• yeşil altın takma adlı besin.

    bıyıklarımın terlemesinden beri her yaz başını beklerim. fıstık toplama işi güvenlik açısından oldukça tehlikelidir. nizip- birecik bölgesinde gözünüzü kapattığınız anda fıstığınız çalınır. geçen yaz tarlada 13 tane ağzına kadar doldurulmuş çuval yakaladık. neyse anılarıma girmeden, biraz fıstığı anlatayım sonra da baklavacılara söveyim biraz.

    öncelikle fıstığın iki türlüsü olur. birincisi boz fıstık dediğimiz temmuz sonu ağustos başı gibi toplanan daha çıtlak olmamış, kızarmamış fıstıktır. tadı daha şekerli ve lezzetli olduğundan baklavacılar tarafından boz fıstık kullanılır. değeri daha fazladır. çünkü boz fıstık toplayarak üretici fış dediğimiz kabuğun içi daha tam dolmamış fıstıkları beklemeden ürün toplamaktadır.

    diğer türlüsü de ben fıstık dediğimiz genelde eylülün başına kadar beklenerek ağaçta bekleyen, kızaran ve çıtlak olan fıstıktır. kuruyemişçilerden aldığınız tuzlu fıstık bundan olur. tabii eylüle kadar beklendiğinden doluluk oranı artar ancak ağaç 1 ay daha meyveyle kaldığından özellikle susuz alanlarda ben fıstığa bırakılması zararlıdır. çünkü fıstık boz olarak toplandığında ağaç üstünde yükü daha önce attığından meyveye vereceği enerjisini büyümeye verir. özellikle üstünde fıstık toplandıktan 1 hafta sonra o fıstık ağacına tekrar bakarsanız gözle görülür bir şekilde ağaç daha yeşil daha canlıdır.

    neyse gelin piyasanın durumuna bakalım : boz fıstığın taliplisi baklavacılardır genelde, ben fıstığın taliplisi de kuruyemişçiler ve çikolatacılardır. fıstığın dünyada ki en büyük üreticisi amerikadır ikincisi iran üçüncüsü türkiye'dir. bizde tarımı öldürme politikaları devam ettikçe suriye bize gittikçe yaklaşıyor. son iç karışıklıklardan sonra ne olur bilmem.

    nestle,kraft gibi firmalar ürünlerinde sadece antep fıstığı kullanmaktalar. iran,abd'den gelen fıstığı kullanmıyorlar. hatta ve hatta siirt fıstığını bile kullanmıyorlar. sebebi antep fıstığında ki yağ ve besin oranı çikolatının lezzetine en uygun olan değerlerde olmasıymış. anlayacağınız antep fıstığına hem içeride hem dışarıda ciddi talep var. amerikadan bir ekip gaziantep'e geldi fıstıkla ilgili olarak ve aradıkları cevap şuydu : biz bu fıstığı nasıl kullanabiliriz? bizim ülkede ki fındık gibi onlarda da fıstığı değerlendirmeye çalışıyorlar. eğer amerikan fıstığı yediyseniz ciddi bir kalite yoksunluğu vardır. şekil olarak siirt fıstığına benzer tombul, iridir yani ama tat olarak çok kötüdür.

    iranın en büyük problemi ise orada fıstık ağaçlarının ömrünün yaklaşık 20 sene olması. iran'dan da bir ekip geldi fıstık ağaçlarını araştırmaya. mesela bizim tarlada 1930'larda ekilmiş fıstık ağaçları var hala ürün veren. onlarsa ağaçların ömrünü nasıl uzatabiliriz sorusunun peşinde geldi.

    bu kadar önemli besin kaynağı hakkında türkiye'de gaziantep'te fıstık araştırma enstitüsü iyi işler yapıyor. fıstık deyip geçmeyin onlarca türü var tat ve şekli farklı olan. şimdilik asıl amaç türleri belli olan fıstık arazileri oluşturmak.

    ancak üreticiye devletin doğrudan maalesef bir katkısı yok. bir fıstık arazisi yılda 2 kez sürülmesi, ilaçlaması, gübre atımı, budamı derken bunun için traktör gerek. traktöre mazot gerek. ne kadar acı bizim çiftçimiz litresine 4,5 tl'ye mazot doldururken iranda ki çiftçi 25 kuruşa mazotun litresini alıyor. gübre fiyatları, ilaç fiyatları derken tüm gelirini toprağa bağlamış bir adam bunları tam gerçekleştiremiyor sonuçsa gelen az fıstık rekolteleri oluyor. bu halde türk çiftçisi nasıl baş etsin üretimde dünyayla?

    bundan önceki seneler suriye ve iran'dan sürekli fıstık gelirdi. evet yanlış duymadınız fıstık üreticisi bir ülke konumunda olmamıza rağmen suriye ve irandan fıstık ithal ediyoruz. çünkü yukarıda saydığım masrafların onlar 5'te birini belki de daha azını yaparak fıstık yetiştiriyorlar.

    fıstık genel olarak 1 sene verir 1 sene vermez bu değişir bölgelerden bölgeye bazen 2 sene vermez. bu sene hem amerika'da hem iran'da hem de türkiye'de fıstığın yok yılı. suriye'de fıstık durumu nasıl bilmiyorum ancak olsa da şu politik durumda türkiye iç pazarına girmesi çok zor.

    gelelim baklavacılara... gaziantep'tekileri baz alarak konuşuyorum burada iyi kalite baklavanın kilosu 40-50 tl arası değişmekte. şimdi baklavacılar isyan ediyormuş hadi lan oradan! en kolay yoldan köşeyi dönmüşsünüz 1'e 4 almayı biliyorsunuz. hadi bunuda fıstığın ucuz olduğu rekoltenin çok olduğu dönemlerde yaptığınız zamlara sayın! ne acı ki şu ülkede kimse çiftçinin durumunu araştırmıyor. şu an üreticiler isyan etse hiç bir gazete de yer almazdı.

    bü ülkenin bürokrasisinden medyasına herkes sanayicilerin götünü yalamakla onları daha zenginleştirmekle meşgul. üretmekle niye meşgul olsunlar ki daha kolayı var onlar için ithal etmek!
  • çerezler arasında en hatırı sayılır, en önemsenir olanı diyebilirim. lakin yine ülkem kaynaklarından faydalanamayan üreticilerden ötürü, dış piyasada zibil gibi satılacakken, sadece iç piyasayla sınırlanmıştır. ulam gawurda bu kaynak olsa, sırf antep fıstığı satarak ordu kurar bea. arada bi ucu açılmamış olanlar çıkar, eğer bol warsa, uğraşılmaz atılır, eğer 3-4 adet kalmışsa, onu açmak için türlü şempanzelikler denenir.
  • prof. dr. ibrahim saraçoğlu'na göre adana ve antep'te yaşayanların o kadar kebaba karşın konya'da yaşayanlara göre daha az kalp krizi geçirmesinin nedenidir.
  • bakın ben gerçekten bıktım. bu antep fıstığı denen nimet, bizim ülkemizde yetişiyor değil mi? hatta adı da antep’ten geliyor falan. gidiyorum kuruyemişçiye, karışık çerez alıyorum kilosu 139tl’den. içinde sayılı antep fıstığı var ve o kadar belli ki eleye eleye en arkaya kalan en alt kalite fıstıklar.

    bakın, arkadaşım hollanda’ya gitti geçen ay. çocuk türkiye’de 2 senede yediği antep fıstığını bu bir ayda yemiştir. hem de en kalitelilerini. fiyatı da türkiye’dekine kıyasla çok ucuz elbette. o muhabbete de girmeyeceğim şimdi. alım gücü, asgari ücret falan… artık dinlemekten bıktık. biz anladık, anlamayan insanların da umrunda değil zaten. nato kafa nato mermer leblebi emmeye devam.

    bize reva görülen hayat bu işte. üret, iyilerini sat kötülerini iç pazara dağıt. eşşek gibi çalıştıkları günün akşamı kilosu 139 liradan çerez alsınlar ve onun da yarısı bayat olsun, en küçük fındıklar fıstıklar dolaşsın içinde.

    konu antep fıstığı değil bu arada. biz daha kendi ülkemizde 3. sınıf vatandaşız. öz vatanımızda parya. delireceğim.
  • kabuğunu açmaya çalışırken diliniz iki kabuğun arasına sıkışıyor bazen. o hiç hoş olmuyor.
  • yesil fistik, tuzlusu da guzel tazesi de.. delirtir adami..
  • ilginçtir ki çikolataya da girse, salama da girse çok yakışan bir yiyecektir. ayrıca tahin helvasına da yakışır.
  • manikur dusmani.
  • çok ünlü bir toprak sahibinin topraklarında arabayla seyahat edilirmiş, işçilerine fıstık toplarken yemesinler diye avuç avuç sakız dağıtırmış.
  • 1.5 kiloya yakın bir kavanozunu 30-40 dk önce baslayıp su an bitirmis oldugumu fark ettigim hede.

    transa girmisim sanki yerken, ne yedigimin farkindayim ne bittiginin.
hesabın var mı? giriş yap