• sokaklarda arabaların yanından geçirtmeyen her an birisinin altından çıkabilir diye düşündüren, güzel güneşli bir bahar gününde açık alanda keyifli sohbetler yaptırmayan, adamı her daim tetikte yaşatan, bunlar yetmezmiş gibi çevredeki çok bilmiş amcaların teyzelerin size acıyan bakışları ile karşılaştıran ve utandıran, top oynayan veletlerin alay edici gülüşleri ile kızdıran ve çıldırtan fobidir.

    (bkz: korkuyorum iste)
    (bkz: yeter be)
  • sahip olan dışında hiç kimsenin anlayamadığı fobidir.

    ben kediyle değil yan yana durmak aynı ortamda bile kalamayan bir insanım. bunlar yüzünden açık havada yemek yiyemiyorum, evimin sokağında iki üç tanesini bir arada görsem aralarından geçip evime gidemiyorum, bir yerde otururken sandalyemin altından geçseler çığlık atmak bir yana korkudan fenalaşıyorum. şimdi bu hayvan benim hayatımı bu kadar etkilerken biri çıkıp da "abartma ya, nolcak bi' şey yapmaz, sen ondan büyüksün şundan mı korkuyorsun, ama bu senin bildiğin kediler gibi değil çok sakin bu" gibisinden saçmalayınca çıldırıyorum.

    artık böyle bir fobi olduğunu insanlar anlasa keşke. kedi gördüğüm anda neler yaşadığımı bir ben biliyorum. siz alın ağzınıza sokun kedileri ama sevmeyene de karışmayın artık!
  • onlar nankördür, at sev, köpek sev öğretisiyle büyütülmüş olan bir neslin vardığı hazin sonuç.

    bir de bu hayvanlardan korkan insanları hayvan düşmanı sanıyorsunuz ya ondan bir vazgeçin artık. dokunamadığımız bir canlıya nasıl ve ne şekilde zarar verebiliriz?
    varlığından rahatsız olmamız, yok olmalarını istememiz olarak anlaşılmamalı. her canlının yaşama hakkı var.

    bir eşcinsel, transseksüel farkını öğrenemediniz, bir de bunu.
  • yolda her gördüğü kediyi mıncırıp öpenlerin, abartıp yalayanların, evinde 10-15 tane kedi besleyenlerin, her apartman kapısının önüne bayat yemeğini döküp sebebini de "aç kedileri doyurmak" olarak gösterenlerin bu fobiyi anlaması, fobi sahibi ile empati yapması mümkün değildir. üstüne üstlük bolcana dalga geçmeleri, inadına "gel pisi pisi" demeleri, "bak bak ne sevimli" deyip gözünüzün içine sokmaları an meselesidir.

    her sokakta sürüsüne bereket bir şekilde bulundukları için de iki dakika rahat hissedemezsiniz böylece diğer fobilere oranla insanın yaşam kalitesini de ciddi oranda düşürür.

    en önemlisi söylendiği gibi bir hastalık değildir. yalnızca bir korku durumudur ama bu durum karşısında zerre anlayış gösterememek, dalga geçmek ise hastalığın ta kendisidir.
  • panik atak gibi yanlış anlaşılmaya, abartılmaya yüz tutmuş sendrom. cidden bu korkuya sahip kişiler olabileceği gibi veya iran kedisini gece görmek, ekşibition'daki kedi fotosu çılgınlığından tiksinmekten ötürü oluşan kedi korkusu gibi hiç kedi beslemeyen kişilerde görülen yersiz takıntılar da ailurofobi olarak anılıyor. buna üzülüyorum. bir kedi sahibi olunduğu zaman ve aradaki buzlar eritildiği zaman (zaten cinsine göre değişmekle beraber zararsız sevimli hayvanlardır) kalkar o hayali ailurofobi. ancak bu korkuya sahip kimsenin kucağına kediyi atıp da "sevsene yahu, çok şeker" demeyin, bayılabilirler, kalp krizi geçirebilirler. zaten bunu yapmak, askerde şaka yapıcam diye arkadaşın kafasına varil atıp 5 kişi öküz gibi gülmek ile denk bir denyolutur.
  • arkaik yani evrimin ilk zamanlarından beri genlerimize işleyen bir yanı olduğu savlanan korku.
    doğuştan korkularla kodlanmış doğduğumuz da söylenir.
  • kesinlikle hayvanları sevip sevmemekle ilgisi olmayan fobik durumdur. tanıdığım bir kişi var köpeklere, tavşanlara vs. karşı bir tepkisi olmamasına rağmen bir kediyle karşı karşıya kaldığı zaman şuurunu kaybediyor. tam anlamıyla ifade etmek gerekirse "kedi korkusu" olarak adlandırabileceğimiz hadisedir.
  • kedilerden korkmak. buna felinophobia, elurophobia, galeophobia ya da gatophobia da deniyormuş.
  • açık havada oturmak, yemek yemek gibi şeyleri zevkten cok işkenceye dönüştüren korkudur çünkü güzide memleketimde her an her yerden bir kedi çıkabilmektedir, sırf çıkma ihtimali bile içinizi titretir. çöp kutuları ve araba altları gibi yerlerden de fırlayıp ödünüzü kopartır bu kediler. bu yüzden yıllarca çöp kutularına ve duran arabalara eşit mesafede caddenin ortasından yürünebilir, araba altında kalmak mühim değildir, yeter ki kedi denen o büküm büküm, şeytan gözlü, tıs tıs hayvandan uzak olsun. ilerleyen evrelerinde kedinin sadece resmini görmek bile kişinin korkmasına neden olabilir. tam tersine, yıllar geçtikçe beyaz ev kedilerinden korkmamaya başlanması da mümkündür.
  • sözcük anlamı, yunanca kuyruğu salınan. kedi korkusu olarak dile yerleşmiştir.

    sanılanın aksine kedilerden nefret emek ya da tiksinmek değil bildiğin korkmaktır bahsedilen. bazı insanlar hayatlarında hiç yılan görmedikleri halde yılandan korkmalarına eş değer bir korkudur.

    bir görüşe göre bazı hayvanlardan korkup korkmayacağımız belirleyen şey, hayvanın dış görüntüsü değil insan davranışlarına ne kadar benzediğidir. tabi geçmişte yaşanan tatsız bir olay en başta gelen korku sebebidir. ha bu arada korkma ve hoşlanmamayı aslanla kartal gibi birbirinden ayırmak gerekir.
hesabın var mı? giriş yap