• anlayamadığım, hiçbir zaman da anlayamayacağım müessesedir.
    bak, "ilişkidir" demiyorum... zira one night stand bile daha ilişkidir bundan.
    edit: açık çay olur, tirübün olur, sandviç olur... ilişki olur mu lan hiç.
    gayet açıktır ki olmaz.
  • hep diyorum çok anglo sakson şeyler bunlar. yani biz bize benzerizci ortayli bir ilber türbülansina girmek istemem ama öyle bir anglo sakson halleri var bu "relationship" detaylarinin ve farkli dallanmalarinin, giren çikan budaklarının. şimdi bu işlerle ilgilenenler arasindan kimse beni yemesin, yüzde sekseninizin bu relationship müessesesinin detaylarinin facebook araciliğiyla farkina vardiğini , kalan ehli dil ve ehli hümor yüzde onbeşin koüpling araciliğiyla olaya intibak ettiğini, kalan yüzde beşin de bu işin dalını budağını hiç umursamadan yaşadığı gibi, önüne gelen toplara baktiğini biliyoruz. o halde avize gibi, olmadi tenis kortu gibi bir anglo sakson müessesesi olan bu rileyşinşipler dalgasina taş atmak niye? iki bira arasinda bu işin eni sonu hepsi fak badi abi demek için mi? onu sokakta söyleyebilene, sözlükte fak badi yazabilene bardaki kiz gülümsüyor, yan masadaki mavi gözlü esmer delikanli cd koleksiyonunu göstermeye çağiriyor, filmlerini mi veriyor, yatak güzel mi oluyor onlari da pek bilemiyorum? ya ne?
    evet avustralya'da da amerikada da olabiliyor ve vimbildindan rölangaroza bir bir open relationship kortlarinda sekerken ve masadan kalkarken "deytim var bu gece kikir" demek için mi oluyor bunlar bilmiyorum. onaylanma ihtiyacini masumuyet perdesini analitiğe birarikim ama bir söyleme, konuşma, türkçesi "deme ihtiyaci" (ben buldum) saliniyor buralarda bir yerlerde. bir konuşma ihtiyaci, bir dişa vurma, dile gelme heyulasi kivriliyor köşeden. kendi duygusal ve cinsel durumunu tercüme odasindan ve tv dizisinden devirilmiş kavramla izah etme ve anlama gudikliğinden yapilmiş vazoda yapma çiçek gibi duruyor. neyin neyin, kimin hangi öbürünün kapsama alaninda olduğunu da bilemem de, bu anglo kortlardan bizim kelaynaklarin açik portlarina daha ne şipler yanaşacak kestiremiyorum. ilişkisizliğin seksen sekiz biçimini ilişki türleri olarak siniflandiran bu limanlarda, ezel'e, aşk-ı memnu'ya ve ramiz dayi'ya bile razi oldu gönlüm şu an. öyle bir kederle doldum yeğen.
  • her türlü atraksiyona açık, mikrop kapıp gebermeye en meyilli ilişki türü diyeceğim de kimse kusura bakmasın bir tür olarak görmüyorum ben bunu. açık ilişki dedikleri şey erkek ve erkek gibi olmaya çalışan kadın saçmalığıdır. evet klasik bıkbıklayacak olursak döllerini mümkün olan en geniş alana yayma içgüdüsünün baskınlığı ve kadını da bunun ne enfes bişii olduğuna ikna etme çabası sonunda, maneviyatın, alışkanlıkların, sevginin, aşkın, muhabbettin götüne koyarak; ben sevgilime de çakayım, başkasına da çakayım, bir başkası da sevgilime çaksın. bi de utanmadan bunu birbirimize anlatalım, yüreklerimiz paramparça olurken bunun adına dürüstlük diyelim. yo yo bebeğim yooo. açma ilişkimizi ellere karşı, dürüstlüğün de senin olsun, moderenliğin de.
  • "sadakat bir yalandır, hem de kuyruklusundan" diyebilen sevgili ile yaşanabilecek ilişki türü
  • cybernetic bir sistemde eğer cyborg gördüğü hatuna yazılacaksa beyindeki chip "open relationship" opsiyonunu seçer ve yakışıklı kahraman aşk dizelerini okumaya başlar galiba herhalde sanırsam.
  • ortada bir yanlış anlama var, kimse monogam insanları kenara çekip de "abi ben senin kızaradaşına çakayım sen de benim friends with benefitsime dal, sonra bilmem kim abi gelsin..." diye ısrar etmez, yok öyle bir dünya.

    o yüzden sevgililerinize çaktıkları, emdikleri, bilmem ne yaptıkları senaryoları düşünüp kendinize eziyet etmeyin.
    ha partnerin gider aldatırsa ederse, o monogam ütopyanın sorunu, açık ilişki ya da polyamorynin değil.
  • jean-paul sartre ve simone de beauvoir arasındaki ilişki türü
  • sayesinde hastalık kapabilirmişiz.

    oysaki partnerin yokken biriyle beraber olsan kapmıyorsun!
    yoksa senin derdin açık ilişkiyle değil de çok* kişiyle seks yapmak mı?

    birden fazla insanla seks yapıyorsun ya, herkesle yapmak gerekiyor.
    ona veriyorsan ötekisine neden vermeyesin? çükün varsa neden bulabildiğin her deliğe sokmayasın?

    bir insanın birden fazla partneri olup da seçici olmasını gerçekten algılayamayacak kadar dar görüşlü müsün? (daha önemlisi başkasının seçicilik kriterlerine saldırma haddini kendinde nasıl görüyorsun?)

    insanlara şööyyle bir bakınca sağlık raporları mı vahiy olarak geliyor?

    insanların bakire kalmak için anal seks yaptıkları bir ülkede olduğunun farkında mısın? neyi neyle ölçüyorsun?

    *hem zaten korunmak diye bir şey yok.*
    prezervatif bir futbolcu ismi zaten. dental dam diye bişi de hayatım boyunca duymadım.

    *test falan da yok.*
    öss ve deneme sınavlarını saymazsak.

    ...
    kimse arada sırada şöyle bi kan testi yaptırmıyor mu zannediyorsun? insanlar vücutlarını gözlemlemez, düzenli doktora gitmez falan?

    hastalık bahanesini öne süren herkes de dünyanın en sağlık guruları zaten, her bir aşıları tam, tüm hijyen kurallarına dikkat edilir, düzenli full check-up yaptırır, asla işlenmiş gıda yemez, organikten şaşmaz, spor tam gaz, şehirde egzoz solumaz vs.

    ...gelmeyin sağlık bahanesiyle, bi anlamı yok.

    sizin öncelikleriniz başkalarınınki de olmak durumunda değil.
  • benim için polyamorist açık ilişki ideal ilişkidir.
    senin için değildir, senin bileceğin iş.

    ama çıkıp da öyle ilişki mi olur, anca aklınız sikiş sokuşta diyorsun, baya baya yanlış algılardasın.
    hayır şekerim, sizin aklınız anca sikiş sokuşta. o, ona baktı mı, elledi mi, yaladı mı, yattı mı... bana ne? ve sana ne?
    senin maneviyatının ölçüsü seksin tek bi kişiyle olması mı? e benim değil? hiç de içim kan ağlamıyor sevgilim bana kimle yattığını ettiğini anlatınca.

    sen uzun süredir beraber olduğun sevgilinin/eşinin senin dışında asla ve kata kimseyi arzulamadığını, porno film görse bir şey hissetmeyeceğini falan düşünüyor, buna inanıyorsan, e illüzyonunu korumakta sana kolay gelsin.

    ama bu ilüzyonu kabul etmeyip de o arzuları kabul ederek bir ilişki yürüten insana da "uu hayvansı dürtülerine engel olamıyorsun" ayağı çekmek, "insan sevdiğini siker mi" travmasının bi değişik versiyonu.
    hormonların ne düşündüğünü ve ne hissettiğini etkiler, toplumsal şartlanmaların ise düşüncelerini de hislerini de baskılar, senin bununla ilgili yaşadığın hassasiyeti de başkasının sorunu yapmaya çalışma.

    polyamorist açık ilişki sahibi iki insanın arasındaki bağ güçlü ve gerçek olunca kimse başkasıyla da sevişilmesini takmıyor. eğleniyoruz lan işte, keyfimize bakıyoruz.
    benim için de özel hayattaki insanlara yalan söylemek büyük bir ahlaksızlık örneğidir, ama eminim çoğunuz o seri tek eşli ideal (!) bünyelerinizle özel hayatınızdaki bi sürü insana yalan söylüyorsunuz. (ha bana söylenmedikten sonra ben de burda bana ne prensibine sağdığım gayet.)

    senin değer yargıların öyle olmayabilir, ama gelip de benim değer yargılarımı aşağıladığında onun adı eleştiri olmuyor. (bkz: eleştiri/@aphrael)
    anlamsız nefret kusmalarının, kendi ahlakını alemin terazisi kabul edip gerisini küçümsemenin de kompleks sahibi ve güvensiz olman dışında bir manası olmadığını da bil.
  • açık ilişkiyi veya polyamoryyi meşrulaştırma çabasına girmek de onaylanma ihtiyacından olmaz, eşcinselliğin ya da evlilik dışı seksin aslında birilerinin onayına ihtiyacı olmaması gibi. yapmak istiyorsan yaparsın yani, biri de seni hapse tıkmadığı, ya da psikiyatriste yollamadığı sürece (gerçi tarihte ikisinin de yapılmışlığı çoktur, hatta günümüzde bile daha kötüsü olmaktadır.)

    ama asıl sorun şu ki, yokmuş gibi, değilmiş gibi davranmak da dünyanın en büyük şerefsizliği.

    eşcinseller gitsin evlerinde kimseye çaktırmadan sevişsin, kürtler aileleriyle yalnızken kürtçe konuşsun, travestiler & fahişeler ortalıkta gözükmesin, vicdani redçiler korkak, total redçiler bencil, türbanlılar ev işinden başka bişi yapmasın, kimse seks yaptığını belli etmesin, oldu olacak hepimiz 60ların amerikan reklamlarına geri dönüş yapalım. ne tek tipçi, ne rahatsız edici organizmalarsınız ya siz, rahat bırakın insanları.

    kendinden farklı olana tahammülsüzlük ne konuda olursa olsun ciddi bir sorun.

    hani "e altı üstü sevişiyorsunuz bunu duyurmaya ne gerek var?" diyorsan da "evet işte altı üstü sevişiyoruz, bunu saklayıp utanmaya ne gerek var?"

    bi de başka bi versiyon var ki, sürüyle hakareti sıralayıp duruyor, sonra da ben "sana ne lan dümbelek" dediğimde agresif, anlayışsız oluyorum. hayır, cidden sana ne?

    iki ve daha fazla yetişkinin kendi rızalarıyla girdikleri cinsel ilişkiler, sayı ve nitelik gözetmeksizin sizi ilgilendirmez. gidip cinsel korunma yöntemlerinin kullanımını arttırmak gibi yararlı şeylerle uğraşın.

    neymiş bi de öyle açık ilişkiye ilişki demezlermiş!
    ilişkiler değişmeyen, yüzyıllar önceki gibi kalan şeyler değildir. birilerinin beyni evrimini sünger olarak tamamlamış diye ilişkilerin evrimine de kıl olup, benim ilişkime "ıyy olmaz öyle şey batı özentisi bık bık bık" yapınca histoire de la sexualite, kinsey reports, ya da marriage and morals falan gibi kaynaklar göstererek tarihsel, bilimsel ya da pratik açıklamalar yapmak yerine , "sana ne lan yarrak kafalı" dediğimde ayarında bir cevap almış olur.

    yeter lan, okumuyorsunuz, etmiyorsunuz anca bık bık. bana ne senin aile efradından ya da mainstream tv programlarından edindiğin dünya görüşünün darlığından?

    ne diyordum?... huzur verin.
hesabın var mı? giriş yap