• aşıktım ben bu bilgisayara... bir beyaz eşyacının vitrininde başlayan aşkımız commoder 64'e ihanetle sonuçlandı. bu bilgisayarı alabilmek için yol kenarında 3 ay fındık sattım, yine de birikmedi parası. neyse ki gözlerimdeki tutkuyu gören babam insafa geldi de bir amiga 500 sahibi olabildim. sonra amiga 600 sonra aga çipsetli amiga 1200.

    bir noktada ben de pentium'a bulaştım ve orada kaldım ama amiga efsanesi sonlanmasaydı bilgisayarların başka bir anlamı ve evreni olabilirdi. ne güzel ne heyecanlı zamanlardı.
  • (bkz: amiga'yi ben bitirdim)

    saka bir yana amiga'nin bitisini, daha dogrusu commodore'un batisinin tek bir sebebe baglayamayiz. onlarca ayri sebebi var, hatta genelde yapilmis butun belgesellerde ve kitaplarda komodor firmasinin yanlislari batisin tek sebebiymis gibi anlatilsa da aslinda durum cok daha farkli. ben birkac sebebini anlatayim merak eden olursa diye. ha ozet gec diyen olursa cografya temel sebeplerin en onemlisi.

    1- cografya

    commodore 64 amerika'da da kisa bir sure en populer bilgisayar olsa da, 1984'de cikan ilk amiga haric (bkz: amiga 1000) aslinda amerika ve kanada'da zannedildigi gibi yaygin bir kullanimi hic olmamis. bunu ilk kaynaklarindan, yani amerika'li oyun gelistirici ve yazilim gelistiricilerinden bizzat duyana kadar ben de bilmezdim ama isin dogrusu bu. hatta amiga 2000, amiga 1200 , amiga 3000, amiga 4000, amiga cd32, amiga cdtv gibi modeller amerika'da halkin geneli tarafindan neredeyse hic duyulmamis bile.

    biz de avrupa kisminda yer aldigimiz icin ingiltere ve ozellikle almanya'da uzun sure en yaygin kullanilan amiga bilgisayarlarinin tum dunyada en yaygin kullanildigini zannettik hep. evet avrupa'da (ve avustralya'da) amiga cok yaygindi ama amerika'da ve kanada'da degil.bunun ne kadar olumcul bir darbe oldugunu yazinin devaminda anlatacagim.

    2- bill gates

    jack tramiel'den hayatinin kazigini yiyen bill gates dayinin lisans ucreti alamayacagi komodor sistemleri yerine bilgisayar basina veya yillik lisans ucreti alabildigi ibm pc (yani x86 mimarili dos sistemli bilgisayarlar) platformuna yogunlasmasi, ms dos, microsoft basic, windows, windows 3.1, windows nt, windows 95 gibi ataklarla amerika ve dunya genelinde kullanicilara yeni deneyimler sunarken komodor'un disarda kalmasi.

    3- vesa

    yeni nesillere pek birsey ifade etmese de 1989'da vesa protokolunun getirdigi yeni goruntu standartlari ibm pc'de darma daginik oldugu icin hem gelistiricilere hem kullanicilara cehennem azabi cektiren basibozuklugu ortadan kaldirip ibm pc'lerin kralligi donemini baslatti. daha once cozunurluk, ekran karti mimarisi, veri yolu farkliliklari ekran standartlari o kadar coktu ki, bir gelistirici oyununu her ekran karti, her veri yolu, her cozunurluge gore yeniden programlamak zorunda kaliyordu. vesa gelince bu dert bitti ve zaten amerika'da en yaygin sistemler olan ibm pc'ler her evde kullanilmaya baslandi.

    4- windows

    windows her ne kadar pek hoslanmasak da son kullanici icin cok onemli bir seydi. amiga'daki o.s her ne kadar ayni isleri yapiyor gibi gozukse de ibm pc'li windows kesinlikle cok hizli, cok kolay ve cok pratikti. ayni isleri ayni hiz ve pratiklikte yapmak icin amiga 1200, amiga 4000 gibi cok pahali ve destegi kisitli sistemler almak yerine amerika'daki reklamin da gucuyle windows kralligi kurulmasi amiga icin oldurucu bir hamleydi. ayrica windows'un getirdigi yeni standartlar her yazilim/oyun gelistirici icin buyuk bir nimetti, artik bir sefer programlayarak milyonlarca bilgisayarda birden calisacak urunler cikarabiliyorlardi.

    5- donanim
    ibm pc (anlasilsin diye ibm pc diyorum, bildigimiz pc iste) tarafinda matematik islemcili 386dx serisi ciktiktan yillar sonra amiga'da hala 7 megahertz'lik 68000 cpu'su kullanan amiga 2000 gibi modeller cikiyordu ki basligin ismi olan amiga 500 de ayni islemciyi kullanir hem de a2000'nin aksine genisleme bakimidindan da cok kisitlidir. ayrica x86 mimarisi gelisime cok acik bir mimari olarak 2000lerin sonuna kadar varligini surdurdu, buradan bile aradaki fark anlasilabilir. 486dx 89 yilinda piyasaya cikip 33mhz civarlarinda dolanir ve doyurucu cache bellek verirken amiganin son kursunu olan asiri pahali amiga 4000 bu performansin cok kisitli bir versiyonu ancak 1992 sonunda cikabildi. o da cok pahali fiyatindan dolayi satmadi bile. amiga yarisa devam etse karsisinda 1993'de piyasaya girmeye baslayan pentium 5 mimarisini bulacakti ki fena ezilecekti. amiga'nin tartismasiz ustun oldugu konu ise multimedya (goruntu ses) gucuydu, o yuzden sanatci/tasarimcilar acisindan tercih edilecegi dusunuluyordu. dusunuluyordu ama, macintosh bir darbe daha vurdu.

    6- macintosh

    amiga'nin amerika'da kisitli bir tasarimci/gorsel sanatci/muzisyen tarafindan tercih edilmesini saglayan multimedya donanim ustunlugune en buyuk darbeyi macintosh vurdu. amerika'daki reklamlari ve multimedya yazilimlarini kendi sistemlerine en basarili sekilde optimize eden apple, zaten kisitli sayidaki musteriyi de amiga'nin elinden aldi. multimedya donanimi olarak amiga daha iyi olsa da pazar gucu ve reklam destegiyle macintosh maci aldi.

    7- doom

    evet gercekten de doom oyununun amiga'nin bitisinde onemli bir rolu var. ama burada konu sadece donanim yetersizligi degil. o konu istenilse asilabilirdi ama asil olan doom'un tam bir amerikan kulturu oyunu olmasiydi. benim bu gereksiz yaziyi yazmamdaki asil amac zaten butun olayin amerika'da baslayip amerika'da bittigini anlatabilmek. ilk baslarda cogunlukla avrupa'dan cikan oyun gelistiriciler (ozellikle ingiltere) yuzunden commodore ve amiga onde gibi gozukse de, asil pazar olan amerika'da oyun gelistiricilerin guclenip ibm pc/macintosh tarafina kaymasi cok onemli bir konu. fast pace denen ve tam anlamiyla umursamazca eglenme secenegi sunan bu oyun aslinda degisen oyun kulturunun merkezinin amerika olacaginin isaretiydi. asil kalesi avrupa olan amiga da bunun disinda kaldi haliyle.

    8- korsan

    amerika'da basta bill gates ve apple sayesinde 80'lerden itibaren korsan yazilimlara ciddi cezalar verilip onu alindigi icin amerikan kullanicisinda oyuna/programa para verme kulturu olusmusken, amiga'nin tutundugu pazar olan avrupa'da korsan kullanim asiri yaygin. birakin turkiye'yi falan, ingiltere, almanya, fransa gibi ulkelerde amiga ve komodor oyunlari/programlari o kadar yogun korsan kullanilmis ki cogu firma bu yuzden yonunu amerika'ya ve dolayisiyla ibm pc'/macintosh'a cevirmis. bunu duydugumda ben de sasirmistim ama o cok gelismis sayilan ingiltere'de bile herkes korsan kullanmis 80'ler ve 90'larda. bunun sonucunda da yeni programlar/oyunlar zamanla iyice ibm pc/macintosh tarafina kaymis. yani yenilikler hep o yonde olurken amiga tarafi yerinde saymis.

    9- jack tramiel commodore yonetimi

    evet yadsinamayacak gerceklerden biri de komodorun daha kurulusundan itibaren cok yanlis yonetilmesi, kisa donem politikalari yuzunden uzun donemde butun sektoru kendine dusman etmeleri var. jack tramiel nazi toplama kampindan sag kurtulmayi basardigi icin her seyi yapabilirim kafasinda tam bir kurnaz tuccar hoduk oldugundan firmasini bir donem dunyanin krali yapsa da microsoft, ibm, at&t, radio shack, apple gibi sektorun butun devlerinin nefretini kazanacak sacma sapan hamleler yapti. bunun sonucunda butun amerikan firmalari anlasma icinde dunya genelinde kendi standartlarini kurarken komodor disarida kaldi. eger amerikan ticaret yapisini biliyorsaniz, abd'nin nasil amerikan firmalarini yukseltip cilalamak icin onlerini actigini, dunyanin geri kalaninda ustunluk kurmalari icin yardim ettigini biliyorsunuzdur. zaten bugun dunyadaki ustunluklerinin temelinde bu politika var. iste komodor yaptiklari yuzunden bu sistemin disinda birakildi. ve sonuc ortada.

    azili bir komodor/amiga hayrani olarak bunlari soyluyorum cunku isin dogrusu bu.

    bu gereksiz yazinin ana fikri su aslinda; "bir sey amerika'da tutarsa dunyada varolur tutmazsa yok olur". amerika dunyanin en buyuk tuketim toplumudur. dunyanin geri kalanindan daha fazla tuketir ve para harcar. amerika bu sistem uzerine insaa edilmistir zaten. ayni sekilde dunyanin kulturel agasi da amerika'dir. dunyada hangi oyunlarin oynanacagini, hangi filmlerin tutacagini, hangi dizilerin merakla beklenecegini hep amerikan halkinin begenileri/secimleri belirler. iste taa 1986-1987 yillarinda, yani daha amiga 500 cikmadan once amiga'nin bittigi belliydi. cunku amerikan kamu oyunda fazla ses getirmedi. sadece biz de avrupa tarafinda olup avrupadakiler gibi romantik baktigimiz icin olayi gec farkettik. zaten satis rakamlarina gore ingiltere ve almanya da amiga en cok satisini gerceklestirip kat kat fazla satilirken amerika'da cok gerilerde kalmis.

    yani biz 93-94'de "la commodore essah batiy galba" diye suphelenmeye basladigimizda amerika'da amiga'nin helvasi coktan yenmis, hazmedilmis hatirlayan kalmamis bile.

    sozun ozu; eger teknoloji/yazilim konusunda basarili olmak istiyorsaniz rehberiniz amerika olsun. oradaki begeniler/degisimler/donusumler pazarin gelecegini belirledi/belirliyor/belirleyecek.
  • tuğla görünümünde adaptörü olan alet. ayrica disket sürücüsünden öyle bir ses gelirdiki isin yabancisi diskin irzina geciliyor sanirdi.
  • commodore 64'ü bitiren, yine commodore firmasına ait bir bilgisayar. modulator aracılığıyla televizyona bağlanabilir ki kullananların çoğu televizyona takarlardı. önceleri tastamam bir oyun makinası olarak çıkmış ama sonradan grafik, müzik, animasyon hatta database konularında da default bilgisayar olmuştur. bilgisayar dünyasında devrimdir kesinkes, onda oyun oynamanın keyfi hiç bir başka sisteme değişilemez, halen bazı atari salonlarında silk worm, shadow dancer gibi oyunlarla yaşamaktadır... amiga 500 plus ve amiga 600 modelleri de peq fazla bi geliştirme olmadan "dewamı" olarak piyasaya sürülmüştür. hey.
  • seneler önce pc devrine geçişle beraber kısa süreliğine amiga 500'ümü bir arkadaşıma vermiştim. sonra da geri gelmeyince sallamamıştım. o arkadaşla kopalı bir o kadar sene oldu ama ben yaptığım hatayı hala unutamadım. çünkü commodore'dan sonra amiga benim için düzen demekti. güzel, renkli disketlerim ve onların durduğu büyüklü küçüklü kutularım vardı. disketlerin üzerine yapıştırmak üzere aldığım etiketler ve onlara yazdığım trişkadan ispirtolu kalemler vardı. büyük disket kutumun kilidi vardı. sanki içinde devlet sırrı varmış gibi kilitlerdim.

    hayatımın hiç bir döneminde amiga'm olduğu zamanlardaki kadar düzenli olamadım bir daha. hatta istanbul efsanelerim vardı, orijinal olarak kadıköy'deki efes çarşısından almıştım. aldığım ilk ve son orijinal oyundur. amiga döneminde efendi birisiydim ben ve büyük adam olacağım sanıyordum. seni özledim amiga.
  • o donemler kafa ayari yapmaktan kafayi bulmus bizler icin disketi takıp tık diye oyuna baslama imkanı sunmasıyla super bi alet sıfatını kazanmıstı.bu alete sahip olan sınıfın 2 3 delikanlısı haftasonlarının paylasır,her hafta sonu birinde toplanılır,batman,kick off allah ne verdiyse annelerin cayi boregi esliginde oynanırdı.sıra icin de az kavga cıkmazdı.amma velakin amiga 500de cocukluk anılarımızda kaldı artık.
  • ayni ba$ariyi amiga 500 plus ve amiga 600 elde edemedi.. hatta amiga 1200 de elde edemedi.

    du$unuyorum da amiga 500'un ticari ba$arisini dunyadaki hicbir marka bir daha elde edememi$.. way be. islatilir bu. (bkz: peynir sarap)
  • cocukken mutluluk kaynagımız olan, süper oyunlarıyla ekrana yapıstıran alet.
  • icinde tren gibi 7.14 mhz'lik 68000 cpu vardir, amiga 1000'den sonra 1987'de cikti. 512k ram ve 256k kickstart 1.2 rom, 8 bitlik bir paletten 1989'da kickstart 1.3 ve ecs modunda enhanced halfbright modunda 64 renk (ikinci 32 renklik palet ilk 32 rengin yari aydinlik modunda oldugu icin halfbright denmistir.. (sanki bu halfbrite diye yaziliyodu ama..)), fat agnus grafik chip'i.. ham modunda 4096 renk, 880k floppy. 4 kanal stereo ses icin paula chipini icerir.. klasik bir model.
  • uzerinde oyun gelistirmesi inanilmaz zevkli olan efsane bilgisayar. zamaninda commodore 64 den gectigimde ilk zamanlar paso sehvetle oyun oynamak disinda hic birsey yapmadigim icin o commodore 64-amiga 500 gecisinin teknik acidan ne kadar dramatik oldugunu farketmemisim. daha sonra ciddi islere giristigimde ise amiga'ya coktan alisip komodordan uzaklastigim icin o teknik ziplamayi hissedememisim. simdi tekrar oyun gelistirirken dibine kadar hissediyorum aradaki devasa farki. komodordaki o kisitlilik, 20-30 byte kazanabilmek icin haftalarca kirk takla atmak, buna ragmen donanim kisitlamasi sebebiyle cogu noktada duvara toslamak insani bayagi yoruyormus. iste o deneyimden direkt amiga'ya kisa surede gecis sahin'den inip mercedes s serisi'ne binmek gibi hissettiriyormus lan resmen. hele ram'in bollugu yok mu, komodordan sonra sicak bir yaz gununde dag basinda bulunan cesme gibi ictikce icesi geliyor insanin valla.

    deluxe paint in rahatligi (sonradan zivanadan cikan electronic arts'in minnetle anildigi donemlerdeki urunu) ve is yukunu acayip kolaylastirmasi (tabii asil amiga 1200 ham mode ile kendini asiyor o ayri) falan resmen sefa pezevengi haleti ruhiyesine sokuyor komodorun kisitlilik zulmunden sonra.

    bir de su anki projeler icin kullanmasam da amos'un oyun gelistiriciler icin gelmis gecmis en kolay ve rahat programlama dili oldugunu inkar edeni allah carpar. tamam cok sistem kaynagi tuketiyor ve hizli oyun mekaniklerinde kullanilamayacak kadar hantal ama oyle rahat ki, resmen tek basina mutluluk sebebi lan. zaten amiga'da platform ve dovus oyunlari disinda hiza ihtiyac olan tur yok. o yuzden amiga icin bu saatten sonra oyun gelistirme isine girecekseniz amos'u sevin, amos'u opun, amos'u yalayi... ohom pardon fazla abarttim tamam.

    ha yil olmus 2020, bu saatten sonra ne amiga'si ne amiga icin oyun gelistirmesi lan. ben mi? siz bana bakmayin kucukken besikten kafa ustu dusmusum, dortbinbesyuzaltmisdort defa (bana karsi sistematik bir komple oldugunu dusunuyorum bu durumun). ondan dolayi biraz gerizekalilik var bende galiba.
hesabın var mı? giriş yap