• akkusativ, dativ'in zor olduğu söylenen dil. acemilerin söylediğine bakmayın siz. alt tarafı max 10 tane kombinasyon var. hangi präposition hangi hâli gerektiriyor bi mantık kurulabiliyor.

    zor olan;
    -10'larca farklı fiilin aynı anlama gelmesi.
    -ön ekinden bağımsız, nesneyi akkusativ veya dativ yapmak. fiilin akkusativ mi dativ mi diye ezberlemek gerektiği
    -bir fiilin önüne ek getirilerek başka bir fiile dönüşmesi ve dilin çoğunlukla bu şekilde konuşulması. ingilizce'de phrasal verbkullanımı almanca'daki kullanımın yanında devede kulak kalır.
    -(iş dili almanca olanlar için) türkçe ya da ingilizce olarak öğrendiğiniz veri koruma, şirket kuralları, haklar, proje yönetimi, müşteri memnuniyeti, müşteri şikayetleri, bilgi güvenliği gibi konularda dokümanları okumak, bu konularda konuşmak cidden kolay değil.
    -çok kelime var lan!

    onun dışında tarzanca konuşmak çok zor değil. b1 seviyesinde günlük hayatınızı devam ettirir, haberlerden üstünkörü bilgi sahibi olabilir, hafif arkadaşlıklar kurabilirsiniz.

    benim konuşma ve yazma seviyem b1-b2, anlama b2 belki c1 ama ona rağmen bu almanlara almancayı bilmediğimi çaktırmamak için baya zorlanıyorum. olabildiğince öz konuşup sıçıp batırmamaya çalışıyorum.

    almanca öğrenenlere tavsiyem memrise gibi uygulamalarla, en az 4-5bin kelime öğrenin. bi alman gibi konuşamazsınız ama onun dediklerini kendi kelimelerinizle teyit edip iş konuşabilirsiz.

    benim bildiğim kelime/cümle kalıbı memrise'dan öğrendiğim kadarıyla 3bin civarı. almanca dilinde bilgi işlemde biraz tırmalayarak çalışabiliyorum.

    edit:imla
  • akkusativ ve dativi öğrenmenin 2 önemli basamağı vardır:

    birincisi fiilleri tam olarak mastar halinde ve nesneleriyle öğrenmek. burada işiniz kolay zira çoğu fiil akkusativ ile çalışır. dativ ile çalışanları aklınızda tutup geri kalanlarına akkusativ yapıştırın gitsin. ancak aynı şekilde prepozisyonlu fiilleri de tek kelime olarak değil de kalıp halinde öğrenmek gerekiyor (bunu başaranın b2 yolunda sırtı yere gelmez.

    jemandem folgen, sich mit jemandem treffen, an etwas(dat) ınteresse haben, sich für etwas(akk) interessieren, für etwas(akk) geld ausgeben, auf jemandem warten, bei jemandem sein..

    en çok kullanılan 100 prepozisyonlu fiilin google’dan beğendiğiniz bir listesini bulun, her gün 5 tanesini öğrenip çeşitli örnek cümleler yazın ve (varsa) almanca hocanıza bu cümleleri gösterin, gramerinizi ve mantığınızı kontrol etsin. hem almancanın en zor komşu olan yazınız gelişir hem de ileride kompozisyon yazmak için bir basamak olur.

    almanca öğrenmenin kendi nezdimde en ezber kısmı bu şekildeki tablolar (mesela hangi fiillerin haben hangilerinin sein ile çalıştığı, veya prepozisyon tabloları) ve de istisnalardır. almanca bir istisnalar dilidir türkçeden bu yönüyle oldukça ayrılır. size bir kural anlatılır ve en sonunda hep bir ama vardır. hep bir istisna eklenir bu kuralların sonuna.

    artikel konusuna da hiç kafayı takmayın sadece kelimeleri artikelleriyle öğrenin ama konuşurken bam bam yardırın. zaten kaliteli bir almanla konuşurken çok bariz hatalarınızda dialog içinde aynı kelimeyi doğru şekilde kullanarak sizi düzeltir tecrübeyle öğrendiğiniz için de beyin kuvrımlarınızın derinliklerine kazınır o artikeller isteseniz de unutamazsınız. ayrıca ne olursa olsun artikel kullanın, almancı taktiği olan artikelini bilmediğiniz kelimeyi artikelsiz kullanmayın olur olmadık yerde, daha çok kulak tırmalarsınız, die yapıştırıp geçin hiç bir tahmininiz yoksa, tutmazsa da canınız sağolsun.

    son bi trick vereyim artikellerle ilgili bunu bir yerden öğrenmedim ama kendi kendime uyguluyorum. mesela bir kelimenin artikelini bilmiyorsunuz ama artikeli zamirleştirip o kelimeyi kullanmak istiyorsunuz;

    örneğin televizyonda bir reklam çıktı muhabbet dönüyor tv karşısında dalmak istiyorsunuz ama artikelini bilmiyorsunuz. ben burada direk akkusativ maskulin yapıştırıyorum ki artikeli tutmasa bile en azından ne dediğimi anlasınlar was labert er diye suratıma bakmasınlar: ich hatte letztes jahr auch einen gekauft aber war nicht zufrieden şeklinde. bu şekilde daha iyi anlaşıldığımı düşünüyorum ama almancı kardeşlerim ve alman dili edebiyatı okuyan arkadaşlarım yeşillendirirlerse üzerinde beyin fırtınası yapabiliriz.
  • 1 ay kursa gidip karantina nedeniyle yarida kalmis etkinligimdir. simdi evde youtube videolariyla devam ediyorum ve cok da etkili oldugunu dusunuyorum. bu konuda yardim veya tavsiyesi olan suserlari yesil kutuma bekliyorum!
    wir können deutsch sprechen zusammen :p
  • yeni ara verdim..
    sıcağı sıcağına yazabilirim yani.
    konudan konuya değişiklik gösteriyor zorluğu..elbette çeşitli youtube kanalları en büyük yardımcım..iyi ki varlar yani.
    sürekli kendi sesimden kelime telaffuzlarını dinliyorum..

    tek olay pes etmemek..direnmek ve öğrenmeye devam etmek.
  • (bkz: udemy)den paket alarak giriştiğim olay.

    evdeyim bütün gün. ingilizce materyal hazırlama vs yükleniyorum ama; ne bilim; hep yakınıyordum vakit yok vakit yok diye. al bana vakit. al bana kafa rahatlığı.
  • bunu yaparlen, mutlaka ama mutlaka, kelimeler artikelleriyle birlikte öğrenilmelidir.
  • 1 hafta olacak başlayalı ingilizceden öğrenilince türkçeden öğrenmeye göre daha kolay geliyor.
    isviçre ve almanya dan bulduğum native speaker ların yardımıyla güzel gidiyor.
    hatta bugün marzena isimli polonya asıllı arkadaşım almanca derslerine başlayalım yakında demesi beni ekstra mutlu etti :)
    şimdilik memrise ile gidiyorum sırayla

    duolingo
    pimsleur
    youtube kanalları ile götürmeyi planlıyorum
    umarım ingilizce öğrenme hikayemi uzunca yazdığım gibi ilerde de almanca için bir entry yazarım
    hadi inşallah (bkz: swh)
  • ingilizce bilerek ogrendiginizde bazi cumleler devrik gelebilir, yoda'yi hatirlayin.
  • almanca/@metonymics entry'sinden sonra o kadar çok mesaj aldım ki almanca öğrenme deneyimi konusunda çok basit örnekler üzerinden bir kaç öneri sunmanın iyi olacağını düşündüm (bunu yaparken herkesin her şeyi farklı yönden algılayacağını, öğrenmenin son derece kişisel bir deneyim olduğunu ve bu yazacaklarımın da benim algılama biçimime göre kurgulandığını peşinen vurguluyorum)

    iki kısa gazete haberini örnek olarak kullanıyorum. ilki deutschlandfunk’un kultur bölümünden rolling stones haberi: dlf kultur - living in a ghost town

    eğer almanca konuşulan bir ülkedeyseniz ya da türkiye’de bir süredir kursa gidiyorsanız, haberi okuyunca genel çerçeveyi muhakkak anlıyorsunuzdur. peki, metni tamamen anlamanızı engelleyen eksikler neler olabilir?

    adım adım gidelim

    ilk cümle: passend zur corona-krise hat die britische rockband the rolling stones einen song mit dem titel „living in a ghost town“ veröffentlicht.
    devrik bir cümle, perfekt’te çekilmiş. band ve song sözcükleri gündelik şekilde ingilizceden transfer edilmiş. “passend zur corona-krise” vurgunun bulunduğu yer. burayı vurgulamak için öğeyi başa alıp devrik cümle kurulmuş. tam olarak olmasa da deyimsel sayılabilecek bir kalıp “mit dem titel”. ayrıca “passend zu” dendiğine göre demek ki “passen” bir şeye uymak/uygun olmak anlamında “zu” alırmış.

    ikinci ve üçüncü cümle: die band sei vor den ausgangsbeschränkungen im studio gewesen und habe neues material aufgenommen, schrieb frontmann mick jagger im onlinedienst twitter. „und bei einem song – living in a ghost town – dachten wir, dass er in der zeit, in der wir leben, nachhallen würde.“
    konjunktiv ı ve geçmiş zaman. demek ki başka birinin söylediği bir şey aktarılıyor. bingo! aktarılan bölümden, yani konjunktiv ı ile kurulan yan cümleden sonra gelen temel cümle virgülle başlamış. bir önceki cümlede “passend zur corona-krise” bölümünü başa alıp devrik cümle yapıldığı gibi, burada da aktarılan bölümü konjunktiv ı çekimiyle yan cümle yapıp başa almış ve yine bir çeşit devrik cümle kurmuşlar. ikinci cümlenin yüklemi “schrieb”, öznesi “frontmann mick jagger”.

    üçüncü cümle ise tırnak içinde. präteritum ile geçmiş zamanda kurulmuş. burada dikkatli gözler hemen fark etmiştir, aslında haber başkasının (mick jagger’in) söylediğini aktarmaya devam ediyor, ama konjunktiv ı’da tırnak içinde olmayan, dolaylı olarak anlatılanın aksine burada doğrudan bir aktarım var ve tırnak içine konmuş. bu cümlede yüklem ve özne “dachten wir”, dass’tan sonrası ise yan cümle. yan cümlede konjunktiv ıı kullanılmış, çünkü temel cümle (dachten wir) geçmiş zamanda çekilmişti, geçmişten şimdiye, yani cümlenin kurulduğu sırada geleceğe atıf yapıldığı için konjunktiv ıı gerekmiş. “in der zeit, in der wir leben” ise çok güzel bir relativsatz örneği.

    sonraki dört cümleyi bu örnek çözümlemeye uyarak rahatça yapabilirsiniz.

    ikinci örnek aynı gazetenin wissen bölümünden hubble uzay teleskobuyla ilgili bir haber: dlf wissen - hubble-geburtstag

    bu haberde kalıplaşmış halde kullanımda olan temel birkaç ifade var: mit hilfe + gen. (mithilfe olarak bitişik de yazılabilir. mit hilfe von + dat. şeklinde de kullanılabilir), außerhalb + gen., unter anderem gibi.
    yine devrik cümleler var ve metin geneli präteritum’da çekilmiş.

    şimdi biz ne yapacağız?

    * kalıplaşmış ve deyimsel ifadeleri bir kenara yazıp öğreneceğiz.
    * fiillerin anlamlarına dikkat edeceğiz. mesela ilk haberde bir albümü yayınlamak/piyasaya sürmek anlamında veröffentlichen kullanılmış. bu fiil bir kitabı yayımlamak da demek aslında ("offen" açık demek, "öffentlich" açıkta olan, alenen ortada olan demek. "öffentlichkeit" da kamu/kamuoyu demek).
    * metinlerin ikisi de çok kolay olduğu için kelime bilginizin yeteceğini düşünüyorum, ama eksik varsa elbette bilmediğiniz sözcüklerin anlamlarına bakmalısınız.
    * kıvrak ve akıcı konuşabilmek için devrik cümlelerin nasıl yapıldığını öğreneceğiz.
    belli bir aşamadan sonra gramer çalışmak boşa kürek çekmek olacak (b2’yi bitirmiş olmanıza rağmen c’de tekliyorsanız mesela). işte o zaman bu tür küçük alıştırmalar çok büyük önem kazanacak. gördüğünüz, duyduğunuz, okuduğunuz her şeyde ilginizi çeken bu tür küçük ayrıntıları not edip kullanmanız çok çok önemli.
    passend zur corona-krise’yi “passend zum wetter” ifadesine dönüştürüp kullanabilmelisiniz.

    bunun dışında bence düzey belirleme sınavları her zaman doğru sonuç vermiyor. hatta c düzeyindeki öğrencilerin çoğunun b2’de olduğunu düşünüyorum. üstelik gramer sınavında c1 çıkan biri dinlemede b1.2 olabilir. her birimdeki seviyeniz farklı olabilir. kişisel fikrim aufsatz ve hörverständnis sınavlarının gerçek düzeyinize en yakın sonucu verdiğidir. bu da bireysel çabayla, dikkatle, motivasyonu kaybetmemekle olur.

    bir de naçizane bir önerim var.
    dili tek başına düşünmek çok yüzeysel bir şey. bu dil nasıl bu hale gelmiş, neden böyle, neden bir fiilin üçüncü beşinci anlamında bambaşka bir algı dünyasına giriyoruz, bu insanlar yüzyıllar boyunca nasıl bir devinim içinde bu dili şimdiki haline getirmişler, bunları bir düşünün. yoksa “almanya çogzel abi, yediğim önümde yemediğim ardımda, marketler ucuz, doğa güzel” diyerek el alemin bilimsel, teknik, kültürel, sanatsal, tarihsel birikimini sömürüyor gibi oluyorsunuz. üstüne yatmaktansa insanların kümülatif birimine saygı duymak lazım.
  • ingilizce'nin nispeten hafif sistemine kıyasla hayli zorlu bir süreç olabilir.

    almanca diline hakim olma sürecini kolaylaştıracak çeşitli yöntem ve ipuçlarının paylaşıldığı bir başlık bu. böyle yapılması da elbette ki güzel, faydalı bir hizmet.

    öte yandan, kişilerin bu sürece ısınmaları ve gözlerinin daha baştan korkmaması amacıyla yanıltıcı bilgiler verilmemesi lazım.

    birçok durumda, bir fiilin önek alarak dönüştüğü yeni fiilin anlamı, eklenen önekin anlamına bakılarak anlaşılamaz, tahmin edilemez.

    bununla ilgili olarak, son derece tecrübeli bir çevirmen olan bir sözlük yazarının dün verdiği bir örneği paylaşıyorum:

    "es kann vorkommen
    dass die nachkommen
    mit dem einkommen
    nicht auskommen
    und umkommen."
hesabın var mı? giriş yap