin bile bir cogunun ilk defa dinledigi gruptu..performanslari sırasinda "nereliymis bunlar, fena degillermis" seklinde gelisen dialoglara rastlamak mumkundu. ayrica konusmak istemediginizde one surup [tabii once konustugunuz insanin arab strap dinlemediginden emin olun] karsinizdakini susturabileceginiz bir grupmus kendileri. 19 haziran gecesi konser donusu taxim-bakirkoy dolmuslarinda yanimda oturan bayanla soyle bir diyalog yasandi:
    (kolumdaki bilekligi cikarmaya ugrasirken)
    - chumbawamba mi?
    - ewet
    - ne kadardi biletler?
    - 30 milyon
    - olurmu canim kombine biletler bile 65 milyondu. 30 degildir
    - (towbe towbe) ben 30 milyon werdim.
    - nasildi chumbawamba?
    - iyiydi ama ben aslinda arab strap dinlemek icin gitmistim.
    - hmm.. (tsss..)
  • hataları düzeltelim:
    4 uzunçalarları vardır, sırasıyla the week never starts around here, philophobia, elephant shoe, red thread. diğer bildikleriniz (mad for sadness etc.) kısa albümler veya aynı şarkıların amerika'da falan başka adla çıkmış versiyonları, varyasyonlarıdır.
    mete avunduk philophobia albümünden "one day after school" adlı parçayı çalıp ardından kendilerini "deadly fuckin' cool" diye niteler. gerçekten de öyledirler.
  • grup, adini viagra oncesi donemde ereksiyon problemlerini gidermek icin uretilmis bir seksuel objeden aliyormus.. nedir, neye benzer, nereden bulurum diye sormayin, kullanmadim.
    sevgili aidan moffat kucuk bir cocukken bir erkek dergisinde gormus ismi..
  • niyet ettim kulaklarımın hakkı için indie rock camiasını layıkıyla keşfetmeye. öyle uzun bir yolculuk oldu ki spotify'da bu sene en çok dinlediğim grup arap strab oldu. ikindi vakti müzikleri listemin yarısı bu gruptan. geceler diye playlist yaptım bu grup dışında 3-5 şarkı tek var.

    meğer ben ne kadar geç kalmışım dinlemeye. neyse ki tüm albümlerini dinledikten sonra gönül rahatlığıyla üzerine konuşabilirim. daha ilk albümünüzde bile 5-6 parça kulaklarımda kaldı.

    benim için en eğlenceleri şarkılarından biri 1996 tarihli the week never starts round here adlı albümlerindeki ı work in a saloon. öyle tatlı öyle hoş bir tını ki... biraz da boşvermişlik var.

    yer yer spoken word diyebileceğimiz temada şarkıları var blood, new birds** severiz böyle konuşur tarzdaki tirada benzer şarkıları.

    insana gökyüzünde salındığını hissettirecek şarkıları var. ruh halini öylesine yumuşak, tasasız yapma etkisine sahip. (bkz: not quite a yes) tık tık

    hıphızlı akan zamanla birlikte dinlenecek nabzı yüksek şarkıları var. (bkz: girls of summer)* spotify maalesef

    o değil de buram buram tindersticks kokusu alıyorum ben bu grubun müziklerinde. gitarlar, yer yer saksafonun kullanımı, davulun zillerine vuruşları dahi benziyor. yalanım varsa açın 1999 tarihli elephant shoe albümüne bakın. hatta direkt o albümden tanned'i açın. bazen de aidan moffat'ın sesini madrugada'nın solisti sivert hoyem'e benzetiyorum. çok ilginç.

    2021 tarihli as days get dark adlı albümlerinde the turning of our bones adlı parçalarının çok güzel bir enerjisi var. tam yol şarkısı, tam müziğin ritmiyle kafa sallamalık. bu nabzı git gide artan tınıları seviyorum. kesik kesik sözlere eşlik etmelik. loopa aldım çıkamıyorum. yetiş ya muhammed. sanırım bu albümün en sevdiğim parçası oldu. ikincisi de fable of the urban fox. ikisinin de ritimleri, enerjileri benzer. yine bu albümde adını ve kendisini sevdiğim bir şarkı da var: kebablyon özetle sevdim bu albümü.

    kapanışı da seviğim şu konser kaydıyla yapayım e madem.
  • bitti
  • nefret,hınç,tutku,aşk,umut,umutsuzluk,ironi duygularını aynı anda size yasatan muziği yapan grup
  • gitar tablarını web sayfalarına koyabilecek kadar alçakgönüllü ve rahat insanlar bunlar.
    rahatlıkları ve mükemmellikleri her ne kadar şarkılarında yeteri kadar hissedilse de bunu tekrar hissettim ben bugün. internette fellik fellik hello daylight tablarını ararken ve bulamamışken, kendi sitelerinde b-side larla beraber pdf halinde ziplenmiş olarak bulunca o an iskoç olmak, yemyeşil tepelerden aşağıdaki bembeyaz kuzulara gitar çalıp ağlamak istedim.
  • öncelikle türkiye'ye bu şahane grubu getirme fikrini üretip, bir de uygulamaya döken one love festival ekibini yürekten kutluyorum. sonralıkla festival tarihlerini adı geçen festivalle çakıştırarak biz arab strap severleri bu güzide grubu az sayıda dinleyciyle beraber, sanki ufak bir barda dinler edasıyla dinleme olanağına kavuşturmada parmakları olduğu için rockistanbulcuları tebriklere boğuyorum.

    istanbul'da görülmesi tarafımca en son beklenen birkaç gruptan biri idi bu iskoç kardeşler. belli ki türkiye topraklarında kaç albümleri satılmış konulu bir araştırma yapmadan gelivermişlerdi. ama ne de iyi etmişlerdi. kendi adıma ne seyirciden ne de herhangi başka birşeyden şikayetçi olmadım gece boyunca. konser bitiminde tüm harikalığı ve alçak gönüllülüğüyle ortalarda gezinirken dünya gözüyle görüp tokalaşmak ve tüm sarhoşluğumla "ayjjj şjokkk şjahanesinizzzzz" demek şansına sahip olduğum aidan, konser boyunca pulled yakarışlarımızı dile getirdiğimizde, "siz pulled mi dediniz? sahneye öerrrggghhh olarak geldi o sesler" diyerek bizleri epey güldürdü. ay ilahi aidan...
  • belle and sebastian ile olan kankalıklariyla da taninirlar.
    elephant shoe adinda bir albumleri var(en azindan)
  • oldukca durgun,sakin bicok neseden yoksun,kendinden emin...vokal
    new birds isimli sarki ustuste durmadan dinlenebilcek kalitede
hesabın var mı? giriş yap