zührevi hastalıklar

• (bkz: aids)
  (bkz: herpes)
  (bkz: frengi) frengi=syphilis
• "umumi kadınlar hakkında ahkam yasası"nın ilgili maddeleriyle tarama ve islah yetkisi belediyelere devredilmiş olan hastalıklardır. aylık düzenli testler uygulanarak gonore^*, sifilis^*, aids ve benzeri toplam altı zührevi hastalık araştırılmakta, bulunursa tedavi dahil olmak üzere gereği yapılmaktadır.
• ne kadar yoğun bir hastanede olursa olsun, her zaman önünde oturacak bir yer bulabileceğiniz tek klinik bölümün adı.
• zühre kelimesi, venüs yıldızının karşılığı olan arapça bir kelimedir. ing. (bkz: venus)
  ing. venereal kelimesi de keza zührevi kelimesinin tam karşılığıdır.
  
  zühre yıldızı, cinselliği temsil ettiği için cinsel yolla bulaşan hastalıkların da zühre yıldızından kaynaklandığına inanılmış. kim kimden çaldı bilemiyorum ama elin gavuru da bu hastalıklar için aynı tabiri kullanır. (bkz: venereal diseases)
• (bkz: std)
• aids'in içinde olmadığı hastalıklardır.
  
  hıv ile infekte olunur, bulaşan hıv'dir. aids bir sendromdur.
  
  edit: tutsky yanchek mesaj ile açıkladı. bazı virütik/bakteriyel enfeksiyonlar neden oldukları sendromların adıyla anılabilir.
• tıp eğitimi abdnın bir dersinde ankara kalesi yakınlarında genelev çalışanları için kontrollerin yapıldığı poliklinik tanıtılmıştı.sorumlu hekim recep bey deri ve zührevi hastalıklar tanımının nerden geldiğini anlatmıştı.
  
  "zühre batı dünyasındaki venüs yıldızının dilimizdeki karşılığıdır.venüs de aşk tanrıçasıdır.yani zührevi,aşkla gelen manasına gelir."
  
  o gün hissettiğim o tuhaf romantizmi hala duyuyorum,ne yalan söyleyeyim.
• "hastalıklar, bireyin var oluş koşulları ve yaşam tarzlarıyla ilişkilidir, dolayısıyla çeşitli bölge ve dönemlere göre çeşitlilik gösterirler. savaşlar ve kıtlıklar zamanı olan ortaçağ'ın bezgin insanları, dehşete ve dermansızlığa (beyin kanamaları, sıtma) boyun eğmişlerdi; ama xvi. ve xvii. yüzyıllarla birlikte vatan duygusunun ve vatana ilişkin zorunlulukların eski ciddiyetinin kalmadığı görülür; bencillik ağır basmaya başlar, sefahat ve oburluk (zührevi hastalıklar, göğüs ve damar tıkanmaları) alışkanlığa dönüşür; xviii. yüzyılın zevk arayışı düş gücünden geçer; tiyatroya gittiler, romanlar okudular, boş konuşmalarla kendinden geçtiler; gece uyanık kaldılar, gündüz uyudular; histeriler, hastalık hastalıkları, sinir hastalıkları bu günlerden kaynaklanır." michel foucault - kliniğin doğuşu