• bu film orospuçocukluğudur.
    sevende öyledir çekende oynayanda.
    tamam hust locker'da bayağı bir orospuçocuğuydunuz da bu değil ama.
    yeter lan sikerim, neymiş amerikan milliyetçiliği, yok orda kardeşlerimiz öldü, yok biz kovboyuz yok do you like country music. hepinizin anasını sikerim.
    neymiş ırak'ta herkes terörist. ya bi siktirin gidin.
    ulan türkiye'de öyle birşey olsa aynen aynı şekilde herkes herhangi bir düşmana ateş etmek için kapısında bekler, balkonununda siper alır.
    neymiş orospuçocuğu amerikalıların psikolojisi bozulmuş, ah canım ya.
    bir amınakoduğum da demiyorki, be orospuçocuğu amerikalı orda ne işin var o halde?

    ah biz amerikan vatandaşıyız herşey çok güzel ama araplar çok kötü ya biz orda tüm sülalesini mermiye dizerken arkadaşım john öldürüldü. aman canım ya vallaha çok üzüldüm.

    ya vallaha dayanamıyorum bu film de kesinlikle oscarları götürür bazı orospuçocuklarından ötürü.
    iki tane artis orospuçocuğunun ırak çok fena ya bizlerden kaç can aldı toplasan öldürdüğümüz masumların yüzde biri ama öldürmemiz gerek biz kovboyuz bu bizim için utanç verici. sizin kovboyluğunuzu sikeyim.
    neyse lafı çok uzatmadan türklerin zamanında hayran olduğu clint eastwood senin sülaleni ırak siksin ve ben de.

    neymiş efendim dönen askerlerin psikolojisi bozulmuş, ben ırak'tayken gayet orospuçocuğu gibi mutlulardı.
    ama ırak'taki tanıdıklarım istanbul'da benim evime geldiklerinde öylece oturdular hiçbirşey demeden saatlerce.
    aman amerikan askerlerinin psikolojisi bozulmasın, ırak'taki insanlar zaten plastik.
    sülalenizi sikeyim.

    yarrak gibi film, zaman kaybı.
    izlenmese de olur, sadece küfür edip sinirlenmenize yarıyor.
  • amerikanın yaptığı barbarlıkların üzerini örtme çabalarından biri daha.

    artık kim daha iyi giyinmişse, silahı daha artistik tutuyor, üzerindeki techizat daha janti ise o kişinin düşmanı barbar oluyor. altlarında hamırlar, ellerinde m4a1'ler, hedeflerine doğru yürürken birbirlerine kılir kılir diye seslenenlerin karşısında kim varsa o barbardır.

    çünkü cal of dudi'de böyledir, sayısız filmde böyledir. onların aileleri vardır, mariceynler onları kılivlıntta beklerlen müstakil evlerinin bahçesine bakan kapıya bayrak asmıştır. eğer ölürlerse cenazelerinde mutlaka limuzin olur ve saygı atışı yapıldığı an irkilirler. bayrağı çok madalyalı bir subayın elinden alırken subay ölen askerin karısının kulağına eğilip birşeyler söyler, kadın göz yaşları içerisinde marur bir şekilde başı ile onaylar. sonra o lanet olası intikamın alınmaz zamanı gelir... falan filan..

    işte bir ülke bu kadar çok haksız olunca bunları yapar. kendi halkını ve dünyadaki diğer insanları kandırmak için böyle filmler çeker. çok janti askerleri, barbarları öldürür o filmlerde.

    kimdir bu barbarlar. kendi ülkesini işgal eden amerikalılara karşı vatanını koruyan insanlardır mesela. yarın amerika bizi de işgal etmeye kalksa hepimiziz. o zaman da bizim barbarlığımız hakkındaki filmleri yeni zelandadaki bir evde izlerler misal.

    şimdi bir uzaylı ırkı gelse, dünyanı bütün insanlardan temizlese ve gezegeni bizden arındırdıktan sonra çekip gitse sanırım dünyanın hayrına olur.

    son olarak bu film ve amerikan filmlerini görünce, (bir de bizim diktatör bozuntusunu düşününce) şu hikaye aklıma geliyor;

    muaviye ile hazreti ali birbirlerine can düşman... bir gün hz. ali'nin taraftarlarının yoğun olduğu küfe'den, bir arap, devesiyle şam'a gelmiş. şam sokaklarında dolaşırken biri ona yanaşmış:
    - ver o dişi deveyi bana! demiş. tartışma büyümüş, küfe'den gelen adam, "bu deve benimdir, üstelik dişi değil, erkektir" diye itiraz etmişse de anlaşamamışlar. konu muaviye'ye yansımış.
    halk meydanda toplanmış... muaviye, küfe'den gelenle şam'da deveye sahip çıkan yerliyi dinledikten sonra, kararını açıklamış:
    - bu dişi deve şamlınındır!
    sonra toplananlara dönmüş ve sormuş:
    - ey cemaat, bu dişi deve kimindir?
    cemaat hep birlikte bağırmış:
    - şamlınındır!
    küfeli şaşkın bir vaziyette devesinin ardından bakakalırken, muaviye onu yanına çağırmış:
    - ey küfeli, dinle! sen de ben de biliyoruz ki, bu deve senindir ve dişi değil, erkektir. ama sen küfe'ye dönünce gördüklerini ali'ye anlat ve de ki: "ey ali, muaviye'nin, dişi deveyi erkekten ayırt edemeyen, o ne derse evet diyen 10 bin adamı var! ayağını denk al!"

    işte böyle. arsızlığın, barbarlığın, katilliğin, sapkınlığın kendini aklamaya çalıştığı yüzlerce filmden biridir. amerikan sınaypır.
  • amerikalılara* daha da fazla faşistlik aşılamak için, chris kyle'ın sanki çok iyi bir bok yemişcesine bir de kitap yazarak işlediği cinayetleri anlattığı kitap.
  • keskin nişancı olan amerikalı bir askerin hayatından kesitler sunan film. zavallı(!) adam ırak savaşı boyunca adam öldürmekten çocuğuna ve karısına gereken ilgiyi gösterememiş. sinema filminin çekilmesi için ne kadar değerli bir konu tartışılır.

    film içerisinde, ıraklı on yaşlarında bir çocuğun eline yere düşen roketatarı alıp, humvee'ye doğrulttuğu bir sahne mevcut, başlı başına bu çocuğun hayat hikayesi bile senaryoya döküldüğünde daha anlatılabilir ve izlenebilir bir konu olurdu.

    amerikan film endüstrisinin, bizim hayatımız daha değerli, savaştığımız yerde bulunan tüm insanların hayatları bir amaca hizmet etmek için kaybedilebilir mesajı bariz biçimde göze sokulmakta.

    para için savaşmaya gelen binlerce amerikalı ile birlikte günahsız yüzbinlerce ırak vatandaşının öldüğü vahşeti kahramanlık hikayesine dönüştürme yüzsüzlüğü de clint eastwood'a nasip olmuş.
  • "ömö bö fölm ömörögön pöröpögödösö" diyerek eleştirmenin hiç de kuuul olmadığı filmmiş.

    hasiktirin lan ordan. mide bulandıracak kadar rezil bir film. bu filmi oscar'a aday gösteren akademi'nin %90'ının beyaz, 55 yaş üstü erkeklerden oluşması da bittabii tesadüf.

    yavşaklık derecesinde tek taraflı bir beyin yıkama girişimi. bunu görmezden gelerek sinematografik değerlendirmesini falan yapmak için duygulardan arınmış bir robot olmak lazım.

    clint eastwood'un suratına colin powell ve dabya bush'un "kitle imha silahını yok edecez" yalanlarını sallamak lazım. ne işiniz vardı lan ırak'ta, siktiğimin ırkçı redneck'leri? bu soruya cevap versenize birbirinin kopyası militarist mastürbasyonu filmler attıracağınıza her sene:

    siktiğimin ırak'ında ne işiniz vardı?

    edit: filmin "kahraman"ı chris kyle gerçek hayatta da tam bir ırkçı redneck'miş, "redneck değil texan" cümlesindeki redneck var ya o işte. http://anlayanadam.net/…/01/sinema-american-sniper/

    edit iki: "redneck'i amarigan propagandasıyla öğrenmedin mi" diye bir soru gelmiş, yok, bizzat doğal habitatında gözleyerek öğrendim çocuğum. muhtemelen sen pikaçu falan izliyordun o sırada.
  • hakikaten çok kötü bir film. bir kere filmin anlatılmaya değecek bir hikayesi yok. böyle bir filmin çekilmiş olmasının tek bir amacı olabilir, o da iq düzeyi 90'ın altında olan milliyetçi amerikalıları sinemaya çekip para kazanmak. bir bunun en iyi film dalında oscar'a aday gösterilmesi komik.

    eğer amerikalı ve milliyetçi değilseniz, buna rağmen bu filmi beğendiyseniz tebrik ederim büyük bir ihtimalle gerizekalısınız, iq testi yaptırmanızı tavsiye ederim.
  • insanlar nasi boyle bi film yapar aklim almiyor. sen git adamlari ulkesinde vur, coluk cocuk oldur, sofralarinda yemek ye. sanki bacini sikmisler arkadas ne bu ofke? bi seyler olur, insanlar olur. dusman seni sevmiyor diye ne bu hiddet, sen de onu sevmiyon. niye bu kadar nefret dolu lan bu amerikalilar? her seyiniz var. zaten oldurdun, mahvettin siktir git artik. neyin propogandasi bu? sanki umrunda dunyanin ne dusundugu. her bir amerikali ici nefret dolu, o oldurduklerinin kendi cocuklari gibi cocuk olmadigini dusunuyor. igrencsiniz. tamam ortadogulular cok sikko tipleriz, onda tamam ama arkadas niye inadina nefret ettirmeye calisiyorsunuz lan? zaten her seyiniz var. zaten icazete, onaya, komuoyuna ihtiyaciniz yok. ulan sen git adamlarin ulkesine, kaynaklarina cok, her filminde, dizinde yaratik gibi goster, sonra adamin evini basinca seni agirlamasini bekle, ulkesini savundu diye oldur. ya siktir git nolur. ulan atis poligonlarinda el kadar bebelere arap hedefleri vurduruyorlar ya. nasi bi toplumsal cinnet icindesiniz. sik gibi film. keske ali kundilli'ye gitseydim. utanma da yok amk vizyona sokmuslar. neyse.
  • clint eastwood'u gözümde bitiren yanlı film. izleyen clint babaya küfür etmemek için zor tutar kendini. orospucocugu hödük milliyetçi clint olarak açılışı yapıyorum. sinematik değeri de sıfır bir film. get off my damn lawn...
  • bilindik bir savaş filmi. yani oscar'a aday olacak kadar büyütmeye gerek yok sanki. bradley cooper fena oynamamış, ama en iyi erkek oyuncu adayı olmaya yetecek kadar iyi bir performans göremedim ben. clint eastwood'un da en iyi yönetmenlik başarısı değil ayrıca. daha iyilerini gördük. buraya kadar edebimle film eleştirisi yaptım. işin detayına girmek gerekirse...
    clint eastwood'un bütün amerikalıların gözüne soka soka cumhuriyetçi yani sağ, yani muhafazakar, savaş yanlısı ve obama karşıtı propaganda yaptığını biz buralardan bile biliyoruz artık. bu tabi ki elin amerikalısının sorunu. bize ne en nihayetinde. ama bu heriflerin yaptığı her filmi kedinin ciğere baktığı gibi seyrettiğimiz için bize de söz hakkı düşüyor. filme konu olan chris kyle aslında çok da anlatıldığı gibi insan değilmiş. araştırınca çıkıyor. oldukça psikopat, insan öldürmeyi çok normal bulan ve amerika ülke sınırları dışında yaşayan herkesi düşman olarak gören bir kafa yapısına sahip. time magazine ile yaptığı bir röportajı izledim ki orada da sinek öldürmekle insan öldürmek arasında bir fark yok bu adama göre. hatta katrina kasırgası sırasında 30 tane yağmacıyı öldürdüğü söyleniyor. yani kendi kuralları dışında gelişen bir dünyada yaşamak pek ona göre değil. şimdi adam genel olarak bu durumda iken ve bunu kitap haline getirip mal amerikalılara satabilirken filmini yapmak niye?
    insanları hala orduya alabilmek için her sene bir propoganda filmine niye maruz kalıyoruz biz? ha dersin ki filmin içinde, ulan ben bu herifleri vuruyorum ama niye? ne bokuma yaırıyacak? savaşı ben mi bitirecem? ailem dağıldı dağılacak hala toz toprak cebelleşiyorum sıçarım böyle işe... bunların hiç biri yok. adam yaptığı her işi makul görüyor. allah için bir kere olsun 3-5 saniyeliğine bile olsa savaşı sorgulamak yok. hatta kardeşi bi ara tereddüt ediyor diye atarlanıyor falan.
    kolu bacağı kopmuş gaziler filmde benden daha moralli. yani o savaş o kadar normal, o protezler zaten o kadar neşe kaynağı ki anlatamam. bütün navy seallar zaten hep gaz. vururuz indiririz anasını bile s*keriz modunda geziyorlar.
    demem o ki romantik komedi türünde film seyretmek isteyenler için birebir. ha ben sevmem diyorsanız yeminle counter strike falan oynayın. daha gerçekçi.
  • baştan tanım niyetine: adı syrian sniper olsa konusunu daha iyi özetleyecek film.

    akşam akşam, "oskara aday olan filmlerden bir bu kalmıştı, izleyelim" dedim. demez olaydım, oskarla alakasını bırakın, imdb'deki 7 küsür puanıyla hiç alakası olmayan bir film olmuş. tamam amerikan propagandası olacak, baştan kabul ediyoruz, filmde buna dair entelektüel seviyeyi yerlerde süründüren muhabbetleri de yaw he he deyip geçtik ama dedim ya, oskarlık bir son, bir geri dönüş, ne bileyim ters bir bakış açısı falan bir şey bekledim ama yok, bildiğin bir ayının hikayesiymiş bu. filmden sonra chris kyle başlığına bakınca anladım hatamı.

    özetle boş beleş bir filmdir, izlemeye gerek yoktur, yani naçizane tavsiyem budur.

    başa dönersek, filmde beğendiğim tek karakter ise amerikalılara kan kusturan suriyeli sniper mustafa. adam karizmanın yaşayan şekli olmuş. filmin de zaten yarıdan fazlası kendisi etrafında dönmüş. işte asıl o mustafanın hikâyesi yapılmalı. adam suriye adına olimpiyatlara katılıp atıcılıkta derece almış. ne ettilerse kendisine artık, ıraka gelmiş tek tek amerikan askeri avlıyordu kuş gibim.
hesabın var mı? giriş yap