• her on türk filminden 4 ünün konusu..
    (bkz: zengin erkek fakir kız)
  • ibrahim tatlıses ve hülya avşar filmleri. bir de emrah'la demet akalın'ın dizisi vardı. yurdum çocukları fakir olurlar ama gururlu ve delikanlıdır. güzel kızlar da şımarık ve hoppadır. fakir erkeği ezer, alay ederler. sonunda biri ölür, ayrılık olur. ama pek birleşmezler. davul bile dengi denginedir..
  • filmlerde, şımarık kız ve fakir ama gururlu genç hikayesi iken, gerçek hayatta ekseriyetle, şımarık kız ve sinsi, para avcısı müstakbel damat olarak ortaya çıkan aşk bileşimi.
    (bkz: öpiim babacım)
  • (bkz: hanımköylü)
  • tam 27 yıldır fakir ama gururlu erkek durumundayım. herkes gibi ben de yeşilçam filmleriyle büyüdüm. fakirdik ama televizyonla tanışmak için o kadar geç kalmadım. ben doğduğumda televizyon alamayacak fakir değilmişiz demek ki. yeşilçam ile de televizyon vasıtasıyla tanıştım, zaten fakirdik işte başka ne olabilirdi ki.

    yıllarca benzer filmleri izledim durdum. fakir ama gururlu erkek ile zengin ve şımarık kızın ilişkisi, kızın zamanla köpek oluşu falan.

    tam 27 yıldır çalışmadığım malikane, oto tamircisi, su tesisatçısı, lüks otel, bar, restaurant, mağaza, kuaför, ayakkabıcı.. liste böyle uzayıp gidiyor. yani zengin ve şımarık bir kızın denk gelebileceği her mekanda çalıştım, tekel bayisinde bile çalıştım. olmadı. hep fakir kızlar hep fakir kızlar.

    diyeceğim o ki; yeşilçam senaristleri, sizin yazdığınız yazacağınız senaryoyu sikeyim. ulan 27 yıl be 27 yıl. böyle de ütopik olunmaz ki.
  • evvel zaman içinde, kalbur saman içinde...

    zengin kız : babası garanti bankası'nın genel müdürlerinden. bonus card yeni çıkmış, hani şu "bonus futbolcu" reklamları dönüyor. kız bonus card'ın eşantiyon defterleriye falan gelmekte okula, altta sıfır km audi a3...

    fakir erkek : babası, yunus emmi, taşradaki bir şeker fabrikasından emekli; "memur değil de işçi kadrosunda olaydım mis gibi emekli ikramiyem, emekli maaşım olurdu" diye hayıflanıyor samsun 216'sını tellendiriken... evladı, indirimli akbil illa karaköy'den değil, hasanpaşa'dan da alınabiliyor mu, onun derdinde...

    kader bu iki gencin kalplerini kaynaştırır birbirine. nasip işte...

    yavrumun kızın yanından gelip açlıktan gözü dönmüş bir şekilde dadaş pilav'da iki kap pilav yiyişi, "manitanın gittiği yerlerdeki bir lokmanla ben bir hafta sıçıncaya kadar yiyorum" deyişi gözümün önünden gitmez.

    velhasıl, bu klişe, "onun peder bonus card, benim peder yunus kart" olunca; bir yeşilçam klasiği olmaktan hayli uzak görünmektedir.
  • ucundan yaşadığım durumdur. harçlığı babamın maaşına tekabül eden sevgili çıkmazının heyecan verici bir o kadar da can sıkıcı serüvenidir.
hesabın var mı? giriş yap