• çok enteresan bir şekilde hiçbir yazarın değinmediğini fark ettiğim çocukken trtde geceleri yayımlanan alfred hitchcock filmleri kuşağıdır. gene verseler de seyretsek.
  • dasdas tiyatronun, dün gece bursa'da prömiyerini yaptığı, insan doğasını ele alan dört hikayeden oluşan oyun.

    başlangıçtaki telefon sırası oyunlar için bir trailer gibi. karakterler için ufak tüyolar verildi. ve sanki bu absürd kurgu için seçilmişlik o an belirlendi.

    bir parmak şıklatmada dilediğiniz şeylere kavuşabilirsiniz ama acaba ne istediğinizden emin misiniz? ilk öyküde sonuçlarını düşünmeden hedefe kilitlenilen saplantılar işleniyor. hani şu gözün dünyaları görmediği şeyler. ama ne sonrası hayal edildiği gibi gerçekleşiyor ne de işler düzeltilip eskisi gibi oluyor.

    ikinci öykü, yasak meyve miti gibi: hırs ve açgözlülük. hayallerine ulaşırken hiç tanımadığın hayatları yok etmek... terazinin bir kefesinde vicdan, bir kefesinde hayaller duruyor. biri mutlaka daha ağır. ama senden sonra, hiç tanımadığın birinin vicdanının ağır basması önem kazanıyor.

    üçüncü öykü, kabul görmeme, beğenilmeme ve yetersiz bulunup üzerinin çizileceği korkusu üzerine. itiraf edeyim en güldüğüm ve sonunda da ters köşe olduğum bu kısımdı.

    dördüncü öyküde ise, günlük hayatta bir koruma kalkanı, hatta belki kaçış için bürünülen roller işleniyor. özellikle sevmediğimiz insanlara ve isyan etmek zorunda kaldığımız olaylara karşı devreye sokuyoruz bunu. ama bir süre sonra bütün hayatımız bir gösteri kadar sahte bir hal alıyor.

    oyun tek perdeydi. oyuncu kadrosu çağdaş tekin, ayşegül tekin, doruk şengün, melina özprodomos'tan oluşuyor. oğuz utku güneş ise oyunun hem yazarı, hem yönetmeni, hem oyuncusu. çağdaş tekin'e bursa'da yabancı değiliz. kendisi nilüfer sanat'ın en akılda kalan performanslarını sergileyen oyuncusu. *** sanat mahal'in akustiğinden midir nedir, başarılı bir seslendirme sanatçısı da olabileceğini fark ettim dün akşam.

    olay örgüsü çok başarılı. komedi açısından da metin çok sağlam. bilmiyorum oğuz utku güneş'in ilk yazarlığı mı*, ama kendisini alkışlıyorum. daha çok yazsın ve sahneye koysun. bursa'ya yeniden gelirlerse, ben tekrar izlerim açıkçası.

    çekinerek gittiğim ama sonra iyi ki izlemişim dediğim bir oyundu. şiddetle tavsiye edilir.
  • amerika'da bir neslin hayal gücünü geliştiren en önemli dizilerdendir.

    ''sikimsonik şeylerle uğraşmayın; evrenin ötesine odaklanın'' diyen bir diziydi bu.

    iyiydi....hala da iyidir.
  • bir dönem trt de yayınlanırdı. gerçi bu saatte neden aklıma düştü, anlatayım; şöyle ki son üç beş gündür, hakikaten bu kuşağa yaraşır rüyalar görüyorum ve bu saatlerde uyanıyorum, neden bilmem belki sıcak hava, belki henüz tatil yapmadık yorgunum, veya kafayı yedim haberim yok. bilinçaltı nasıl bir çöplük anladım, saçma sapan insan kombinasyonları yapıp rüyaya , dönüştürüyor, hemen hepsi de tanıdığım insanlar , uzak durayım desem olmaz, yakın olunca bu sefer de bu iç karartıcı rüyalar aklıma geliyor, ben bir balkona falan çıkıp hava alayım en iyisi.
  • twilight zone dizisinin ilk sezonlarının uyarlandığı öykülerin orijinali ve bölüm senaryolarının hikayeleştirilmiş halinden derlenen alacakaranlık kuşağı adlı türkçe bir kitap da yayınlanmıştır. bulunması zor olsa da korku, gerilim ve bilim kurgu'nun altın çağına meraklı okurlara önerilir.
  • can barslan'a göre bulaca karanlık kuşağı olan şey.

    (bkz: lübürütüf)
  • (bkz: twilight zone)
  • her sonu olmayan,uzayıp giden olayda (mesela birisi konuşmaya başlar ve susmaz) içine düştüğümü sandığım şeydir. bitmeyecek,hiç bir şey eskisi gibi olmayacak,hepimiz öleceğiz hissi.
  • öteki yayınevi'nden çıkan, içinde; will f. jenkins, patrica highsmith, richard matheson, lynn a. venable, paul fairman, jerome bixby, edogawa rampo, anne serling'in hikayelerinin bulunduğu bir bilimkurgu derlemesi.
  • uyku ile uyanıklık arasındaki ülke
hesabın var mı? giriş yap