• zırai mücadele, zıraat yaparken başımıza bela olup ürünlerimizin verimliliğini azaltan her nevi zararlı ve hastalıklara karşı verdiğimiz mücadeledir.
    mücadele deyince, meydanlarda “yaşasın haklı mücadelemiz!” diye bağırarak kuşlama yapmayı anlayan ben gibi züğürtlerin zırai mücadele yöntemleri, bir cam-sil fısfısına ilaç doldurup, rüzgara karşı, maskesiz püskürtmektir haşereyi. ama olmaz, yetmez. bugün balkonda cengaverce savaşırsın, yarın yine gelir kelebeğin paçasında o bitler, yapışır yaprağına. kalkar hırsla, sitenin delisi derler demez, bahçenin balkonuna bakan tarafındaki çiçekleri de ilaçlarsın. oysa bütün sitede, bütün mahallede, bütün üsküdar’da kelebeğin paçasına tutunup senin reyhanlarına yapışmayı bekleyen yaprak bitleri vardır milyarlarca...
    öte tarafta parayı bastıran, kaldırır uçağı, uçsuz bucaksız pamuk tarlalarını, ayçiçeği tarlalarını tepeden ilaçlatır. demek ki zırai mücadele, orhan kemal’in kitaplarındaki şişgöbek çukurovalı toprak ağalarının, derebeylerinin harcıdır. ağzına burnuna dolan bilmemkaç miligram malathiyonu yutkunur, oturursun kıçının üstüne halsiz.
    neyse, kurtlu bitli, demeden yemek gerek bu otları. hem organik tarım revaçta şimdi canım!
  • zirai faaliyetlere uzak insanlar tarafından en bilinen uygulama alanı için (bkz: süne)
  • zirai sohbet:

    - karıncaları ilaçlıyorum.
    - ilaçlama, onlar bereket. hatta zenginlik habercisi.
    - kenarda uslu uslu dursalar orayı karıncalara kiralayacağım. nerede duracaklarını bilmiyor frensizler. çingen gibi gavaracılar. bir de geleni gideni belirsiz, sayısız. sürekli misafir geliyor, ne idükleri anlaşılmıyor. kuyruğundan bakamıyorsun. belli ki karışıklıktan kirayı da zamanında yetiştiremezler, güvenim yok. hele bazısı gemi azıya almış, kanat takmışlar. öldürmenin imkanı yok. ıslak kağıt havluyla süpürdüm.
    - kinlenmesene, paylaşmayı bil.
    - ne işi var tezgahta? oradan da cama devam ediyor. katar katar.
    - 10. kata kadar yorulmuyorlar mı, ben de onu düşünüyorum. kaç günde gidip geliyorlar? galiba direngeziciler gibi elden ele geçiriyorlar.
    - he, abla. onları geçtim, esas 23. katta su baskını yemeyi yediremiyorum. nasıl oldu anlamadıydım.
    - tövbe edeceksin.
hesabın var mı? giriş yap