• joe vitale tarafından yazılan ve eski bir hawai öğretisi olan ho'oponoponoyu konu alan etkileyici kitap.
    yayın hakları pegasus yayınları değil de başka bir yayınevi tarafından satın alınmış olsa şüphesiz ki hatasız çeviri ile daha da etkileyici olabilirdi..
  • hakkında bu kadar az entry girilmesine şaşırdığım etkileyici kitap
  • hakkında henüz yarısından azını okuduğum halde destan yazabilecek kapasite taşkınlığında olduğum aşkın öğreti.

    bir kere şunu diyim ben bu kitabı bugün ki kafam yarına kalırsa asla bitirmeyi düşünmüyorum.

    hegele mi bağlar yoksa di gel allahın seversene mi umrumda değil. ben maniğim kardeşim aynı anda yüz düşünce aklımdan geçer benim, aklımda kalanlar da o yüz tanenin serbest çağrışımlarla yüzlere çarpılmış binlerce hali. bir rahat bırakın fikrimi.

    nasıl ben 100 de 100 herşeyden sorumlu olabilirim.

    bana bunu yapmasın dünya. dünyam zaten inanılmaz zor. aralık bulup güneşe bakıyorum, bahar diyorum yeşilleniyorum sonra sonralar devreye giriyor. bir mutlu kalmak neden imkansız.

    huzur aranılan bir şey değil, huzur bulunan bir şey ama aranmadan. arayınca işte yeni yeni huzursuzluklar çıkıyor geliyor buluyor seni. felaketin oluyor resmen doktor onaylı acılar.

    somut bariz, tanımlı duygu.

    karşımdakine bakınca onu görünmeyenini kendimce görüyorum, acısı olmasa bile biliyorum filan. şimdi, sınıfımdaki hırslı kızın abuk sabuk tafralarının nedenini neden kendimde arıyorum ve lanet öğretiye göre buluyorum.
    metrobüsteki adamın sapık bakışlarının benim içimdeki yeri ne.
    karstaki mert'in acısını içimde hissettim, kendimi sorumlu tuttum da ona tecavüz eden de mi benim tanımlı duygum.
    berkin' le öldüğü yetmedi insanlığımın katilinde mi dirildim yeniden.

    temiz suya hasret ölen çocuklar dünyanın her yerinden bana mı bakıyor su içip arınırken ben. ya bir çiçeği sırf bir kadınla yatmak için koparıp dalından amacına araç eden de mi bendim. hem de koparılan.
    sokaklarda dövülerek öldürülen gençlere hep ben mi vurdum, ya ışığı kapanınca bile uyuyamayan çocukları ben mi o hale getirdim.

    ilkokulda şımardı diye kulağını ben mi kopardım o öğrencinin. hem acısını çekiyorum hem sorumluyum hem de sorumsuz suçlu.

    nasıl bir katilim ben ya, nasıl bir hırsız nasıl bir tecavüzcü nasıl bir ruh hastası nasıl hem bir ay' a bakarak mutlu olan bir deli.
    tanımlayabildiğim anlamsızlıklar varken benim, bu saçmalığa sahipken, aynı 2 resimden famfarklı ne 7 si kırk çeşit sebep bulabilirken kimse bana bununla gelmesin. ho' oponopono öğretisine gerçekten çok inanmıştım, belki fikrim değişir ve kitabı bitiririm ve belki yanılmışım derim.
    aşkla yanılmayı çok istiyorum.

    tamam dua, tamam içten mi içten, tamam olumlama.

    özür dilerim.

    teşekkür ederim.

    lütfen beni affet.

    seni seviyorum.

    hem de hepsi sonsuz dileklerimle...

    bunlar olanın tanımı olsun, peki ben de şimdi olan ama bir zaman sonra olmayacak olanın tanımı ve duygusu ne olacak. onu nasıl olumlayıp yerine getiricez.

    çok acıkıcam, deli su içmek isticem, aklımla seçicem ayrı ayrı tüm tadları ama doyamıcam.

    huzur aranılan bir şey değil, huzur bulunan bir şeydir, ama aranmadan.

    edit. tamam sakin geçti.
    pi' yi sevgi alın.. bu kitabın formülü bu,ooo zaten ben güzelim kardeşim. özür diledim, affettim kendimi, sonsuz teşekkürler, ve seviyorum.
  • lan ne zamandır yazıcam yazamadım.

    --- spoiler ---

    kitabın ilk 100 sayfası; hadi geliyor, süper bir öğreti, manyak bir felsefe, birazdan anlıycaksınız, az daha oku bak neymiş mevzu, meraktan çatladın di mi amk, sık dişini şimdi açıklıycaz, gibi magazin programı tarzı az sonra lardan oluşuyor. bildiğin deli saçması.

    --- spoiler ---

    almayın okumayın demiycem, alın, en kötü kitap da kitapdır ok de hayatınızın felsefesi yapmayın amk bu kitabı. bi kere yazarının gerçek işi internet pazarlamacılığı . buradan da net bi fikir edinmek mümkün felsefesi konusunda yani. ayrıca 3 kelime ile hayat güzelleşmez. hawaili bir zirzopun dandik felsefesini pazarlamak için takla atan bir yayınevi zaten pegasus. manyak bişiy olsa migrosta satılmaz. siz sizi neyin iyileştirdiğini düşünüyorsanız onu bulursunuz. bunun için hiçbir şeye ihtiyacınız yok. anlatım dili lise kompozisyonu gibi olan bir kitaba ise hiç ihtiyacınız yok. şıpsevdi sakızlarında bile daha iyi hayat öğretileri vardı. hislerinize güvenin. anıların acısıdır insanı insan yapan.
    o acılarla baş etmenin yolu değildir papağan gibi aynı kelimeleri kendinize söylemek, biryerlere yazmak. kendime teşekkür ediyorum. hoop düzeldim. kendinizi kandırmayın. aklı başında insanlarsınız.
  • aradan tam bir sene geçmiş, tam da kitaba uygun bir şiir uyarlamışken madem dedim yazayım da okumak isteyenleri yüreklendireyim. konuyu kısaca özetlemek gerekirse sağlim kafamla, bir doktor ve hastalarına alternatif bir yöntem uyguluyor, şaşırtıcı sonuçlar alıyor. hepsi yaşanılan olaylar.

    bu sözler tılsımlı gibi;

    "özür dilerim.

    teşekkür ederim.

    lütfen beni affet.

    seni seviyorum. "

    anahtar kelimeler bunlar ve sonrasında sürekli su içerek temizlenmiş bir vücut- zihin. (yabanmersini öneriyorlar bir de) olumlu düşünerek olayın ya da kişinin size yaşatmış olduğu duygu aktarımını temize çekiyorsunuz. illa onun yanında olmanıza gerek yok, onu düşünebilirsiniz de.
    şimdi geribildirim veriyorum; bir kitap okudum da hayatım değişti diyebilir miyim bilmiyorum, ama çok su içmeme yardımcı oldu, ve artık iç sesimle kavga etmek ya da onun agresif olarak yükselen sesini duyduğumda bu anahtar kelimeler otomatik olarak tekrarlanıyor içimde. (önceleri bunu düşünerek yapıyordum, sonra alıştım) insanoğlu herşeye alışabilen bir varlık ve bunu yönlendirmeyi öğrenmemiz gerekiyor.

    "işte böyle şeyler düşündük biz sevgilim
    düşündük ki bir bardak daha su içersek temizlenir ülkemiz."

    ah sym ünlü
  • her şeyin sevgiyle ve içe dönmeyle çözüleceğini iddaa eden felsefeyi anlatan romandır.
  • kitaba efsane kesinlikle okuyun demiyorum fakat, neden yukarıda yazan kişiler hep yargılayıcı konuşmuşlar onu anlamıyorum. sana anlamsız gelebilir içeriğindeki bahsettiği üzerinde durduğu cümleler. ama kitabın özü, iyiliği,güzelliği insanın en dibinde huzuru ne veriyorsa ona yönelerek dünyayı güzelleştirmekten bahsediyor hepsi bu. zaten bunu anlamış olsaydık yukardaki cümleler yazılmazdı.
  • beyaz yakalı düdükleme metodu.

    neymiş ?

    özür dilerim.

    teşekkür ederim.

    lütfen beni affet.

    seni seviyorum.

    bu dört cümleyi söylersen, her şey düzelirmiş.

    kişisel gelişim kitaplarının bokunu çıkardığı nokta gerçekten.

    bak kendini tedavi edersin de demiyor. bunları söyleyerek, gece evde kendi kendine fısıldayarak karşındakini de tedavi ediyormuşsun.
    hadi kendini dese, psikolojik olarak etkisi oluyor dersin.
    kitap boyunca bir çok şeyi de söylemiyor yazar. neden ? çünkü eğitimlerde söyleniyormuş ve sırmış :)

    yani zaman zaman elime kişisel gelişim kitabı geçiyor. tümü keriz silkeliyor ama hepsinin iyi kötü bir mantıği, bir çerçevesi var.
    bu, artık cılkının çıktığı nokta.
    kendi kendine seni seviyorum de, teşekkür ederim de, dünya düzelsin.
    neden ? çünkü kadim hawai halkı öyle yapıyormuş.

    kanıtlar da şu. bunu yapanlardan birinin kaynı iş bulmuş, diğerinin bel ağrısı falan geçmiş. çünkü bu dört cümleyi söylemişler.

    sie.
hesabın var mı? giriş yap