• çocukluğumda, yaz geceleri dedemler akşam yemeğinden sonra masadan kalkmayıp rakı faslına geçtiklerinde; annem, anneannem, eniştelerim, teyzemler, boy boy kuzenlerim -ki nur içinde yatsın canım emre*'m- hep bir ağızdan türküler; türk sanat müziği söylerdik.. karaova düğünü; zahidem.. neşet ertaş anılırdı; ölenler hatırlanır ağlanırdı cümleten.. sesimize ağustos böceklerinin sesleri karışır; biz çocuklar o gece "hiç bitmesin" isterdik..

    o gecelerden kalan; bana o geceleri en yoğun anımsatan ve özleten türkülerden biri de acem kızı işte.. ne acemliğimiz var; ne başka bir şey.. ama işte biri "uğrun uğrun" bakıyor sanki ne zaman dinlesem; biri "gözün yumdukça mercanlar dökülüyor"..
    "acem gızı" dedikçe; dedem sanki "gızım git meşin gocuğumu getir; uşaklar şimdi gelip de arabayı gapmadan gideceem ben" diyor..

    şive arıyor kulağım oturduğum boş evde; biri "gayfe" içmek istese diyorum; emre gelse "rakı-sigara aşırdım kuzen, hadi biz de içelim merdivenin orda" dese kulağıma.. o içtiğimiz rakı "şeker mi şerbet mi?" olsa bize.. biri saz çalsa; dedem çakır gözüyle baksa, ben balkondaki divanda, o sohbette tatlı tatlı uyuyakalsam; annem kaldırıp yatağıma götürmek istese, gitmek istemesem.. rüyamda acem kızını görsem; bana bu özlediklerimi geri verse..
  • hemen hemen bu türküyü okumuş herkesi dinledim, bana göre hiçbiri özer özel gibi okumayı bırak yanından bile geçememiştir. zurnalı bir versiyonu da vardır ki *
  • en güzel versiyonu kurtlar vadisi versiyonudur, neşet ertaş'a ayıp olacak ama maalesef öyle. acem gızları içinse söylenecek pek bir şey yok az biraz inen iran uçaklarına bakın.
  • yaklasik 4 saattir araliksiz dinledigim tarifsiz turku. hakikaten burnu findik agzi kahve fincani bir kiz tanidim 3 ay once, aramizda ask yoktu zaten onun uzaklarda ulkesinde sevdigide vardi ama guzel anlar paylasildi, guzel hatirilar kazindi ikimizinde memleketinden kilometrelerce uzakta olan bu sehrin sokaklarina, caddelerine.. ve o artik yok, gitti, simdi ait oldugu yerde. ve ben elimdeki resimlerle yetinerek tekrarliyorum, ugrun ugrun kas altindan bakinca, can telef ediyon gul acem kizi...
  • neset ertas'a ait yürek söken bir türkü... thm'de yeni çıkan, "türkü söylüyorum" diyen herkes, albüm serisi içinde en az bir kere söyler bu türküyü.

    lakin en iyisi, her zaman için, neşet ertaş'ın sazın göğzüne vurarak, kendinden geçerek söylemesini dinlemektir, amcam; her defasında başka bir yorumla söyler türküyü...
  • bir kere de başkalarından degil de elimdeki neşet ertaş arşivinden neşet ustanın kendi sesinden dinleyim dedigimde son kıtasıyla beni dumur oglu dumura ugratmış türkü.

    avrupa kurban olsun,kara kaşına
    ingiliz fransız degmez döşüne
    amerika belçika düşse peşine
    bir de alman kurban bil acem kızı.

    duyunca hööyt ne oluyo mına koyyim tepkisi verilmiştir.üstad olaya müthiş bir uluslararası boyut eklemiş işin içine bm yi bile katmıştır.kimdir nedir bu acem kızı?
  • ya ben duygusal insanım bana yapmayın böyle şeyler.

    babam bu türküyü çok sever.
    türküdeki acem kızıyla bizi bağdaştırır hep. "siz ağlayınca gözlerinizden inci mercan dökülüyor yavrum ağlamayın" der.
    ben de severim bu türküyü. babamı da, çocukluğumu da, ağladığım zaman babamın ağlama demesini de, babamın sevdiği bir şeyi çok sevmesini de, o yüzden bu türküyü duyduğu zamanki sevincini de.

    dün nereden aklıma geldiyse, spotify'a "acem kızı" yazıp enstrümantal olmayan her birini dinledim. gerçi ben erkek sesini daha çok severim, o yüzden kadınların tamamını dinlemedim.

    iki tanesi çok bariz ve aşırı net en iyisiydi. biri erol köker, diğeri okan murat öztürk.
    (okan bey'in de yutup'unu koyayım dedim ama spotify'dakiyle aynı kayıt değil. yine de şurada dursun: https://www.youtube.com/watch?v=dkuxnzg13yi )

    onları ararken, erol köker'in olcay köker'le söylediği başka bir acem kızı'nı buldum. deyişme olan. enfes türküymüş o da; yani adam yanladıkça acem kızı tarihi ayarlar verip durmuş ahah onu yutup'ta bulamadım şimdi spotify da açamicam sorry.

    yani işte dün akşamdan beri bunları dinleyip duruyorum.

    neyse ki babam hayatta.
    neyse ki bayramda gidip sarılıp öpeceğim.

    allahım çok şükür yarabbim.
  • kurtlar vadisi versiyonunun bu kadar güzel olmasının sebebi özer özel yorumu olduğu içindir.
  • parçanın adı: acem kızı
    (repertuar no: 1396, yöre: kırşehir, kimden alındığı: çekiç ali, derleyen: osman özdenkçi)

    parça iki dörtlük olarak kayıtlı asıl sahibi belirtilmemiş. araştırmalarımız sırasında pek çok dizesi bu şiirle ortaklık arz eden ve iki âşık tarafından ortaya konulmuş iki varyant daha tespit ettik; sarıkamışlı âşık cananî ve elbistanlı hüseyin şiirlerin ikisi de altı dörtlüktür. ancak cananî’nin şiiri emir kalkan tarafından trt repertuarındaki dörtlük de dahil edilmek suretiyle yedi dörtlüğe çıkartılmıştır. âşık hüseyin xix. yüzyılda yaşamış muhtemelen 1930 yılında 80-90 yaşlarında vefat etmiştir. gezgin bir halk şairidir. cananî 1917’de doğmuş ve 1980 yılında izmir’e taşınmıştır. halen yaşadığı bilinmemektedir. söz konusu şiirlerde tevarüt diyebileceğimiz müşterek dörtlükler var. şiir bizim kanaatimize göre hüseyin’e aittir. muhtemelen cananî, bir vesile ile duyduğu bu şiiri üzerinde bazı değişiklikler yaparak kendisine mal etmiştir. gerek kafiyelerdeki uyum gerekse sözlerin doğruluğu açısından hüseyin’in şiiri daha sağlam bir metindir. meseleye şiirin konusu ve yöresel dili açısından baktığımızda da aynı kanaate sahip oluruz. iki şiirdeki farklılıklardan bazılarını şöyle gösterebiliriz

    âşık hüseyin

    çırpınıp da şu sahneye çıkınca
    eğlen şu sahnede kal acem kızı
    oğrun oğrun kaş altından bakınca
    can telef ediyor bil acem kızı

    canım kurban olsun ikrar güdene
    belin ince boyun benzer fidana
    yanmış ateşine tarsus adana
    nasıl zil vuruyor el acem kızı

    kuş tüyünden olsun senin tüneğin
    avrupa’dan gelsin cansız bineğin
    berber aynasından duru yanağın
    akar yanağından bal acem kızı

    âşık cananî

    silkinip de şamova’ya çıkarsın
    misk ü anber gül yanağa takarsın
    baş altından oğrun oğrun bakarsın
    can alır sendeki tel acem kızı

    canım kurban olsun kıymet bilene
    belin ince boyun benzer fidana
    ateşine yandı tarsus adana
    getirdin başıma hal acem kızı

    yavru şahin gibi ben de döneyim
    yeleli de kır atıma bineyim
    berdül aynasından gökçek yanağın
    dudağından akar bal acem kızı

    http://www.turkuler.com/yazi/turkulerin.asp
  • 2+3+3+2+2+3 gibi garip, az rastlanan bir ritmik yürüyüşü vardır. yeri gelmişken tekrar yönlendirelim;

    (bkz: 15 8lik)
hesabın var mı? giriş yap