• hani filmlerde tek kişiye görünen/gözüken ruh, hayalet, cin tarzı yaratıklar olur ya çoğu zaman onun gibidir anlatım bozukluğu da. aynı filmdeki o yaratık gibi "nasıl yani siz görmüyor musunuz??" diye şaşırtır çoğu zaman ve bir o kadar da rahatsız edicidir. yaşanmış bir örnekle anlatım bozukluğunun bu özelliğini açıklayalım:

    apartmanımızın altında bulunan fotoğrafçının vitrininde şöyle bir yazı asılı: kırık resimlerinizi düzeltilip büyütülür. resim-fotoğraf olayına hiç girmeyeceğim ama cümleyi her okuduğumda "kırık resimlerinizi" yazıldığı anda telefon çalmış, yazan arkadaşın aklı bir yere kaymış da cümlenin ikinci kısmı o dalgınlıkla devam ettirilmiş hissine kapılıyorum. sonunda dayanamayıp zaten tanıdık olan fotoğrafçıyı yazının önüne götürerek durumu anlatmaya çalıştım:

    isyus: bakın bu komik duruyor, her seferinde gözümüz takılıyor bizim, kırık resimlerinizi düzeltip büyütülür yazmışsınız.

    fotoğrafçı: yanlış mı yazmışım?

    isyus: yani bence yanlış sizce de öyle değil mi?

    fotoğrafçı: *pause tuşuna basılmış gibi durur*

    isyus: ya "kırık resimlerinizi düzeltip büyütüyoruz" gibi bir şey yazın ya da "kırık resimleriniz düzeltilip büyütülür"

    fotoğrafçı: doğru mu olur o zaman?

    isyus: evet daha güzel olur bence. hatta siz sadece "resimlerinizi"deki "i"yi silin, hallolur.

    fotoğrafçı: ama ben o "i"yi çoğul olsun diye koymuştum falan.

    isyus: peki iyi günler..

    edit: bu konuşmadan birkaç hafta sonra yazı "eksi kırık resimleri düzeltip büyütülür" şeklinde değiştirilmiştir. amcanın aynı konuyla ilgili sonsuz yanlış ifade bulabilme kabiliyetine hayran kalınmıştır. en kısa zamanda "kim bu eski kırık resimleri duzeltilip büyütülen şanslı insan?" diye sormak üzere kendisiyle görüşülecektir.

    edit2: "eksi kırık yıpranmış resimlerinizi düzeltip büyütüyoruz" şeklinde değiştirilmiş yazı. kime danışılmış merak etmekteyim. ama bu son olmayabilir çünkü amcanın içine belli ki kurt düşmüş bir kere.
  • özne yüklem uyumsuzluğu denilen türüne, nobel edebiyat ödülü alan yazarların dahi düşebildikleri dilbilgisi hatası.

    "hayatımın en mutlu anıymış bilmiyordum. bilseydim, bu mutluluğu koruyabilir, herşey de bambaşka gelişebilir miydi?"

    (bkz: masumiyet müzesi)
  • (bkz: kedi sahibi yakisikli parali gay olmayan erkek)

    yazık, adamcağızın hiçbir şeyi olmamış.
  • vatan gazetesinin bugünkü baskısında yer alan bir haberle ne kadar vahim sonuçlara yol açabildigini ispatlamış olan problem türüdür. elif ergu'nun haberinin başlığı aynen şöyle:

    vodafone vakfı türkiye’de eğitim, ispanya’da kadına yönelik şiddet için çalışıyor.

    yani vodafone, kadınlar şiddet görsün istiyor demiş bu cümle. olmamış elif hanım..
  • ete bürünmüş hali için;
    (bkz: mustafa topaloglu)
  • anlatılmak istenenin doğru anlatılamama durumudur. cümlede anlatım bozukluğunun olduğunu bilmek için anlatanın neyi anlatmak istediğini de bilmek gerekir. cümleye bakıp anlatım bozukluğu var demek kahinlik yapmaktır.

    "arka fon" : belki de arka arkaya iki fon vardır, arkadaki fondan bahsediliyordur.

    "ağrısız kulak delinir" : ağrısız kulakları deliyorlarmış işte.

    "kesinlikle olabilir." : olabilme ihtimalinin varlığının kesinliği belirtilmiştir.
  • super sevdigim konuydu. oyun gibi hepsi icice matru$ka bebek misali. lonk die carpar gozune cumlede, tak die i$aretler gecersin.
  • (bunun bi örnek olduğunu anlayamayanlara gelsin) örnek: 'ağrısız kulak delinir' doğrusu 'kulak ağrısız delinir' teşekkürler lisedeki edebiyat hocama...
  • sekizinci sınıf müfredatında ayrıntılı bir şekilde işlenmektedir.

    bir örnek de ben vereyim : "kız çocuklarını diri diri toprağa gömmek" değil, "kız çocuklarını toprağa diri diri gömmek". hem geçmişteki olaylara hem de anlatım bozukluğuna sinir olmuşumdur.
  • yaklaşan sınavlar ve eğitim müfredatı gereği her eğitim yılının ikinci dönemi anlattığım ders konusu. anlatması da keyiflidir. ama işte uzun da özet olur hocaam diyen öğrenciler de olmasa..
hesabın var mı? giriş yap