• "yüksek burçlarıyla zaira’yı boşuna anlatmaya çalışacağım sana gönlüyüce kubilay. merdivenli yolların kaç basamaktan oluştuğundan, kemer kavislerinin açı derinliğinden, çatıların hangi kurşun levhalarla kaplandığından söz edebilirim sana; ama şimdiden biliyorum, hiçbir şey söylememiş olacağım sonunda. zira bir kenti kent yapan şey bunlar değil, kapladığı alanın ölçüleri ile geçmişinde olup bitenler arasındaki ilişkidir: bir sokak lambasının yerden yüksekliği ve orada idam edilen zorbanın sallanan ayakları ile yer arasındaki uzaklıktır; o lambadan karşı parmaklığa gerilen ip ve kraliçenin düğün alayının geçeceği güzergâhı donatan süslemelerdir; parmaklığın yüksekliği ve şafakta onun üzerinden atlayıp kaçan gizli sevgilinin sıçrayışıdır; bir saçağın eğimi ve aynı pencereye süzülen bir kedinin o saçak üzerinde kayarcasına yürüyüşüdür; burnun arkasından birden çıkıveren harp gemisinin toplarıyla çizdiği siluet ve saçağı yok eden bombadır; balık ağlarındaki yırtıklar ve ağlarını yamamak üzere iskeleye oturmuş, kraliçenin gayri meşru oğlu olduğu ve kundağıyla, oraya, iskeleye bırakıldığı rivayet edilen zorbanın harp gemisinin hikâyesini yüzüncü kez birbirlerine anlatan o üç yaşlı adamdır.

    anılardan akıp gelen bu dalgayı bir sünger gibi emer kent ve genişler. zaira’nın bugün olduğu biçimiyle bir anlatısı, zaira’nın tüm geçmişini içermeli. oysa kent geçmişini dile vurmaz, çizik, çentik, oyma ve kakmalarında zamanın izini taşıyan her parçasına, sokak köşelerine, pencere parmaklıklarına, merdiven tırabzanlarına, paratoner antenlerine, bayrak direklerine yazılı geçmişini bir elin çizgileri gibi barındırır içinde."

    italo calvino, gorunmez kentler, kentler ve ani 3.
  • tanıdığım venezuellalı bir kızın ismiydi. daha sonra anlamını araştırdım, arapçadan geldiğini öğrendim. sonra bizdeki zehra isminin de aynı kökten geldiğini öğrenince içten içe gülümsedim.
    burda olay sadece zaira ile zehra nın aslında aynı anlama gelmesi, farklı dillerdeki versiyonu olması değil. venezuellalı bir kızın ve türk bir kızın aslında aynı ismi taşıması daha derin bakacak olursak tarih boyunca kültürler arasındaki etkileşimin bir kanıtı. tamam hapimiz emevilerin, abbasilerin ispanyanın bir kısmını fethettiğini, orada mimariyi, sanatı, dillerini etkilediğini biliyoruz; ispanyolların coğrafi keşiflerde koloniler urduğunu, sömürgeleri olduğunu, latin amerikanın ispanyol kökenli olduğunu, türklerin islama geçtiğini, araplarla ilişkilerini biliyoruz falan ama bunu kitaplarda okuyup okulda işlemekle günlük hayatta bunların sonucunu, günümüzdeki yansımasını görmek apayrı bir olay. kitaplardan bir hikaye gibi okuduğumuz tarihi bir anda gerçek yapıyor.
hesabın var mı? giriş yap