• denizcilik terimi. "aciktan gec, yaklasma" anlamina gelir.
  • ortaçgil ne güzel demiş

    alargada kalmış gibi kıyısız
    hiç ölmeyecekmiş gibi kayıtsız
    biraz kılıksız biraz keyifsiz
    kalktım sana geldim
  • şu haliyle bir tür sinkaf çağrışımı yapan nida:

    "yerin dibine batsın oy kupaları
    yargıç mısın sen, savul git, alarga!"

    (eşekarıları-aristophanes- azra erhat çevirisiyle)
  • kıyıya yanaşmamaktır.

    kıyı oradadır. liman da vardır orada, güvenlidir de hem; ama tekneniz durur, alargada bekler.

    sonra alışırsınız alargaya çıkmaya. açık denizdesinizdir artık. huyunuzdur.

    alarga budur. kıyıya yanaşmamaktır. "yaklaşma" derler size, alışırsınız açık denize. güzeldir.
  • bazi insanlara soylemek istersiniz bunu. hani gerekli gereksiz uzerinize atlayip sizi opmeye kalkanlar, hic duymak istemediginiz bir takim ozel meselelerini siz sormadan en ince detayina kadar anlatanlar, sabahin bir korunde telefonunuzu aci aci caldirip sonra da 'aaa sekerim, bu saatte hala uyuyor musun?' diye gevrek gevrek gulenler, selam vermeden gelip baskoseye kurulanlar, kendilerini bir bok sandiklari icin size dair 'degerli' fikirleriyle sizi onurlandirdiklarina inananlar ve hic sevmek istemiyor olmaniza ragmen fena bir sekilde tutulduklariniz... bunlara alarga demek istersiniz, kimi zaman kendi kendize fisildayarak, kimi zaman bagira bagira... alarga...
  • doğru tonlamayla söylendiğinde "uzak kal, korum kafayı" anlamına gelen sözcük.
  • son feci bisiklet'ten çıkma tekerlerin döndürdüğü ankaralı indili uzaklı grup.
  • bir geminin sahilden açıkta bulunması, demirlemiş olması durumuna denir.
  • florya'da bir balık restoranı.
  • bu ifadenin "uzakta, toplum dışında, tenhada olmak/yaşamak" anlamında kullanıldığı da görülür.

    örneğin, haldun taner, sait faik için şöyle söyler: "kırk yedi yıl, hep alargada, hep tedirgin yaşadı." (bk.: ölürse ten ölür canlar ölesi değil).
hesabın var mı? giriş yap