• (bkz: beni cezalandırmayacak mısın?)

    --- spoiler ---

    filmin çıkış noktası, annesi ölmek üzere olan bir çocuğun gördüğü (tekrar eden) düş ve bilinçaltında yarattığı canavar üzerine kurulu.
    annesinin hastalığının ağırlaşmasıyla birlikte yaşamak zorunda kaldığı büyük annesinin, baskıcı tutumu ve uzun bi' aradan sonra ortaya çıkan babasıyla olan ilişkileri çocuğun içinde bulunduğu ruh halini iyice karmaşık bir hale sokuyor. yukarıda bahsettiğim düşte, anne mezarlıkta açılan büyük bir oluğun içine düşmek üzereyken çocuk tarafından yakalanıyor ama anne belirli zaman sonra çocuğun ellerinden kayıp boşlukta kayboluyor. kolayca anlaşıldığı üzere bu düş, annenin ölümünü simgelemekte.

    dikkat çeken diğer noktaysa, çocuğun, okuldaki serserilerden dayak yemek için adeta çaba sarfetmesi, büyük annesinin çok önem verdiği eşyaları deyim yerindeyse paramparça etmesi, normalde bir tokat attıklarında diğer yanağını çevirdiği serseriler ''seni artık siklemiyoruz, yoluna bak.'' dediklerinde onları döve döve hastanelik etmesi... tüm bu davranışları sergilemesindeki neden, bilinçaltındaki suçluluk duygusundan kaynaklı cezalandırılma beklentisi. yukarıda özet geçtiğim düşün dirence uğrayan ve filmin sonlarına doğru direncin aşılarak çocuk tarafından dile getirilen ve onda suçluluk duygusuna neden olan bölümünde ''aslında, annesinin elinden kaymadığını, elini annesinden bilerek çektiğini.'' söylüyor. yani, anne hastalandıktan sonra türlü tedavilere cevap alınmadığı, çocuğun hayatının kabusa dönmeye başladığı, artık annesinin iyileşme umudunun kalmadığı dönemlerde bilinçaltı annesinin ölmesini diliyor. bilinçaltındaki bu düşünce, bahsi geçen düşle bilince ulaşarak kendini gösteriyor. conor'un maddi ve manevi zarar görmeye neden olabilecek tüm bu davranışlarının ( serserilerden sürekli dayak yemesi, cezalandırmayı umarak eşyaları kırıp dökmesi) bilinçaltının annesinin ölümünü dilemesinden ötürü üstbenin, egoya dayattığı cezanın sürekli yerine getirmeye çalışmasından kaynaklandığı filmin sonunda ortaya çıkıyor.

    --- spoiler ---

    çocuğun gördüğü tekrar eden düşü, cezalandırılma beklentisi, suçluluk duygusu, anne, bilinçaltı gibi öğelere rastlanan bu film, aslında freud'un kimi kitaplarında konu ettiği olgu öykülerini andırıyor. canavarla girdiği diyaloglar da çocuğun bilinçaltını yüzeye çıkarmak için yapılan bir nevi psikanaliz seansı gibi. tabi , bunların filmin içine fantastik öğeler ve dozunda bir dramla brlikte ustaca serpiştirildiğini belirtmem gerek.
  • yaşanmadan tahmin bile edilemeyecek korkunç bir travmayı küçük oyuncunun dev oyunu ve enfes senaryosuyla muazzam anlatan film. yaşanmadan ancak bu kadar hissedilebilir.
    kısa süre önce izlediğim demolition ile sonuç olarak benzeşse de gidiş yolu çok çok farklı ve çok etkileyici.

    --- spoiler ---

    annenin sondan bir önce ki görüşmede 'bana kızgınsın ve şu an söyleyemediklerin için ileride pişman olduğunda bil ki ben senin ne düşündüğünü ve ne söylemek istediğini biliyorum.' tarzındaki cümle filmin en vurucu cümlesiydi. sanırım böyle bir durumda daha iyisi söylenemezdi.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    conno'r ruh halini filmin pek çok yerinde aslında belli ediyor. mesela annesi fenalaştığında ilaç vermek ile vermemek arasında gidip gelişi ve alelacele annesinin ilaçlarını verişi bunun en güzel örneğiydi. 50 yaşında insanların kaldıramadığı travmayı conno'r annesi ile yarattığı hayali kahraman ile öyle güzel yaşadı ki belki de gözlerimden dökülen boncuk boncuk gözyaşları conno'r için duyduğum gururdandı.
    --- spoiler ---
    güzel filmdi vesselam.
  • sert geçen bir yılbaşı ertesi, şöyle canavarlı bir şeyler izleyip takılayım diye izledim. ağzıma sıçtı salya sümük ağlatıp perişan etti.
    annemin kanserle savaştığı zamanları hatırlatıp durdu, yazanın yönetenin allah belasını versin.
  • ağlatıyor mınaki.
  • çocuğun kendi dünyasında ve gerçekte yaşadıklarından dolayı hissettiklerini birebir hissedebileceğiniz animasyonla harmanlanmış çok özel bir film...

    düşünüyorum da; keşke dünya kimsenin üzülmediği, göz yaşlarıyla değil de tebessümle arınan bir yer olsaymış.
  • fantastik dram filmin türü. film bence olmuş. izlerken ağlayabilirsiniz. gerçeği yüzümüze çarpan canavara da çok teşekkürler.

    --- spoiler ---

    yalnız bir şey daha var : anne ölmeden önce bizim canavara "işlem tamamdır. yardım için teşekkürler" minvalinde gözleriyle bakış yaptı ya. işte o anda annenin hayal gücü ile connor 'ın beraber yarattıkları resimler aslında connor'ın yaşamında annesine ait imzalar ve beraber yaptıkları ortak izler bıraktı. anne böylelikle üzücü de olsa çocuğunun yaşamına bir anlar eklerken, ölümünü de kabullenmesine yardımcı oldu (annenin de porsuk ağacı canavarı ile işbirliği yapmış olduğunu anladık)

    --- spoiler ---
  • film afişi gereği bilim kurgu filmi gibi düşünülüyor ama ilgisi yok. hayatımda izlediğim en iyi 5 filmi saymam gerekse biri mutlaka bu film olurdu. baştan sona nefis!
  • film ozunde kisinin yuzlesmesi en zor konulardan birini, yan konular olarak da bir o duymasi gormesi dusunmesi zor seyleri islemis. masalsi anlatim kullanimi apaci bir ilaci(yew tree medicine?) guzel bir yemegin, hatta tatlinin(ya da 4 hikayenin) arasina sikistirip da hastaya vermek gibi : ilaci dogrudan bogazindan gecirmeye calisirsan nah yutarsin.
    buna ragmen seyircinin midesine agir bir yumrugu cakiyor, cunku beyaz perdede psikanaliz izliyorsun.
    cok kisinin sevecegi, severek izleyecegi bir sey degil.
    spielberg filmi gibi hic degil.
    "canavar var dediler geldik" seyircisinin mutemadiyen saydiracagi kendi izleyicisinin ise sevgi-nefret iliskisi besleyecegi turden bir film, bu iliski hafif de olsa psikanalizin temelinde var cunku.
    bir daha zor izlerim, izledikten sonra bok gibi hissettim, izlemis olmaktan memnunum.
  • manyakça bir film. hele görsel efektleri ve animasyonları kendinizden geçiriyor. film ekiminde izledim ancak sanırım şu ara vizyonda. kaçırmayın.
hesabın var mı? giriş yap